Yaygın Kaygı Bozukluğu hastalarında psikolojik gelişim ile psikolojik dayanıklılık arasındaki ilişkilerin ağrı eşiği ve oksidatif stres aracılığıyla incelenmesi
Investigating the relationships between psychological development and psychological resilience in patients with Generalized Anxiety Disorder through pain threshold and oxidative stress
- Tez No: 870634
- Danışmanlar: PROF. DR. GÖRKEM KARAKAŞ UĞURLU
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Psikiyatri, Psychiatry
- Anahtar Kelimeler: YAB, kaygı, kalp hızı değişkenliği, ağrı eşiği, oksidatif stres, bağlanma, travma, erken çocukluk, psikolojik dayanıklılık, GAD, anxiety, heart rate variability, pain threshold, oxidative stress, attachment, trauma, early childhood, psychological resilience
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: Ankara Bilkent Şehir Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 158
Özet
Giriş ve Amaç: Yaygın Kaygı Bozukluğu; yaşam boyu yaygınlık oranları %4-7 olan ve uyku bozukluğu, kas gerginliği ve konsantrasyon güçlüğü gibi fizyolojik semptomlarla birlikte seyreden kronik bir kaygı bozukluğudur. Etiyolojisinde biyolojik psikolojik faktörlerin karmaşık bir etkileşimi söz konusudur. Literatürde erken çocukluk yaşantıları, psikolojik dayanıklılık, kalp hızı değişkenliği, ağrı eşiği ve oksidatif stres düzeyinin hastalığın gelişiminde rol oynadıkları görülmüştür. Çalışmamızın hedefi bu değişkenlerin arasındaki ilişkilerin incelenmesi ve böylece yaygın kaygı bozukluğunun gelişimine yönelik bir model ortaya konulmasıdır. Yöntem: Çalışmaya 18-65 yaş aralığında bulunan; DSM-5 tanı kriterlerine göre yaygın kaygı bozukluğu tanısı alan 112 hasta ve 54 sağlıklı gönüllü alınmıştır. Katılımcıların sosyodemografik verileri ve klinik özellikleri kaydedilmiştir. İstirahat halinde alınan venöz kandan serum süperoksit dismutaz, iskemi modifiye albümin ve tiyol düzeyleri ölçülmüştür. Yaygın Anksiyete Bozukluğu-7 Anketi, Durumsal-Sürekli Kaygı Envanteri, Erişkinler Bağlanma Biçimleri Ölçeği, Çocukluk Dönemi Örselenme Yaşantıları Ölçeği Kısa Formu, Erişkinler İçin Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği uygulanmıştır. Ardından kişilerin istirahat halinde kalp hızı değişkenlikleri ölçülüp, ağrı eşiğinin tespiti için soğuk basınç testi uygulanmış, bu sırada stres anındaki kalp hızı değişkenliği ölçülerek kaydedilmiştir. Bulgular: Çalışmamızın sonuçlarına göre erken çocukluk yaşantılarının Yaygın Kaygı Bozukluğu'na direkt ve indirekt etkilerinin olduğu saptanmıştır. Kaygılı bağlanma tanıyı direkt olarak etkilerken, güvenli bağlanmanın psikolojik dayanıklılığı artırarak hastalığın gelişimine karşı koruyucu rol oynadığı, kaçıngan bağlanmanın ise hem psikolojik dayanıklılığı hem de kalp hızı değişkenliğini azaltarak hastalığa yatkınlık oluşturduğu bulunmuştur. Örseleyici erken çocukluk yaşantılarının hem hastalığa direkt bir neden olduğu hem de psikolojik dayanıklılığı azaltarak yatkınlık oluşturduğu saptanmıştır. Erken çocukluk yaşantıları açısından oksidatif stres yükü ve ağrı eşiğinin hastalığın gelişiminde aracı rolü olmadığı bulunmuştur. Ağrı eşiği ve oksidatif stres yükünün biyolojik cinsiyetten etkilendiği, erkek cinsiyete sahip olmanın oksidatif stresi azaltıcı, antioksidan kapasiteyi artırıcı, ağrı eşiğini artırıcı biyolojik bir faktör olduğu bulunmuştur. Erkek cinsiyete sahip bireylerde ağrıyı subjektif yorumlamanın hastalıkta daha etkin rol oynadığı, kadın cinsiyete sahip olmanın ise hastalığın gelişiminde beden duyumunda bozulmalarla daha ilişkili olduğu saptanmıştır. Sonuç: Erken çocukluk yaşantıları hem direkt hem de indirekt olarak yaygın kaygı bozukluğunun gelişiminde rol oynamaktadır. Psikolojik ve biyolojik faktörler arasında hastalığın oluşumunda geçişlilikler mevcuttur. Erken çocukluk yaşantılarının hastalığa karşı koruyucu faktörlerden psikolojik dayanıklılığı etkilemesi sadece hastalığa neden olmak değil, ruhsal hastalıklardan korunmak için de önemli olduklarını göstermektedir. Kalp hızı değişkenliği kaygı belirtileri açısından bir gösterge olabilir. Ayrıca cinsiyet açısından biyolojik farklılıklar da hastalığın seyrinde etkili gözüktüğü için tedavisi yaklaşımında bu durum göz önüne alınmalıdır.
Özet (Çeviri)
Introduction and Objective: Generalized Anxiety Disorder (GAD) is a chronic anxiety disorder characterized by excessive and inappropriate worry, with a lifetime prevalence rate of 4-7%. It often presents alongside physiological symptoms such as sleep disturbances, muscle tension, and difficulty concentrating. The etiology involves a complex interplay of biological and psychological factors. Literature suggests that early childhood experiences, psychological resilience, heart rate variability, pain threshold, and oxidative stress levels play roles in the development of this disorder. Our study aims to investigate the relationships between these variables and propose a model for the development of GAD. Method: A total of 112 patients diagnosed with Generalized Anxiety Disorder (GAD) according to DSM-5 criteria and 54 healthy volunteers over the age of 18 were included in the study. Participants' sociodemographic data and clinical characteristics were recorded. Venous blood samples were taken at rest to measure serum levels of superoxide dismutase, ischemia-modified albumin, and thiol. The following assessments were administered: Generalized Anxiety Disorder-7 (GAD-7) Questionnaire, State-Trait Anxiety Inventory, Adult Attachment Styles Scale, Childhood Trauma Questionnaire Short Form, and Psychological Resilience Scale for Adults. Subsequently, individuals' heart rate variability at rest was measured, and a cold pressor test was conducted to determine pain thresholds. During this process, heart rate variability during stress was also measured and recorded. Findings: According to the results of our study, early childhood experiences have both direct and indirect effects on Generalized Anxiety Disorder (GAD). Anxious attachment directly influences the diagnosis, while secure attachment plays a protective role by enhancing psychological resilience against the development of the disorder. Conversely, avoidant attachment reduces both psychological resilience and heart rate variability, making individuals more susceptible to the disorder. Traumatic early childhood experiences are found to be both a direct cause of the disorder and a factor that reduces psychological resilience, increasing vulnerability. Regarding early childhood experiences, oxidative stress burden and pain threshold do not play an intermediary role in the development of the disorder. Pain threshold and oxidative stress load are influenced by biological sex, with males having a biological factor that reduces oxidative stress, enhances antioxidant capacity, and increases pain threshold. Among individuals of male gender, subjective interpretation of pain plays a more significant role in the disease, while among females, it is more closely related to disturbances in bodily sensations during the development of the disorder. Conclusion: Early childhood experiences play a role in the development of Generalized Anxiety Disorder (GAD) both directly and indirectly. There are transitions between psychological and biological factors in the onset of the disorder. The impact of early childhood experiences on psychological resilience, as a protective factor against the disorder, highlights their importance not only in causing the disorder but also in safeguarding against mental illnesses. Heart rate variability may serve as an indicator of anxiety symptoms. Additionally, considering biological differences related to gender is crucial in the treatment approach, as they appear to influence the course of the disorder.
Benzer Tezler
- Anxiety sensitivity in panic attack
Panik atakta kaygı duyarlılığı
GÜLBİN DURMUŞ SANDLER
Yüksek Lisans
İngilizce
2001
PsikolojiBoğaziçi ÜniversitesiKlinik Psikoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FALİH KÖKSAL
- Yaygın anksiyete bozukluğu olan hastalarda serum 8-0HDG, S100B, total oksidan ve total antioksidan düzeylerinin değerlendirilmesi
Evaluation of serum 8-OHDG, s100b, total oxidant and total antioxidant parameters in patients with generalized anxiety disorder
MELTEM GÖBELEK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
PsikiyatriHarran ÜniversitesiRuh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MEHMET ASOĞLU
- Psikiyatri polikliniğe başvuran hastalarda DSM-IV tanılarının belirlenmesi ve anksiyete bozukluklarının sosyodemografik ve klinik değişkenlerle ilişkisinin saptanması
Determination of the DSM-IV diagnosis of patients who referred the first time to a general psychiatric outpatient clinic and relationships of sociodemografic and clinical variables among anxiety disorders
DOĞAN IŞIK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2006
PsikiyatriDokuz Eylül ÜniversitesiPsikiyatri Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. BEYAZIT YEMEZ
- Servikal ve lomber disk hernili hastalarda ruhsal bulguların değerlendirilmesi
Başlık çevirisi yok
FATMA KARTAL SARIOĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2018
Psikiyatriİnönü ÜniversitesiRuh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. RIFAT KARLIDAĞ
- Görsel Sosyal Kaygı Ölçeği'nin Türk kültürüne uyarlanması: Güvenirlik ve geçerlik analizi
Adaptation of the Visual Social Anxiety Scale to Turkish culture: Reliability and validity analysis
İLKNUR BALKAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
PsikolojiİSTANBUL BEYKENT ÜNİVERSİTESİPsikoloji Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ SÜLEYMAN KAHRAMAN