Geri Dön

Plasenta perkreata hastalarında desidual Naturel Killer hücrelerinin anormal aşırı plasental invazyon üzerine etkisi: Parsiyel rezeksiyon yapılan hastalar ile total histerektomi yapılan hastaların karşılaştırılması

The effect of dNK cells on abnormal excessive placental invasion in patients with placenta percreata: A comparison between patients undergoing partial resection and total hysterectomy

  1. Tez No: 891478
  2. Yazar: ESRA TÜRK KEKLİK
  3. Danışmanlar: PROF. DR. NEŞE GÜL HİLALİ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Harran Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 69

Özet

Amaç: Plasenta adezyon anormallikleri yaşamı tehdit eden en önemli obstetrik problemlerden biri olarak kabul edilmektedir. Desidual natürel killer (dNK) hücrelerinin plasenta adezyon anormalliklerinin patogenezindeki rolü ile ilgili sınırlı sayıda çalışma yer almaktadır. Bu çalışmanın amacı; plasenta perkreata nedeniyle sezaryene alınan hastalarda, dNK hücrelerinin anormal aşırı plasental invazyon üzerine etkisinin ve tedavi seçiminde prediktif rolünün araştırılmasıdır. Gereç ve Yöntem: Tek merkezli, hastane tabanlı, kesitsel bir tasarıma sahip bu çalışma, Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı'nda 2015 ve 2024 tarihleri arasında sezaryen yapılmış ve plasenta perkreata tanısı nedeniyle parsiyel rezeksiyon yapılmış 28 hasta ve total histerektomi yapılmış 41 hasta ile yürütülmüştür. Parsiyel rezeksiyon grubu ile total histerektomi grubu, hastaların sosyodemografik özellikleri, klinik özellikleri ve dNK hücre yoğunluğu açısından karşılaştırılmıştır. Patolojik olarak dNK hücre yoğunluk derecesi, pozitif hücre sayısına göre yapılmıştır. Ayrıca, pozitif hücre sayısı 0-4 arasında olanlar Grup 1, 5-9 arasında olanlar Grup 2, 10-14 arasında olanlar Grup 3, 15 ve üzerinde olanlar Grup 4 olarak sınıflandırılmıştır. Bulgular: Total histerektomi grubunda gravida ve parite sayıları daha yüksekken, C/S sayıları benzerdir. Yapılan ROC analizinde pozitif hücre sayısı parsiyel rezeksiyon tahmini için istatistiksel olarak anlamlı tanısal performansa sahip olduğu (EAA:0,751 ve p4, sensitivitesinin %67,9 ve spesifisitesinin de %75,6 olduğu bulunmuştur. Çok değişkenli analizde, yaşın (OR: 0,85 ve p=0,008) parsiyel rezeksiyon şansını azalttığı, pozitif hücre sayısının 4'ün üzerinde olmasının ise (OR: 7,90 ve p=0,001) parsiyel rezeksiyon şansını istatistiksel olarak anlamlı şekilde arttırdığı saptanmıştır. Ayrıca pozitif hücre sayısına göre yapılan gruplama (Grup 1: 0-4 hücre, Grup 2: 5-9 hücre, Grup 3: 10-14 hücre ve Grup 4: 15 ve üzeri hücre) baz alınarak gerçekleştirilen analizde pozitif hücre sayısı arttıkça parsiyel rezeksiyon sıklığının istatistiksel olarak anlamlı şekilde arttığı bulunmuştur (p=0,002). Total histerektomi grubunda hem intraoperatif hem de peroperatif dönemde daha fazla kan transfüzyonu ihtiyacı gelişmiştir. Her iki grupta komplikasyon varlığı ve yatış süreleri benzer bulunmuştur. Sonuç: Çalışmamız, dNK hücrelerinin üreme sağlığı ve hastalıklarında rolü olduğu ile ilgili kanıtları desteklemiştir. Bununla beraber, dNK hücrelerinin yoğunluğunun plasental invazyonun şiddeti ile ilişkili olabileceği ve artan sayılarıyla beraber plasenta perkreata hastalarında uterus koruyucu cerrahi yapılabilme sansının artabileceği konusunda literatüre yeni kanıtlar sunmuştur.

Özet (Çeviri)

obstetric problems. There are limited studies on the role of decidual natural killer (dNK) cells in the pathogenesis of placenta adhesion abnormalities. This study aims to investigate the impact of dNK cells on abnormal excessive placental invasion and their predictive role in treatment selection in patients undergoing cesarean section due to placenta percreata. Materials and Methods: This single-center, hospital-based, cross-sectional study was conducted at the Department of Obstetrics and Gynecology, Harran University Medical Faculty, between 2015 and 2024. It included 28 patients who underwent partial resection and 41 patients who underwent total hysterectomy due to placenta percreata diagnosed during cesarean sections. The partial resection group and the total hysterectomy group were compared in terms of sociodemographic characteristics, clinical features, and dNK cell density. Pathologically, dNK cell density was graded based on the number of positive cells. Additionally, patients were classified into four groups based on the number of positive cells: Group 1 (0-4 cells), Group 2 (5-9 cells), Group 3 (10-14 cells), and Group 4 (15 or more cells). Results:While the number of gravida and parity was higher in the total hysterectomy group, the number of C-sections was similar. ROC analysis showed that the number of positive cells had a statistically significant diagnostic performance for predicting partial resection (AUC: 0.751, p4, a sensitivity of 67.9%, and a specificity of 75.6%. Multivariate analysis indicated that age (OR: 0.85, p=0.008) decreased the likelihood of partial resection, whereas having more than 4 positive cells (OR: 7.90, p=0.001) significantly increased the likelihood of partial resection. Additionally, analysis based on the grouping of positive cells (Group 1: 0-4 cells, Group 2: 5-9 cells, Group 3: 10-14 cells, Group 4: 15 or more cells) showed that as the number of positive cells increased, the frequency of partial resection significantly increased (p=0.002). The total hysterectomy group required more blood transfusions both intraoperatively and perioperatively. The presence of complications and hospital stays were similar in both groups. Conclusion: Our study has supported evidence regarding the role of dNK cells in reproductive health and diseases. Furthermore, it has provided new evidence to the literature suggesting that the density of dNK cells may be associated with the severity of placental invasion and that an increased number of these cells may enhance the chances of performing uterus-preserving surgery in patients with placenta percreata.

Benzer Tezler

  1. Ön segment rezeksiyonu yapılan plasenta perkreatalı hastalarda bilateral ana iliak arterlerin geçici olarak klemplenmesi ile kalıcı olarak bilateral internal iliak arterlerin bağlanması yöntemlerinin klinik bulgularının retrospektif olarak karşılaştırılması

    Retrospective comparison of clinical findings between temporary clamping of bilateral main i̇liac arteries and permanent bilateral i̇nternal i̇liac artery ligation in patients with placenta percreta who underwent anterior segment resection

    YUSUF YILDIRIM

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Kadın Hastalıkları ve DoğumGaziantep Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HÜSEYİN ÇAĞLAYAN ÖZCAN

  2. Plasenta akreata spektrumu hastalarında neonatal sonuçlarınaraştırılması

    Investigating the factors affecting neonatal outcomes in placenta accreta spectrum

    ATİLLA KUNT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Kadın Hastalıkları ve Doğumİstanbul Medeniyet Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ABDULKADİR TURGUT

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ERGÜL DEMİRÇİVİ

  3. Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğinde 2010-2017 yılları arasında plasenta perkrata nedeniyle histerektomi yapılan ve organ koruyucu cerrahi uygulanan hastaların morbidite bakımından karşılaştırılması

    Comparing the morbidity of patients who underwent hysterectomy and conservative surgery for placenta percrata between 2010 and 2017 in Harran University Faculty ofMedicine, Department of Obstetrics and Gynecology

    GÜLER ÇAKMAK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Kadın Hastalıkları ve DoğumHarran Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. NEŞE GÜL HİLALİ

  4. Plasenta akreata'lı hastaların serumlarında Nrf2-Keap1 yolağı, Sestrin 2 ve oksidatif stresin araştırılması

    Investigation of Nrf2-Keap1 pathway, Sestrin 2 and oxidative stress in serum of patients with plasenta acreata

    HAFİZE GÖKÇE GÖKDENİZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    BiyokimyaGaziantep Üniversitesi

    Tıbbi Biyokimya Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SEYİTHAN TAYSI

  5. Plasenta perkreatalı hastalarda ön uterin bölgenin segmenter rezeksiyonu öncesinde bilateral ana iliak arterlerin geçici olarakklemplenmesi

    In patients with placenta percreata, temporarily of bilateral center iliac arteries before segmentary resection of the ancient utterine regionclamping

    MUSTAFA BATURALP BARUT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Kadın Hastalıkları ve DoğumGaziantep Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HÜSEYİN ÇAĞLAYAN ÖZCAN