Geri Dön

Investigation of vibrations created during TBM excavation and rock cutting

TBM kazısı ve kaya kesme deneyleri sırasında oluşan titreşimlerin incelenmesi

  1. Tez No: 876526
  2. Yazar: UĞUR ATEŞ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. HANİFİ ÇOPUR
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Maden Mühendisliği ve Madencilik, Mining Engineering and Mining
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Maden Mühendisliği Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Maden Mühendisliği Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 242

Özet

Tünel Açma Makineleri (TBM'ler) altyapı projelerinde geniş uygulama alanı bulmaktadır ve optimum kazı hızlarına ulaşmak için jeolojik koşullara uygun olarak kullanılmaları yapmaları gerekmektedir. Yüklenicilerin çoğunluğu, özellikle dağlık bölgelerde faaliyet gösterenler, genellikle ihale aşamasında sağlanan jeolojik bilgilere güvenmekte veya projelere başlamadan önce kısıtlı miktarda ek jeolojik araştırma yapmaktadır. Jeolojik verilerin sınırlı olduğu bölgelerde, kazı hızının planlanan düzeyde olması ve TBM sıkışması gibi problemler ile karşılaşılmaması için saha ekibinin uzmanlığı ile jeolojik ve TBM operasyonel parametrelerinin (itme ve döndürme kuvveti vb.) doğru yorumlanması oldukça önemlidir. Tünel kazısı sırasında jeolojik koşulları anlamanın en etkili yolu kazı aynasının incelenmesi olsa da, yükleniciler zorunda kalmadıkça veya sözleşmeden doğan yükümlülük bulunmadıkça aynanın incelenmesi için kazıyı durdurmak konusunda genellikle isteksizdir. Ayrıca zemin TBM'lerinde (pasa basınçlı -EPB TBM- veya çamur basınçlı -SPB TBM-) ayna basıncı uygulanan bölgelerde ayna incelemesi imkanı bulunmamaktadır. Aynadaki ve daha sonra karşılaşılacak jeolojik koşulların incelenmesi amacıyla araştırma delgileri açılabilmekte veya farklı TBM'lerde kullanılmak üzere geliştirilmiş jeofizik yöntemler (TSP ve BEAM gibi) kullanılabilmektedir, fakat bu alternatiflerin uygulanması önemli miktarda zaman gerektirmektedir. Ek olarak bu jeofizik yöntemlerden bazıları henüz geliştirilme aşamasında olup her zaman başarılı sonuçlar vermemektedir. Yüklenicilerin ek jeolojik çalışmalar için kaynak ayırma konusundaki isteksizliği ve ekibin TBM'in optimum koşullarda kazı yapmasını sağlama amaçlı karşılaşılan jeolojik değişimler ile ilgili sürekli olarak bilgiye ihtiyaç duyması göz önüne alındığında, gerçek zamanlı jeolojik veri sağlayan bir sisteme olan ihtiyaç görülmektedir. TBM kazısı sırasında kaya kesme işlemi nedeniyle sürekli olarak titreşimlerin oluştuğu bilgisinden yola çıkılarak, bu titreşimlerin gerçek zamanlı jeolojik veri elde etme amaçlı olarak kullanılması fikri ortaya çıkmıştır. Bu kapsamda literatürde farklı araştırmacılar tarafından TBM kazısı sırasında oluşan titreşimler (ivmeler) incelenmiştir. Fakat bu çalışmalarda oldukça küçük bir veri seti kullanıldığından, jeolojik koşulların TBM titreşimleri üzerine etkileri sadece genel hatlarıyla anlaşılabilmiş, kaya dayanımı ile oluşan titreşimlerin büyüklüğü arasında bir bağlantı kurulamamıştır. Önceki çalışmalarda kullanılan veri setlerinin kısıtlı olması yanında, TBM'lerde komplike yapıları nedeniyle çok fazla gürültü kaynağı bulunması (motor, pompa vb. ekipmanlar) ve TBM işletme parametrelerinin de oluşan titreşimler üzerinde etkisinin olması bu çalışmalarda kesin bulgular elde edilememesinin diğer nedenleri olarak sıralanabilir. Dolayısıyla titreşimler ile jeolojik koşullar arasında bağlantı kurabilmek için farklı koşullarda kazı yapan TBM'lerden veri alınması ve değerlendirme yapılırken kaya/zemin özelliklerinin yanında TBM işletme parametrelerinin de değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu çalışmanın ana hedefi TBM kazısı sırasında oluşan titreşimlerin nedenlerini anlamak ve saha ekibine kazı aynasındaki jeolojik koşullar hakkında bilgi verebilecek bir sistemin oluşturulmasıdır. Bu amaçla tez kapsamında bir titreşim kayıt sistemi geliştirilmiş, geliştirilen bu sistem Mecidiyeköy-Mahmutbey Metro Projesi, Ümraniye-Ataşehir-Göztepe Metro Projesi ve Avrupa Bölgesi İçme Suyu Transfer Projesi'nde kazı yapmakta olan dört adet TBM'e monte edilerek kazı sırasında oluşan ivmeler kaydedilerek analiz edilmiştir. Kullanılan titreşim kayıt sistemi ivmeölçerler, analog-dijital dönüştürücü ve bu sistem için özel olarak hazırlanmış kayıt yazılımını çalıştıran bir bilgisayardan oluşmaktadır. Sistemin internet bağlantısı sağlanması durumunda uzaktan kontrol edilmesi de mümkündür. Sistemin ilk denemesi Mecidiyeköy-Mahmutbey Metro Hattı Projesi'nde yapılmış olup, buradan elde edilen bilgiler ışığında kayıt sisteminde donanımsal geliştirmeler yapılarak daha yüksek ölçüm aralığına sahip ivmeölçerler kullanılmaya başlanılmıştır. Ayrıca kayıt yazılımına da yeni özellikler eklenilerek güncelleştirmeler yapılmıştır. Tez çalışması kapsamında toplamda 6 km'lik tünel kazısı sırasında oluşan ivmeler birbirine dik üç eksende kaydedilmiştir. Zemin ve kaya ortamlarının jeolojik özellikleri, EPB TBM işletme parametreleri (itme kuvveti, döndürme kuvveti, ayna basıncı, kesici kafa dönüş hızı ve penetrasyon), kesici hasarları, ivmeölçer pozisyon ve türü, TBM çapı gibi değişkenlerin kazı sırasında oluşan ivmeler üzerindeki etkileri incelenmiştir. Analizler sırasında genellikle ortalama karekök (RMS) ve bileşke ortalama karekök (RMSint) değerleri ile farklı istatistiksel veriler kullanılmıştır. TBM'lerde bulunan diğer bileşenlerin oluşturduğu titreşimler, gürültü kaynakları ve kazı sırasında birden fazla diskten gelen titreşim sinyallerinin süperpoze olduğu düşünüldüğünde, direkt olarak kaya özellikleri ile titreşimler arasındaki ilişkilerin anlaşılması için kontrollü şekilde laboratuvar ortamında deneylerin yapılması gerektiği de görülmüştür. Bu amaçla, günümüz TBM'lerinde sıklıkla kullanılan 17 inç çaplı bir disk keski ile tam boyutlu doğrusal kaya kesme makinesinde (FLCM), kesme deneyleri yapılmış ve oluşan titreşimlerin kaydedilmesi amacıyla FLCM'ye beş adet ivmeölçer yerleştirilmiştir. Deney için tek eksenli basınç dayanımları 21 ile 82 MPa arasında değişen 3 adet kaya örneği (silttaşı, çamurtaşı ve bej mermer) kullanılmıştır. İlerleyen aşamalarda bej mermerin sağ ve sol bölümlerinin birbirinden farklı özellikler gösterdiği fark edilmiş ve bu iki taraf birbirinden ayrı analiz edilmiştir. Sahada elde edilen TBM titreşim verisinin kullanılmasına ek olarak doğrusal kaya kesme makinesinin ivmeölçerler ile donatılarak kaya kesme deneylerinin yapılmış olması, bu çalışmayı önceki çalışmalardan ayrılmaktadır. Deneyler sırasında veri kaydı için TBM'lerde kullanılan kayıt sistemindeki yazılım bazı değişiklikler yapılarak kullanılmıştır. İvme ölçümleri ile keskiye etkiyen kuvvetlerin ölçümü eşzamanlı olarak yapılmıştır. Deneyler farklı kesme aralığı (keskiler arası mesafe) ve kesme derinliği (penetrasyon) değerleri kullanılarak tekrar edilmiş olup, kesme hızı sabit tutulmuştur. Kaya kesme sırasında oluşan kuvvetler ile üç eksende kaydedilen ivmeler daha sonra beraber analiz edilmiştir. Maksimum, ortalama karekök (RMS) ve bileşke ortalama karekök (RMSint) ivme değerleri TBM'lerden elde edilen verilere benzer olarak analizlerde kullanılmıştır. Bu değerler, kaya kesme parametreleri (ortalama ve maksimum itme kuvveti – normal kuvvet ile döndürme kuvveti – yuvarlanma kuvveti ve yanal kuvvetler), kesme geometrisi (keskiler arası mesafe ve kesme derinliği – penetrasyon, spesifik enerji, pasa irilik katsayısı ve kayaların mekanik ve kütlesel özellikleri (tek eksenli basınç dayanımı, nokta yük dayanım indeksi, RQD, GSI) ile karşılaştırılmıştır. Ayrıca hem saha hem de laboratuvar deneylerinde elde edilen ivme verilerinin kümülatif olasılık dağılımları da yapılmıştır. Saha ve laboratuvarda kaydedilen titreşim verilerinin rasgele dağılıma ve sivri basıklığa (leptocurtic) sahip olduğu görülmüştür, dolayısıyla olasılık dağılımlarında bu tür verileri en iyi ifade eden dağılım türü olan Weibull dağılımı kullanılmıştır. Çalışma süresince zaman ortamındaki analizlere ek olarak frekans ortamında da ivme sinyallerinin frekans bileşenlerinin belirlenmesi amacıyla spektrogram ve güç spektral yoğunluk (PSD) analizleri yapılmıştır. Frekans ortamındaki analizlerde hem laboratuvar deneyleri hem de sahada TBM kazısı sırasında elde edilen ivmelerin genişbant dağılıma sahip olduğu, baskın frekansların farklı jeolojik ortamlarda oldukça az değişim gösterdiği belirlenmiştir. Bu nedenle frekans ortamındaki analizlerin çalışma süresince kullanılabilirliği kısıtlı kalmış ve zaman ortamındaki analizlere odaklanılmıştır. TBM'lerden elde edilen titreşim verilerinin analiz edilmesi sonucunda kazı sırasında oluşan titreşimlerin jeolojik koşullardan etkilendiği ve litolojideki değişimlerin titreşim kayıtlarında fark edilebilir olduğu görülmüştür. Özellikle bileşke ortalama karekök (RMSint) ivme değerleri ile RQD ve GSI arasında orta-kuvvetli ve kuvvetli bağıntılar olduğu görülmüştür. Genel olarak laboratuvarda elde edilen sonuçları doğrular nitelikte, kaya dayanımının artması ile ivme genliklerinde artış olduğu görülmüş, zemin ortamlarında ise ivmelerin çok düşük seviyelere indiği gözlenmiştir. Sağlam kaya ortamlar arasındaki kısa zayıf zonlar titreşim kayıtlarında belirgin olarak görülmekte olup, bu da titreşim kayıt sistemini zayıf bölgelerin tespiti için ve ekibin bu bölgelerde kazı yapıldığı ile ilgili hızlı şekilde bilgilendirilmesi amacıyla kullanılabilir kılmaktadır. Analizler sırasında 1g'nin sınır değeri olarak kabul edilmesi ve bu değerin üzerinde kalan noktaların toplam kayıt içerisindeki yüzdesinin kullanılmasının litolojik birimler arasındaki ayrımların belirlenmesinde etkili bir yöntem olduğu görülmüştür. Ek olarak TBM'lerde oluşan ivmelerin 10g'nin üzerine çıkabildiği belirlenmiştir. Kazı sırasında oluşan titreşimlerin TBM operasyonel parametrelerinden ve keskilerin durumundan da etkilendiği görülmüştür. Özellikle bazı bölgelerde disk kırılmalarını takiben belirgin yüksek genlikli titreşimler oluştuğu belirlenmiştir. Titreşimlerde oluşan bu değişimlerin, sistemin disk kırılmalarının tespitinde kullanılabileceğini de göstermektedir. Laboratuvar analizleri sonucunda ise titreşimlerin, artan keski kuvvetleri, penetrasyon ve pasa parça büyüklüğü ile beraber arttığı görülmüştür. Özellikle, normal kuvvet ile ivme arasında orta-kuvvetli doğrusal bağıntılar olduğu görülmüştür. Optimum keskiler arası mesafe, kesme derinliği, maksimum normal kuvvet, ortalama normal kuvvet ve spesifik enerji ile bileşke ortalama karekök ivme değerleri arasında orta-kuvvetli ve kuvvetli korelasyonlar mevcuttur. Diğer bir kuvvetli korelasyon ise maksimum ivme ile maksimum normal kuvvet arasında bulunmuştur. Bu veriler ışığında, kesme kuvvetleri ve kaya dayanımının, kazı sırasında oluşan ivmeler kullanılarak tahmin edilmesini sağlayacak eşitlikler ortaya konulmuştur. Elde edilen bu eşitliklerin, çalışmanın genişletilmesi ve daha büyük bir veri tabanı kullanılması ile TBM'lerde gerçek zamanlı tahminlerde kullanılabileceği düşünülmektedir. Deneyler sırasında kayanın mekanik özelliklerinin ve mineral bileşiminin titreşimler üzerinde büyük etkisi olduğu ve kaya dayanımı arttıkça titreşimlerin arttığı gözlenmiştir. Ayrıca, kaya kesme deneyleri sırasında oluşan ivmelerin 20g'nin üzerine çıkabildiği görülmüştür. Bu çalışma TBM kazısı ve kaya kesme deneyleri esnasında oluşan titreşimler ile ilgili bugüne kadar yapılan çalışmaların en önemli eksikliklerinden biri olan saha ve laboratuvar verisinin birlikte değerlendirilmesi konusundaki boşluğu doldurmaktadır. Çalışma sonucunda TBM kazısı ve kaya kesme sırasında oluşan titreşimleri etkileyen faktörler belirlenmiş olup, sahada ve laboratuvarda elde edilen sonuçların tutarlı olduğu ve birbirini tamamladığı görülmüştür. Ayrıca 6 km tünel kazısı boyunca saha verisi toplanmış olması da bu çalışmayı öncekilerden ayırmaktadır. Analiz ve değerlendirmeler sonucunda kazı sırasında oluşan titreşimleri kullanarak, jeolojik koşulların gerçek zamanlı olarak tahmin edilebileceği görülmüştür. Ayrıca, tam ölçekli doğrusal kaya kesme deneyinin bir bileşeni olarak titreşim ölçümlerinin de yapılması ve bu verilerin TBM kazısı sırasında oluşan titreşimler ile karşılaştırılması sonucunda sonraki çalışmalarda bir veri tabanı oluşturulabileceği, bu veri tabanının da TBM üreticilerine ve tasarımcılara kazı sırasında beklenecek titreşimler ile ilgili bilgi sağlayabileceği düşünülmektedir. Geliştirilen kayıt sisteminin sahada uygulanması mevcut hali ile mümkün olmasa da yapılacak geliştirmeler sonucunda sahada uygulanabilir hale getirilmesi mümkün olup, bu tezin daha sonra yapılacak çalışmalar için yol gösterici olacağı düşünülmektedir.

Özet (Çeviri)

Tunnel Boring Machines (TBMs) are widely employed in infrastructure projects due to their high advance rates and providing a safe working environment. The TBMs should be operated in accordance with the geological conditions to achieve optimal excavation rates. The majority of contractors, especially the ones working in remote locations, predominantly depend on the geological information provided during the tender phase or undertake a limited number of supplementary geotechnical investigations prior to starting projects. Especially in remote locations that characterized by a limited geological data, the expertise of the crew becomes highly significant. Although the most effective way of assessing geological conditions during tunnel excavation involves examining the excavation face, contractors often hesitate to halt excavation for face inspections unless deemed necessary or forced by contractual obligations. Furthermore, the application of closed-face soft ground TBMs often renders face inspections impractical. Although alternative techniques such as probe drilling or geophysical methods could be applied in the TBMs, these approaches require considerable amount of time, with some geophysical methods still undergoing development. Given the reluctance of contractors to allocate resources towards new geological studies and the necessity for continuous geological information it becomes evident that a system capable of providing real-time information to the TBM crew regarding the encountered geological conditions is required. Since the TBMs vibrate during excavation, utilizing vibrations to understand the geological conditions ahead seems practical. In this context, field measurements of the vibrations generated during excavation by TBMs have been investigated for ground identification in various studies. However, TBMs include too many influential factors and noise sources that impact the vibrations (e.g., multiple cutters on the cutterhead, motors and other parts in shield and backup area, etc.), requiring a deeper understanding of vibrations specifically arising from the rock cutting process within a more controlled environment. Even some authors focused laboratory analyses and investigated the vibrations generated during rock cutting tests, these experiments remain fairly limited. The principal objective of this study is to understand the vibrations generated during the TBM excavation and provide a system that could give information to the site crew regarding the geological conditions on the excavation face. To reach this goal, a special vibration data recording system has been developed and installed onto four Earth Pressure Balance Tunnel Boring Machines (EPB TBMs), excavating in three different project sites; that are Mecidiyeköy-Mahmutbey Metro Line, Umraniye-Atasehir-Goztepe Metro Line and European Region Potable Water Transmission Tunnel. The employed vibration recording system comprises accelerometers, analog-digital converters, and a dedicated computer running custom-designed data recording software tailored for the purpose of this project. Initial deployment and testing of the system took place at the Mecidiyekoy-Mahmutbey Metro Line project site. Following this initial implementation, the system underwent further refinement, with the addition of new features and hardware enhancements. A total of 6 km tunnel excavation was monitored, and vibration data continuously recorded in three orthogonal directions (x, y, and z). The influence of geological conditions including soils and hard rocks, EPB TBM operating parameters (thrust, torque, face pressure, cutterhead rotational speed, penetration rate), cutter damages/breakages, positions and types of accelerometers, and TBM diameters on vibration were investigated. During vibration analysis, primarily Root Mean Square (RMS) and interval RMS vibrations, together with different vibration statistics were used. A comprehensive analysis was conducted on the collected TBM vibration data, incorporating geological information, site shift reports, and disc changing logs. This analysis revealed a significant influence of geological and lithological variations on the vibration patterns generated during excavation. In particular, moderately strong to strong correlations were observed between interval RMS acceleration values and rock mass parameters such as Rock Quality Designation (RQD) and Geological Strength Index (GSI). The analysis yielded a clear trend, an increase in rock strength corresponds to rise in TBM vibrations, while vibrations greatly reduced in the case of weathered rocks and soils. The presence of short weathered zones was distinguishable in the vibration data. This characteristic suggests that the measurement has the potential to serve as an early warning system for detecting geological transitions during TBM excavation. Furthermore, an acceleration threshold value of 1g, representing the percentage of data points surpassing this limit, is established as an effective marker for distinguishing between different lithological units. It is observed that the vibrations recorded in TBMs could exceed 10g. The analysis also revealed an influence by the operational parameters of TBMs and conditions of the cutters on the vibrations. Notably, it was observed that broken disc cutters produce distinct high-amplitude vibrations. Considering the noise sources in TBMs, it is acknowledged that there is a need for a better understanding of vibrations created during the rock cutting process under more controlled environment. With this objective, laboratory rock cutting tests were conducted using a Full-Scale Linear Rock Cutting Machine (FLCM) equipped a 17-inch constant cross section (CCS) disc cutter. To record vibrations, FLCM was equipped with five accelerometers. Three different rock samples were used (siltstone, mudstone and beige marble) having uniaxial compressive strength values ranging from 21 to 82 MPa. During the experiments, it was discovered that the beige marble sample exhibited two distinct mineralogical characteristics on its left and right sides. As a result, vibration data belong to these different parts analyzed separately. Installing accelerometers to a FLCM and recording vibrations during the rock cutting has not been performed previously, which makes this research unique. A modified version of the vibration data recording software was used during the laboratory experiments, and the tests were conducted using varying line spacing (distance between the cutters) and penetration values, while maintaining a constant cutting speed throughout. Forces acting on the cutting tool (average and maximum normal, rolling and side forces) and vibrations generated during cutting tests were simultaneously recorded in three orthogonal directions. The raw vibration data was processed to extract key statistical parameters for further analysis. These parameters included peak acceleration, RMS acceleration, and interval RMS acceleration. The relations between vibration statistical parameters and cutting performance parameters (average and maximum normal, rolling and side forces), cutting geometry (line spacing and penetration), specific energy, coarseness index and mechanical properties of rocks (uniaxial compressive strength (UCS), point load strength index (PLI), RQD and GSI) were analyzed. Following the analyses, it was observed that vibrations tend to rise together with increased tool forces, penetration depth, and chip size. Notably, a moderately strong, directly proportional relationship was observed between normal force and vibration, particularly under optimal cutting conditions. Furthermore, moderately strong to strong correlations were identified between peak normal force, average normal force, specific energy at optimum cutting conditions, and interval RMS acceleration. Another strong correlation was found between maximum acceleration and peak normal force. Preliminary equations were developed for predicting tool forces and rock strength based on vibration measurements. The impact of rock geomechanical properties and mineral composition on vibrations were substantial, with a general trend of increasing vibrations as rock strength rises. The observations indicated that accelerations exceeding 20g could arise during the rock cutting process. The vibrations generated in both rock cutting experiments and TBM excavation exhibit non-stationary random characteristics. This kind of data is best represented by Weibull distribution and using this distribution type cumulative probability graphs were prepared. The relationships between Weibull parameters (shape“α”and scale“β”) and various factors influencing vibration were investigated. These analyses effectively highlighted the effect of various geological conditions on the vibrations. Given the random nature of the vibration data, spectrograms and power spectral density (PSD) analyses were employed to investigate the data in the frequency domain. These analyses revealed that the vibrations recorded during both the laboratory experiments and TBM excavations exhibited broadband frequency characteristics. Furthermore, no statistically significant relationships were observed between the identified dominant frequencies and the properties of the rock formations or the excavation parameters. These findings were limited the usability of the frequency domain data for differentiating the geological conditions. This research successfully bridges the gap between field studies and controlled laboratory experiments, contributing to a deeper understanding of the factors influencing vibrations generated during TBM excavation and rock cutting experiments. The results of laboratory analyses and TBM vibration analyses exhibited consistent findings, verifying each other. The study's outcomes suggest that utilizing real-time vibration monitoring holds potential for anticipating geological conditions ahead of TBMs. This capability could significantly enhance TBM performance by helping to select optimum operational parameters on time in accordance with the geological conditions. The information obtained from the laboratory experiments regarding vibrations can serve as valuable input for TBM component design by guiding the engineers regarding the expected vibrations. While the vibration recording system may necessitate further enhancements for practical site application, this study can serve as a crucial information source for future investigations in this field.

Benzer Tezler

  1. 72 oluklu, 2 kutuplu asenkron motorlarda farklı sayıda rotor oluklarının uzay harmonikleri üzerine olan etkilerinin tespti

    Investigation of the space harmonic effects of different numbers of rotor slots for a 2-pole induction motor having 72 stator slots

    GÜVEN ONUR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Elektrik ve Elektronik Mühendisliğiİstanbul Teknik Üniversitesi

    Elektrik Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. DERYA AHMET KOCABAŞ

  2. Basamak patlatmasında tasarım parametrelerinin patlatma verimliliği ve çevresel etki açısından değerlendirilmesi

    Evaluation of design parameters in bench blasting in terms of blast efficiency and environmental effect

    ÖZGE AKYILDIZ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Maden Mühendisliği ve Madencilikİstanbul Teknik Üniversitesi

    Maden Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. TÜRKER HÜDAVERDİ

  3. Rulmanlarda dalgalılık ve rulman titreşimlerine etkisi

    Waviness on the bearings and its' effect on the bearing vibrations

    OKAN TAŞPINAR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Makine Mühendisliğiİstanbul Teknik Üniversitesi

    Makine Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. KENAN YÜCE ŞANLITÜRK

  4. Konvansiyonel demiryolu köprü titreşimlerinin sönümlenmesinde pasif damperlerin performansının incelemesi

    Investigation of the performance of passive dampers in mitigation of conventional railway bridge vibrations

    MEHMET AKİF YILDIZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    İnşaat MühendisliğiYıldız Teknik Üniversitesi

    İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. YILDIRIM SERHAT ERDOĞAN

  5. Betonarme binalarda hasar, onarım ve güçlendirmelerin dinamik davranışa etkisinin deneysel olarak incelenmesi

    Experimental investigation of effect of damage, repair and strengthening on dynamic behavior in r/c buildings

    ABDULHAMİT NAKİPOĞLU

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Deprem MühendisliğiKonya Teknik Üniversitesi

    İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MAHMUD SAMİ DÖNDÜREN