Esaret anlatılarında Amerikan yerlilerinin temsili
Representation of native Americans in captivity narratives
- Tez No: 871342
- Danışmanlar: PROF. DR. HASİNE ŞEN KARADENİZ
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Amerikan Kültürü ve Edebiyatı, American Culture and Literature
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Batı Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Amerikan Kültürü ve Edebiyatı Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 142
Özet
Bu tezin amacı Amerikan yazınının temel edebi türlerinden birini oluşturan esaret anlatılarının gelişimini tarihi bağlamda değerlendirip Fanny Kelly'nin Siyular Arasındaki Esaretimin Anlatısı (1871)/Narrative of My Captivity Among the Sioux Indians ve Herman Lehmann'ın Yerliler Arasında Dokuz Yıl, 1870-1879: Yerliler Arasındaki Bir Teksaslının Esaret Anlatısı ve Yaşamı (1927)/ Nine Years Among the Indians, 1870-1879: The Story of the Captivity and Life of a Texan Among the Indians başlıklı esaret anlatılarında Amerikan Yerlilerinin nasıl temsil edildiğini tespit etmektir. Kelly'nin anlatısı, dönemin Avrupa-merkezci ve etnosantrik önyargılarını ve Hıristiyan ideolojisinin katı tavrını büyük ölçüde yansıtmaktadır. Üst üste binen bu perspektifler ile Kelly Batı-Hıristiyan uygarlığının üstünlüğüne dair kanaati ve Siyulara karşı önyargılı algısıyla yaşadığı olayları ve Siyu kültürünü taraflı bir bakış açısı ile resmetmiştir. Öte yandan J. Marvin Hunter'ın editörlüğünde yayımlanan Herman Lehmann'ın eseri Fanny Kelly'nin anlatısından önemli ölçüde farklıdır. Apaçilerce henüz çocukken kaçırılan Herman Lehmann, Apaçi ve Komançi toplulukları arasında dokuz yıl geçirmiştir. Bu ilk elden deneyim anlatısını şekillendirmiş ve gençlik anılarını içeren bu izlenimlerini Amerikan Yerlilerinin içinden biri olarak anlatmasını sağlamıştır. Bu çalışmada aynı dönemi yansıtmalarına rağmen Amerikan Yerlilerini birbirinden farklı açılardan yansıtan iki zıt esaret anlatısı karşılaştırmalı olarak analiz edilerek toplumsal önyargıların ve bireysel farklılıkların esaret anlatılarını nasıl şekillendirdiği ortaya konulmuştur. Esaret anlatılarının incelenmesi, anlatıcıların kendi kişisel deneyimlerini yaşadıkları dönemde geçerli olan sosyal, politik, kültürel koşullar bağlamında ve aidiyet duydukları toplumun değerleri perspektifinden ele aldıklarını ve birbiriyle çelişen iki Amerikan Yerlisi imgesi yaratmalarına rağmen, sonuç itibariyle her iki anlatının da egemen ABD ideolojisine hizmet edecek biçimde şekillendirildiğini göstermiştir.
Özet (Çeviri)
The aim of this thesis is to examine the development of captivity narratives, one of the fundamental literary genres of American literature, in a historical context and to determine how Native Americans are represented in Fanny Kelly's Narrative of My Captivity Among the Sioux Indians (1871) and Herman Lehmann's Nine Years Among the Indians, 1870-1879: The Story of the Captivity and Life of a Texan Among the Indians (1927). Kelly's narrative largely reflects the Eurocentric and ethnocentric prejudices of her era along with a rigid perspective rooted in Christian ideology. These overlapping perspectives led her depict her experiences and Sioux culture with a biased view, rooted in her preconceptions about the superiority of Western-Christian civilization and her prejudiced perceptions of the Sioux. In contrast, Herman Lehmann's work -edited by J. Marvin Hunter- is significantly different from Fanny Kelly's narrative. Captured by the Apaches as a child, Herman Lehmann spent nine years among Apache and Comanche communities. This first-hand experience shaped his narrative and allowed him to recount his boyhood experiences with an insider's perspective within Native American societies. This study compares two contrasting captivity narratives that reflect different perspectives on Native Americans despite covering the same period and tries to reveal how social prejudices and individual differences shape captivity narratives. The examination of captivity narratives demonstrates that the narrators approached their personal experiences within the context of the social, political, and cultural conditions of their time as well as through the perspective of the societal values to which they belonged. Despite creating two conflicting images of Native Americans, ultimately, both narratives were shaped to serve the dominant ideology of the United States.
Benzer Tezler
- Solomon Northup's twelve years a slave as an autobiographical slave narrative
Otobiyografik köle anlatısı olarak Solomon Northup'ın on iki yıllık esareti
OZAN SELÇUK
Yüksek Lisans
İngilizce
2011
Amerikan Kültürü ve EdebiyatıUniversità degli Studi di TorinoAmerikan Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SONIA DI LORETO
- Captivity narratives as social and self reflectionin Cervantes, Tyler and Pamuk
Esaret anlatılarının Cervantes, Tyler ve Pamuk'ta toplumsal ve öz yansıması
ZEYNEP ASLAN
Yüksek Lisans
İngilizce
2017
Karşılaştırmalı EdebiyatYeditepe Üniversitesiİngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. CHARLES DANİEL SABATOS
- Writing with the ghost: The potential histories of Saidiya Hartman and Susan Howe
Hayaletle yazmak: Saidiya Hartman ve Susan Howe metinlerinde potansiyel tarihçeler
KATHRYN ANN BRADSHAW
Yüksek Lisans
İngilizce
2020
Karşılaştırmalı EdebiyatSabancı ÜniversitesiKültürel Çalışmalar Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SİBEL IRZIK
- El tema turco en el teatro español de los siglos XVI-XVII
16. ve 17. Yüzyıl İspanyol Tiyatrosunda Türk Konusu
MEHMET SAİT ŞENER
Doktora
İspanyolca
2017
Batı Dilleri ve EdebiyatıUniversidad Complutense de MadridDilbilim Ana Bilim Dalı
DR. JUAN CARLOS BAYO JULVE
DR. ALEXANDER SAMSON
- Rus tümgeneral Petr Karloviç Uslar'ın anlatılarında Kazak bozkırları (1844)
The Kazakhstan steppes in the memories of Russian major general Petr Karlovich Uslar (1844)
BORA EMREN