Жож студенттеринин никеге жана гендердик ролдорго болгон мамилесин изилдөөислам марлен
Üniversite öğrencilerinin evilik ve toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin tutumlarının incelenmesi
- Tez No: 893054
- Danışmanlar: PROF. DR. AKMATALİ ALİMBEKOV
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Eğitim ve Öğretim, Education and Training
- Anahtar Kelimeler: Marriage, gender roles, attitudes towards marriage, university students
- Yıl: 2024
- Dil: Kırgızca
- Üniversite: Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 90
Özet
Modern toplumlarda evlilik insanların hayatında önemli bir dönüm noktasıdır. Birçok insan için evlilik, hayatlarını birbirine bağlamanın ve uzun vadeli bir bağlılık yaratmanın bir yolu olarak görülüyor. Bu bağlamda evlilik kavramı toplumların ve bireylerin sosyal, kültürel ve psikolojik dinamikleri üzerinde derin bir etkiye sahiptir. Literatürde evliliğin pek çok tanımının olduğu görülmektedir. Tanımlardan birine göre evlilik, karşı cinsten en az iki kişinin, yazılı olmayan toplumsal kurallar veya yasalarla kurulan birlikteliğidir. Sosyoloji sözlüğü evliliği şu şekilde tanımlamaktadır: Geleneksel olarak evlilik, yetişkin bir erkek ile yetişkin bir kadın arasında belirli hak ve yükümlülükler taşıyan hukuken geçerli bir ilişkidir (Özdemir vd., 2012). Kişinin kişisel yaşamını paylaşabileceği uygun bir partner bulması, kişinin gençliğinde önemli bir olaydır. Evlenme kararı kişinin hayatının geri kalanını belirleyebilir ve olumlu ya da olumsuz etkiler yaratabilir. Evlilik ve ilişki süreci bireyin yaşamının büyük bir bölümünü kapsamaktadır. Yani insan hayatının büyük bir kısmını eşi ve olası çocuklarıyla birlikte geçirir. Bu nedenle eş seçimi oldukça önemli bir karardır ve evlilik her bireye göre uyarlanması gereken karmaşık bir yapıdır (Başay, 2015). Evlilik kurumunun toplumun değerleri, normları ve rolleri üzerinde önemli bir etkisi vardır. Evlilik beklentileri, cinsiyet rolleri, aile yapıları, ilişki dinamikleri gibi konular toplumun evlilik anlayışını şekillendirmektedir. Bu nedenle evlilik üzerine yapılan araştırmalar toplumların evlilik algısını ve uygulamalarını anlamak açısından önemlidir. Cinsiyet rolleri, toplumsal olarak tanımlanmış roller, davranış kalıpları ve kadın ve erkeğin toplumdaki yeridir. Dolayısıyla kadın ve erkeğin nasıl davrandığı, nasıl göründüğü gibi kavramları belirleyen biyolojik değil toplumsal bir kavram olduğu söylenebilir (Altınova ve Duyan 2013). Evlilik Tutumu; Tutumlar, bireyin psikolojik bir nesneye yönelik duygu, düşünce ve davranışlarını şekillendiren eğilimleridir. Bu psikolojik eğilim, bir nesneye karşı olumlu ya da olumsuz bir tutum olarak ortaya çıkar (Smith, 1968). Tanımdan da anlaşılacağı üzere ilişki bireye aittir. Tutum, kişiye ait bir eğilimdir, yani tutum doğrudan xi gözlemlenebilir değil, bireyin gözlemlenebilir davranışlarından çıkarım yapılarak o kişiye ait bir eğilimdir (Kağıtçıbaşı ve Cemalcılar, 2015). Bireylerin evliliğe yönelik tutumları toplumun kültürel dokusuna ve bireylerin mevcut koşullarına göre farklılık gösterebilmektedir. Araştırmacılar, bireylerin evlilik kurumuna yönelik tutumlarındaki bu farklılıkların cinsiyet rolleri, aile ve yakın çevreden alınan tutumlar, anne-baba arasındaki ilişkinin durumu, anne-babanın evlilikteki mutluluğu, medyadaki yayınlar, yakın insanlardan, arkadaş ve akraba gibi çevreden ve ayrıca toplumdan kaynaklanan deneyimlerin küresel toplumdan kaynaklandığı söylenmektedir (Arnett, 2000; Larson vd., 1998; Öz Soysal, Uz Baş ve Aysan 2016). Blagojeviç (1989), evliliğe yönelik tutumun değişimlere duyarlı olduğunu, hem aile deneyiminin hem de dünya toplumlarındaki değişikliklerin gençlerin evliliğe yönelik tutumunu etkileyebileceğini ve yeniden şekillendirebileceğini belirtmektedir. Evlilikten beklentileri; Aile hayatı insanın tüm yaşamının nasıl olacağını belirlediğinden, evlilikte eş seçimi ve başka bir kişiden beklentiler de literatürde kendine yer bulmuş bir konudur. Eş seçimi, hayatınızın geri kalanını kiminle geçireceğinizi, çocuklarınızın annesi/babasının kim olacağını belirlediği için çok önemlidir. Bu çözümün ilk adımı kendini bilmektir. Bundan sonra karşıdakini tanımak, onun kişilik özelliklerini tanımak gelir. Aile kurmaya karar veren kişilerin hayata bakış açıları, değerleri, alışkanlıkları ve evlilikten beklentileri açısından uyumluluklarını dikkate almaları gerekmektedir (Canel, 2012). Evlilikten beklentilerin oluşmasında kişileri farklı faktörler etkilemektedir. Örneğin önemli olana bakarsak, çevre, cinsiyet, yaş, kişilik özellikleri vb. Gholami ve ark. (2020) çalışmasında kadınların evlenme yaşı arttıkça gerçekçi tutumların ve duygusal olgunluğun arttığını bulmuşlardır. Erkeklerin karamsarlığının yaş ilerledikçe azaldığını bildirdiler. Yaş ilerledikçe evliliğe yönelik olumsuz tutumların azaldığı belirtiliyor. Keldal'ın (2021) bekar gençlerle yaptığı araştırmaya göre ise gencin aile beklentileri dört boyutta toplanmıştır. Birinci boyut yaşamı paylaşmak olarak ifade edilmektedir. Bekarlar, evliliğin yaşam sorumluluklarını paylaşmasını beklediklerini bildirdi. Katılımcıların bir diğer beklentisi ise düzenli bir yaşamdır. Katılımcıların aile yaşamının kendilerine düzenli bir yaşam sağlayacağını düşündükleri tespit edilmiştir. Üçüncüsü, özellikle kadın katılımcıların beklentisi aile yaşamının kendilerine huzurlu ve güvenli bir ortam sunacağı xii yönündeydi. Son olarak erkek katılımcıların çoğunluğunun evlilikten çocuk sahibi olmayı beklediklerine değinildi. Cinsiyete ilişkin teorik bir çerçeve; Günlük yaşamda hiçbir ayrım yapmadan söyleyebilsek de biyolojik cinsiyet ve buna dayalı sosyal statü, bilimsel olarak cinsiyet ve toplumsal cinsiyet olarak adlandırılmakta ve farklı kavramlar olarak değerlendirilmektedir (Vatandaş, 2007). Cinsiyet, kadın ve erkeği birbirinden ayıran biyolojik özellikleri tanımlamak için kullanılan bir kavramdır. Yani kadın ve erkek arasındaki hormonal, fizyolojik ve anatomik farklılıkları açıklamak için kullanılır. Cinsiyet, sosyal, kültürel ve psikolojik özelliklerle ilişkili belirli bir sosyal yapıyı ifade eder (Lindsey, 2015). Uluocak ve Bulut (2011) cinsiyeti, insanların biyolojik cinsiyetiyle ilgili özellikleri içeren subjektif bir kavram olarak tanımlamıştır. Vatandash (2007) cinsiyet kavramının, kişinin biyolojik cinsiyeti, bu bilgilere göre toplumun kişiden beklentileri ve kişinin toplumdaki konumu ile ilgili bilgileri ifade ettiğini ifade etmiştir. Dolayısıyla eğer cinsiyet, insana doğası gereği verilen biyolojik bir özellikse, insanlarda sonradan oluşan genler, onların erkek ve kadın olduğunu gösterir. Geleneksel olarak erkeklik, bağımsızlık, inisiyatif, yeterlilik, rekabetçilik ve üstünlük gibi özelliklerle tanımlanırken, kadınlık yardımseverlik, nezaket, şefkat ve sıcaklık gibi özelliklerle tanımlanır. Sosyalleşme sürecinde bireyler kadın ve erkeğe ilişkin bu temel görüşleri edinirler; bu bakış açısını kendisine ve çevresindeki diğer kadın ve erkeklere ilişkin temel değerlendirmesinde kullanmayı öğrenir (Damarlı. 2006). Cinsiyet rolleri toplumsal kuralların ve toplumun kültürel yapısının etkisi altında ortaya çıkmaktadır (Özmete ve Yanardağ, 2016). Genlerin sosyal yönü, kişinin doğduğunda çevrenin hazırladığı ortamda ortaya çıkar. Biyolojik cinsiyet rolleri; giyilecek kıyafetlerin renginde, çocuk odasının dekorasyonunda, satın alınan oyuncaklarda, çocuktan beklenen roller ve ilişkilerde, çocuk için istenen meslekte ve çocuğa davranış biçiminde çocukluktan itibaren aşılanır. . (Vatandaş, 2007). Somut işlemler döneminde (5-12 yaş), birey cinsiyet ve toplumsal cinsiyet rollerinin değişmez ve sabit olduğunu anlar (Cüceloğlu, 2011). Bir başka deyişle sosyalleşme sürecinin odak noktalarından biri olan cinsiyet rolleri çocukluktan itibaren özümsenmeye başlar; Bu, çocukluk ve ergenlik döneminde vurgulanan konulardan biridir (Eagly ve diğerleri, 2000). xiii Toplumsal cinsiyet rolleri tutumu; Erkek ve kadın cinsiyetinin biyolojik ve genetik tanımının yanı sıra farklı kültürlerde cinsiyet olarak adlandırılan cinsiyet tanımı da önemlidir. Pek çok toplumda kadın ve erkeğin rol ve sorumlulukları birbirinden farklılık göstermekte ve cinsiyet kavramından dolayı bireylerin yaşam biçimi de buna bağlı olarak gelişmektedir. Örneğin; Pek çok toplumda erkeklerin kamusal alanda daha aktif olması, kadınların ise ev ve aile işleriyle meşgul olması uygun görülmektedir. Bu nedenle kadınların ev dışındaki iş yaşamları erkeklere göre daha sınırlıdır. Bu farklılık, ataerkil anlayışa sahip pek çok geleneksel toplumda kadınların yaşam standardının erkeklere göre daha az değerli görülmesi anlamına geliyor. İstatistiklere göre kadınların okuryazarlık oranları günümüzde kadınlara ve kız çocuklarına verilen değeri yansıtıyor. Ayrıca erkeklerin toplumdaki rolleri ve sorumlulukları da erkekleri olumsuz etkilemektedir. Örneğin birçok toplumda erkeklerin evin geçimini sağlamak için uzun saatler çalışması bekleniyor. Bu tür durumlar erkeklerin fiziksel ve ruhsal sağlığına zarar vermekte ve gerektiğinde yardım aramayı zorlaştırmaktadır (Akın ve Demirel, 2003; Altınova ve Duyan, 2013; Aydın ve Kavuncu 1991). 1.1. Araştırma problemi Üniversite öğrencilerinin evliliğe ve cinsiyet rollerine yönelik tutumları nelerdir? 1.2 Araştırma amacı Bu çalışmanın amacı üniversite öğrencilerinin evliliğe ve cinsiyet rollerine yönelik tutumlarını belirlemektir. Bu amaç çerçevesinde aşağıdaki sorulara yanıt aranmıştır: 1. Üniversite öğrencilerinin evliliğe ve toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin tutumları ne düzeydedir? 2. Üniversite öğrencilerinin evliliğe ve cinsiyet rollerine yönelik tutumları cinsiyet değişkenlerine göre farklılık göstermekte midir? 3. Üniversite öğrencilerinin evliliğe ve toplumsal cinsiyet rollerine yönelik tutumları yaşlarına göre farklılık göstermekte midir? 4. Üniversite öğrencilerinin evliliğe ve toplumsal cinsiyet rollerine yönelik tutumları okudukları sınıfına göre farklılık gösteriyor mu? xiv 5. Üniversite öğrencilerinin evliliğe ve toplumsal cinsiyet rollerine yönelik tutumları doğdukları yere (şehir, kasaba, köy) göre farklılık göstermekte midir? 6. Üniversite öğrencilerinin evliliğe ve toplumsal cinsiyet rollerine yönelik tutumları bölgelere göre farklılık gösteriyor mu? 7. Üniversite öğrencilerinin evliliğe yönelik tutumları ile toplumsal cinsiyet rolleri tutumu arasında anlamlı bir ilişki var mıdır? 1.3 Araştırmanın önemi Toplumun temeli aile, ailenin temeli ise evliliktir. Bilen'e (2004) göre evlilik, karşı cinsten iki kişinin yasayla tanımlanan hayatlarının birleştirilmesiyle kurulan ilişkiler bütünü olarak tanımlanabilir. Aile kurmak amacıyla evliliğin kurulması, sürdürülmesi ve gerekiyorsa sona erdirilmesi toplumsal değer ve normlara tabidir. Bu nedenle evlilik üzerine yapılan araştırmalar gelecek nesillerin ve sağlıklı bir toplumun temelini oluşturmaktadır (Turgut, 2015). Kadın ve erkeğin toplumdaki biçimi, performansı, temsili ve görünürlüğü o toplumdaki geçerli cinsiyet algısından önemli ölçüde etkilenmektedir (Kalkan ve Kaya 2007). Bireysel cinsiyet algısı aynı zamanda cinsiyet algısını da etkileyen bir döngüdür. Kadın ve erkeğin toplumsal olarak tanımlanmış rol ve sorumluluklarını ifade eden ve toplumsal yapının bir sonucu olarak oluşan toplumsal cinsiyet kavramı, toplumlar arasında ve zamanla değişip değişebilmektedir (Baykal 1991). Cinsiyet farklılıkları hem kadınların hem de erkeklerin hayatlarını şekillendirmektedir ve sonuçta bu çeşitlilik salt farklılıktan daha fazlasını ifade etmektedir (Öngen ve Aytaç 2013). Toplumdaki çeşitli gelişme ve değişimlere bağlı olarak halkın cinsiyet rollerine bakışında da değişiklikler gözlemleyebiliyoruz. 1.4. Varsayımlar Bu çalışmada araştırma yöntemi ve modeli şu amaçlara hizmet etmiştir: Katılımcıların araştırmada kullanılacak tüm ölçekleri dürüst ve doğru yanıtladıkları varsayılmıştır. 1.5 Araştırmanın sınırlıkları • 2023-2024 eğitim-öğretim yılıyla birlikte; xv • Kırgız-Türk Manas Üniversitesi'nde, Kırgız Ulusal Üniversitesi'nde ve Kırgız Devlet Üniversitesi'nde okuyan öğrencilerle; • Elde edilen veriler kullanılan ölçeklerin maddeleri ile sınırlıdır. 1.6. Tanımlar Evlilik, sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik gelişmeleri etkileyen ve etkilenen dinamik bir yapıdır ve iki kişinin sosyo-fizyolojik ihtiyaçlarını karşılamak için bir araya gelmesidir (Çetinkaya, 2018). Toplumsal cinsiyet rolleri, kadın ve erkeğin toplumda nasıl davranması veya görünmesi gerektiğine ilişkin sosyal olarak tanımlanmış roller ve sorumluluklardır (Akın ve Demirel, 2003). Tutum, pervasız eylemlere yol açacak kadar iyi uygulanan olumlu veya olumsuz düşünme tarzıdır (Gunzburg, 2018).
Özet (Çeviri)
The purpose of this study is to determine the attitudes of university students towards marriage and gender roles. The study conducted a case study using the relational screening model, one of the quantitative research methods. In accordance with the stated purpose, it was first examined whether the variables of attitudes towards marriage and gender roles differ depending on demographic variables such as gender, age, place of birth, region and department of study. An attempt was then made to determine the significant relationship between marriage and gender role attitudes. The study sample consisted of 296 women and 113 men. In this study, the Inanu Marriage Attitude Scale developed by Bayoglu and Atlı (2014) was used to determine the attitude of university students towards marriage, the Gender Role Attitude Scale developed by Zeyneoglu and Terzioglu (2011) was used to determine their attitude towards gender roles and“Personal Information Form”prepared by the researcher. Permission was obtained from the authors before using the scales. Later, the researcher adapted it from Turkish to Kyrgyz. When analyzing the obtained data, t-test, one-way analysis of variance and Pearson correlation coefficient were used for independent variables. Participants' attitudes toward marriage were above average, and their attitudes toward gender roles were average. Based on the results of the t-test, it was found that there are differences in the relationships between men and women. It was also found that there is a statistical difference in the attitudes of men and women towards gender roles. According to the results of the analysis, as students age, their level of attitude towards marriage also increases. The results of the study showed that university students' attitudes toward gender roles did not differ depending on age. When we looked at the difference in gender role attitudes of students depending on the course they studied, it was clear that there was a difference between first and second year students. Taking into account the arithmetic average of the research results, it is known that students born and raised in the city have higher gender role attitudes than students born and raised in rural areas. Based on the results of the study, it was established that there is a significant and inverse relationship between the attitude of xxviii university students towards marriage and their attitude towards gender roles. Based on the results obtained from the study, necessary suggestions are given.
Benzer Tezler
- Социалдык Медиа Колдонуучуларынын Купуялуулук Көйгөйлөрү Жана Андан Кабардар Болуусу: Кыргызстандагы Студенттердин Мисалында
The privacy concerns and awareness of social media users:On example of university students in Kyrgyzstan Sosyal medya kullanıcısı üniversite öğrencilerinin mahremiyet endişeleri ve farkındalıkları: Kırgızistan örneği
CANARA KADENOVA
Yüksek Lisans
Kırgızca
2020
İletişim BilimleriKırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesiİletişim Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. ERDOĞAN AKMAN
- Üniversite öğrencilerinin benlik saygısı ile stresle başa çıkmastratejileri arasındaki ilişkinin incelenmesi (Kırgızistan örneği)
Университет студенттеринин мендик баасы менен стрессти жеңүүстратегияларынын ортосундагы байланышты изилдөө(Кыргызстандын мисалында)
ASEM İDAYEVA
Doktora
Kırgızca
2020
Eğitim ve ÖğretimKırgızistan-Türkiye Manas ÜniversitesiEğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. KÜRŞAD YILMAZ
- Студенттердин окууга адаптациялануу учурунда физиологиялык-биохимиялык процесстерине витаминдердин тийгизген таасири
Öğrencilerin okula adaptasyon döneminde vitaminlerin fizyolojik ve biyokimyasal işlemlerine etkisi
GÜLNARA TÖLÖSÜN KIZI
Yüksek Lisans
Kırgızca
2021
BiyolojiKırgızistan-Türkiye Manas ÜniversitesiBiyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. GÜLBÜBÜ KURMANBEKOVA
- Öğrencilerin yabancı dil hazırlık eğitiminde karşılaştıkları öğrenim zorlukları ve çözüm önerileri (KTMÜ örneği)
Окуучулардын чет-тилди үйрөнүүдө туш болгон кыйынчылыктарын табуу жана аларды чечүү боюнча сунуштар (КТМУ мисалында)
MURAT BAYIR
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Eğitim ve ÖğretimKırgızistan-Türkiye Manas ÜniversitesiEğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. RÜŞTÜ YEŞİL
- Sinema eğitiminde yeni yaklaşımlar: Newyork film akademesi
Кино билим берү́ү́дөгү́жаңы ыкмалар: Нью-Йорк киноакадемиясы
ÖVÜNÇ ÇELİKEZEN
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
İletişim BilimleriKırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesiİletişim Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET SEZAİ TÜRK