Geri Dön

Kahramanmaraş 6 şubat asrın felaketi sonrası depresyon, anksiyete ve yaşam kalitesinin değerlendirilmesi

Evaluation of depression, anxiety, and quality of life after the february 6th catastrophe of the century in Kahramanmaraş

  1. Tez No: 896214
  2. Yazar: ŞÜKRÜ EKER
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. RAZİYE ŞULE GÜMÜŞTAKIM
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Aile Hekimliği, Family Medicine
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 180

Özet

Amaç: Deprem başta olmak üzere doğal afetler tarih boyunca hayatımızda çok önemli bir yere sahip olmuştur. Can ve mal kayıpları, yaşam değişikleri, bulunulan coğrafyanın terkedilmesi gibi sosyal hayatı ciddi boyutta etkileyen sonuçlara sebep olduğu gibi, ruhsal sıkıntılara ve travmatik yaşantılara zemin hazırlaması kaçınılmazdır. Özellikle büyük depremlerden sonra toplumda psikiyatrik hastalıkların yaygınlığında artış olduğu birçok çalışmada gösterilmiştir. Bunlardan en fazla görülenler: Travma sonrası stres bozukluğu, Depresif bozukluk ve Yaygın Anksiyete bozukluğudur. Bu biƒlgilerden yola çıkarak yapılan bu çalışmayla; 06.02.2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında, depremzedelerde gelişen depresyon ve anksiyete bozukluğunun prevelansının öğrenilmesi ve aynı zamanda bu hastalıkların oluşmasında daha fazla risk oluşturduğu düşünülen sosyodemografik verilerin, deprem anı ve sonrası değişkenlerin ne oranda etkin olduğunun belirlenmesi hedeflenmiştir. Bu araştırmanın amacı 6 Şubat Kahramanmaraş Depreminden etkilenmiş depremzedelerin deprem sonrası yaşanılan anksiyete/depresyon ve yaşam kalitesi düzeyini belirlemektir. Gereç ve Yöntem: Araştırmamız kesitsel-tanımlayıcı bir çalışmadır. Bu çalışma 1 Eylül 2023 ve 1 Mart 2024 tarihleri arasında yapılmıştır. Çalışmaya katılmayı kabul eden, Kahramanmaraş depreminden etkilenmiş, 18 yaş üstü kronik hastalığa sahip 400 katılımcıya yüz yüze görüşme yöntemi ve dijital ortamda paylaşılan link ile anket uygulanmıştır. Ancak anket sorularına verilen uyumsuz cevaplar nedeniyle 15 katılımcı çalışma dışı bırakılarak toplamda 385 katılımcının verileri incelenmiştir. Anket toplamda 61 sorudan oluşmaktadır. Literatür taraması sonucu oluşturulmuş olan 61 soruluk anketin 11 tanesi sosyodemografik verileri, 30 tanesi deprem sürecini sorgulamak üzere hazırlanmış olup son bölümdeki 14 soru Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği, 6 soru EuroQol Genel Yaşam Kalitesi Ölçeği kullanılarak hazırlanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde IBM SPSS versiyon 22 (IBM SPSS for Windows version 22, IBM Corparation, Armonk, New York, United States) programından yararlanılmıştır. Bulgular: Çalışmamıza dahil edilme kriterlerine uyan 227'si (%56,6) kadın ve 174'ü (%43,4)erkek olmak üzere toplam 385 hasta katılmış olup yaş ortalamaları 34,76±10,92 (min=15-maks=70) yıldır. Çalışmaya dahil edilen depremzede bireylerin anksiyete ve depresyon belirtileri yaşadığını ifade edenlerin oranı %65,1 (n=261), yaşamadığını ifade edenlerin oranı ise %34,9'dur (n=140). Çalışmamıza katılan bireylerin %1,5'i (n=6) depremde göçük altında kaldığını belirtmiştir. Göçük altında kalma durumu bireylerin hareket kabiliyetini (p=0,004), ağrı ve rahatsızlık durumunu (p=0,001), olağan aktivitelerini gerçekleştirebilme (p=0,023) durumlarının kötü yönde etkilemiştir. Depremde bir yakınını kaybedenlerde aşırı endişe ve moral bozukluğu tespit edilmiştir (p=0,034). Yine yakınını kaybeden bireylerde depresyon oranları yüksek olarak saptanmıştır (p=0,001). Afet nedeniyle evini kaybedenlerde depresyon ve anksiyete yaygınlığı yüksek bulunmuştur (sırasıyla p=0,021 ve p=0,003). Afetzedeler arasında anksiyete ve depresyon açısından en çok etkilenen yaş grubu ileri yaş grubu olarak gözlenmiştir. Çalışmamızın özgün bulgusu olarak da deprem esnasında bulunulan binanın bodrum kat veya giriş katında oturan bireylerin depresyon açısından daha yüksek risk altında olduğu tespit edilmiş ve bu durum istatistiksel olarak anlamlı değerlendirilmiştir(p=0,043). Ek olarak afetzedelerin aile ve yakınlarıyla hızlı ve seri bir şekilde iletişim kurabilmesinin de depresyon ve anksiyete gelişimini önlemek açısından önemli olduğu görülmüş olup istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Çalışmamızda kullandığımız EQ-5D-3L ölçeği' nin anksiyete/depresyon alt katman puanı ile HADS ölçeğinin puanlamaları arasında pozitif yönde anlamlı korelasyon vardır. Sonuç: Çalışmanın özgün bir bulgusu olarak alt katların daha yüksek psikolojik stresle ilişkili olabileceğini dikkat çekmektedir. Ayrıca, göçük altında kalma durumu bireylerin fiziksel ve günlük aktiviteleri üzerinde olumsuz etkiler yaratmıştır. Bir yakınını kaybeden bireylerde ise anksiyete ve depresyon seviyelerinde önemli artışlar gözlemlenmiştir. Evsiz kalan bireylerin depresyon seviyelerinde belirgin bir artış tespit edilmiş, arama kurtarma çalışmalarına katılan bireylerin daha yüksek düzeyde anksiyete ve depresyon yaşadığı görülmüştür. Ayrıca ileri yaştaki depremzedelerde anksiyete riski daha belirgin görünmekteyken, deprem sonrası hızlı ve seri iletişimin önemi daha net anlaşılmıştır. Tüm bu bilgiler ışığında afetzedelere yapılan maddi ve manevi yardımlar bireylerin afet sonrası maruz kaldığı sorunlar üzerine yoğunlaşmalıdır. Deprem öncesinde de oluşabilecek muhtemel sorunlara yönelik önlemler alınmalıdır.

Özet (Çeviri)

Purpose: Natural disasters, especially earthquakes, have always held a significant place in our lives throughout history. In addition to causing severe impacts on social life such as loss of life and property, changes in living conditions, and the abandonment of geographic areas, they have inevitably paved the way for psychological distress and traumatic experiences. Numerous studies have shown that the prevalence of psychiatric disorders in society increases, particularly following major earthquakes. Among the most common of these are Post-Traumatic Stress Disorder, Depressive Disorder, and Generalized Anxiety Disorder. Based on this information, the aim of this study is to determine the prevalence of depression and anxiety disorders that developed among earthquake survivors following the Kahramanmaraş-centered earthquakes on February 6, 2023. Additionally, the study seeks to identify the extent to which sociodemographic variables, considered to pose a higher risk for these disorders, and the variables related to the moment of the earthquake and its aftermath, play a role in the development of these conditions. The objective of this research is to determine the levels of anxiety/depression and the quality of life among earthquake survivors affected by the February 6 Kahramanmaraş Earthquake. Materials and Methods: Our research is a descriptive-cohort study. This study was conducted between September 1, 2023, and March 1, 2024. A total of 400 participants, who were over the age of 18, had chronic illnesses, and were affected by the Kahramanmaraş earthquake, were included in the study. The participants were surveyed through face-to-face interviews and a digital link shared online. However, due to inconsistent answers in the survey responses, 15 participants were excluded, and the data from a total of 385 participants were analyzed. The survey consists of 61 questions in total. Of these 61 questions, 11 were designed to gather sociodemographic data, 30 to inquire about the earthquake experience, while the last section includes 14 questions based on the Hospital Anxiety and Depression Scale (HADS) and 6 questions using the EuroQol General Quality of Life Scale (EQ-5D). For the evaluation of the data, the IBM SPSS version 22 software (IBM SPSS for Windows version 22, IBM Corporation, Armonk, New York, United States) was used. Results: A total of 385 patients who met the inclusion criteria were included in the study, of which 227 (56.6%) were female and 174 (43.4%) were male, with a mean age of 34.76±10.92 years (min=15, max=70). Among the earthquake survivors included in the study, 65.1% (n=261) reported experiencing symptoms of anxiety and depression, while 34.9% (n=140) reported not experiencing these symptoms. Additionally, 1.5% (n=6) of the participants indicated that they were trapped under rubble during the earthquake. Being trapped under rubble negatively affected the participants' mobility (p=0.004), pain and discomfort levels (p=0.001), and ability to perform usual activities (p=0.023). Extreme worry and mood disturbances were identified among those who lost a loved one in the earthquake (p=0.034), and the depression rates were higher in these individuals (p=0.001). Depression and anxiety prevalence was also found to be higher among those who lost their homes due to the disaster (p=0.021, p=0.003). The most affected age group in terms of anxiety and depression among the survivors was the elderly group. A unique finding of our study is that individuals residing in basement or ground-floor apartments during the earthquake were at a higher risk of depression, and this was statistically significant (p=0.043). Furthermore, the ability of survivors to quickly and efficiently communicate with their family and loved ones was found to be important in preventing the development of depression and anxiety, and this was also statistically significant. A positive significant correlation was observed between the anxiety/depression subscale scores of the EQ-5D-3L scale and the HADS scale scores used in our study. Conclusion: Our findings indicate that individuals who were on lower floors during the earthquake, particularly in basement and ground-floor apartments, experienced higher levels of anxiety and depression. This finding stands out as a unique aspect of the study, suggesting that lower floors may be associated with higher psychological stress. Additionally, being trapped under rubble had negative effects on individuals' physical and daily activities. Significant increases in both anxiety and depression levels were observed in individuals who lost a loved one, as reflected in both scales used. A noticeable increase in depression levels was found among those who became homeless, and individuals who participated in search and rescue operations experienced higher levels of anxiety and depression. Moreover, the risk of anxiety appeared to be more pronounced in older earthquake survivors, while the importance of quick and effective communication post-earthquake became more evident.

Benzer Tezler

  1. Kahramanmaraş depreminin dermatolojik hastalıklara etkisi

    Effect of Kahramanmaras earthquake on dermatological diseases

    ESRA MERVE EVRAN KILIÇ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    DermatolojiKahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi

    Deri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı

    PROF. PERİHAN ÖZTÜRK

    DR. ÖĞR. ÜYESİ MİNE MÜJDE KUŞ

  2. 6 şubat 2023 depremlerinde Amanos'taki yerleşimlerde oluşan bina hasarlarının jeolojik-jeomorfolojik parametrelerle ilişkisinin incelenmesi

    Investigation of the relationship between building damages of the settlements in Amanos during the 6 february 2023 earthquakes and geological-geomorphological parameters

    ADEM KÜRŞAT ÖZCAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Deprem MühendisliğiHacettepe Üniversitesi

    Jeoloji Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. CANDAN GÖKÇEOĞLU

  3. Deprem sonrası dini başa çıkma (2023 Kahramanmaraş depremi Adana ili örneği)

    Coping with religion after the eartquake: An analysis from the perspektive of the psychology of religion (2023 Kahramanmaras earthquake Adana province case)

    TUĞBA GÜNERİGÖK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    DinNecmettin Erbakan Üniversitesi

    Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ADEM ŞAHİN

  4. Afet dönemlerinde siyasal iletişim: 2023 Kahramanmaraş depremleri üzerine bir inceleme

    Political communication in disaster periods: A study on the 2023 Kahramanmaraş earthquakes

    ESRA KESKİN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Halkla İlişkilerMarmara Üniversitesi

    Halkla İlişkiler ve Tanıtım Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SAMET KAVOĞLU

  5. Post truth çağda habercilik: Doğrulama platformları üzerinden inceleme

    Journalism in the post-truth age: Examination through verification platforms

    ELİF NUR AYDEMİR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Radyo-TelevizyonErciyes Üniversitesi

    Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ÇİLEM TUĞBA KOÇ