Geri Dön

The impact of paleoclimatic changes on the archaeological settlement patterns in the Gediz Graben (Western Türkiye) during the late pleistocene and holocene

Geç pleyistosen ve holosen boyunca paleoiklim değişiklerin Gediz Grabeni'ndeki (Batı Türkiye) arkeolojik yerleşmeler üzerindeki etkisi

  1. Tez No: 866666
  2. Yazar: MESUT KOLBÜKEN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. BÜLENT ARIKAN
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Arkeoloji, Archeology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: İklim ve Deniz Bilimleri Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Yer Sistem Bilimi Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 120

Özet

Gediz Grabeni, geniş ekilebilir araziler ve biyoçeşitliliği destekleyen zengin su kaynakları varlığı yanısıra İç Anadolu'yu Ege Denizine bağlayan doğal bir geçiş olması gibi uygun coğrafi özellikleri nedeniyle, farklı arkeolojik dönemlerde insan gruplarının ve toplumlarının ilgisini çeken, insan yerleşimi için cazip bir alan olmuştur. Kutupsal ve tropikal hava kütlelerinin etkilediği geçiş bölgesinde olduğu için, Gediz Grabeni, Anadolu Yarımadası'nın iklim değişikliklerine karşı oldukça hassas alanlarından biridir. Bu nedenle bölge insan-iklim etkileşiminin değerlendirilmesi için büyük bir fırsat sunmaktadır. Bu araştırmanın amacı, Gediz Grabeni'nin son 21 bin yılını kapsayan Son Buzul Dönemi'nden bu yana paleoiklim dinamiklerini farklı paleoiklim modeleri (Makrofiziksel İklim Modeli ve CHELSA-TraCE21k) ve Ege Denizi'nden alınan karottan paleovejetasyon kayıtları ile birlikte detaylı bir şekilde belirlemek ve çalışma alanında yer alan arkeolojik yerleşmeler aracılığıyla insan-çevre etkileşimleri açıklamaktır. Paleoiklim modelerinden paleoyağış ve paleosıcaklık verileri ile birlikte karotan elde edilen fosil polen kayıları bölgenin detaylı paleoiklimsel değişimlerinin belirlenmesine olanak sağladığı gibi arkeolojik dönemler boyunca insan-çevre etkileşimlerinin değerlendirmesi açısından da önemli bilgiler sunmaktadır. Paleoiklim modellerinin sonuçlarına dayanarak, Gediz Graben'in Geç Buzul Dönemi günümüzden daha nemli ve daha soğuk olduğu belirlenmiştir. Erken Holosen'de, sıcaklıklar, bir önceki döneme göre bariz şekilde artmaya başlamış ancak, iklim koşulları bugünkünden daha nemli (CHELSA-TraCE21k'nin paleoyağışları hariç) ve nispeten daha soğuk iklim koşullarının hakim olduğunu görülmektedir. Orta ve Geç Holosen boyunca, iklim genellikle istikrarlıydı ve yaklaşık günümden 7 bin yıl önce Gediz Graben'de günümüze yakın iklim koşulları yaşanmaya başlamıştır. Ancak Holosen Dönemi, tamamen durağan olmayıp kısa dönemli iklimsel değişikler de yaşanmıştır. Paleoiklim model sonuçlarını, polen analizleri sonucunda elde edilen bölgenin paleovejetasyon kayıtları desteklemektedir. Geç Son Buzul Dönemi'nde, sıcak-ılıman ağaç türlerinin popülasyonu oldukça düşük, diğer yandan soğuğa ve kuraklığa dayanıklı Pinus ve Cedrus ağaçları ile birlikte Artemisia, Cyperaceae ve Asteraceae Cichorioideae gibi otsu ve step bitki türlerinin belirgin şekilde baskın olması, iklimin kurak ve soğuk olduğunu göstermektedir. Holosen Dönemi ile birlikte paleovejetasyon kaydında belirgin değişikler gözlemlenmiştir. Yaklaşık olarak, günümüzden önce 11.7 ile 6 bin yılları arasında, yaprak döken Quercus ile karakterize edilen sıcak-ılıman ağaç türleri ve Akdeniz ikliminin karakteristik bitkisi olan Quercus ilex tipi ağaçlar maksimum seviyeye ulaşmıştır. Ayrıca, soğuğa ve kuraklığa dayanıklı Pinus ve Cedrus ağaçları ile birlikte otsu ve step bitki türleri belirgin şekilde azalmıştır. Bu zaman aralığı, sıcaklığın gitikçe artığı ve yağışın fazla olduğu Holosen İklim Optimumu'na karşılık gelmektedir. Polen kayıtları, günümüzden 6 bin yıl öncesinden itibaren genel kuraklık eğilimlerinin başladığı ve günümüze yakın iklim koşullarının hakim olduğunu göstermektedir. Bu çalışmada kullanılan, palinolojik kayıtlar ve paleoiklim model sonuçları (paleoyağış ve paleosıcaklık verileri), Gediz Grabeni'nin iklim ve bölgenin vejetasyon koşullarında meydana gelen değişikleri, kuzey yarımkürede belirgin şekilde yaşanan Grönland Stadyal 2, Bølling-Allerød, Younger Dryas ve Holosen İklim Optimumu uzun iklimsel değişiklikler yanısıra Holosen Dönemi'nde ektili olan küçük iklimsel olaylar (11.1, 9.4, 8.2, 5.9 ve Küçük Buzul Çağı ile Ortaçağ Sıcak Dönemi) ile büyük ölçüde uyuşmaktadır. Gediz Grabeni'nin paleoiklim koşullarını yansıtan, paleoiklim model sonuçları ve palinolojik kayıtlar, Doğu Akdeniz Havzası'ndaki yerel ve bölgesel ölçekteki paleoçevresel vekil verilerle benzerlik göstermektedir. Arkeolojik yerleşmelerin sayısı, Neolitik Dönem'den itibaren artmaya başlamış, özellikle Bronze Çağı'nde en yüksek seviyeye ulaşmıştır. Ancak arkeolojik yerleşmelerin sayısı, Demir Çağı'nda düşmüştür. Arkeolojik yerleşmeler, genellikle grabenin batı ve kuzey batısında yoğun dağılım göstermektedir ama Bronze Çağı'nda yerleşmeler neredeyse bütün graben alanına yayılmıştır. Yerşemeler genellikle nehirin ve paleogöllerin etrafında toplanmıştır. Neolitic Dönem boyunca ve Kalkolitik Dönem'in ortalarına kadar, paleoiklim model sonuçları ve palinolojik kayıtlar iklimin günümüzden daha nemli ve nispeten soğuk ama sıcaklığın gittiçke artığı işaret etmektedir. Yaklaşık olarak günümüzden 7-6 bin yıl önce genel kuraklık ile birlikte günümüz iklim koşulları hakim olmaya başlamış ve paleogöller de yok olmaya başlamıştır. Kalkolitik Dönem'den itibaren yerleşmelerin dağılımı, paleogöllerden sonra ortaya çıkan alanlar üzerine insanların yayılmaya başladığını göstermektedir. Özellikle neredeyse paleogöllerin tamamen ortadan kalktığı Bronz Çağ'da bu patern belirgin şekilde görülmektedir. Bu paleogöller çekildikçe, yeni açığa çıkan ve verimli olan topraklar tarımsal faaliyetler için elverişli alanlar haline gelmiştir. Bu geçiş, özellikle Tunç Çağı'nda, bu verimli toprakların insan yerleşimleri tarafından giderek daha fazla işgal edilmesine neden olmuştur. Hem verimli topraklardaki artış hem de iklimin daha stabil hale gelmesi bölgede nüfusun artmasına ve daha kalıcı yerleşmelerin olmasını sağlamıştır. Demir Çağı'nda, belirgin merkezi sistemlerin ortaya çıkması, Lidyalıların başkenti Sardes, yerleşmeleri etraflarına toplanmasına neden olmuştur. Sonuçlar, arkeolojik yerleşimlerin yer seçimine ilişkin kararların, Gediz Ovası'ndaki paleoçevresel süreçlerin (paleo göller, paleoiklim koşulları, paleovejetasyon desenleri) katkıda bulunduğunu görülmektedir. Tarım ve hayvancılık göstergeleri olan bitkiler, Neolitik dönemin başlangıcından itibaren bölgede hafifçe ortaya çıkmıştır. Özellikle, son 3.5 bin yılda tarımsal bitkilerin polen kayıtlarında belirgin hale geldiği dönemlerde (örneğin, Olea europaea ve Pistacia), sıcak-ılıman ağaçlarda önemli bir azalma görülür, bu da Beyşehir İşgal Fazı'nın palinolojik kayıtlarında da kaydedildiğini belirtmektedir. Bögede yapılan arkeolojik çalışmaların sonuçları, Gediz Grabeni'nde bazı arkeolojik yerleşmelerin iklimsel değişiklerden etkilendiğini ve alanda tarımsal faaliyelerin yapıldığını ilişkin kanıtlar sunmaktadır. Ancak, genellikle arkeolojik yerleşmelerde veya kalıntılarda kesin tarihlendirme yeterli olmadığı ve çevresel bağlamda çıkarımlara yer verilmediği için insan-çevre etkileşimlerini değerlendirmek sınırlı kalmaktadır. Bu nedenle, daha detaylı insan-çevre etkileşimleri hakkında bilgiler elde etmek için, arkeolojik çalışmalarda daha çok tarihlendirmelerin ve insan-çevre ilişkileri üzerine kapsamlı araştırmaların yapılması gerekmektedir. Bu çalışmanın sonucunda, bölgenin paleoçevresel değişiklerine ve insan-çevre etkileşimine dair önemli buldular elde edilmiştir. Sonuçlar, günümüz iklim değişikliği krizi etkilerini belirgin şekilde gösterdiği Türkiye'nin içinde bulunduğu Doğu Akdeniz Havzası'da insan-çevre ilişkilerine dair gelecek planlarının yapılması, iklim krizinin etkilerini azaltacak önlemlerin alınması, toplum direncinin güçlendirilmesi ve doğal kaynakların korunmasının önemini ortaya koymaktadır.

Özet (Çeviri)

The Gediz Graben has been an attractive area for human occupation due to its suitable geographical features such as the large arable land coupled with water sources that supported animals and plants attracted human groups and societies at different archaeological periods. The graben is one of the highly sensitive areas in the Anatolian Peninsula to climatic changes as the climatic patterns in the region have been controlled by both polar and tropical circulation systems. Therefore, the area provides a great opportunity to assess human-climate interaction. This research aims to reconstruct paleoclimate dynamics of the Gediz Graben since the late Last Glacial covering the last 21 ka and to contextualize human-environment interactions in archaeological settlement patterns in the region by using a multiple approach through different paleoclimate models (the Macrophysical Climate Model and CHELSA-TraCE21k) for paleoprecipitation and paleotemperature patterns and a new palynological record from core MAR03-02C in the Aegean Sea for the reconstruction of paleovegetation patterns with paleoclimate interpretations in the surrounding landmass. Based on the results of the paleoclimate models, in the late Last Glacial Period and the early Holocene, the climatic conditions of the graben were wetter (except paleoprecipitation of the CHELSA-TraCE21k) and colder than today. During the middle and late Holocene, the climate was generally stable, and near-modern patterns prevailed around 7 ka in the graben while the climatic shifts occurred at smaller amplitudes for shorter time periods in comparison to the previous periods. This pattern was recorded in variations in Mediterranean/temperate forests and herb/steppe plants. In the cold and dry late Last Glacial Period, low amounts of arboreal pollen and high percentages of cold/drought-tolerant Pinus and Cedrus trees with high amounts of herbaceous and steppe pollen, including Artemisia, Cyperaceae, and Asteraceae Cichorioideae were recorded. Warm-temperate and Mediterranean trees, consisting of mainly deciduous Quercus and Quercus ilex-type trees, reached their maximum from the onset of the Holocene at ~11.7 to 6 ka, corresponding to the Holocene Climate Optimum. Subsequently, general aridity trends and nearly modern climate patterns prevailed. Variations in the paleovegetation, the paleoprecipitation and paleotemperature patterns indicate major climatic shifts associated with the Greenland Stadial 2, the Bølling-Allerød, the Younger Dryas, and the Holocene Climatic Optimum and some rapid climate changes, such as the 11.1, 9.4 8.2, 5.9, and the Little Ice Age cold events; a short warm interval of the Medieval warm period during the Holocene. In Gediz Graben, the patterns from the paleoclimate models and the palynological record show similarity with local and regional proxy data in the eastern Mediterranean. The archaeological settlements in the plain, which increased from the Neolithic to the Bronze Age except the Iron Age, gathered around water resources. The results suggest that the paleoenvironmental processes (the paleolakes, paleoclimatic conditions, paleovegetation patterns) contributed to the decisions concerning the locales of archaeological settlements on the Gediz Plain. Anthropogenic indicators plants with the onset of the Neolithic come into slight in the region. Especially, during the last 3.5 ka when cultivated plants became prominent in the pollen records (e.g., Olea europea and Pistacia), with a significant decline in warm-temperate trees until 1.2 ka, suggesting that the Beyşehir Occupation Phase is also recorded in the palynological records of core MAR03-02C in the Aegean Sea. As a result of this study, significant findings regarding paleoenvironmental changes in the region and human-environment interactions have been obtained. The results underscore the importance of making future plans regarding human-environment relationships in the Eastern Mediterranean Basin, where Türkiye is prominently located, which notably demonstrates the impacts of the current climate change crisis. This highlights the necessity of taking measures to mitigate the effects of the climate crisis, strengthening societal resilience, and conserving natural resources.

Benzer Tezler

  1. Kalkolitik ve Tunç çağlarında Göller bölgesindeki iklimsel değişiklikler ve bu değişikliklerin bölgedeki arkeolojik yerleşim sistemlerine etkisi

    Climatic changes in the Lake district during Chalcolithic and Bronze ages and its effects on archaeological settlement systems

    ARMAN TEKİN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Arkeolojiİstanbul Teknik Üniversitesi

    İklim ve Deniz Bilimleri Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. BÜLENT ARIKAN

  2. Examining 4600 years of human-environment interaction:climate and vegetation history around lake burdur(Southwestern Türkiye) through palynological analysis

    4600 yıllık insan-çevre etkileşiminin araştırılması: burdurgölü (Güneybatı Türkiye) çevresindeki iklim ve bitki örtüsütarihinin palinolojik analizlerle incelenmesi

    ÜMİT CEVHER ELMAS

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2024

    Antropolojiİstanbul Teknik Üniversitesi

    Antropoloji Bilim Dalı

    DOÇ. DR. DEMET BİLTEKİN

  3. Pollen-based quantitative reconstruction of vegetation cover in Turkey

    Türkiye'de polen tabanlı kantitatif vejetasyon rekonstrüksüyonu

    ESRA ERGİN ERDOĞMUŞ

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2024

    Botanikİstanbul Teknik Üniversitesi

    İklim ve Deniz Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HASAN NÜZHET DALFES

  4. Cretaceous-paleogene evolution of the proto-paratethys sea incentral asia: Mechanisms and paleoenvironmental impacts

    Kreidezeit - Paläogene Entwicklung des Proto-Paratethys-Meeres in Zentralasien: Mechanismen und paläoökologische Auswirkungen

    MUSTAFA YÜCEL KAYA

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2020

    Jeodezi ve FotogrametriUniversität Potsdam (University of Potsdam)

    DR. GUİLLAUME DUPONT-NİVET

  5. Investigation of recent climate in north-western Turkey by paleoclimatic reconstruction of borehole temperatures

    Kuzey-batı Türkiye'de yakın zamanlı iklim değişiminin kuyu sıcaklıklarının paleoiklimsel rekonstrüksyonu ile araştırılması

    BUĞRA ÇELİK

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2024

    Çevre MühendisliğiMarmara Üniversitesi

    Çevre Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. KAMİL ERKAN

    DOÇ. DR. HAKKI BALTACI