Böbrek nakil hastalarında humoral rejeksiyon tedavilerinin etkinliğinin değerlendirilmesi
Evaluation of the effectiveness of humoral rejection treatments in kidney transplant patients
- Tez No: 894153
- Danışmanlar: DOÇ. DR. MURAT TUĞCU
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Nefroloji, Nephrology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Marmara Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 41
Özet
Amaç: Renal transplant yapılmış hastalarda akut humoral rejeksiyon (AMR) önemli bir greft kaybı sebebi olarak görülmektedir. Çeşitli tedavi protokolleri geliştirilmiş olsa da uygulanan yöntemler uzman önerilerine dayanmaktadır. Ayrıca yapılan çalışmalarda biyopsi bulguları ile hastaların AMR tedavilerinden fayda görmesi arasında bazı korelasyonlar olduğu görülmüştür. Biz bu çalışmamızda; AMR tedavi protokollerinin tedavi etkinliklerini kıyaslarken aynı zamanda tedavinin etkinliğini belirleyen diğer klinik parametreleri saptamayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde Ocak 2015 ve Aralık 2022 tarihleri arasında ilk akut antikor aracılı rejeksiyonu geçiren ve tedavisini hastanemizde alan 70 hasta alınmıştır. Rejeksiyon tedavileri olarak plazmaferez + IVIG + rituksimab tedavisi alanlar“Protokol 1”ve plazmaferez + IVIG alanlar“Protokol 2”olarak belirlenmiştir. Hastalar en az 12 ay takip edilmiştir. Rejeksiyon tedavisi sonrası 1. yıl eGFR değerlerinin rejeksiyon tedavisi aldığı sıradaki eGFR değerlerine göre %30'dan az düşüş yaşanan hastalar tedaviden fayda gördü olarak kabul edilmiştir. Demografik ve klinik veriler kaydedilerek tedavi sonucuna etkilerinin istatiksel analizleri Statistical Package of Social Science for Windows software version 26 (SPSS Inc; Chicago, USA) kullanılarak yapılmıştır. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 70 hastanın %57,1'i erkektir (n=40). Erkek hastaların ortanca nakil yaşı 37.68±11.77, kadın hastaların ortanca nakil yaşı 35.20±13.87 olarak saptanmıştır. Protokol 1 ve Protokol 2 tedavileri karşılaştırıldığında sonlanım noktaları açısından istatistiksel anlamlı bir fark bulunmamıştır. Başlangıçta her iki grubun da eGFR düzeyleri benzer iken, takipler sırasında hastaların 1. yıl sonunda eGFR değişimini baz alıp fayda görenler ve fayda görmeyenler olarak sınıflandırılarak yaptığımız analizlerde ise nakilden sonra daha erken rejeksiyon tanısı alan hastaların rejeksiyon tedavisinden daha çok fayda gördüğü saptanmıştır. Biyopsi bulgularından interstisyel inflamasyon (i), interstisyel fibrozis (ci), vasküler fibröz kalınlaşma (cv), kronik transplant glomerulopati (cg) ve bunların iki ya da daha fazlasının sonuçlarının toplamı ile elde edilen parametrelerden histolojik parametreler (ci+ct) ve kronik inflamasyon (ci+ct+ti) skorları iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermiştir. Sonuç: AMR tedavisinde rituksimab etkinliği literatürde çelişkili sonuçlarla karşımıza çıkmaktadır. Bizim serimizde rejeksiyon tedavisine rituksimab eklenmesi tedavi etkinliğini değiştirmemiştir. Ancak hastalar tedaviden fayda gören ve görmeyenler olarak gruplandırıldığında AMR tanısının daha erken konulması olumlu bir faktör olarak saptanırken, biyopside fibrotik değişim bulgularının görülmesi negatif bir faktör olarak belirlenmiştir. Ayrıca biyopsi verilerinin gruplandırması ile elde edilen skorlama sistemlerinin tedavi etkinliği öngörmede yardımcı bir parametre olarak kullanılabileceği ortaya konulmuştur.
Özet (Çeviri)
Objective: Acute humoral rejection (AMR) is a significant cause of graft loss in renal transplant patients. Although various treatment protocols have been developed, the methods applied are based on expert recommendations. Furthermore, studies have shown some correlations between biopsy findings and the patients' benefit from AMR treatments. In this study, we aimed to compare the efficacy of AMR treatment protocols and identify other clinical parameters determining the effectiveness of the treatment. Materials and Methods: Seventy patients who had their first acute antibody-mediated rejection between January 2015 and December 2022 at Marmara University Pendik Training and Research Hospital and received treatment at our hospital were included in the study. Patients receiving plasmapheresis + IVIG + rituximab treatment were designated as Protocol 1; and those receiving plasmapheresis + IVIG were designated as Protocol 2. Patients were followed up for at least 12 months. A less than 30% decline in eGFR values at the end of the first year compared to the eGFR values at the time of rejection treatment was considered a benefit from the treatment. Demographic and clinical data were recorded, and their effects on treatment outcomes were statistically analyzed using Statistical Package for Social Science for Windows software version 26 (SPSS Inc; Chicago, USA). Results: Among the 70 patients included in the study, 57.1% were male (n=40). The median age at transplantation for male patients was 37.68±11.77, and for female patients, it was 35.20±13.87. When comparing Protocol 1 and Protocol 2 treatments, no statistically significant difference was found in terms of endpoints. While the initial eGFR levels of both groups were similar, analyses based on the change in eGFR at the end of the 1st year post-transplant classified patients into those who benefited and those who did not. It was found that patients who were diagnosed with rejection earlier after transplantation benefited more from rejection treatment. Histological parameters, such as interstitial inflammation (i), interstitial fibrosis (ci), vascular fibrous thickening (cv), chronic transplant glomerulopathy (cg), and the sum of two or more of these results (ci+ct) and chronic inflammation (ci+ct+ti) scores, showed statistically significant differences between the two groups. Conclusion: The efficacy of rituximab in AMR treatment shows conflicting results in the literature. In our series, adding rituximab to the rejection treatment did not change the treatment efficacy. However, when patients were grouped as benefiting or not benefiting from the treatment, an earlier diagnosis of AMR was identified as a positive factor, while the presence of fibrotic changes in the biopsy was determined as a negative factor. Additionally, it was demonstrated that scoring systems obtained by grouping biopsy data could be used as a helpful parameter in predicting treatment efficacy.
Benzer Tezler
- Böbrek naklinde greft survini etkileyen risk faktörlerinin incelenmesi
Examination of risk factors affecting graft survival in kidney transplantation
MÜCAHİT ERGÜL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
NefrolojiSağlık Bilimleri Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. EBRU GÖK OĞUZ
- Böbrek nakli yapılan hastalarda böbrek biyopsi sonuçlarının prognoza etkisi
Prognostic significance of renal allograft biopsies in renal transplant recipients
İLKER BOĞA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
NefrolojiHacettepe Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. TOLGA YILDIRIM
- Renal transplantlı hastalarda D vitamini düzeyinin rejeksiyonlar ve allograft fonksiyonu üzerine etkisi
The effect of vitamin D level on rejections and allograft function in patients with renal transplantation
SEMİH BÜYÜKDEMİRCİ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
NefrolojiSağlık Bilimleri Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. EBRU GÖK OĞUZ
- Böbrek nakli hastalarında akut ve kronik rejeksiyon ile HLA-G geni 3' utr 14 baz çiftlik polimorfizminin ve SHLA-g seviyesinin ilişkisi
The relationship of acute and chronic rejection and hla-g geni 3 'utr 14 base polymorphism and SHLA-g level in renal transplant patients
ŞULE DARBAŞ
Doktora
Türkçe
2020
GenetikAkdeniz ÜniversitesiTıbbi Biyoloji ve Genetik Ana Bilim Dalı
PROF. FAHRİ UÇAR
- Böbrek nakli yapılan çocuk hastalarda hipertansiyon ve kardiyovasküler komplikasyon sıklığının araştırılması
Investigation of the frequency of hypertension and cardiovascular complications in pediatric kidney transplant recipients
AHMET SELİM BAŞKAYA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıAkdeniz ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. GÜLŞAH KAYA AKSOY