Geri Dön

Rinoplasti yapılan hastalarda postoperatif demodeks yoğunluğu ve kutanöz bulgular üzerine etkisinin değerlendirilmesi

Evaluation of postoperative demodex density and cutaneous findings in rhinoplasty patients

PDF İndir

  1. Tez No: 893604
  2. Yazar: HEDİYE EKER
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. FATMA TUNÇEZ AKYÜREK
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Dermatoloji, Dermatology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Selçuk Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Deri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 105

Özet

Septorinoplasti, bozulan burun fonksiyonu ya da görünümü veya her ikisini birden düzeltmek amacıyla dünyada en sık yapılan cerrahi işlemlerden birisidir. Başarılı bir operasyondan bahsedebilmek için sadece cerrahi yetenek, teknik ve anatomik yapı değil aynı zamanda burun derisinin özellikleri de dikkate alınmalıdır. Operasyon sonrasında hastaların önemli bir kısmında akne, sebore, eritem gibi semptom ve bulgular görülmektedir. D. folliculorum ve D. brevis insan pilosebase ünitesinde flora üyesi olarak yaşamını sürdüren, belirli durumlarda patojenite kazanıp demodikozis adı verilen birtakım deri hastalıklarına neden olan demodeks akarlarıdır. Hastalık klinikte ilgili lokalizasyonda yanma, batma, eritem, kaşıntı, papül, püstül ve nodüllerle seyretmektedir. Etyopatogenezle ilgili yapılan çalışmalar en çok rozasea ve akne tanılı hastalarla yapılmış olup demodeks varlığı ile rozasea insidansı arasında anlamlı bir birliktelik saptanmış olsa da günümüzde hala mekanizma üzerinde net bir görüş birliği yoktur. Literatürde rinoplasti operasyonu sonrası hastalarda gelişebilen kutanöz değişikliklerde demodeks akar ilişkisi incelenmemiştir. Bu nedenle çalışmamızda rinoplasti operasyonu geçiren hastalarda demodeks yoğunluğu ve sebum ölçümü yaparak gelişebilecek kutanöz bulgular ile olan ilişkisini araştırmayı planladık. Çalışmamıza 66 septorinoplasti operasyonu geçiren hasta dahil edildi. Preoperatif dönemde, postoperatif 2. ve 4. haftalarda hastalara Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Polikliniğinde burun derisi sebum ölçümü, dermoskopik muayene ve standart yüzeyel deri biyopsisi ile demodeks akar yoğunluğu ölçümü yapıldı. Araştırmada elde edilen veriler SPSS 25 istatistik paket programı kullanılarak değerlendirildi. Verilerin değerlendirilmesinde sayı, yüzde, standart sapma, Wicoxon testi, Friedman testi, Mann Whitney–U testi, Ki-kare testi, Fischer testi ve Yetes süreklilik düzeltmesi kullanıldı. Cinsiyet dağılımı ve yaş ortalaması açısından anlamlı farklılık olmayan 66 hastanın burun derisi sebum ölçümlerinde postoperatif 2. ve 4. hafta Sebumeter skorları preoperatif dönemden anlamlı şeklide daha yüksek idi. (her iki karşılaştırma için p5/cm2 olma sıklığına bakıldığında nazal tip için preoperatif dönemde % 4,5(3/66), postoperatif 2. haftada % 53,0 (35/66) ve postoperatif 4. haftada ise % 33,3 (22/66) bulunmuştur. Lateral için demodeks yoğunluğunun >5/cm2 olma sıklığı preoperatif dönemde %10,6 (7/66), postoperatif 2. haftada % 65,2 (43/66) ve postoperatif 4 haftada ise %51,5 (34/66) bulunmuştur. Nazal tip ve lateral demodeks yoğunluğunun >5/cm2 olma sıklığı açısından preoperatif dönem ile postoperatif 2. hafta ve preoperatif dönemle postoperatif 4. hafta arasında anlamlı farklılık saptanmıştır (p

Özet (Çeviri)

Septorhinoplasty is one of the most frequently performed surgical procedures in the globe, with the goal of correcting the function and/or appearance of the nose. In addition to surgical skills, techniques, and anatomical considerations, the characteristics of the nasal skin must be taken into account for successful outcomes. In a significant number of patients, acne, seborrhea, erythema, and other symptoms and findings are frequently observed. Demodex mites, specifically Demodex folliculorum and Demodex brevis, which ordinarily inhabit the pilosebaceous unit of humans as commensals and can become pathogenic and cause certain skin diseases known as demodicosis, can become pathogenic and cause certain skin diseases. In the affected area, the disease manifests with symptoms including scorching, stinging, erythema, itching, papules, pustules, and nodules. Although studies on the etiopathogenesis have primarily focused on patients with rosacea and acne, and a significant correlation has been discovered between the presence of Demodex and the incidence of rosacea, there is still no consensus regarding the underlying mechanism. The relationship between Demodex mites and post-rhinoplasty cutaneous changes has not been examined in the literature. Consequently, the purpose of this study was to examine the association between the density of Demodex mites and sebaceous measurements in patients undergoing rhinoplasty and the potential development of cutaneous findings. Our study included sixty-six patients who underwent septorhinoplasty. The Skin and Venereal Diseases Department of Selcuk University Medical Faculty Hospital performed nasal skin sebum measurements, dermoscopy, and a standard superficial skin biopsy for Demodex mite density measurements in the preoperative, second, and fourth postoperative weeks. The statistical software SPSS version 25 was used to analyze the study's data, which included frequency, percentage, standard deviation, Wilcoxon test, Friedman test, Mann-Whitney U test, chi-square test, Fischer test, and Yates continuity correction. The 66 patients did not differ significantly in terms of gender distribution or average age. The Sebumeter scores of the nasal skin measurements of the patients at the second and fourth postoperative weeks were substantially higher than those in the preoperative period (p 0.001 for both comparisons). The score for the fourth week was lower than the score for the second week (p 0.001). Preoperative Global Acne Grading System (GAGS) scores were substantially lower than those at the second and fourth weeks postoperatively (p 0.001 for both comparisons). The score for the fourth week was lower than the score for the second week (p = 0.028). In terms of GAGS grades, there was a significant difference between the preoperative period and the second and fourth weeks postoperatively (p 0.001 for both comparisons), but there was no significant difference between the second and fourth weeks postoperatively (p = 0.102). When the frequency of Demodex mite density >5/cm2 in the nasal tip and lateral regions of patients was examined in the preoperative, 2nd, and 4th weeks, it was found to be 4.5% (3/66) in the preoperative period, 53.0% (35/66) in the 2nd week, and 33.3% (22/66) in the 4th week. For the lateral region, the frequency of Demodex mite density >5/cm2 during the preoperative period was 10.6% (7/66), 65.2% (43/66) during the second week, and 51.5% (34/66) during the fourth week. The density of Demodex mites in the nasal tip and lateral regions varied significantly between the preoperative period and the second week and between the preoperative period and the fourth week (p 0.001). In conclusion, our research indicates that rhinoplasty may be a factor in the development of demodicosis. When evaluating postoperative cutaneous findings in rhinoplasty patients, it is essential to consider the possibility of demodicosis and determine the appropriate diagnosis and treatment. However, future multicenter prospective studies should be conducted to corroborate this study.

Benzer Tezler

  1. Tez No

    165613

    Rinoplasti yapılan hastalarda farklı kortikosteroidlerin periorbital ekimoz ve ödem üzerine etkileri

    Başlık çevirisi yok

    ALPAY FARİZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2005

    Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahiİnönü Üniversitesi

    Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. ALİ GÜRLEK

  2. Tez No

    617849

    Rinoplasti yapılan hastalarda hasta memnuniyetinin değerlendirilmesi

    Evaluation of patient satisfaction in rhinoplasty patients

    MEHMET NURETTİN KIRAL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Kulak Burun ve BoğazSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. HASAN EMRE KOÇAK

  3. Tez No

    192367

    Rhinoplasti yapılan hastalarda iki farklı sütür materyalinin uzun dönem sonuçlarının yeni bir yöntem ile analizi

    The analysis of long term effect of two different suture materials in rhinoplasty patients with a new photographic method

    AHMET ARSLAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2006

    Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahiİnönü Üniversitesi

    Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. ALİ GÜRLEK

  4. Tez No

    876473

    Primer klasik rinoplasti ve septorinoplasti yapılan hastalarda uyku kalitesinin ve rinoplasti sonuçlarının değerlendirilmesi

    Evaluation of sleep quality and rhinoplasty results in patients undergoing primary classical rhinoplasty and septorhinoplasty

    EBUBEKİR KIZILKAYA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Plastik ve Rekonstrüktif CerrahiFırat Üniversitesi

    Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MEHMET İHSAN OKUR

  5. Tez No

    869360

    Rinoplasti vakalarında postoperatif ağrı-bulantı kusma-deliryum ve ajitasyonun retrospektif değerlendirilmesi

    Retrospective evaluation of postoperative pain-nausea vomiting-delirium and agitiation in rhinoplasty cases

    BURCU BULUT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Anestezi ve ReanimasyonKaradeniz Teknik Üniversitesi

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ŞÜKRAN GEZE SAATÇI

Geri Dön