Biyoçeşitliliğin korunmasında öncelikli alanların (sıcak-noktaların) belirlenmesi: Anadolu Diyagonali'nin Güneyi
Identification of priority areas (hotspots) for conservation of biodiversity: South of the Anatolian Diagonal
- Tez No: 887912
- Danışmanlar: PROF. DR. MUSTAFA TANER ŞENGÜN
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Coğrafya, Geography
- Anahtar Kelimeler: Biyoçeşitlilik, Anadolu Diyagonali, Koruma, Mekansal Analiz, Sürdürülebilirlik, Çevresel Durum, Baskı ve Tepki Modeli, Biodiversity, Anatolian Diagonal, Conservation, Spatial Analysis, Sustainability, Environmental Status, Pressure and Response Model
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Fırat Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Coğrafya Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Fiziki Coğrafya Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 289
Özet
Bu çalışma, Türkiye'de Anadolu Diyagonali'nin güneyinde biyoçeşitliliği koruma önceliklerini belirlemeyi amaçlamaktadır. Bölge, dünya biyoçeşitliliği bakımından en önemli sıcak noktalarından biri olarak kabul edilmekte olup, yüksek tür çeşitliliği ve endemizme sahiptir. Ancak, habitat parçalanması, iklim değişikliği, insan faaliyetleri ve yetersiz koruma önlemleri nedeniyle ciddi bir düzeyde tehdit altındadır. Mevcut koruma çabaları genellikle erişilebilirliği az olan sulak alanlar ve ormanlık habitatlara odaklanmakta olup en yüksek antropojenik baskı altındaki alanları yeterince kapsamamaktadır. Bu durum, Türkiye'nin biyolojik çeşitliliği koruma stratejilerindeki önemli bir boşluğu vurgulamaktadır. Çalışmada biyoçeşitliliğin genel tanımı ve habitatları oluşturan abiyotik unsurlarla ilişkileri ele alınarak koruma çalışması için teorik bilgiler sağlanmıştır. Biyoçeşitlilik unsurlarından her birinin ekosistem hizmetleri, ekonomik katkıları, iklim değişikliğiyle mücadele, gıda güvenliği, sağlık ve tıp, kültürel ve estetik değerler ile bilimsel araştırmalar açısından hayati bir öneme sahip olduğu vurgulanmıştır. Bu bağlamda, biyoçeşitliliğin korunmasının yalnızca ekolojik dengeyi sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda insan refahı ve sürdürülebilir kalkınma için de kritik olduğu belirtilmiştir. Araştırmanın problemleri arasında, bölgenin hızlı biyoçeşitlilik kaybı ve mevcut koruma metodolojilerinin yetersizliği yer almaktadır. Bu doğrultuda araştırmanın amacı, bölgedeki biyoçeşitliliği koruma stratejilerini geliştirmek için öncelikli alanları belirlemektir. Bu çalışmada, Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS), uzaktan algılama (UA) ve yapay zeka (YZ) gibi ileri teknolojik yöntemler, Çevresel Baskı, Durum ve Tepki (PSR) Modeli kapsamında entegre edilmiştir. Bu entegrasyon, koruma önceliklerinin daha etkin belirlenmesine olanak tanıyarak, çevresel değişikliklere karşı stratejik tepkilerin formüle edilmesini sağlamaktadır. Araştırma, yenilikçi ve etkili koruma stratejileri geliştirmeyi hedefleyerek, sınırlı koruma kaynaklarının maksimum verimlilikle kullanılmasına katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. CBS, uzaktan algılama ve yapay zeka teknolojilerinin entegrasyonu, koruma alanlarının tespitinde büyük bir doğruluk ve hassasiyet sağlamıştır. Bu teknolojiler, biyoçeşitliliğin korunması için kritik alanların belirlenmesinde ve mevcut kaynakların etkin bir şekilde kullanılmasında önemli bir rol oynamıştır. Çalışmada kullanılan çevresel baskı, durum ve tepki modeli, bu teknolojilerin entegrasyonuyla birlikte, koruma stratejilerinin geliştirilmesinde bilimsel bir temel oluşturmuştur. Bu model, biyoçeşitlilik üzerindeki baskıları, mevcut durumu ve koruma tepkilerini kapsamlı bir şekilde analiz ederek, biyoçeşitliliğin korunması için en etkili stratejilerin belirlenmesine olanak tanımıştır. Araştırma bulguları, insan faaliyetlerinin biyoçeşitlilik üzerindeki baskısının doğal baskılardan daha büyük olduğunu göstermektedir. İnsan baskılarının %75, doğa baskılarının %25 oranında önemli bulunması, koruma stratejilerinin geliştirilmesinde insan kaynaklı baskıların minimize edilmesinin gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bu durum, özellikle kentleşme, tarım, kerestecilik ve rekreasyon faaliyetlerinin biyoçeşitlilik üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için sürdürülebilir uygulamaların teşvik edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Durum kriterleri arasında ekosistem kriterlerinin tür kriterlerine göre daha yüksek ağırlıklandırılması (%67'ye %33), ekosistemlerin korunmasının türlerin korunmasında temel bir rol oynadığını göstermektedir. İklim elemanlarının (sıcaklık ve yağış) ve topoğrafyanın heterojen yapısının biyoçeşitlilik üzerindeki önemli etkileri olduğu tespit edilmiştir. Bu bulgular, iklim değişikliği ve arazi kullanımı değişikliklerinin ekosistemler üzerindeki olası etkilerini değerlendirmede önemlidir. Tepki kriterleri, biyoçeşitlilik kaybı ve ekosistem bozulmasına karşı koymayı amaçlayan faaliyetleri kapsamaktadır. Bu kriterler arasında eğitim, toplumsal farkındalık ve yasal düzenlemeler gibi unsurlar yer almaktadır. Eğitim, biyoçeşitliliğin korunması için kritik öneme sahip olup, çevre bilincinin artırılması ve sürdürülebilir uygulamaların teşvik edilmesi açısından önemli bir rol oynamaktadır. Yasal düzenlemeler ise, biyoçeşitliliği koruma çabalarının uygulanabilirliğini ve etkinliğini sağlamada kritik bir bileşen olarak kabul edilmiştir. Eğitim kriterinin %41, yasal düzenlemelerin %33 ve koruma alanlarının %26 oranında önemli bulunması, biyoçeşitlilik koruma çabalarının sürdürülebilirliği için toplumsal farkındalığın artırılması ve güçlü yasal çerçevelerin sağlanmasının gerekliliğini ortaya koymaktadır. Sonuç olarak, bu çalışma, Türkiye'nin Doğu Akdeniz Bölgesi ve Anadolu Diyagonali'nin güneyindeki biyoçeşitliliğin korunması için öncelikli alanları belirlemede önemli bir adım atmıştır. Çevresel baskı, durum ve tepki modeli, biyoçeşitliliği koruma çabalarını daha hedefli ve etkin hale getirmek için gerekli bilimsel temeli sağlamaktadır. Bölgenin geniş coğrafi ve ekolojik özellikleri göz önüne alındığında, bu çalışma, biyoçeşitliliğin korunmasına yönelik stratejilerin geliştirilmesi ve uygulanması için önemli bir rehber sunmaktadır. Araştırmanın bulguları, biyoçeşitlilik kaybını en aza indirmek ve ekosistem hizmetlerini sürdürülebilir kılmak için kritik alanların belirlenmesi ve korunmasına yönelik stratejilerin önemini açıkça ortaya koymaktadır. Bu bağlamda, çalışmanın sonuçları, hem akademik literatüre hem de pratik koruma çalışmalarına önemli katkılar sağlamaktadır. Ayrıca, çalışma, benzer zorluklarla karşı karşıya olan diğer biyoçeşitlilik sıcak noktalarında da uygulanabilecek ortak bir model sunarak, koruma bilimi alanına önemli bir katkı sağlamayı hedeflemektedir. Nihayetinde çalışmanın, uzun vadeli çevresel sürdürülebilirliğin sağlanmasına yönelik daha geniş bir hedefe de katkıda bulunması beklenmektedir. Bu çalışmanın bulguları, koruma önceliklerinin belirlenmesinde sosyo-ekonomik faktörlerin de dikkate alınması gerektiğini göstermektedir. İnsan faaliyetlerinin ve habitat parçalanmasının biyolojik çeşitlilik üzerindeki etkileri, bölgenin ekolojik ve sosyo-ekonomik bağlamına uygun koruma alanlarının tespit edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bölgesel dinamiklerin ve yerel toplulukların ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulması, koruma stratejilerinin etkinliğini arttırmaktadır. Bu bağlamda, kentleşme, tarım, kerestecilik ve rekreasyon gibi insan faaliyetlerinin biyoçeşitlilik üzerindeki baskısını azaltmak için sürdürülebilir uygulamaların teşvik edilmesi gerekmektedir. Arazi kullanım planlamasında biyoçeşitlilik korunmasına yönelik hassas bölgelerin belirlenmesi ve bu bölgelerde insan faaliyetlerinin sınırlandırılması önerilmektedir.
Özet (Çeviri)
This study aims to identify biodiversity conservation priorities in the region south of the Anatolian Diagonal in Turkey. Recognized as one of the world's major biodiversity hotspots, this area boasts high species diversity and endemism. However, it is severely threatened by habitat fragmentation, climate change, human activities, and inadequate conservation measures. Current conservation efforts often focus on less accessible wetlands and forest habitats, failing to adequately cover areas under the highest anthropogenic pressure. This highlights a significant gap in Turkey's biodiversity conservation strategies. The study provides theoretical information for conservation work by addressing the general definition of biodiversity and its relationships with abiotic elements that constitute habitats. Each component of biodiversity is emphasized for its vital importance in ecosystem services, economic contributions, climate change mitigation, food security, health and medicine, cultural and aesthetic values, and scientific research. In this context, it is noted that biodiversity conservation is crucial not only for maintaining ecological balance but also for human well-being and sustainable development. The research problems include the region's rapid biodiversity loss and the inadequacy of current conservation methodologies. Accordingly, the aim of the study is to identify priority areas for developing biodiversity conservation strategies in the region. Advanced technological methods such as Geographic Information Systems (GIS), remote sensing (RS), and artificial intelligence (AI) were integrated within the Pressure-State-Response (PSR) Model. This integration enables more effective identification of conservation priorities and formulation of strategic responses to environmental changes. The research aims to contribute to the maximum efficiency use of limited conservation resources by developing innovative and effective conservation strategies. The integration of GIS, remote sensing, and AI technologies has provided great accuracy and precision in identifying conservation areas. These technologies played a critical role in identifying critical areas for biodiversity conservation and effectively utilizing existing resources. The environmental pressure, state, and response model used in the study, along with the integration of these technologies, provided a scientific basis for the development of conservation strategies. This model allows for a comprehensive analysis of pressures on biodiversity, the current state, and conservation responses, leading to the identification of the most effective strategies for biodiversity conservation. The research findings indicate that the pressure of human activities on biodiversity is greater than natural pressures. The finding that human pressures are significant at 75% compared to natural pressures at 25% underscores the necessity of minimizing human-induced pressures in developing conservation strategies. This highlights the need to promote sustainable practices to mitigate the adverse effects of urbanization, agriculture, logging, and recreational activities on biodiversity. Among the state criteria, ecosystem criteria were weighted higher than species criteria (67% to 33%), indicating that the protection of ecosystems plays a fundamental role in species conservation. The significant impacts of climate elements (temperature and precipitation) and the heterogeneous structure of topography on biodiversity were identified. These findings are important for assessing the potential impacts of climate change and land-use changes on ecosystems. The response criteria encompass activities aimed at counteracting biodiversity loss and ecosystem degradation. These criteria include elements such as education, public awareness, and legal regulations. Education is critical for biodiversity conservation, playing an important role in raising environmental awareness and promoting sustainable practices. Legal regulations are also considered a critical component in ensuring the applicability and effectiveness of biodiversity conservation efforts. The finding that education criteria are significant at 41%, legal regulations at 33%, and protected areas at 26% underscores the necessity of enhancing public awareness and providing strong legal frameworks for the sustainability of biodiversity conservation efforts. In conclusion, this study has taken an important step in identifying priority areas for biodiversity conservation in the Eastern Mediterranean Region and south of the Anatolian Diagonal in Turkey. The environmental pressure, state, and response model provides the necessary scientific basis for making biodiversity conservation efforts more targeted and effective. Given the region's extensive geographical and ecological characteristics, this study offers an important guide for developing and implementing biodiversity conservation strategies. The research findings clearly demonstrate the importance of identifying and protecting critical areas to minimize biodiversity loss and sustain ecosystem services. In this context, the results of the study provide significant contributions to both academic literature and practical conservation efforts. Additionally, the study aims to offer a common model that can be applied in other biodiversity hotspots facing similar challenges, thereby making a significant contribution to the field of conservation science. Ultimately, the study is expected to contribute to the broader goal of ensuring long-term environmental sustainability. The findings of this study indicate that socio-economic factors must also be considered in determining conservation priorities. The impacts of human activities and habitat fragmentation on biological diversity emphasize the need to identify conservation areas suitable for the region's ecological and socio-economic context. Considering regional dynamics and the needs of local communities enhances the effectiveness of conservation strategies. In this context, it is necessary to promote sustainable practices to reduce the pressure of human activities such as urbanization, agriculture, logging, and recreation on biodiversity. It is recommended to identify sensitive areas for biodiversity conservation in land-use planning and limit human activities in these areas.
Benzer Tezler
- Identifying green infrastructure strategies for planning the urban landscapes: The case of Amman, Jordan
Kent peyzajlarının planlanmasına yönelik yeşil altyapı stratejilerinin belirlenmesi: Ürdün-Amman şehri örneği
GHAIDA ADEL HUSSEIN IRMEILI
Doktora
İngilizce
2024
Peyzaj Mimarlığıİstanbul Üniversitesi-CerrahpaşaPeyzaj Mimarlığı Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ALEV PERİHAN GÜRBEY
- Kent parkı tasarım kriterlerinin Afganistan Taraqı Park Örneğinde değerlendirilmesi
Evaluation of the urban park design criterias, the case of Taraqi Park of Afghanistan
SAMIRA MOHANDESPOR
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Mimarlıkİstanbul Aydın ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ GÖKÇEN FİRDEVS YÜCEL CAYMAZ
- Assessing the impacts of urban land use/land cover change on soil ecosystem services
Kentsel arazi kullanımı/arazi örtüsü değişiminin toprak ekosistem servisleri üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesi
MELTEM DELİBAŞ
Doktora
İngilizce
2023
Şehircilik ve Bölge Planlamaİstanbul Teknik ÜniversitesiŞehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AZİME TEZER
- Yağmur hendeğinin tasarımı için yeni kriterler
New criteria for swale design
UĞUR ÜNAL
Yüksek Lisans
Türkçe
2018
İnşaat Mühendisliğiİstanbul Üniversitesiİnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ DİLEK EREN AKYÜZ
- Marmaris ve Köyceğiz karakulak Caracal caracal (Schreber, 1776) populasyonunun bazı ekolojik özellikleri
Some ecological characteristics of caracal caracal caracal (Schreber, 1776) population in Marmaris and Köyceğiz region
YASİN İLEMİN
Doktora
Türkçe
2017
BiyolojiMuğla Sıtkı Koçman ÜniversitesiBiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. HASAN KOÇ
YRD. DOÇ. BURÇİN YENİSEY KAYNAŞ