Geri Dön

Yeni türk sinemasında babaya isyanın psikanalizi

The psychoanalysis of rebellion to the father in the new Turkish cinema

  1. Tez No: 881793
  2. Yazar: ÖMER ERASLAN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. ÖZGÜR VELİOĞLU METİN
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Psikoloji, Sahne ve Görüntü Sanatları, Psychology, Performing and Visual Arts
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Kocaeli Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Radyo-Televizyon ve Sinema Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 290

Özet

Aile, bireylerin biyolojik, duygusal ve ekonomik ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kritik bir role sahiptir. Bu kurum aynı zamanda toplumun temel birimi olarak kabul edilir ve toplumsal normların, değerlerin ve davranış kalıplarının aktarılmasında merkezi bir işlevi yerine getirir. Babalık, genellikle ailenin eril figürü olarak tanımlanmakta olup otorite, rehberlik ve koruyuculuk gibi rollerle özdeşleştirilir. Baba figürünün, çocukların kimlik gelişiminde önemli bir etkisi olduğu bilinmektedir. Babalık kavramı yalnızca biyolojik bir bağla sınırlı değildir; aksine, duygusal, sosyal ve psikolojik bağları da içermektedir. Baba-çocuk ilişkisinde meydana gelen isyan, psikanalitik bir bakış açısıyla, baba ve çocuğun etkileşimi üzerinden incelenir. Bu çalışmada, baba-oğul ve baba-kız ilişkileri üzerinden isyan kavramı ele alınmakta, yeni Türk sinemasında bu kavramın nasıl algılandığı ve sunulduğu gözlemlenmekte ve bu durumun psikanalitik açıdan analizi yapılmaktadır. Yeni Türk sinemasında örneklem olarak belirlenen Korkuyorum Anne (Reha Erdem, 2004), Beş Vakit (Reha Erdem, 2006), Kader (Zeki Demirkubuz, 2006), Hayat Var (Reha Erdem, 2008), Tatil Kitabı (Seyfi Teoman, 2008), Çoğunluk (Seren Yüce, 2010), Gişe Memuru (Tolga Karaçelik, 2011), Sivas (Kaan Müjdeci, 2014), Kuzu (Kutluğ Ataman, 2014), Çekmeceler (Caner Alper ve Mehmet Binay, 2015), Daha (Onur Saylak, 2017), Ahlat Ağacı (Nuri Bilge Ceylan, 2018), Sibel (Guillaume Giovanetti ve Çağla Zencirci, 2018), Kız Kardeşler (Emin Alper, 2019), Çatlak (Fikret Reyhan, 2020) ve Sardunya (Çağıl Bocut, 2021) filmleri psikanalitik film çözümlemesi yöntemi ile analiz edilmiştir. Araştırmanın sonucunda ele alınan filmlerde yer alan oğul ve kız karakterlerin babalarına isyanı ile toplumsal düzene, ataerkil sisteme, otorite figürlerine ve toplumsal beklentilere karşı başkaldırıları arasında belirgin benzerlikler tespit edilmiştir.

Özet (Çeviri)

The family plays a critical role in meeting the biological, emotional and economic needs of individuals. The family is also considered the basic unit of society and fulfills a central function in transmitting social norms, values and patterns of behavior. Fatherhood is usually defined as the masculine figure of the family and is identified with roles such as authority, guidance and protection. It is known that the father figure has a significant impact on children's identity development. The concept of fatherhood is not limited to a biological bond; on the contrary, it includes emotional, social and psychological bonds. Rebellion in the father-child relationship is analyzed from a psychoanalytic perspective through the interaction between father and child. This study examines the concept of rebellion through father-son and father-daughter relationships, observes how this concept is perceived and presented in new Turkish cinema, and analyzes this situation from a psychoanalytic perspective. In the new Turkish cinema, the sample films Korkuyorum Anne (Reha Erdem, 2004), Beş Vakit (Reha Erdem, 2006), Kader (Zeki Demirkubuz, 2006), Hayat Var (Reha Erdem, 2008), Tatil Kitabı (Seyfi Teoman, 2008), Çoğunluk (Seren Yüce, 2010), Gişe Memuru (Tolga Karaçelik, 2011), Sivas (Kaan Müjdeci, 2014), Kuzu (Kutluğ Ataman, 2014), Çekmeceler (Caner Alper and Mehmet Binay, 2015), Daha (Onur Saylak, 2017), Ahlat Ağacı (Nuri Bilge Ceylan, 2018), Sibel (Guillaume Giovanetti and Çağla Zencirci, 2018), Kız Kardeşler (Emin Alper, 2019), Çatlak (Fikret Reyhan, 2020) and Sardunya (Çağıl Bocut, 2021) were analyzed with the psychoanalytic film analysis method. As a result of the research, significant similarities were found between the rebellion of the son and daughter characters in the films to their fathers and their rebellion against the social order, patriarchal system, authority figures and social expectations.

Benzer Tezler

  1. Yeni Türk sinemasında tasavvuf imgeleri

    Sufi images in the new Turkish cinema

    EBUBEKİR DURAK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    DinMarmara Üniversitesi

    Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET ÖZTÜRK

  2. Yeni Türk sinemasında İstanbul kent imgeleri

    Urban images of İstanbul in recent Turkish cinema

    TUĞÇE KAYAARASI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Sahne ve Görüntü Sanatlarıİstanbul Kültür Üniversitesi

    İletişim Tasarımı Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. FATOŞ ADİLOĞLU

  3. Yeni Türk sinemasında zihinselliğin objektivasyonu

    Objectivation of spirituality cinema in the new Turkish

    SARPER BÜTEV

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Radyo-TelevizyonGazi Üniversitesi

    Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı

    PROF. SERDAR ÖZTÜRK

  4. Yeni Türk sinemasında biçem: Onur Ünlü Sineması

    Style in new Turkish cinema: The Cinema of Onur Ünlü

    GÜLNUR GÖZÜBEK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Radyo-TelevizyonMersin Üniversitesi

    Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ASLIHAN DOĞAN TOPÇU

  5. Yeni türk sinemasında aile konulu filmlerde itaatkâr özne inşası

    The docile subject construction in the family films of new turkish cinema

    SERDAR GEZER

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    FelsefeEge Üniversitesi

    Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. KAMİLE OYA PAKER