Effects of human scale on wayfinding in commercial areas: Case of Eminönü-Maslak central business district hubs
Ticari alanlarda insan ölçeğinin yön bulmaya etkileri: Eminönü-Maslak merkez iş alanı merkezleri örneği
- Tez No: 874218
- Danışmanlar: DOÇ. DR. İSMAİL EREN KÜRKÇÜOĞLU
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Mimarlık, Morfoloji, Şehircilik ve Bölge Planlama, Architecture, Morphology, Urban and Regional Planning
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: İngilizce
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Kentsel Tasarım Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Kentsel Tasarım Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 195
Özet
Kentsel alanların tasarımı, insan davranışını ve deneyimini belirleyen önemli bir faktördür. Özellikle son yıllarda, kentlerin insan odaklı olarak yeniden şekillendirilmesine yönelik çalışmalarda artış gözlenmektedir. Bu dönüşüm sürecinde, yerleşim yerlerinin yaya dostu olması ve bireylerin rahat, güvenli ve erişilebilir bir çevrede yaşamaları ön planda tutulmaktadır. İnsan ölçeği kavramı, modern kentsel tasarımın temel ilkelerinden biridir ve insanların fiziksel çevrelerini algılama, bu çevrelerde hareket etme ve bu çevrelerle etkileşim kurma biçimlerini şekillendirir. İnsan merkezli kent planlamasının temel prensiplerinden biri olan“insan ölçeği”kavramı, yapılan çevrenin insan ihtiyaçları ve deneyimleriyle uyumlu olmasını hedefler. Bu noktada yapılı çevrede kişilerin duyduğu önemli ihtiyaçlar arasında“yön bulma”kavramı oldukça önemli bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Yön bulma, bir mekan içerisinde yönelme ve bir noktadan diğerine ulaşma hareketini ifade eder ve etkili bir şekilde uygulandığında yaya erişilebilirliğini, güvenliğini ve deneyimini artırır. Yapılan tez çalışması, yön bulma eylemi ile insan ölçeği kavramının kentsel alanlardaki etkisini inceleyerek, kentsel mekanların ölçek bağlamında nasıl tasarlanabileceği konusunda katkı sağlamayı amaçlamaktadır. Yapılan çalışma, insan ölçeğinin ticari alanlarda yön bulma üzerindeki etkilerini, İstanbul'un Eminönü ve Maslak Merkezi İş Alanları (MİA) merkezleri örneğinde incelemektedir. Yön bulma, fiziksel mekanlarda gezinme ve hedefe ulaşma sürecini ifade ederken, insan ölçeği, insan kullanımı için uygun oran ve boyutlarda tasarım yapmayı ifade eder. Bu iki kavramın birleşimi, yoğun ticari faaliyetlerin gerçekleştiği Eminönü ve Maslak gibi alanlarda, insanların karmaşık kentsel ortamları nasıl deneyimlediğini ve bu alanlarda nasıl daha rahat hedefe yönelme gerçekleştirebileceğini anlamak için önemli bir zemin sağlar. Buradaki temel amaç, insan ölçeğinin ticari bölgelerde yön bulma eylemi ve deneyimi üzerindeki etkilerini analiz etmektir. Yapılan tez çalışması, yaya yön bulma becerilerinin kentsel alanlardaki çevresel ölçekle nasıl ilişkilendirilebileceğini, insan ölçeğinde yaya yön bulma davranışının bu ölçeğin ötesindeki alanlardaki davranıştan nasıl farklılaştığını ve hangi ölçeğin daha net bir yön algısı sağladığını incelemeyi amaçlamaktadır. Ayrıca, kentsel unsurların yaya yön bulma davranışını ve ölçek algısını nasıl etkilediğini de derinlemesine incelemektedir. Bu sorulara yanıt arayaran çalışma, kentsel tasarım ve kullanıcı deneyimi üzerine daha geniş bir tartışmaya katkıda bulunmayı hedeflemektedir. Çalışma, İstanbul'un iki önemli ticari merkezi olan Eminönü ve Maslak'ın mekansal gelişimlerini kapsamaktadır. Bu iki çalışma alanı, hem farklı ölçeklerde iki alan olması hem yoğun ve önemli ticari faaliyetleri barındırması, hem de İstanbul'un ana ticaret aksının-omurgasının iki uç bağlantılı noktası olması sebebiyle çalışma alanı olarak seçilmiştir. Eminönü'nün merkezi konumu metro, vapur, tramvay ve otobüs hatlarıyla güçlü ulaşım bağlantılarına sahipken, Maslak, İstanbul Teknik Üniversitesi'nin ana yerleşkesi gibi önemli yapılarıyla ve Büyükdere Caddesi üzerindeki ana ulaşım güzergahlarıyla karşımıza çıkmaktadır. Tarihi bağlamı ve yoğun kentsel dokusuyla Eminönü, 90'larda küçük bir köyden modern ve çok katlı yapılaşmaya evrilen Maslak ile keskin bir tezat oluşturarak, farklı kentsel ölçeklerin yön bulma davranışı üzerindeki etkilerini karşılaştırmalı olarak anlamamıza olanak tanımaktadır. Araştırma metodolojisi, niteliksel ve niceliksel yöntemleri bir araya getiren karma bir yaklaşımdır. Mekansal analizleri, denek çalışmalarını ve numerik hesaplamaları içermektedir. Araştırmada arazi kullanım, figür-zemin ilişkisi, kentsel öğeler ve sokak kapalılığı gibi analizlerle çalışma alanlarının fiziksel özellikleri ayrıntılı bir şekilde sunulmuştur. Eminönü ve Maslak çalışma alanları, çeşitli kentsel özellikler açısından farklılıklar göstermektedir. Eminönü, tarihi ve ticari önemi nedeniyle dar sokakları bitişik nizam yapılarıyla dikkat çekerken, Maslak modern bir iş bölgesi olarak dağınık yüksek binalar ve geniş caddelerle tanımlanmaktadır. Eminönü, tarihi ve dini simge yapılarıyla zengin bir kentsel dokuya sahiptir. Bu bölgenin dar sokakları, yaya faaliyetlerini teşvik etmekte, ancak aynı zamanda kullanıcılarda karmaşık bir kentsel algı yaratmaktadır. Maslak ise finans merkezi rolünü yerine getiren geniş caddeleri ve yüksek binalarıyla araç öncelikli bir alandır ve kullanıcılara dağınık bir kentsel yapı sunar. Eminönü'nde orta yükseklikte binalar baskınken, Maslak'ta yüksek binaların ağırlıkta olduğu görülmektedir. Yapılan tez çalışmasının kilit analizi olan sokak kapalılığı ise, iki alanın farklı ölçek ve kapalılık farklılıklarını ortaya koymaktadır. Eminönü genelindeki sokaklarda insan ölçeğiyle örtüşen yüksek kapalılık oranları görülürken, Maslak'taki sokaklarda ise oldukça düşük kapalılık oranı görülmektedir. Bu analizler, Eminönü'nün daha insan odaklı ve yaya dostu bir yapıya sahip olduğunu, Maslak'ın ise daha araç odaklı ve açık kentsel alanlarla tanımlandığını ortaya koymaktadır. Araştırmanın alan çalışması kapsamında, kentsel ticari alanlarda insan ölçeği ile yön bulma arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla, hafta içi öğleden sonraları ve güneşli/açık havalarda denek grubu çalışması gerçekleştirilmiştir. Bu çalışma, daha önce bu alanlarda bulunmamış veya sadece bir kez ziyaret etmiş, alana aşina olmayan 60 denek (Eminönü'de 30 katılımcı, Maslak'ta 30 katılımcı) ile gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın denek grubu büyüklüğü çalışma alanlarında yapılan yaya sayımı doğrultusunda hesaplanmıştır. Bu yoğunluklara göre denek katılımcı sayısı, her iki alanda da yaklaşık olarak yaya yoğunluğunun yaklaşık %1'i alınarak belirlenmiştir. Çalışma kapsamında katılımcıların kişisel verileri çalışmaya dahil edilmemiş ve deneklerin çalışma alanlarında izledikleri rotalara dayanan çıkarımlara odaklanılmıştır. Bu nedenle çalışmada katılımcıların sadece cinsiyet, yaş ve eğitim düzeyi dağılımı verilmiştir. Alan çalışmasının senaryosunda, deneklerin yön bulma hareketlerini gerçekleştirebilmeleri için çalışma alanlarının dinamikleri doğrultusunda bir başlangıç ve bitiş noktası (A ve B) belirlenmiştir. Her iki çalışma alanında da 15 denek A noktasından B noktasına, diğer 15 denek ise B noktasından A noktasına yani tam tersi şekilde yürütülmüştür. Denek çalışması boyunca, çalışma formu yalnızca araştırma sahibinin elinde bulunmuş ve çıktılarını kendisi not etmiştir. Çalışma kapsamında deneklerin izlediği rota, yürüme süreleri ve tercih ettikleri sokaklara verdikleri puanlar forma işlenmiştir. Yapılan denek çalışması sonucunda katılımcıların izlediği yön bulma hareketleri gözlenmiş ve araştırma kapsamında detaylı olarak analiz edilmiştir. Yapılan denek sonuçları incelendiğinde, Eminönü ve Maslak çalışma alanlarında deneklerin yön bulma tercihlerinde belirli eğilimler gözlemlenmiştir. Eminönü'nde, tercih edilen sokakların çoğu, alanın merkez kısmında bulunmakta olup, denek rota tercihleri belirli bir bölgede yoğunlaşmıştır. Denekler genellikle ana güzergahları tercih etmiş ve tercihlerini sokak genişliği, bina yüksekliği ve sokak kapalılık oranı gibi faktörlere dayandırarak gerçekleştirmişlerdir. Benzer şekilde, Maslak'ta da deneklerin tercihleri ana güzergahlar üzerinde yoğunlaşmış ve denekler belirli sokak profillerini tercih etmişlerdir. Eminönü'nde, denekler açık alanlardan yürümeye başlayıp yüksek kapalılık oranına sahip sokakları tercih ederek ilerlemişlerdir. Maslak'ta da bu durum çok benzer gözlenmiştir. Ayrıca, denek rotalarından, yüksek kottan yürümeye başlayan deneklerin, hedefe ulaşma konusunda daha iyi bir algıya ve görüş açısına sahip olduğu çıkarımı da yapılmıştır. Çalışmadaki bir diğer önemli bulgu ise, yüksek kapalılık oranına sahip insan ölçeğindeki sokakların, kişilerin yön bulma becerilerini geliştirmelerine ve alanı daha üst ölçekte algılamalarına katkıda bulunması olarak karşımıza çıkmaktadır. Her iki çalışma alanında da, denekler yürüyüşleri sırasında bir sokaktan diğerine geçişte alanın kapalılığını/ölçeğini bütüncül olarak algılamış ve sokakları birbiriyle bağlantılı olarak benzer kapalılıkta puanlamıştır. Bu noktada, belirli bir sokaktaki kapalılık hissiyatının ardışık sokaklarda devam ettiğini ve takip eden sokaklarla şekillendiği çıkarımı yapılmıştır. Her iki bölgede de hiç seçilmeyen sokaklar genellikle çıkmaz sokaklar veya bölgenin baskın sokak profili dışındaki sokaklar olarak gözlenmiştir. Eminönü ve Maslak çalışma alanlarında deneklerin yürüme hızları karşılaştırıldığında, yüksek kapalılık oranı nedeniyle Eminönü'nde yürüme hızının daha yavaş olduğu görülmüştür. Buna karşılık, Maslak'ta denekler daha hızlı yürümüş ve daha rahat yönlerini bulmuşlardır. Alanın ölçeğini/kapalılığını olumsuz etkileyen faktörler arasında, Eminönü'nde banklar, sandalyeler, bayraklar ve dükkan levhaları gibi unsurlar, Maslak'ta ise inşaat alanları etrafındaki bariyerler ve yol üstü park edilmiş araçlar yer almaktadır. Ayrıca, Eminönü'nde kısa sokaklar ve açık renkli binalar, Maslak'ta geniş kaldırımlar ve gün ışığı, alanın kapalılık hissiyatını azaltan faktörler olarak denekler tarafından belirtilmiştir. Sonuç olarak, deneklerle gerçekleştirilen alan çalışmalarından elde edilen veriler, kentsel alanların ölçeğinin yaya hareket hızı ve yön bulma becerileriyle ters orantılı olduğunu, açık ve geniş alanların yön bulmayı/algılamayı kolaylaştırdığını, insan ölçeğindeki alanların yön algısını/becerisini güçlendirdiğini ve belirli kentsel öğelerin yaya alanını kısıtladığı durumlarda mekansal algıyı azalttığını göstermiştir. Bu bulgular, kentsel tasarım alanına, kent sakinlerinin yaşam kalitesini artırmak ve kentleri daha sürdürülebilir hale getirmek için, açık alanların yaratılması, yüksek noktalardan perspektif sağlanması ve hareketi unsurların azaltılması gibi tasarım stratejileri önermektedir. Bu öneriler, kent mekanlarının daha tanımlı, yönlendirici ve yaya dostu hale getirilmesine katkı sağlamayı amaçlamaktadır. Bu çalışma, gelecekteki kentsel planlama ve tasarım projelerine yön verecek önemli bir kaynak olarak değerlendirilebilir.
Özet (Çeviri)
The design of urban areas is a crucial factor that determines human behavior and experience. Particularly in recent years, there has been an increase in efforts to reshape cities with a focus on human-oriented principles. The concept of human scale is one of the fundamental principles of modern urban design, shaping how people perceive the physical environments, move within them, and interact with them. Human-oriented design aims to ensure that the built environment is compatible with human needs and experiences. In this context, the concept of“wayfinding”emerges as a significant aspect of the built environment in response to the essential need for individuals to navigate spaces effectively. Wayfinding refers to the process of orientation and movement within a space, and when applied effectively, it enhances pedestrian accessibility, safety, and experience. The thesis aims to contribute to understanding how urban spaces can be designed in terms of scale by examining the impact of wayfinding and human scale in urban areas. The study investigates the effects of human scale on wayfinding in commercial areas, focusing on the examples of Eminönü and Maslak Central Business Districts (CBD) in Istanbul. The combination of these two concepts provides a significant ground for understanding how people experience complex urban environments and how they can navigate these areas more comfortably in bustling commercial districts like Eminönü and Maslak. The thesis aims to explore how pedestrian wayfinding skills in urban areas can be correlated with environmental scale, how pedestrian wayfinding behavior differs from one scale to another within the human scale, and which scale provides a clearer sense of direction. Additionally, it deeply examines how urban elements affect pedestrian wayfinding behavior and scale perception. The research methodology adopts a mixed approach combining qualitative and quantitative methods, including spatial analyses, field studies, and numerical calculations. The physical characteristics of the study areas are presented in detail through analyses such as land use, figure-ground relationship, urban elements, and street closure. Eminönü and Maslak, as the two major commercial centers of Istanbul, are selected for their distinct characteristics and their roles as interconnected endpoints of Istanbul's main commercial axis. The analysis of subject routes revealed that in both Eminönü and Maslak, subjects tended to choose main routes based on factors such as street width, building height, and street closure. They typically started walking from open areas and proceeded by choosing streets with higher enclosure ratio. Moreover, subjects who started walking from higher elevations were inferred to have better perception and visibility toward their destination endpoint. Another significant finding is that streets with high enclosure ratio, in the human scale, contribute to enhancing individuals' wayfinding skills and spatial perception. Participants in both study areas comprehensively perceived the enclosure/scale of the area during their walks. When comparing walking speeds of participants in Eminönü and Maslak, it was observed that due to the high enclosure ratio, walking speed was slower in Eminönü. Conversely, participants in Maslak walked faster and found their directions more comfortably. In conclusion, data obtained from participant field study suggest that the scale of urban areas is inversely related to pedestrian movement speed and wayfinding skills, open and expansive spaces facilitate wayfinding/perception, urban spaces at the human scale strengthen direction perception/skills, and specific urban elements restrict pedestrian movement and reduce spatial perception. These findings propose design strategies for the urban design domain aiming to enhance residents' quality of life and make cities more sustainable, such as creating open spaces, providing perspectives from elevated points, and minimizing obstructive elements.
Benzer Tezler
- Fiziksel ve işlevsel çekim noktalarının kentsel güvenlik algısına etkisi: İstanbul-Balat örneği
The effect of physical and functional points of attraction on urban security perception: The case of Istanbul-Balat
ELİFSU ŞAHİN
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
Şehircilik ve Bölge Planlamaİstanbul Teknik ÜniversitesiKentsel Tasarım Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ İSMAİL EREN KÜRKÇÜOĞLU
- Kentsel mekanda bireylerin yön bulma davranışının mekansal dizim ve bilişsel haritalama yöntemi ile irdelenmesi: Suadiye örneği
Examining wayfinding behavior of individuals in urban space using space syntax and cognitive mapping method: Suadiye case
TÜRKAN AKÜN
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiKentsel Tasarım Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MEHMET EMİN ŞALGAMCIOĞLU
- The effects of legibility and space hierarchy on wayfinding accuracy; the case of zorlu center shopping mall
Mekansal hiyerarşinin ve okunabilirliğin yön bulma üzerine etkileri: Zorlu Alışveriş Merkezi örneği
FARANAK AZARNEZHAD
Yüksek Lisans
İngilizce
2018
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. DİLEK YILDIZ
- Kamu mekanlarında kent mobilyalarından bilgilendirme, yönlendirme ve işaretlendirme elemanlarının irdelenmesi: Taksim örneği
Information, orientation and signification elements in public spaces: Taksim
ZEREN ALPAGUT
Yüksek Lisans
Türkçe
2005
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiPeyzaj Mimarlığı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AHMET CENGİZ YILDIZCI
- Hastanelerde plan kurgusunun yön bulma ve tahliyeye etkisinin irdelenmesi
Analysing the effect of spatial organization on wayfinding and evacuation in hospitals
ERDEM AYÇİÇEK
Yüksek Lisans
Türkçe
2017
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALPER ÜNLÜ