Moğol hâkimiyeti devrinde Türkiye'de tasavvuf ve siyaset
Sufism and politics in Turkey during the Mongol domination era
- Tez No: 879014
- Danışmanlar: PROF. DR. MEHMET ÇOG
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Tarih, History
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Karadeniz Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Tarih Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Ortaçağ Tarihi Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 242
Özet
XIII. yüzyıl Orta Çağ Türkiyesi'nde faaliyet gösteren Kalenderîler, Haydarîler, Rifâîler, Mevlevîler, Kübrevîler, Babaîler ve Bektaşîler gibi tasavvufî zümrelerin toplumsal zemininin anlaşılabilmesi için Moğol akınlarının yol açtığı göçlerin etkileri iyi tahlil edilmelidir. Nitekim farklı İslâm coğrafyalarında yaşayan insanlar, bu zümrelere mensup şeyh ve dervişler ile birlikte akınların yıkıcı etkilerinden kurtulmak amacıyla Türkiye'ye göç etmiştir. Böylece Türkiye'nin tasavvufî haritası başta olmak üzere sosyal ve kültürel yapısı yeniden şekillenmiştir. Çünkü göçmenler maddi varlıklarının yanı sıra kültürel unsurlarını da Türkiye'ye getirmiştir. Ayrıca Türkiye'nin mevcut kültürel mirasından yararlanarak bir senkretizm (bağdaştırmacılık) oluşturmuştur. Türkiye'deki senkretizmin oluşmasında göçlerin etkileri incelendikten sonra Alamut ve Bağdat'ın alınması gibi siyasi gelişmeler belirtilmiştir. Akabinde Moğol akınlarının seyri için bir dönüm noktası teşkil eden Aynicâlût Savaşı ele alınmıştır. Zira bu çalışma, yaşanan göçler kadar zikredilen siyasi gelişmelerin de Türkiye sûfîliğini etkilediği iddiasını taşımaktadır. Bu iddiadan hareketle öncelikle Alamut'un alınmasından sonra Batinîler ile tasavvufî zümreler arasındaki etkileşimler tespit edilmiş ve bu etkileşimlerin Türkiye sûfîliğine hangi yollarla intikal ettiği belirtilmiştir. Sünnî dünyayı temsil eden Bağdat'ın alınması ve akabinde yaşanan Aynicâlût Savaşı ile birlikte ise yeni bir toplumsal düzenin kurulduğu ileri sürülmüştür. Yeni toplumsal düzende kent kültürü ve yerleşik Sünnî düşünce varlığını korumakla birlikte bu kültür ve düşünceyi tamamen yadsıyan şeyh ve derviş gruplarının güçlenip alternatif bir dindarlık biçiminin temsilcileri olarak yükselişe nasıl geçtiği sorgulanmıştır. Çalışmada son olarak Türkiye'de faaliyet gösteren şeyh ve dervişlerin akınların yol açtığı anarşi ortamında insanları nasıl teskin ettikleri ve İslâm dünyasını sarsan bir“fitne”olarak görülen Moğollar ile neden yakın ilişkiler kurdukları izah edilmiştir. Bu dönemde yaşanan değişim ve dönüşümleri hızlandıran ilişkiler ağı incelenirken tasavvufî zümreler, Moğol yanlısı yahut karşıtı şeklinde tasnif edilmediği gibi bunun neden mümkün olamayacağının örnekleri de verilmiştir. Sadece bu hususta değil, çalışma boyunca örnekler seçilirken veya bir yargıda bulunurken çağdaş kaynaklarla birlikte sûfî biyografileri, şeyh ve dervişlere ait şiirler, divanlar ve mektuplar da incelenmiştir. Bu eserler, ilişkilerin genel muhtevasını ortaya koymakla kalmamış, şeyh ve dervişlerin Moğol tasavvurunu da betimlemiştir. Aynı eserler ışığında şeyh ve dervişlerin zaviyesinden akınların niçin başladığını ve Moğollar'ın yıkılmasına neden olan sebepleri görmek de mümkün olmuştur.
Özet (Çeviri)
In 13th century medieval Turkey, the effects of the migrations caused by the Mongol invasion must be analyzed in order to understand the social background of sufi groups such as the Kalenderīds, Haydarīds, Rifāīs, Mawlawīs, Kübrevīs, Babaīs and Bektashīs. As a matter of fact, people living in different Islamic geographies migrated to Turkey together with the sheikhs and dervishes belonging to these groups in order to escape the destructive effects of the invasion. Thus, the social and cultural structure of Turkey, especially its sufi map, was reshaped. Because immigrants brought their cultural elements as well as their material assets to Turkey. They also created a syncretism (compatibilism) by utilizing the existing cultural heritage of Anatolia. After analyzing the effects of migration on the formation of syncretism in Turkey, political developments such as the occupation of Alamut and Baghdad are mentioned. Subsequently, the Battle of Aynicālūt, which constituted a turning point in the course of the Mongol invasion, is discussed. This study claims that the aforementioned political developments affected Turkish sufism as much as the migrations. Based on this claim, first of all, the interactions between the Batinids and sufis after the occupation of Alamut are identified and the ways in which these interactions were transmitted to Turkish sufism are indicated. It has been argued that a new social order was established with the invasion of Baghdad, which represented the Sunni world, and the subsequent Battle of Ainjālūt. In this new social order, urban culture and the established Sunni thought remained in place, but the rise of sheikhs and dervish groups, which completely rejected this culture and thought, as representatives of an alternative form of piety, was questioned. Finally, this study explains how the sheikhs and dervishes operating in Turkey calmed people in the anarchy caused by the invasion and why they established close relations with the Mongols, who were seen as a“fitna”that shook the Islamic world. While analyzing the network of relations that accelerated the changes and transformations in this period, the Sufi circles are not classified as pro- or anti-Mongol, and examples are given as to why this is not possible. Not only in this regard, but throughout the study, sufi biographies, poems, divans and letters of sheikhs and dervishes were analyzed along with contemporary sources when selecting examples or making judgments. These works not only revealed the general content of the relations but also described the sheikhs' and dervishes' conception of the Mongols. In the light of the same works, it was also possible to see why the invasion movement started and the reasons that led to the downfall of the Mongols from the sheikhs' and dervishes' lodges.
Benzer Tezler
- Selçuklular zamanında Kayseri'de ilmi ve kültürel faaliyetler
Scientifik and cultural activities in Kayseri in the period of Seljuks
DİLBER İLİMLİ USUL
- Cumhuriyet Dönemi Adıyaman nüfusu (1927-2000)
Republic Period Adıyaman population (1927-2000)
ALİ BİNGÜL
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
TarihNiğde Ömer Halisdemir ÜniversitesiTarih Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HAMDİ DOĞAN
- Sibir Hanlığı'nın kuruluşu gelişimi ve yıkılışı
Sibir Khanate and the collapse of the development organization
EMİNE USLU
- Altın Orda Devleti'nin siyasi tarihi(1241-1502)
The political History of the Golden Horse (1241-1502)
KADRİ KARDAŞ