Fetal anomalilerin prenatal tanısında manyetik rezonans görüntülemenin etkinliği
Effectiveness of magnetic resonance imaging in prenatal diagnosis of fetal anomalies
- Tez No: 867226
- Danışmanlar: PROF. DR. RIZA MADAZLI
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa
- Enstitü: Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 76
Özet
AMAÇ: Prenatal değerlendirmede fetal anomalilerin saptanmasında, prognozun belirlenmesinde, intrauterin ve postnatal cerrahi gereksininminin saptanmasında ve yönetiminde MRG'nin etkinliğinin araştırılmasıdır. GEREÇ ve YÖNTEM: İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Etik Kurulu'nun E-83045809-604.01-897382 sayılı ve 23.01.2024 tarihinde onay alınarak, 2016-2024 tarihleri arasında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Perinatoloji polikliniği ve Gebe polikliniğine başvurmuş, takiplerinde fetal anomali saptanan ve antenatal dönemde fetal manyetik rezonans görüntüleme yapılan gebeler retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Çalışmaya toplamda 198 olgu dahil edilmiştir. Hastaların verileri hastane bilgi siteminden ve hasta dosyalarından incelendi. Verilerin tamamına ulaşılamayan hastalar telefonla arandı. Hastaların verileri sistematik olarak kaydedildi. İstatistik analizinde IBM SPSS Statistics 27.0 kullanıldı. BULGULAR: Olguların ortalama yaşı 29.9 ± 5.7 (17-44) olarak bulundu. Ultrason ile olguların tanı alma haftası 24 ± 5.2 (12-38) gebelik haftası (GH) olup, MRG ile tanı haftaları ise 27.2 ± 4.6 (17-38) GH idi. MSS anomalilerinde (n:142) USG/MRG korelasyonun izole hafif vertirikülomegali olgularında %100, izole ağır ventrikülomegalide %100, ventrikülomegali ve eşlik eden ek MSS anomalisi olanlarda %92, posterior fossa anomalilerinde %100, NTD'de %73, migrasyon anomalilerinde %100, İK kitle/tromboz/hemorajilerde %100, orta hat anomalilerinde %85 ve multiple anomalilerde %29 olduğu saptanmıştır. Prenatal görüntülemeler ile postnatal sonuçlar arası uyumun ise izole hafif vertirikülomegali olgularında %100, izole ağır ventrikülomegalide %100, ventrikülomegali ve eşlik eden ek MSS anomalisi olanlarda %92, posterior fossa anomalilerinde %93, NTD'de USG ile %100 MRG ile %73, migrasyon anomalilerinde %100, İK kitle/tromboz/hemorajilerde %100, orta hat anomalilerinde USG ile %82 MRG ile%97 ve multiple anomalilerde USG ile %100 MRG ile %29 olduğu gösterilmiştir. Baş boyun anomalilerinde (n:4) USG/MRG korelasyonun %100 olduğu, prenatal görüntülemeler ile postnatal sonuçlar arası uyumun ise %100 olduğu saptanmıştır. Kardiak sistem anomalilerinde (n:3) USG/MRG korelasyonun %100 olduğu, prenatal görüntülemeler ile postnatal sonuçlar arası uyumun ise %100 olduğu saptanmıştır. Solunum sistemi anomalilerinde (n:17) USG/MRG korelasyonun %100 olduğu, prenatal görüntülemeler ile postnatal sonuçlar arası uyumun ise %100 olduğu saptanmıştır. Abdominal sistem anomalilerinde (n:7) USG/MRG korelasyonun %100 olduğu, prenatal görüntülemeler ile postnatal sonuçlar arası uyumun ise %71 olduğu saptanmıştır. Genitoüriner anomalilerinde (n:7) USG/MRG korelasyonun %85 olduğu, prenatal görüntülemeler ile postnatal sonuçlar arası uyumun ise %100 olduğu saptanmıştır. İskelet sistemi anomalilerinde (n:1) USG/MRG korelasyonun %100 olduğu, prenatal görüntülemeler ile postnatal sonuçlar arası uyumun ise %100 olduğu saptanmıştır. Çoğul gebeliklerde (n:17) USG/MRG korelasyonun %95 olduğu, prenatal görüntülemeler ile postnatal sonuçlar arası uyumun ise %100 olduğu saptanmıştır. SONUÇ: Günümüzde USG, tarama için tercih edilen yöntem olmaya devam etmektedir ve ilk trimesterde, fetal kardiyak değerlendirmede, iskelet anomalilerinin değerlendirilmesinde, fetal davranışın gerçek zamanlı gözlemlenmesinde MRG'ye göre avantajlara sahiptir. MRG ise MSS anomalilerinin değerlendirilmesinde, osbtrüksiyon yaratan patolojilerde obstrüksiyonun derecesinin belirlenmesinde, akciğer ve karaciğer volümünün hesaplanmasında ve ek anomalilerin tespitinde USG ek katkılar sağlamaktadır. Literatür bilgileri ışığında USG'nin yetersiz kaldığı olgularda, ek anomali tespitinde, intrauterin ve postanatal cerrahi girişim planlanmasında ve prognozun belirlenmesinde fetal MRG'nin önemli katkıları olduğu düşünülmektedir.
Özet (Çeviri)
AIM: The aim of this study is to investigate the effectiveness of MRI in prenatal evaluation in the detection of fetal anomalies, determination of prognosis, detection and management of intrauterine and postnatal surgical requirements. MATERIAL and METHODS: With the approval of the Ethics Committee of Istanbul University Cerrahpaşa Medical Faculty, numbered E-83045809-604.01-897382 and dated 23.01.2024, a retrospective evaluation was conducted on pregnant women who applied to the Istanbul University Cerrahpaşa Medical Faculty Department of Obstetrics and Gynecology between 2016-2024, were found to have fetal anomalies during their follow-up, and underwent fetal magnetic resonance imaging (MRI) during the antenatal period. A total of 198 cases were included in the study. The patients' data were examined from the hospital information system and patient files. Patients whose complete data could not be accessed were contacted by phone. The patients' data were systematically recorded. IBM SPSS Statistics 27.0 was used for statistical analysis RESULTS: The mean age of the cases was found to be 29.9 ± 5.7 (17-44). The gestational week (GW) at which the cases were diagnosed by ultrasound was 24 ± 5.2 (12-38) weeks, and the gestational week at which they were diagnosed by MRI was 27.2 ± 4.6 (17-38) weeks. In CNS anomalies (n:142), the correlation between USG/MRI in cases with isolated mild ventriculomegaly was found to be 100%, 100% in isolated severe ventriculomegaly, 92% in ventriculomegaly with associated NCS anomalies, 100% in posterior fossa anomalies, 73% in NTD, 100% in migration anomalies, 100% in intracranial mass/thrombosis/hemorrhages, 85% in midline anomalies, and 29% in multiple anomalies. The consistency between prenatal imaging and postnatal results was 100% in cases with isolated mild ventriculomegaly, 100% in isolated severe ventriculomegaly, 92% in ventriculomegaly with associated CNS anomalies, 93% in posterior fossa anomalies, 100% in NTD with USG and 73% with MRI, 100% in migration anomalies, 100% in intracranial mass/thrombosis/hemorrhages, 82% with USG and 97% with MRI in midline anomalies, and 100% with USG and 29% with MRI in multiple anomalies. In head and neck anomalies (n:4), the ultrasound/MRI correlation was found to be 100%, and the concordance between prenatal imaging and postnatal outcomes was 100%. In cardiac system anomalies (n:4), the ultrasound/MRI correlation was found to be 80%, and the concordance between prenatal imaging and postnatal outcomes was 71%. In respiratory system anomalies (n:16), the ultrasound/MRI correlation was found to be 94%, and the concordance between prenatal imaging and postnatal outcomes was 94%. In abdominal system anomalies (n:3), the ultrasound/MRI correlation was found to be 100%, and the concordance between prenatal imaging and postnatal outcomes was 100%. In genitourinary anomalies (n:7), the ultrasound/MRI correlation was found to be 86%, and the concordance between prenatal imaging and postnatal outcomes was 77%. In skeletal system anomalies (n:1), the ultrasound/MRI correlation was found to be 75%, and the concordance between prenatal imaging and postnatal outcomes was 100%. In multiple pregnancies (n:17), the ultrasound/MRI correlation was found to be 95%, and the concordance between prenatal imaging and postnatal outcomes was 100%. CONCLUSION: Currently, ultrasound (USG) continues to be the preferred method for screening. It has advantages over MRI in the first trimester, in the evaluation of fetal cardiac function, in the assessment of skeletal anomalies, and in the real-time observation of fetal behavior. MRI, on the other hand, provides additional contributions to the evaluation of CNS anomalies, determination of the degree of obstruction in pathologies causing obstruction, calculation of lung and liver volume and detection of additional anomalies. In light of the literature, it is considered that fetal MRI has significant contributions in cases where USG is insufficient, in the detection of additional anomalies, in planning intrauterine and postnatal surgical interventions, and in determining prognosis.
Benzer Tezler
- Santral sinir sistemi ile ilişkili anomalilerin tanısında fetal manyetik rezonans görüntülemenin rolü ve ultrasonografi ile karşılaştırılması
Mris role in diagnosis of CNS-related anomalies and to compare it with us
MALİK ÇORAKLI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2013
Radyoloji ve Nükleer TıpGaziosmanpaşa ÜniversitesiRadyoloji Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. ERKAN GÖKÇE
- Fetal ventrikülomegali ve ventriküler sistemle ilişkili anomalilerin tanısında fetal manyetik rezonans görüntülemenin rolü
The role of fetal magnetic resonance imaging in the diagnosis of fetal ventriculomegaly and anomalies associated with ventricular system
TUBA BAYRAK ULUIŞIK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2011
Radyoloji ve Nükleer TıpOndokuz Mayıs ÜniversitesiRadyodiagnostik Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MELTEM CEYHAN
- Maternal serum alfa-fetoprotein testinin prenatal tanıda önemi ve haftalara göre median değerleri
Başlık çevirisi yok
HARUN GÖKÇE ENGİN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1994
Kadın Hastalıkları ve DoğumFırat ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. OĞUZ YÜCEL
- Maternal serum alfa-fetoprotein testi prenatal tanıda önemi haftalara göre median değerleri
Başlık çevirisi yok
CEMİL AKGÜL
- Fetal konjenital anomalilerin prenatal tanısında ultrasonografi
Başlık çevirisi yok
AHMET ERK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1987
Kadın Hastalıkları ve DoğumAnkara ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı