Geri Dön

Major depresif bozukluk tanılı 12-18 yaş arası ergenlerde ve ebeveynlerinde içselleştirilmiş damgalanmanın ilişkili olduğu faktörler ve işlevsellik üzerine olan etkisinin incelenmesi

Investigation of the factors related to internalized stigma and its effect on functionality in adolescents between 12-18 years of age diagnosed with major depressive disorder and their parents

  1. Tez No: 893977
  2. Yazar: HİLAL NUR ÇALIK ŞENTÜRK
  3. Danışmanlar: PROF. DR. TEZAN BİLDİK
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Psikiyatri, Psychiatry
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ege Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 132

Özet

Giriş: Major depresif bozukluk ergenlerde sıklıkla görülen; somatik, bilişsel, duygusal ve sosyal süreçleri etkileyen çok çeşitli semptomlara sahip bir ruhsal hastalıktır. Damgalanma ise günümüzde bir kişinin sahip olduğu özellikleri nedeniyle 'normal dışı', 'utanılması gereken', 'kusurlu' olarak etiketlenmesi ve bu nedenle toplum tarafından itibarsızlaştırılması ve küçümsenmesi olarak tanımlanabilir. Ruhsal hastalıklara sahip insanlar tarih boyunca toplum tarafından damgalanmaya maruz kalmışlardır. Kendi kendini damgalama ya da içselleştirilmiş damgalanma, toplumun olumsuz tutum ve yargılamalarının kişi tarafından ne kadar benimsendiği olarak tanımlanmıştır. Ruhsal hastalığa sahip kişilerin yakınlarının da içselleştirilmiş damgalanma süreci yaşadıkları bilinmektedir. Amaç: Major Depresif Bozukluk ergenlerde çok sık rastlanan bir ruhsal hastalık olmasına rağmen ergenlerde depresyonda damgalanma ile ilgili yayın sayısı kısıtlıdır. Ruhsal hastalıklarda damgalanma olgusunun; bu hastalıklar için yardım arama davranışını ve yaşam işlevselliğini etkileyen önemli bir faktör olması açısından araştırılması değerlidir. Çalışmamızın amaçları: 12-18 yaş arasında MDB tanısı alan olguların ve ebeveynlerinin içselleştirilmiş damgalanma düzeylerinin olguların sosyodemografik değişkenleri, işlevsellik düzeyleri, sosyal destek algıları, depresyon şiddetleri ile ilişkisini incelemek, bu olguların psikolojik destek almaya ilişkin tutumları ve ruhsal hastalıklara yönelik tutumlarının damgalanma düzeyleri ile ilişkili olup olmadığını saptamak, ebeveynlerin ruhsal hastalıklarda içselleştirilmiş damgalanma düzeylerinin çocuklarının içselleştirilmiş damgalanma düzeyleri ile ilişkisini anlamak ve ebeveynlerin ruhsal hastalıklarda içselleştirilmiş damgalanma düzeylerinin psikolojik destek almaya ilişkin tutumları ve ruhsal hastalıklara yönelik tutumları ile ilişkisini değerlendirmektir. Yöntem: Çalışmaya katılacak hastalar Temmuz 2023- Ekim 2023 tarihleri arasında Ege Üniversitesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Ergen Birimi Polikliniğine başvuran hastalardan DSM-V'e göre Major Depresif Bozukluk Tanısı alanlar arasından seçilmiştir. Hastalara Major Depresif Bozukluk tanısı koymak ve dışlanma kriterlerini karşılayan hastaları dışlamak için Okul Çağı Çocukları için Duygulanım Bozuklukları ve Şizofreni Görüşme Çizelgesi - Şimdi ve Yaşam Boyu Şekli-Türkçe Uyarlaması (ÇDŞG-ŞY-T) uygulanmış ve görüşme sonucunda major depresif bozukluk tanısı alan hastalardan çalışmaya dahil edilme kriterlerini karşılayan ve kabul eden hastalar çalışmanın örneklemini oluşturmuşlardır. Daha sonra çalışmaya dahil olan hastalar için Olgu Rapor Formu-Ergen Formu doldurulmuştur. Ardından kendilerinin doldurması için Beck Depresyon Envanteri, Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği, Psikolojik Yardım Almaya İlişkin Tutum Ölçeği – Kısa Form, Depresyonda Kendini Damgalama Ölçeği, Ruhsal Hastalıklara Yönelik İnançlar Ölçeği ve Ergenlerde Ruhsal Hastalıklar İçin İçselleştirilmiş Damgalanma Ölçeği verilmiştir. Hastaların ebeveynleri için ise Olgu Rapor Formu-Ergen Formu doldurulacak ve kendilerinin doldurmaları için, Beck Depresyon Envanteri, Psikolojik Yardım Almaya İlişkin Tutum Ölçeği – Kısa Form, Ruhsal Hastalıklara Yönelik İnançlar Ölçeği ve Ebeveynin Ruhsal Hastalıklar İçin İçselleştirilmiş Damgalanma Ölçeği verilmiştir. Bulgular: Çalışmamızın sonucunda intihar girişimi olan ergenlerin ailelerindeki içselleştirilmiş damgalanma düzeyi yabancılaşma ve kalıp yargıların onaylanması alt boyutlarında anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur. Kendine zarar verici davranışı olan ergenlerin ailelerinde içselleştirilmiş damgalanma düzeyi yabancılaşma, kalıp yargıların onaylanması, algılanan ayrımcılık ve sosyal geri çekilme alanlarında anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. Ergenlerde psikolojik yardım aramaya dair pozitif tutumların yaş ve eğitim düzeyi arttıkça arttığı bulunmuştur. Çalışmamızda psikiyatrik takip süresi arttıkça hastanın ebeveynindeki içselleştirilmiş damgalanma alt boyutlarından kalıp yargıları onaylama ve sosyal geri çekilme puanlarının da arttığı gösterilmiştir. Ergenin depresyon düzeyi arttıkça depresyonda kendini damgalamanın tüm alt boyutlarında (utanç, suçlanma, sosyal yetersizlik ve tedavi aramanın ketlenmesi) ve içselleştirilmiş damgalanma düzeyinde artış görülmüştür.Yine benzer şekilde ebeveynin depresif şikayetleri arttıkça çocukları nedeniyle yaşadıkları içselleştirilmiş damgalanmanın yabancılaşma, kalıp yargıların onaylanması, algılanan ayrımcılık ve sosyal geri çekilme alanlarında arttığı görülmüştür. Çalışmamızda depresyonda kendini damgalamanın ruhsal hastalıklara yönelik inançlardan çaresizlik alt boyutu ile ilişkisi gösterilmiştir. Ergenin depresyonda sosyal yetersizlik ilişkili kendini damgalamasının ebeveynin sosyal geri çekilme ilişkili içselleştirilmiş damgalanma düzeyi ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Ergen hastaların depresyonda kendini damgalama düzeyleri; genel işlevsellikleri ve algılanan sosyal destek düzeyleri ile negatif yönde anlamlı ilişkili olarak saptanmıştır. Çalışmamızda ergenin ve ebeveyninin ruhsal hastalıklara yönelik tutumu tüm alt boyutlarda pozitif yönde anlamlı ilişkili bulunmuştur. Ebeveynin ruhsal hastalıklara yönelik negatif tutumu ile içselleştirilmiş damgalanma düzeyi pozitif yönde; ergenin işlevselliği arasında ise negatif yönde anlamlı ilişki saptanmıştır. Sonuç: Çalışmamız ergenlerde depresyon tedavisi yapılırken damgalanma sonucu yaşanılan işlev kaybı ve sosyal yetersizliğin göz ardı edilmemesi; ebeveynin tedaviye dahil edilmesi ve depresyon psikoeğitiminin hem ergene hem de ebeveynine aktarılması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bu yaş grubunda hastaların sosyal desteklerinin sorgulanması ve sosyal desteklerini arttırmaya yönelik stratejilerin geliştirilmesi önemlidir. Çalışmamız sonucunda ortaya konan önemli sonuçlardan biri ise ebeveynin ve ergenin ruhsal hastalıklara bakışının büyük oranda benzeşmesidir. Bu sonuç bize ruhsal hastalıklara yönelik damgalamanın ailede başladığını, çocukların ailelerindeki kalıp yargıları kabul ettiklerini göstermektedir. Özellikle çocuk sahibi kişilerin çocukluk ve ergenlik yaş grubunda karşılaşılabilecek ruhsal hastalıklar açısından doğru bilgilendirilmesi büyük önem taşımaktadır.

Özet (Çeviri)

Introduction: Major depressive disorder is a mental illness with a wide range of symptoms affecting somatic, cognitive, emotional and social processes, which is frequently seen in adolescents. Stigma can be defined as a person being labeled as 'abnormal', 'shameful' or 'defective' due to his/her characteristics and therefore being discredited and belittled by the society. People with mental illnesses have been subjected to social stigma throughout history. Self-stigma or internalized stigma is defined as how much the negative attitudes and judgments of society are adopted by the person. It is known that relatives of people with mental illnesses also experience internalized stigmatization. Aim: Although major depressive disorder (MDD) is a very common mental illness in adolescents, the number of studies on stigma in depression in adolescents is limited. It is critical to investigate stigma in mental illnesses as it is an important factor affecting help-seeking behavior and life functionality for these illnesses. The aims of this study are to examine the relationship between the internalized stigma levels of cases diagnosed with MDD between the ages of 12 and 18 and their parents, and their sociodemographic variables, functionality levels, perceptions of social support, and severity of depression, to determine whether parents' internalized stigma levels in mental illnesses are related to their children's internalized stigma levels, and to evaluate the relationship between parents' internalized stigma levels in mental illnesses and their attitudes towards receiving psychological support and their attitudes towards mental illnesses. Methodology: The patients who will participate in the study were selected from among those diagnosed with major depressive disorder according to DSM-V, who applied to the Adolescent Unit Polyclinic of the Department of Child and Adolescent Psychiatry of Ege University Hospital between July 2023 and October 2023. In order to diagnose patients with major depressive disorder and exclude patients who met the exclusion criteria, the Affective Disorders and Schizophrenia Interview Schedule for School-Age Children - Present and Lifetime Version-Turkish Adaptation was applied and as a result of the interview, patients diagnosed with major depressive disorder were included in the study. Patients who met and agreed to the inclusion criteria constituted the sample of the study. Then, the Case Report Form-Adolescent Form was filled out for the patients included in the study. Then, they were given the Beck Depression Inventory, the Multidimensional Perceived Social Support Scale, the Attitudes Towards Seeking Psychological Help Scale – Short Form, the Depression Self-Stigma Scale, the Beliefs Towards Mental Illness Scale, and the Internalized Stigma Scale for Mental Illness in Adolescents. For the parents of the patients, the Case Report Form-Adolescent Form will be filled out and the Beck Depression Inventory, Attitude Scale towards Seeking Psychological Help - Short Form, Beliefs Towards Mental Illnesses Scale and Parents' Internalized Stigma Scale for Mental Illnesses will be given to them to fill out themselves. Results: As a result of this study, the level of internalized stigma in the families of adolescents who attempted suicide was found to be significantly higher in the alienation and stereotype approval sub-dimensions. The level of internalized stigma in the families of adolescents with self-harming behavior was found to be significantly higher in the areas of alienation, endorsement of stereotypes, perceived discrimination and social withdrawal. It is also found that positive attitudes towards seeking psychological help in adolescents increase as age and education level increase. In this study, it was shown that as the duration of psychiatric follow-up increased, the scores of endorsing stereotypes and social withdrawal, which are sub-dimensions of internalized stigma in the patient's parents, also increased. As the adolescent's depression level increased, an increase was observed in all sub-dimensions of self-stigma in depression (shame, blame, social inadequacy and inhibition of seeking treatment) and in the level of internalized stigma. Similarly, as the depressive complaints of the parents increased, the internalized stigma they experienced due to their children increased, resulting in alienation, approval of stereotypes, perceived discrimination and It was also observed that it increases in areas of social withdrawal. In this study, the relationship between self-stigma in depression and the helplessness sub-dimension of beliefs about mental illnesses was shown. It was observed that the adolescent's social inadequacy-related self-stigma in depression is related to the parent's level of internalized stigma related to social withdrawal. Self-stigma levels of adolescent patients in depression were found to be negatively and significantly related to their general functionality and perceived social support levels. In our study, the adolescent's and his parents' attitudes towards mental illnesses were found to be positively and significantly related to all sub-dimensions. Parents' negative attitude towards mental illnesses and the level of internalized stigma are positively affected; A negative significant relationship was found between the functionality of the adolescent. Conclusion: Our study reveals that when treating depression in adolescents, the loss of function and social inadequacy experienced as a result of stigma should not be ignored, the parents should be included in the treatment, and depression psychoeducation should be conveyed to both the adolescent and the parent. It is important to question the social support of patients in this age group and develop strategies to increase their social support. One of the important results of our study is that parents' and adolescents' views on mental illnesses are largely similar. This result shows that stigma towards mental illnesses begins in the family and that children accept the stereotypes in their families. It is of great importance to provide accurate information, especially to people who have children, about mental illnesses that may be encountered in childhood and adolescence.

Benzer Tezler

  1. Depresif bozukluk tanısı alan 12-18 yaş arası çocuk ve ergenlerde D vitamini düzeyinin ve ilişkili olabilecek faktörlerin incelenmesi

    Investigation of vitamin D level and related factors in children and adolescents between 12-18 age diagnosed with major depressive disorder

    FATMA KURT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    PsikiyatriFırat Üniversitesi

    Çocuk Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. KEMAL UTKU YAZICI

  2. Çocuk ve ergenlerde yıkıcı duygudurumu düzenleyememe bozukluğu ile majör depresif bozukluğun klinik, mizaç ve uyku özelliklerinin karşılaştırılması

    Comparison of clinical, temperamental, and sleep characteristics between disruptive mood dysregulation disorder and major depressive disorder in children and adolescents

    HELİN ABURŞU USLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    PsikiyatriAnkara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi

    Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET FATİH CEYLAN

  3. Çocuklar için depresyon değerlendirme ölçeği-gözden geçirilmiş formunun Türkçe uyarlamasının Türk populasyonundaki ergenlerde psikometrik özellikleri

    Adaptation of childre's depression rating scale-revised in Turkish and it's psychometric properties in Turkish adolescents

    SEVAY ALŞEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıDokuz Eylül Üniversitesi

    Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. NESLİHAN İNAL EMİROĞLU

    YRD. DOÇ. DR. BURAK BAYKARA

  4. Dikkat eksikliği/ hiperaktivite bozukluğu tanılı çocuk ve ergenlerde görsel uzamsal becerilerin nöropsikolojik testler ve özbildirim ölçekleri ile değerlendirilmesi ve yaşam kalitesi ile ilişkilerinin belirlenmesi

    Assessment of visual-spatial skills in children and adolescents with attention deficit / hyperactivity disorder with neuropsychological tests and self-report scales and determination of their relationship with quality of life

    MEHMET AKİF CANSIZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    PsikiyatriBolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi

    Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ALİ EVREN TUFAN

  5. Anksiyete ve depresyon hastalarında intihar düşüncesinin makine öğrenmesi ile değerlendirilmesi

    Evaluation of suicide thought in anxiety and depression patients with machine learning

    TUĞÇE GÖRKEMLİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    PsikiyatriErciyes Üniversitesi

    Çocuk Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SEVGİ ÖZMEN

    DOÇ. DR. ESRA DEMİRCİ