Bipolar bozuklukta hastaların baskın polaritelerine göre klinik gidiş özelliklerinin kıyaslanması
Comparison of clinical course characteristics of patients according to their predominant polarity in bipolar disorder
- Tez No: 899044
- Danışmanlar: DOÇ. NABİ ZORLU
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Psikiyatri, Psychiatry
- Anahtar Kelimeler: Bipolar bozukluk, baskın polarite, Bipolar disorder, predominant polarity
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İzmir Katip Çelebi Üniversitesi
- Enstitü: İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Psikiyatri Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 51
Özet
Giriş: Bipolar bozukluk (BPB), kronik seyirli, belirli bir düzen olmaksızın yineleyici depresif ve manik/hipomanik dönemlerle seyreden, dönemler arasında hiç belirti bulunmayan veya minimal belirtilerin devam ettiği, ailesel, sosyal ve mesleki işlevsellikte ciddi bozulmaya yol açabilen bir duygudurum bozukluğudur. Bu çalışmada mani baskın ve depresif baskın polariteye sahip bipolar bozukluk tanılı hastalar arasında; baskın polaritelerine göre sosyodemografik ve klinik özellikleri arasındaki ilişkiyi araştırmayı amaçlanmıştır. Yöntem: Bu araştırmada bipolar bozukluk tanılı remisyonda olan, mani baskın polariteli 40 hasta ve depresif baskın polariteli 39 hasta olmak üzere 2 grup arasında yürütülmüştür. Gruplara DSM-5 için Yapılandırılmış Klinik Görüşmesi-Klinik Versiyonu (SCİD-5/CV), Hamilton Depresyon Derecelendirme Ölçeği (HAM-D), Young Mani Derecelendirme Ölçeği (YMRS) uygulanmış, sosyodemografik özellikleri ve klinik durumları ayrıntılı olarak hazırlanmış sosyodemografik veri formu ile kaydedilmiştir. Bulgular: Gruplar arasında, toplam eğitim süreleri, medeni durum, çalışma durumları, ilk atak yaşları, hastane yatışlarının olup olmaması, toplam hastane yatış sayıları ortalamaları, birinci derece yakınlarda bipolar bozukluk veya psikotik bozukluk bulunması, lityum ve valproat kullanımları, YMRS ölçek skorları arasında anlamlı fark bulunmamış, ilk epizodun depresif olması DBP ile ilk epizodun manik olması MBP ile ilişkili bulunmuştur. DBP; daha fazla atak sayısı, daha çok suisid girişimi, daha fazla lamotrijin ve antidepresan kullanımıyla, daha yüksek HAM-D skoru, MBP grubu daha uzun remisyon süresi, daha fazla antipsikotik kullanımı ile ilişkili bulunmuştur. Sonuç: Bipolar bozuklukta baskın polaritenin yararlı bir klinik seyir belirteci ve eş zamanlı terapötik etkileri olan prognostik bir parametre olabileceği düşünülmekte olup; bunu doğrulamak için bu alanda daha büyük örneklem grubunu içeren, daha uzun süreli araştırmalar yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
Özet (Çeviri)
Introduction: Bipolar disorder (BPD) is a mood disorder with a chronic course, with recurrent depressive and manic/hypomanic episodes without a specific pattern, with no or minimal symptoms between periods, and can lead to serious impairment in familial, social and occupational functioning. In this study, among patients diagnosed with bipolar disorder with mania-dominant and depressive dominant polarity; It was aimed to investigate the relationship between sociodemographic and clinical characteristics according to their dominant polarity. Method: In this study, it was carried out among 2 groups: 40 patients in remission with bipolar disorder, mania-dominant polarity and 39 patients with depressive dominant polarity. Structured Clinical Interview-Clinical Version for DSM-5 (SCID-5/CV), Hamilton Depression Rating Scale (HAM-D), Young Mania Rating Scale (YMRS) was applied, and sociodemographic characteristics and clinical conditions were recorded with a detailed sociodemographic data form. Findings: There was no significant difference between the groups in terms of total education periods, marital status, employment status, age of first attack, presence of hospitaliziation, mean total number of hospitalizations, presence of bipolar disorder or psychotic disorder in first-degree relatives, lithium and valproate use, YMRS scale scores, and it was found that depressive first episode was associated with DBP and manic first episode was associated with MBP. DBP; It was associated with a higher number of attacks, more suicide attempts, more lamotrigine and antidepressant use, higher HAM-D score, longer remission period in the MBP group, and more antipsychotic use. Results: It is thought that dominant polarity in bipolar disorder may be a useful clinical course marker and a prognostic parameter with concomitant therapeutic effects; To confirm this, there is a need for longer-term studies in this area involving a larger sample group.
Benzer Tezler
- Bipolar bozuklukta baskın polaritenin klinik bulgular ve hastalık seyri üzerine etkileri
The effect of predominant polarity on clinical findings and the course of bipolar disorder
FATMA BAŞAK ÇOĞALMIŞ
- Bipolar bozuklukta kalıntı belirtiler
Başlık çevirisi yok
ENDER KAYA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2006
PsikiyatriCelal Bayar ÜniversitesiPsikiyatri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ÖMER AYDEMİR
- Bipolar bozukluk tanılı hastalar ve birinci derece akrabalarında mizaç özelliklerinin karşılaştırılması ve kiliniğe yansımaları
Comparison of the temperament of bipolar patients and their firts degree relatives and its reflection to clinics
AYLİN ARSLAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2012
PsikiyatriGaziosmanpaşa ÜniversitesiRuh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. FERYAL ÇAM ÇELİKEL
- Bipolar bozukluk tip 1 hastalarında toplum temelli ruh sağlığı modelinin bozukluğun klinik özellikleri ve seyri üzerindeki etkisi
The effect of the community-based mental health model on the clinical findings and prognosis of the patients with bipolar disorder TYPE 1
TUĞÇE İREM ÇOBANOĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
PsikiyatriSağlık Bilimleri ÜniversitesiPsikiyatri Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MURAT ERKIRAN