Geri Dön

Beyaz cevher hastalıklarında manyetik rezonans görüntülemenin tanı değeri ve tanı özellikleri

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 88864
  2. Yazar: YUNUS SERBES
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. ADNAN OKUR
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Radyoloji ve Nükleer Tıp, Radiology and Nuclear Medicine
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1999
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Atatürk Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Radyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 79

Özet

ÖZET Beyaz cevher hastalıkları kavram ve terminoloji kargaşasının yaşandığı, bu yüzden de net bir sınıflandırmanın yapılamadığı, demyelinizan, dismyelinizan, ya da her iki sürecin birlikte görülebildiği hastalıklardır. Çalışmamızda, özellikle beyaz cevher hastalıklarında MR incelemenin tanıya olan katkısını belirlemeye çalıştık. Bu amaçla, Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalına gelen 58 hastaya BT ve MR görüntüleme tekniği uyguladık. Hastaların incelenmesinde, genel yaklaşımımız, klinik ve laboratuvar bulguları desteğinde, temel radyolojik ayırıcı tanı üzerinde olmuştur. Radyolojik incelemelerde, temel ayırıcı tanıda topografik özellikler kullanılmıştır. BT'de düşük attenüasyon, MRG'de T1 ve T2 relaksasyon zamanında uzama beyaz cevher hastalıkları için tipiktir. Hastalıkların tanısında, klinik prezentasyon çok önemlidir. Demyelinizan bir hastalık olan muJtjpJ_skJeroz_(MS) için, MR inceleme tercih edilen nöroradyolojik tanı yöntemidir. MS'in tipik MRG bulguları olduğunda tanıda yüksek spesifiteye sahiptir. MS plaklarının ortaya çıkarılmasında MRG'nin spesifitesi % 95-99 arasındadır, özellikle 40 yaşın altında spesifıte % 100'e ulaşmaktadır. Klinik olarak MS hastalarının %100'de T2A'lı sekanslarda hiperintens lezyonlar izlendi. Korpus kallozum lezyonları, MS hastalarının % 78'den fazlasında sagital T2A'lı sekansta görüntülendi. Sagital T2A'lı sekanslar MS tanısında MRG'nin spesifıtesini arttırır. Fokal veya diffüz korpus kallozum atrofısi en iyi sagital TlA'lı sekanslarda izlendi. Ayrıca, MRG'de kontrast tutulumu aktif lezyonlara işaret etti. MS hastalarının % 100'de MR incelemede bulgu saptanırken, BT'de ancak % 30'unda saptanabildi. Dismyelinizan, ya da kalıtımsalbeyaz cevher hastalıklarının bir kısmında radyolojik görüntülerin tanıya çok önemli katkıları olurken, bazılarının non-spesifık olması nedeniyle tanıya, olası metabolik hastalık etiketinden başka ek yorum getiremedi. MR görünümleriyle kalıtımsal beyaz cevher hastalıklarının % 40'ı sınıflandırılmaz. Bizim görüntüleme çalışmalarımız, hastalar arası benzer ya da farklı MRG özelliklerini ortaya çıkararak, ayırıcı tanıya gitmemize yardımcı olmuştur. MR bulguları, klinik belirtiler, hastalığın klinik süreci, tüm ilgili laboratuvar bulguları ve genetik eksikliklere ait çalışmalarla birlikte değerlendirilmelidir. Bu sistematik yaklaşım kalıtsal beyaz cevher hastalıklarının anlaşılmasında yararlı olacaktır. T.C. YÜKSEKÖĞRETİM KURULU DüftlMNTASYS! İEBÜEZİ

Özet (Çeviri)

II SUMMARY The classification of white matter disorders, which are demyelinating or dysmyelinating or both, is difficult due to terminological confusion. In this study, we aimed to investigate the place of MR in the diagnosis of white matter disorders. For this purpose, we performed both MR and CT imagings to 58 patients admitted to Radiology Deparment, Medical School, Atatürk University. Our general approach was on the radiological differential diagnosis with the aid of clinical and laboratory findings. On radiological examination, topographical features were utillized in differential diagnosis. Low attenuation on CT and T1 and T2 relaxation time lengthening on MRI are typical features for white matter disorders. Clinical presentations are very important for the diagnosis of such disorders. MRI is the preferred neuroradiological diagnostic procedure in multiple sclerosis (MS) which is a demyelinating disease. High specificity is obtained when typical MRI findings are present in MS. The specificity of MRI in detecting MS plaques is between 95-99 %. The specificity reaches to 100% when the age is under 40 years. Hyperintense lesions were detected in 100% patients with the diagnosis of MS. Corpus callosum lesions on sagittal T2W sequences were present in over 78% of patients with MS. Sagittal T2W sequences increase the spesificity of MRI in the diagnosis of MS. Focal or diffuse atrophy of corpus callosum was best observed on sagittal T1W sequences. Additionally contrast enhacement indicated active lesion on MRI. While 100 % of MS patients showed MRI findings, only 30 % of these cases showed CT findings related to MS. Radiological images were detected to have very important clues in differential diagnosis of dysmyelinating or inherited white matter disorders. But some images were not helpful due to their nonspesificity. Forty per cent of white matter disorders could not be classified by MRI studies. Our imaging study by revealing similar or different MRI finding in patients might be helpful to differential diagnosis. It was concluded that MRI findings should be evaluated together with clinical findings, clinical course of a disease, laboratory findings and genetic studies. This systematic approach may be helpful for the diagnosis of inherited white matter disorders.

Benzer Tezler

  1. Pediyatrik yaş grubunda kalıtımsal nörodejeneratif beyin hastalıklarda proton MR spektroskopi ve difüzyon ağırlıklı görüntülemenin tanısal katkıları

    Diagnostic value of proton mr spectroscopy and diffusion weighted MR imaging in inherited childhood neurodegenerative brain diseases

    YELİZ PEKÇEVİK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2007

    Radyoloji ve Nükleer TıpDokuz Eylül Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. HANDAN ÇAKMAKÇI

  2. Edinsel beyaz cevher hastalıklarının ayırıcı tanısında manyetik rezonans görüntüleme

    Başlık çevirisi yok

    ERGÜN DENİZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2001

    Radyoloji ve Nükleer TıpSelçuk Üniversitesi

    Radyodiagnostik Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. SERDAR KARAKÖSE

  3. Pediyatrik mitokondrial ensefalopati olgularında görünen difüzyon katsayısının ölçülmesi ve takip difüzyon katsayısı ölçümleri ile hastalığa bağlı parankimal değişimlerin karşılaştırılması

    Measurement of apparent diffusion coefficient in pediatric mitochondrial encephalopathy patients and the comparison of the follow-up measurements of diffusion coefficient with the parenchymal changes due to the disease course

    FATMA UYSAL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    Radyoloji ve Nükleer TıpDokuz Eylül Üniversitesi

    Radyodiagnostik Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HANDAN ÇAKMAKÇI

  4. Migrenli olgular ile multipl sklerozlu olgularda izlenen beyaz cevher lezyonlarının farklılığının manyetik rezonans görüntüleme tekstür analizi yöntemiyle değerlendirilmesi

    Evaluation of the differences between white matter lesions' seen in migraine patients and multiple sclerosis patients by magnetic resonance imaging texture analysis method

    TURGAY ÖNER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Radyoloji ve Nükleer TıpSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MURAT BAYKARA

  5. Difüzyon tensör görüntüleme ile beyin beyaz cevher traktografisi ve yüksek çözünürlükte trak yoğunluk görüntülerinin elde edilmesi

    Brain white matter tractography with diffusion tensor imaging and reconstruction of high resolution track density images

    FATMA BETÜL KÖŞKER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Mühendislik BilimleriErciyes Üniversitesi

    Biyomedikal Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. MAHMUT TOKMAKÇI

    YRD. DOÇ. DR. KAZIM ZİYA GÜMÜŞ