Risk assessment under fuzzy fmea approach for working at height operations in maritime transportation
Deniz taşımacılığında yüksek işletmelerde çalışmalara yönelik bulanık fmea yaklaşımı altında risk değerlendirmesi
- Tez No: 864682
- Danışmanlar: PROF. DR. EMRE AKYÜZ
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Denizcilik, Marine
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: İngilizce
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Deniz Ulaştırma Mühendisliği Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Deniz Ulaştırma Mühendisliği Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 63
Özet
Gemide yapılan operasyonlar süresince birçok tehlike ile karşılaşılmaktadır. Gerekli tedbirler alınmadığı takdirde bu tehlikeler yarattığı riskin boyutuna bağlı olarak insanların yaralanmasına ve ölümüne, maddi hasarlara, çevresel kirliliğe ve hatta çevresel felaketlere yol açabilmektedir. Dinamik ve çoğu zaman tehlikeli doğasıyla karakterize edilen denizcilik sektörü, içinde çalışanlara sayısız riskler sunmaktadır. Bu risklerin en önemlilerinden biri gemilerde yüksekte çalışma tehlikesidir.“Deniz Taşımacılığında Gemide Oluşabilecek Yüksekte Çalışma Tehlikelerine Karşı FMEA Yaklaşımı Kapsamında Bir Risk Değerlendirmesi”başlıklı bu çalışma, bu tür faaliyetlerin içerdiği risklerin sistematik olarak analiz edilmesini ve değerlendirilmesini amaçlamaktadır. FMEA yaklaşımını kullanan çalışma, gemilerde yüksekte çalışmaya ilişkin potansiyel arıza türlerini belirlemeyi, bu arızaların sonuçlarını değerlendirmeyi ve kritikliklerini değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Deniz ortamı, geminin hareketi, değişen hava koşulları ve gemilerin karmaşık yapısı gibi faktörler nedeniyle benzersiz zorluklar doğurmaktadır. Bu faktörler yüksekte çalışmayla ilişkili riskleri önemli ölçüde artırmaktadır.Son yıllarda, PSC denetimlerinin liman ve denizde felaketle sonuçlanma olasılığını azaltması nedeniyle liman devleti kontrolünün önemi anlaşılmıştır. Gemi güvenlik standartlarını iyileştirmek amacıyla uluslararası denizcilik düzenlemeleri ve sözleşmelerinin gerekliliklerine uymayan gemilerde kapsamlı ve özel denetimler yapılmaktadır. Bu bağlamda, PSC yetkilileri gemide ciddi eksikliklerin bulunduğu belirli alanlara odaklanarak denetimler gerçekleştirmektedir.Ayrıca uluslararası denizcilik sözleşmelerinin yeni gereklilikleri uygulamaya konulduğu takdirde belli bir süre içerisinde PSC yetkilileri tarafından yapılması gereken kontroller sıklaşmaktadır. Son yıllarda gemilerde şu konular yetki alanına girmiştir: yangından korunma sistemleri, yüksekte çalışma kontrolü, yardımcı mekanik kurtarma ekipmanları, çalışma koşulları, yapısal güvenlik ve yükleme hatları, tanker hasar stabilitesi, nakliye güvenliği, ISM Kod, yolcu gemilerindeki operasyonlara uygunluk, giriş kapalı mahale giriş. PSC denetimleri genellikle liman devleti rejimleri arasında ortak denetim şeklinde gerçekleştirilmektedir. Denetimlerin yüksek düzeydeki eksikliklerin izlenmesi amacıyla belirli bir alana odaklanmak amacıyla üç ay süreyle gerçekleştirilmektedir. P&I kulüpleri ve sınıflandırma toplulukları PSC yetkililerinden önce belirlenen denetimlerini gerçekleştirir. Örneğin PSC rejimi, 2015 yılı için yangından korunma sistemleri denetimlerinin Eylül'den Kasım'a kadar yapılacağını açıklayabilir. Kısaca bu durumda karşılaşılan sorun şudur: Farklı bölgelerdeki PSC denetimlerinin amacı standartları yönetmektir. Özellikle, PSC yaklaşımı verileri, gerçekleri ve rakamları ve gemi operasyonlarının tüm yönlerini sağlar. Gemilerdeki güvenlik bariyerlerinin güçlendirilmesine yönelik kapsamlı sonuçlar verebilmek için sistematik bir analiz yapılması gerekmektedir. Ancak bu sistematik analiz yapılmasından önce hem devlet otoriteleri tarafından atanan denetimler hem de şirketlerin kendi iç denetimleriyle bu risklere karşın gemiyi ve gemi personelini oluşabilecek tüm kazalara karşın hazırlık olmalarını sağlamayı hedeflemektedir. Ayrıca bu tarz gemilerde oluşan kazaları önlemeye yönelik detaylı çalışmalarda akademik çalışmalarda yer edinmeye başlamıştır. Deniz taşımacılığı sektöründe gemi operasyonları önemli bir rol oynamakta ve bu operasyonlar sırasında çeşitli potansiyel tehlikelerle karşılaşmak kaçınılmazdır. Uygun güvenlik önlemleri alınmadığı takdirde bu tehlikeler, yaralanmalardan ölümlere, maddi hasarlardan çevre kirliliğine ve hatta felaketlere kadar uzanan ciddi sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle, gemi operasyonları sırasında karşılaşılan tehlikelerin belirlenmesi, analiz edilmesi ve kontrol altına alınması için etkin bir risk yönetimi stratejisinin benimsenmesi büyük önem taşımaktadır. Gemi operasyonlarının özel dikkat gerektiren zorlu yönlerinden biri de yüksekte çalışmaktır. Yüksekte çalışma, personelin gemilerdeki yükseltilmiş platformlarda çeşitli görevlere katılmasını içermektedir. Ancak bu faaliyetlerin doğasında olan tehlikeler, bu alanda kapsamlı bir risk değerlendirmesi yapılmasını gerektirmektedir. Yüksekte çalışma yapılan gemilerde işçi sağlığı ve güvenliğine yönelik potansiyel risklerin önlenmesi amacıyla çeşitli risk analizi yöntemleri kullanılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, deniz taşımacılığı sektöründe gemi operasyonlarında yüksekte çalışma konusunu ele almak, bu faaliyetin doğasında bulunan tehlikeleri incelemek ve bu tehlikeleri en aza indirmek için uygulanan risk analizi yöntemlerini araştırmaktır. Literatürdeki benzer çalışmalara odaklanılarak gemi operasyonlarında yüksekte çalışmanın önemi ve bu bağlamda güvenlik tedbirlerinin önemi vurgulanmaya çalışılmıştır. Arıza Modu, Etkileri ve Kritiklik Analizi (FMEA) yaklaşımı, bir süreç veya ürün içindeki potansiyel arıza modlarını, bunların sistem operasyonları üzerindeki nedenlerini ve etkilerini ve etki açısından kritikliklerini belirlemek ve değerlendirmek için sistematik, analitik bir tekniği temsil eder. Güvenilirlik mühendisliği ve risk yönetimi alanının ayrılmaz bir parçası olan bu metodoloji, ürün tasarımı veya süreç geliştirmenin ön aşamalarında potansiyel sorunların azaltılmasını sağlar. Bu çalışmada FMEA kapsamında risk analizi değerlendirmesi hedeflenmiştir. FMEA'ın tarihçesine bakıldığında FMEA'nın kökleri, özellikle havacılık ve askeri sektörlerde, 20. yüzyılın ortalarına kadar izlenebilir. Dünya Savaşı sırasında mühendisler ve analistler, uçak, araç ve silahlar gibi karmaşık sistemlerin güvenilirliğini sağlama zorluğuyla karşı karşıya kaldılar. Bu erken çabalar, daha sonra FMEA metodolojisine dönüşecek olanın temelini attı. 1940'larda ve 1950'lerde FMEA, askeri ve havacılık sektörlerinde önemli bir fayda buldu. Füze projeleri ve uzay keşif girişimleri üzerinde çalışan mühendisler, görev başarısını tehlikeye atabilecek başarısızlık modlarını belirlemek için sistematik bir yaklaşıma duyulan ihtiyacı fark ettiler. Bu dönemde geliştirilen prosedürler, arızaların genel sistem üzerindeki potansiyel etkilerini değerlendirmenin yanı sıra arızaları potansiyel sonuçlarına göre önceliklendirmeye odaklandı. Askeri ve havacılık sektörlerinin ötesindeki endüstriler, FMEA'nın faydalarını fark etmeye başladıkça, metodoloji iyileştirme ve uyarlama sürecinden geçti. 1960'lara gelindiğinde, ürün kalitesini ve güvenliğini iyileştirme ihtiyacıyla hareket eden otomotiv endüstrisi, bileşenlerde, sistemlerde ve üretim süreçlerinde olası arıza modlarını analiz etmek için bir araç olarak FMEA'yı benimsedi. Metodoloji, elektronik, sağlık ve telekomünikasyon gibi sektörlere erişimini kademeli olarak genişletti. 21. yüzyılda FMEA, geleneksel uygulama alanlarının ötesine geçmiştir. Yazılım geliştirme, hizmet endüstrileri ve hatta finans ve proje yönetimi gibi mühendislik dışı alanlarda ilgi alanı bulmuştur. Metodolojinin uyarlanabilirliği, modern, karmaşık ve birbirine bağlı sistemlerin talepleriyle iyi uyum sağlayan risklerin proaktif olarak tanımlanmasına ve hafifletilmesine odaklanmasına atfedilir. FMEA ayrıca diğer gelişmiş analitik tekniklerle birlikte gelişmiştir. Örneğin, kuruluşlar artık farklı hata modları ve bunların potansiyel nedenleri arasındaki karşılıklı ilişkilerin kapsamlı bir şekilde anlaşılmasını sağlamak için çeşitli sektörlerle entegre haldedir. Denizcilik sektöründe de hali hazırda içerisnde birçok tehlike unsurlarını barındırdığı için ve bu tehlikelerin önüne geçebilmek için farklı risk analiz yöntemleri kullanılarak olası tehlikelerin yarattığı riskin minimize edilmesi ve kontrol altına alınması sağlanmaktadır. Hata Türü ve Etkileri Analizi, sektörün önde gelen yazılımlarını yenilikçi bir bakış açısıyla birleştirerek sektörler içerisindeki kalite kontrol süreçlerini dijitalleştirmek için tasarlanmıştır. Ürünün üretim ve montaj aşamasında karşılaşılması muhtemel sorunları belirleyerek bu sorunlara potansiyel çözümler üretir. Risk analizi raporu sayesinde şartların iyileştirilmesini sağlar, tasarım veya üretim süreçlerinin dijital bir yöntem ile gözden geçirilmesine imkân tanır. Gerçekleştirdiği risk analizi sayesinde karşılaşılabilecek potansiyel hataları optimize ederek hatalar üzerinde dijital bir kontrol mekanizması kurar. Dijital olarak yürütülen hata ve tasarı süreci sayesinde oluşabilecek tehlikerin oranını düşürür, hataların ve risklerin olasılıklarını hesaplar. Hata veya kaza olmadan karşılaşılan potansiyel hata ve aksamaların sebep olduğu ana sorunu tespit ederek alternatif çözüm üretmede rol oynar. İnsan ve mal güvenliğinin artırılması amaçlanan Hata Türü ve Etkileri Analizi, aynı zamanda olayların maksimum performans ile sektöre ulaşmasını sağlayarak gelecek referanslarda olumlu dönüşler almanıza yardımcı olur. Bu çalışmada gemide gerçekleştirilen operasyonlardan biri olan yüksekte çalışma konusu ele alınmıştır. Deniz taşımacılığı sektöründe gemilerde yüksekte çalışmanın, kapsamlı bir risk değerlendirmesi gerektiren belirgin tehlikeleri vardır. Bu çalışma, gemilerde yüksekte çalışmayla ilgili riskleri sistematik olarak değerlendirmek için Arıza Modu, Etkileri ve Kritiklik Analizi (FMEA) yaklaşımını kullanmaktadır. FMEA çerçevesi, özellikle denizcilik ortamının yarattığı benzersiz zorluklara odaklanarak potansiyel arıza türlerinin, bunların nedenlerinin ve etkilerinin ayrıntılı bir şekilde incelenmesine olanak tanır. Çalışma, kritik risk faktörlerini belirlemeyi ve risklerin ciddiyetine, oluşumuna ve tespit edilebilirliğine göre önceliklendirilmesini geliştirmeyi amaçlamaktadır. Bu değerlendirme, belirlenen riskleri azaltmak için etkili güvenlik önlemlerinin ve protokollerinin uygulanması açısından çok önemlidir. Bu çalışmanın bulgularının deniz taşımacılığında güvenlik standartlarının arttırılmasına önemli katkı sağlaması beklenmektedir. Gemilerde yüksekte çalışmanın tehlikelerini anlama ve yönetme konusunda deniz güvenliği araştırmacıları, emniyet müfettişleri ve sağlık, emniyet, çevre ve kalite (SEÇK) yöneticileri için değerli bir kaynak olarak hizmet edecektir.
Özet (Çeviri)
Many dangers are encountered during the operations carried out on the ship. If necessary precautions are not taken, these dangers can lead to human injury and death, material damage, environmental pollution and even environmental disasters, depending on the extent of the risk they create. Characterized by its dynamic and often dangerous nature, the maritime industry presents numerous risks to those working in it. One of the most important of these risks is the danger of working at height on ships. This study titled“A Risk Assessment Within the Scope of FMEA Approach Against the Hazards of Working at Height on Ships in Maritime Transportation”aims to systematically analyze and evaluate the risks involved in such activities. Using the FMEA approach, the study aims to identify potential types of failures related to working at height on ships, evaluate the consequences of these failures and evaluate their criticality. The marine environment poses unique challenges due to factors such as ship movement, changing weather conditions and the complex structure of ships. These factors significantly increase the risks associated with working at height. In recent years, the importance of port state control has been recognized as PSC inspections reduce the likelihood of disasters in port and at sea. In order to improve ship safety standards, comprehensive and special inspections are carried out on ships that do not comply with the requirements of international maritime regulations and conventions. In this context, PSC officials carry out inspections by focusing on specific areas where there are serious deficiencies on the ship. In addition, if the new requirements of international maritime conventions are implemented, the checks that must be carried out by PSC officials within a certain period of time become more frequent. In recent years, the following issues on ships have come under its jurisdiction: fire protection systems, working at height control, auxiliary mechanical rescue equipment, working conditions, structural safety and loading lines, tanker damage stability, transportation safety, ISM Code, suitability for operations on passenger ships, entrance to closed spaces. In this study, working at height, one of the operations performed on the ship, is discussed. Working at height on ships in the shipping industry has distinct hazards that require a comprehensive risk assessment. This study uses the Failure Mode, Effects and Criticality Analysis (FMEA) approach to systematically evaluate the risks associated with working at height on ships. The FMEA framework allows for detailed examination of potential failure modes, their causes and impacts, focusing specifically on the unique challenges posed by the maritime environment. The study aims to identify critical risk factors and improve the prioritization of risks according to their severity, occurrence and detectability. This assessment is critical to implementing effective security measures and protocols to mitigate identified risks. The findings of this study are expected to make a significant contribution to increasing safety standards in maritime transportation. It will serve as a valuable resource for maritime safety researchers, safety inspectors and health, safety, environment and quality (HSQ) managers in understanding and managing the hazards of working at height on ships.
Benzer Tezler
- Metalik biyomalzemelerin değerlendirilmesinde risk temelli bir karar modeli önerisi
A risk-based decision model proposal in the evaluation of metallic biomaterials
HİLAL SİNGER
Doktora
Türkçe
2023
Endüstri ve Endüstri MühendisliğiSakarya ÜniversitesiEndüstri Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. TİJEN ÖVER ÖZÇELİK
- Renewable energy investment decisions under fuzzy uncertainty
Bulanık belirsizlik altında yenilenebilir enerji yatırım kararları
ESRA İLBAHAR
Doktora
İngilizce
2022
Endüstri ve Endüstri Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiEndüstri Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. CENGİZ KAHRAMAN
PROF. DR. SELÇUK ÇEBİ
- Bir yazılım projesinin risklerinin yönetilebilmesi için bulanık bilişsel haritalar ile entegre edilmiş bulanık gri hata modu ve etkileri analizi uygulaması
Fuzzy grey failure mode and effect analysis application combined with fuzzy cognitive maps to manage the risks of a software project
BARBAROS ERBAY
Doktora
Türkçe
2019
Endüstri ve Endüstri MühendisliğiYıldız Teknik ÜniversitesiEndüstri Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. COŞKUN ÖZKAN
- Fuzzy based integrated risk prioritization and action selection under constraints: An application study
Bulanık tabanlı entegre risk önceliklendirme ve kısıtlar altında aksiyon seçimi: Bir uygulama çalışması
SEÇKİN ÇELİKER
Yüksek Lisans
İngilizce
2022
Endüstri ve Endüstri MühendisliğiAdana Alparslan Türkeş Bilim Ve Teknoloji ÜniversitesiEndüstri Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MURAT OTURAKÇI
- Bir kömür madeninde iş sağlığı ve güvenliği risk değerlendirmesi için uygun yöntem seçimi
Appropriate merhod selection for occupational health and safety risk assessment in a coal mine
DERYA KOÇAK
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Maden Mühendisliği ve MadencilikHacettepe ÜniversitesiMaden Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. BAHTİYAR ÜNVER