Geri Dön

Hastalar, hasta yakınları ve hastane çalışanlarında dini başa çıkma ile umut ve iyimserlik ilişkisi

The relationship between religious coping and hope and optimism in patients, relatives and hospital staff

  1. Tez No: 884354
  2. Yazar: RABİA NUR YAŞAR
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ AYŞE ŞENTEPE LOKMANOĞLU
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Din, Psikoloji, Religion, Psychology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sakarya Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Din Psikolojisi Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 96

Özet

Araştırmanın amacı, hastalar, hasta yakınları ve sağlık çalışanlarının dini başa çıkma ile umut ve iyimserlik düzeyleri arasındaki ilişkiyi bazı demografik özellikler (yaş, cinsiyet, medeni durum, eğitim düzeyi, sosyo-ekonomik düzey) ile birlikte incelemek, dini başa çıkma tutumlarının, umut ve iyimserlik üzerinde ne yönde ve ne düzeyde bir etkisinin olduğunu belirlemektir. Araştırma, Van ili ve çevresinde yaşayan 18 yaşve üstü 94 kadın, 114 erkek olmak üzere 208 kişi ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmada nicel bir yaklaşım benimsenmiş, ilişkisel tarama yöntemi ve betimsel metot kullanılmıştır. Kişisel Bilgi Formu, Sürekli Umut Ölçeği, İyimserlik-Kötümserlik Ölçeği, Dini Başa Çıkma Tarzları Ölçeği tercih edilmiştir. Kişisel Bilgi Formunda demografik özelliklerin yanı sıra öznel dindarlık algısı ve ibadetler ile ilgili sorulara da yer verilmiştir. Ulaşılan veriler ise IBM SPSS 25.0 programı kullanılarak analiz edilmiştir. Demografik değişkenler ile umut, iyimserlik ve dini başa çıkma arasında anlamlı bulgulara rastlanmıştır. Erkek katılımcıların eyleyici düşünce puan ortalamaları kadın katılımcılara göre yüksek belirlenmiştir. Evli bireylerin olumlu dini başa çıkma düzeylerinin bekarlara göre daha yüksek olduğu saptanmıştır. Eğitim düzeyi lisansüstü olan katılımcıların iyimserlik düzeylerinin lise mezunu olan katılımcılardan daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. İlkokul, ortaokul ve lise mezunu bireylerin kötümserlik seviyeleri ise lisansüstü eğitim seviyesine sahip olanlardan daha yüksek bulgulanmıştır. Gelir düzeyi yüksek olanların eyleyici düşünce ortalama puanlarının, gelir düzeyi düşük ve orta olan katılımcılara göre daha yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Katılımcıların yaşları ile olumlu dini başa çıkma arasında olumlu bir ilişkiye rastlanmış; katılımcıların yaş puanları arttıkça olumlu dini başa çıkma düzeyleri de artış göstermiştir. Olumlu dini başa çıkma düzeyleri ile öznel dindarlık algıları, namaz kılma, dua etme sıklıkları arasında pozitif bir ilişki bulunmuştur. Olumsuz dini başa çıkma ile iyimserlik ve alt boyutları arasında negatif yönde bir ilişki gözlenirken olumsuz dini başa çıkma ile kötümserlik arasında ise pozitif bir ilişki olduğu bulgulanmıştır. Katılımcıların olumlu dini başa çıkma düzeyi yükseldikçe sürekli umut ve alt boyutları ile iyimserlik düzeyleri artarken kötümserlik düzeyleri azalmaktadır. Bireylerin olumsuz dini başa çıkma seviyeleri yükseldikçe kötümserlik düzeyleri de artış göstermektedir. Araştırmada elde edilen bulgulara göre olumsuz dini başa çıkmanın kötümserliği pozitif yönde yordadığı tespit edilmiştir. Olumlu dini başa çıkma ise iyimserlik ve sürekli umudu pozitif yönde, kötümserliği ise negatif yönde yordamaktadır.

Özet (Çeviri)

The aim of the study is to examine the relationship between religious coping and hope and optimism levels of patients, relatives of patients and healthcare professionals together with some demographic characteristics (age, gender, marital status, education level, socio-economic level) and to determine the direction and level of effect of religious coping attitudes on hope and optimism. The study was conducted on 208 people, 94 women and 114 men, over the age of 18, living in Van province and its surroundings. A quantitative approach was adopted in the study, and the relational screening method and descriptive method were used. Personal Information Form, Trait Hope Scale, Optimism-Pessimism Scale, Religious Coping Styles Scale were used. In addition to demographic characteristics, the Personal Information Form also included questions about subjective perception of religiosity and worship. The obtained data were analyzed using the IBM SPSS 25.0 program. Significant findings were found between demographic variables and hope, optimism and religious coping. The agentic thinking mean scores of male participants were higher than female participants. It was determined that married individuals had higher positive religious coping levels than single individuals. It was determined that the optimism levels of participants with a postgraduate education level were higher than the participants who were high school graduates. The pessimism levels of individuals who were primary, secondary and high school graduates were found to be higher than those with a postgraduate education level. It was observed that the agentic thinking mean scores of those with high income levels were higher than those with low and medium income levels. A positive relationship was found between the participants' ages and positive religious coping; as the participants' age scores increased, their positive religious coping levels also increased. A positive relationship was found between positive religious coping levels and subjective perceptions of religiosity, performing prayers, and the frequency of praying. While a negative relationship was observed between negative religious coping and optimism and its sub-dimensions, a positive relationship was found between negative religious coping and pessimism. As the participants' positive religious coping level increases, their trait hope, alternative ways of thinking, action thinking and optimism levels also increase, while their pessimism levels decrease. As individuals' negative religious coping levels increase, their pessimism also increases. According to the findings obtained in the study, it was determined that negative religious coping positively predicts pessimism. Positive religious coping positively predicts optimism and trait hope, and negatively predicts pessimism.

Benzer Tezler

  1. Tedaviye son vermenin etik boyutu

    The ethical dimensions of terminating treatment

    NURTEN SANCAK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Sağlık Kurumları YönetimiBeykent Üniversitesi

    İşletme Yönetimi Ana Bilim Dalı

    DR. ZÜLFİKAR ÖZKAN

  2. Sağlık çalışanlarında duygusal körelme ile empati ilişkisi

    Empation relationship with emotional blinding in health employees

    SERHAN KESERLİOĞLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Sağlık Kurumları YönetimiBeykent Üniversitesi

    İşletme Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ALİ SAYGILI

  3. Hastane çalışanları arasında damgalama (stigmatizasyon) olgusu üzerine keşifsel bir çalışma

    A heuristic study on stigmatization phenomenon among hospital staff members

    SÜMEYYE ÖZMEN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    HastanelerSüleyman Demirel Üniversitesi

    Sağlık Yönetimi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. RAMAZAN ERDEM

  4. Sağlıkta şiddet: Kamu ve özel hastaneler acil servisleri üzerine karşılaştırmalı bir analiz (Elâzığ ili örneği)

    A sociological study on the phenomenon of violence in emergency services: The case of Elazığ province

    NESLİHAN SEKÜ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    SosyolojiFırat Üniversitesi

    Sosyoloji Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ AYŞE MERMUTLU

  5. Örgütlerde motivasyon-verimlilik ilişkisi ve sağlık çalışanları

    Motivation- productivity relations in organizations and health workers

    EMİNE EYİGÜN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    HastanelerBeykent Üniversitesi

    İşletme Yönetimi Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. ZERRİN FIRAT