Geri Dön

Modernizm ve postmodernizmin flüt repertuvarına yansımaları

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 886270
  2. Yazar: GÜLŞAH TOSUN
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ ÇİLER TALU
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Müzik, Music
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Dokuz Eylül Üniversitesi
  10. Enstitü: Güzel Sanatlar Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Müzik Ana Sanat Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 154

Özet

Bu uygulama raporu, 19. ve 20. yüzyıl sanatına yön veren modernizm ve postmodernizmin öncesi ve sonrasında varolmuş sanat anlayışlarının incelenmesine odaklanmaktadır. Sanat tarihindeki bu dönüşümler, kültürel, toplumsal ve politik değişimleri yansıtan karmaşık bir yapıya sahiptir. Modernizm, 20. yüzyılın başlarında ortaya çıkan ve geleneksel sanat anlayışlarını sorgulayan bir dönem olmuştur. Sanatçılar, yeni ifade biçimleri arayarak geleneksel kalıpları reddetmiş ve yenilikçi yaklaşımlar geliştirmişlerdir. Modernizme doğru giden yolda avangard hareketlerin büyük ölçüde etkisi olmuştur. Sanatın tüm dallarını etkisi altına alan yenilikçi arayışlar yüzyıllar boyu sürmüş ve farklı akımların doğmasını sağlamıştır. Bu değişimler ve sanat akımları müziğe de büyük ölçüde yansımış ve çalgıların repertuvarı büyük ölçüde değişime uğramıştır. Flütün tarihsel gelişimiyle birlikte mekanizması yenilenmiş ve Boehm sistemi ile kompozitörlerin üzerinde en çok yeniliği aradığı, deneysel yaklaşımlarda bulunduğu bir çalgı haline gelmiştir. 19. yüzyılda neoklasisizmin doğuşu Antik Yunan ve Roma sanatına geri dönüşü benimseyen idealize edilmiş müzik formları ile ön plana çıkmaktadır. Neoklasik dönemin önde gelen bestecilerinden Paul Hindemith'in flüt repertuvarında kullandığı biçim ve formlar, klasik dönem müziğinin yenilikçi yaklaşımlarıyla entegre edildiği Flüt ve Piyano Sonatı'nda görülmektedir. Aynı zamanda Sigfrid Karg-Elert'in 30 Caprices for Flute Solo Op.107 adlı etütleri, flütün yapısal değişimindeki ilerlemelere ve 20. yüzyıl repertuvarındaki flütün teknik gereksinimlerine karşılık olarak geliştirilmiştir. 19. yüzyılın ikinci yarısında empresyonizmin doğanın anlık izlenimlerini ele alan yansımaları ile tüm sanatlarda ve müzikte farklı renk ve tını arayışları doğmuştur. Bu bağlamda Claude Debussy'nin solo flüt için bestelediği Syrinx adlı eseri empresyonist repertuvarın gelişimine ışık tutmuştur. Bu dönemde özgün tını ve renk içeren yenilikçi yaklaşımlarla, flütün büyüleyici ve mistik tınısından büyük ölçüde yararlanılmıştır. 19. yüzyılın sonlarını ve 20. yüzyılın başlarını içeren romantik dönemi yeniden canlandırma çabası, neoromantik dönem olarak adlandırılmış ve flüt repertuvarında homojen seslerin kullanımı, kuş seslerinin flüt ile canlandırılması gibi farklı yaklaşımları ele almıştır. 19. yüzyılın sonlarında ortaya çıkan modernizm ile tüm sanat anlayışı baştan aşağı değişime uğramış, sanatçılar adeta daha yeni olanı ve denenmemişi keşfetmek adına birbirleriyle yarış haline girmiştir. Bu dönemde flüt repertuvarı en köklü değişimini yaşamış ve genişletilmiş teknikleri bünyesinde barındıran yepyeni bir repertuvarın oluşumunu yaratmıştır. Flütün yeni mekanizması ile kapasitesinin epey zorlandığı bu süreç, flüt performansının yükseltildiği, kompozisyon açısından yeniliğe teşvik eden avangard ve deneysel türlerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Arnold Schoenberg'in on iki ton uygulaması tüm çalgılarda olduğu gibi flüt repertuvarında da gelişim göstermiş ve Luciano Berio'nun Sequenza I adlı eserinde izleri görülmüştür. Yenilikçi arayışların sonunda notasyon, icracı için takip edilmesi ve çalınması son derece güç bir hale gelmiş ve daha anlaşılır bir kompozisyon için minimalist ve postmodernist yaklaşımların temeli atılmıştır. Bu süreçte 20. yüzyılın başlarında ortaya çıkan ekspresyonizm ile sanatçılar ve besteciler iç dünyalarına kulak vermiş, duygu uyandırma arzusu ile sanat eserlerini yapılandırmışlardır. Bu dönemde bestecilerin aşırı uyumsuzluk ve belirsizlik üretmesi için kromatiklik ve dizisellik tekniklerini kullanması dinleyiciler üzerinde şok etkisi yaratmıştır. Arnold Schoenberg'in Pierrot Lunaire adlı eserinde flütü belirgin şekilde kullanması ve uzun sololarına yer vermesi flüt repertuvarındaki ekspresyonist unsurların kullanımını gösteren ilk eser olmuştur. Ekspresyonist dönemde flüt, geleneksel ve modern müzik sahnelerinde önemli bir çalgı olarak kabul edilmiş, bu yenilikçi yaklaşımlar, savaş sonrası dönemindeki bestecilere, flütün benzersiz vokal özelliklerini ve doğal akıcılığını cesurca keşfetme fırsatı sunmuştur. 20. yüzyılın sonlarına doğru postmodern anlayışta önemli bir yer edinmiş sadeleştirme ve indirgeme düşüncesini benimseyen minimalizm tüm sanat dallarını etkisi altına almıştır. Minimalist müzik, postmodern kökenlerine bağlı kalarak, karmaşıklığı azaltmayı ve tekrar motiflerini vurgulamayı hedefleyen bir yapıya sahiptir. Minimalist müziğin önde gelen isimlerinden Steve Reich, Philip Glass ve Henryk Górecki solo flüt repertuvarına farklı ses mozaikleri, çeşitli unsurlar ve tekrarlamalardan oluşan minimalist yaklaşımlarıyla yepyeni bir perspektif kazandırmıştır. 20. yüzyıldan günümüze kadar uzanan zamanı kapsayan postmodernizm, bazı teorisyenlere göre modernizmden bir kopuş veya onun devamı olarak adlandırılmaktadır. Postmodernizm, modernist sanatın özgün, yenilikçi ve karmaşık yapısının tüm dinleyici kitlesine hitap etmemesine yönelik yaklaşımıyla sanatı daha anlaşılabilir hale getirmeyi hedeflemiş ve dinleyicilerin zevkine odaklı sanat eserleri vermeyi amaçlamıştır. Geçmişin form ve yapılarını alıntı ve kolaj yöntemiyle yeniden revize ederek dinleyicilere sunan postmodern müziğin en önemli örneklerinden biri, Luciano Berio'nun 1968'de bestelediği ve geçmiş öğeleri kullandığı Sinfonia adlı eserin üçüncü bölümüdür. Postmodernist müzikte flüt repertuvarı, klasik dönemden modern döneme kadar farklı türlerin birleşimini içeren eserlere yer vermiştir. İlke Karcılıoğlu'nun Sa-na-ne adlı eseri postmodern müziğe örnek olmakla birlikte kompozisyonunda tongue-ram, tuş tıklamaları, kurbağa dili, glissando, şarkı söyleyerek ve mırıldanarak çalma, harmonikler ve çok seslilik gibi genişletilmiş flüt tekniklerini içermektedir. Aynı zamanda Türk bestecilerinin modernleşmeye yönelik çalışmaları ve Türk melodilerinin modern tekniklerle entegre edildiği solo flüt, flüt-piyano gibi kompozisyonları, flüt repertuvarına değerli eserler kazandırmıştır.

Özet (Çeviri)

This application report focuses on examining the understanding of art during the periods before and after the significant art movements of the 20th century, namely modernism and postmodernism. These transformations in art history have a complex structure reflecting cultural, social, and political changes. Modernism emerged in the early 20th century, questioning traditional artistic approaches. Artists rejected traditional norms, seeking new forms of expression and developing innovative approaches. Avant-garde movements played a significant role in the path towards modernism, influencing all branches of art and leading to the emergence of various artistic movements over centuries. These changes and art movements significantly impacted music, leading to a considerable transformation in the repertoire of instruments. Alongside the historical development of the flute, its mechanism evolved, becoming an instrument sought after by composers for experimentation and innovative approaches, particularly with the Boehm system. The emergence of neoclassicism in the 19th century highlighted idealized music forms returning to Ancient Greek and Roman art. Leading composers of the neoclassical period, such as Paul Hindemith, integrated innovative approaches into their flute repertoire, as seen in the Flute and Piano Sonata. Impressionism in the latter half of the 19th century emphasized capturing fleeting moments of nature, inspiring various color and tone explorations in all arts, including music. Claude Debussy's composition Syrinx for solo flute shed light on the development of impressionist repertoire. The romantic period revival efforts, termed neoromanticism, explored different approaches in flute repertoire, such as the use of homogeneous sounds and mimicking birdcalls. The emergence of modernism at the end of the 19th century marked a significant shift in artistic paradigms, inspiring artists to explore the new and untried. This period witnessed profound changes in flute repertoire, fostering avant-garde and experimental genres that pushed the boundaries of flute performance and composition. Expressionism in the early 20th century allowed composers to delve into their inner worlds, structuring art pieces with the desire to evoke emotions. Flute usage in Arnold Schoenberg's Pierrot Lunaire showcased expressive elements in flute repertoire, paving the way for post-war composers to explore the flute's unique vocal qualities and natural fluidity. Towards the end of the 20th century, minimalism gained prominence in postmodern movements, advocating for simplification and reduction across all art forms. Minimalist composers like Steve Reich, Philip Glass, and Henryk Górecki introduced new perspectives to solo flute repertoire with their minimalist approaches, characterized by repetition and varied sonic textures. Postmodernism, spanning from the 20th century to the present, is considered by some theorists as a departure from or continuation of modernism. Postmodernism aims to make art more accessible by revising past forms and structures, catering to the audience's taste. In postmodernist music, flute repertoire encompasses a fusion of different genres from classical to modern periods. Works like Luciano Berio's Sinfonia, particularly its third movement, exemplify the use of past elements in a revised context. Works like Ilke Karcılıoğlu's Sa-na-ne exemplify postmodern music, integrating expanded flute techniques like tongue clicks, flutter-tonguing, glissando, singing, whispering, harmonics, and polyphony. Additionally, efforts by Turkish composers to modernize and integrate Turkish melodies with modern techniques have enriched flute repertoire with valuable compositions like solo flute and flute-piano compositions.

Benzer Tezler

  1. Postmodern müzik kavramı bağlamında Luciano Berio'nun Sequenza I adlı eseri ve bu eserde kullanılan çağdaş flüt teknikleri

    Luciano Berio's Sequenza I whithin the concept of postmodern music and the use of contemporary flute techniques

    ŞEBNEM UŞEN

    Sanatta Yeterlik

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    MüzikYıldız Teknik Üniversitesi

    Sanat ve Tasarım Ana Sanat Dalı

    PROF. RUHİ AYANGİL

  2. Luciano Berio'nun gitar için bestelediği Sequenza XI'deki kozmik yapı

    The cosmic structure in Luciano Berio's Sequenza XI for guitar

    MERT ALTUNTAŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    MüzikYıldız Teknik Üniversitesi

    Sanat ve Tasarım Ana Sanat Dalı

    DOÇ. DR. KORAY SAZLI

  3. Modernizm ve postmodernizmin sentaktik/semantik yapısının karşılaştırmalı çözümlemesi

    Comparative analysis of modern and postmodern architecture in terms of syntactic and semantic structures

    MEHMET İNCEOĞLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    DilbilimKaradeniz Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ŞENGÜL ÖYMEN GÜR

  4. Erich Fromm düşüncesinde değerler ve eğitim

    Values and educationin the thought of Erich Fromm

    İREM SENA KÖKTÜRK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Eğitim ve ÖğretimAnkara Üniversitesi

    Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HASAN HALUK ERDEM

  5. Alev Alatlı'nın romanlarında modernizm ve postmodernizmin yansımaları

    Modernist and postmodernist reflections in Alev Alatlı's novels

    TUĞBA ÇELİK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2002

    Türk Dili ve EdebiyatıHacettepe Üniversitesi

    Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. SIDIKA DİLEK YALÇIN ÇELİK