Bipolar bozukluk manik epizot hastalarında serum oreksin-A, oreksin-b düzeyleri ve oreksin-1, oreksin-2 reseptör düzeylerinin sağlıklı kontroller ile karşılaştırılması
Comparison of serum orexin-A, orexin-b, and orexin-1, orexin-2 receptor levels in bipolar patients with manic episodes and healthy controls
- Tez No: 889443
- Danışmanlar: PROF. DR. MUSTAFA UĞURLU
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Psikiyatri, Psychiatry
- Anahtar Kelimeler: Bipolar bozukluk, mani, oreksinler, oreksin-a, oreksin-b, oreksin reseptörleri, Bipolar disorder, mania, orexins, orexin-a, orexin-b, orexin receptors
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: Ankara Bilkent Şehir Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 84
Özet
Amaç: Bipolar bozukluk toplumda sık görülen, kişinin işlevselliğini ve hayat kalitesini etkileyen kronik bir rahatsızlık olup manik, depresif ve karma epizotlarla seyreder. Etiyolojisinde biyolojik ve psikososyal faktörler rol oynamakla birlikte, nörobiyolojik faktörler tam olarak aydınlatılamamıştır. Manik dönemde hastalarda uyku ihtiyacında azalma, enerji ve hareketlilik artışı, büyüklük hissi, benlik saygısında artma, konuşmada hızlanma, duygularda dalgalanma, dikkat dağınıklığı ve amaca yönelik aktivitede artış gibi belirtiler görülür. Oreksinler hipotalamik uyarıcı nöropeptidler olup, uyku-uyanıklık döngüsü, enerji metabolizmasının kontrolü, yeme davranışı, fiziksel aktivite gibi çok sayıda fonksiyonun düzenlenmesinde rol alır. Manik dönemdeki bir hastanın klinik tablosu göz önüne alındığında, oreksin sisteminin nörodavranışsal çıktıları ve manik epizot arasında pek çok ortak yön bulunmakla birlikte bu konu hakkında kısıtlı sayıda çalışma mevcuttur. Bu çalışmanın amacı, serum oreksin-A, oreksin-B düzeyleri ve oreksin-1, oreksin-2 reseptör düzeylerinin bipolar bozukluk manik epizot hastalarında sağlıklı kontrollere göre farklı olup olmadığı ve oreksin-A, oreksin-B düzeyleri ve oreksin-1, oreksin-2 reseptör düzeyleri ile manik epizot belirtileri arasındaki ilişkinin araştırılmasıdır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya DSM-5 tanı kriterlerine göre bipolar bozukluk manik epizot tanısı alan Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Psikiyatri Kliniğinde yatarak tedavi alan 30 hasta ve sosyodemografik olarak eşleştirilmiş 30 sağlıklı gönüllü alınmıştır. Katılımcıların sosyodemografik ve klinik verileri kaydedilmiştir. Hastaların klinik belirtileri Young Mani Derecelendirme Ölçeği ile kaydedilmiştir. Tüm katılımcılardan 12 saat açlık sonrası sabah alınan venöz kandan serum oreksin-A, oreksin-B ve oreksin-1, oreksin-2 reseptör düzeyleri ölçülmüştür. Bulgular: Çalışmamızın sonucunda bipolar bozukluk manik epizot grubunda serum oreksin-A, oreksin-B ve oreksin-1, oreksin-2 reseptör düzeylerinin sağlıklı kontrol grubuna göre düşük olduğu bulundu. Bipolar bozukluk manik epizot grubunda manik epizodun başlangıcından sonra geçen gün sayısı arttıkça serum oreksin-A ve oreksin-1 reseptör düzeylerinin düştüğü saptandı. Psikotik belirtileri olan hastalarda serum oreksin-A ve oreksin-1 reseptör düzeylerinin daha yüksek olduğu görüldü. Young Mani Değerlendirme Ölçeğinde uyku ve içgörüyü değerlendiren madde puanları yüksek olan manik epizot hastalarında serum oreksin-A düzeyleri, cinsel ilgiyi değerlendiren madde puanları daha yüksek olan hastalarda ise oreksin-2 reseptör düzeyleri daha yüksek bulundu. Hastaların yaşı arttıkça serum oreksin-2 reseptör düzeylerinin düştüğü gözlendi. Serum oreksin-A, oreksin-B ve oreksin-1, oreksin-2 reseptör düzeylerinin tanı koymada uygun bir belirteç olup olmadığına dair yapılan ROC analizlerinde ise serum oreksin-1 reseptör düzeyi için 2711.41 ng/L kesme değerinin %87 duyarlılık, %90 özgüllük ve %88 doğrulukla bipolar bozukluk manik epizot tanısında belirleyici olduğu bulundu. Sonuç: Oreksin sisteminin bipolar bozukluk manik epizot ile, özellikle de manik epizodun fizyolojik belirtileriyle ilişkili olabileceği görülmektedir. Bipolar bozukluğun da dahil olduğu, psikiyatrik hastalıkların kompleks doğası ve oreksinerjik sistemin nörofizyolojik etkileri düşünüldüğünde, oreksinerjik sistem bipolar bozukluk başta olmak üzere psikiyatrik bozuklukların tanı, takip ve hatta tedavisi konusunda daha ileri çalışmalar için önemli bir aday olarak gösterilebilir.
Özet (Çeviri)
Aim: Bipolar disorder is a chronic mental illness that significantly impacts the individual's functionality and quality of life. Bipolar Disorder is characterized by manic, depressive, and mixed episodes. While both biological and psychosocial factors contribute to its aetiology, neurobiological aspects remain unclear. During manic episodes, patients exhibit symptoms such as a decreased need for sleep, increased energy and activity levels, a sense of grandeur, rapid speech, fluctuating emotions, distractibility, impulsivity, and increased goal-directed behaviour. Orexins, being hypothalamic stimulating neuropeptides regulate functions including the sleep-wake cycle, energy metabolism, eating behaviour, and physical activity. Considering the clinical picture of manic episodes, there are many parallels between the characteristics of manic episode and neurobehavioral outcomes of the orexin system. However, the available literature is not sufficient to shed light on this subject. In our study, we aim to compare serum orexin-A, orexin-B, and orexin-1, orexin-2 receptor levels in bipolar patients with manic episodes and healthy controls and investigate the relationship between manic episode symptoms and serum orexin-A, orexin-B, and orexin-1, orexin-2 receptor levels. Materials and Methods: Within the scope of this study, a total of 30 patients admitted to Ankara Bilkent City Hospital, Psychiatry Inpatient Unit with Bipolar Disorder, Manic Episode according to DSM-5 criteria and 30 healthy volunteers matched for sociodemographic characteristics were included in the study. Participants' sociodemographic and clinical data were recorded. Clinical symptoms of bipolar patients with manic episode were assessed using Young Mania Rating Scale. For both groups, venous blood samples were taken in the morning after a 12-hour fast to measure serum orexin-A, orexin-B and orexin-1, orexin-2 receptor levels. Results: As a result of our study, serum orexin-A, orexin-B and orexin-1, orexin-2 receptor levels were significantly lower in the bipolar disorder manic episode group compared to the healthy controls. In the bipolar disorder manic episode group, as the number of days since the onset of manic episode increased, serum orexin-A and orexin-1 receptor levels decreased. Patients with bipolar disorder manic episode with psychotic features have been shown to have higher serum orexin-A and orexin-1 receptor levels. Also, evaluated by Young Mania Rating Scale, bipolar disorder manic episode patients with higher subscale scores for sleep and insight had higher serum orexin-A levels while patients with higher subscale scores for sexual interest had higher serum orexin-2 receptor levels. It was observed that as the patients' age increased, serum orexin-2 receptor levels decreased. ROC analyses were performed to evaluate the optimal cut-off values and the cut-off value for serum orexin-1 receptor levels were found to be 2711.41 ng/L with 87% sensitivity, 90% specifity, and 88% accuracy in diagnosing bipolar disorder manic episode. Conclusion: Orexinergic system is evidently related to the physiological symptoms of manic episode in bipolar disorder. Given the complex nature of psychiatric disorders including bipolar disorder and the physiological functioning of orexinergic system, it could be considered as a potential focus for further studies, particularly in terms of diagnosis, monitoring and possibly even treatment for patients with bipolar disorder.
Benzer Tezler
- Bipolar ve şizofreni hastalarında serum thrombospondin-1 (TPS-1) düzeylerinin elektrokonvulsif tedavi (EKT) öncesi ve sonrası ile sağlıklı kontrollerle karşılaştırılması
Comparison of serum thrombospondin-1 (TSP-1) levels in bipolar and schizophrenia patients before and after electroconvulsive therapy (ECT) with healthy controls
HİCRET KAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
PsikiyatriSağlık Bilimleri ÜniversitesiPsikiyatri Ana Bilim Dalı
UZMAN TEVFİK KALELİOĞLU
- Bipolar bozuklukta otofajinin potansiyel rolünün incelenmesi
Examination of the potential role of autophagy in bipolar disorder
CEMİLE AVCI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
PsikiyatriSüleyman Demirel ÜniversitesiRuh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. FARUK KILIÇ
- Bipolar affektif bozukluğu olan hastalarda serum oksitosin ve vazopressin düzeyleri ve bu hormonların cinsel işlevler, agresyon ve bilişsel işlevler ile ilişkisi
Serum levels of oxytocin and vasopressin, and the relationship of these hormones with sexuality, aggression and cognition in patients with bipolar disorder
CENGİZ UYSAL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2012
PsikiyatriErciyes ÜniversitesiPsikiyatri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. M. TAYFUN TURAN
- Bipolar bozuklukta erken dönemde inflamasyon ve nörodejenerasyon bulgularının değerlendirilmesi
Inflammation and neurodegeneration findings in early stage bipolar disorder
SERCAN KARABULUT
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2016
Psikiyatriİstanbul ÜniversitesiRuh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SİBEL ÇAKIR
- Bipolar duygudurum bozukluğu manik epizod hastalarının akut alevlenme ve remisyon dönemlerinde serum galektin-1 ve galektin-3 düzeylerinin değerlendirilmesi
Evaluation of serum galectin-1 and galectin-3 levels in acute exacerbation and remission periods in manic episode patients with bipolar mood disorder
MERYEM YÜKSEL AYTEKİN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
PsikiyatriSağlık Bilimleri ÜniversitesiRuh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. EROL GÖKA
DR. AYBENİZ CİVAN KAHVE