Küresel göç hareketleri ve mülteciler: Avrupa Birliği'nin güvenlik politikalarına yansıması
Global migration movements and refugees: How does it reflect European Union's security policy
- Tez No: 899377
- Danışmanlar: PROF. DR. EROL ESEN
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Siyasal Bilimler, Political Science
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Akdeniz Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 138
Özet
Küresel göç hareketleri ve mülteciler, 21. yüzyılın en önemli insani ve siyasi meselelerinden biri olarak Avrupa Birliği'nin (AB) güvenlik politikalarında derin izler bırakmaktadır. AB, son yıllarda artan göç dalgalarıyla karşı karşıya kalmış ve bu durum, üye devletlerin sınır güvenliği, iltica süreçleri ve iç güvenlik önlemlerini yeniden gözden geçirmelerini zorunlu kılmıştır. Sınır güvenliğinin artırılması, AB'nin öncelikleri arasında yer almakta ve dış sınırlarını güçlendirmek amacıyla Frontex gibi ajansların yetki ve kapasiteleri genişletilmektedir. Teknolojik yenilikler, biyometrik kontroller ve veri paylaşımı gibi önlemler, AB'nin sınır güvenliğini sağlama çabalarının bir parçasıdır. Ancak, bu önlemler insan hakları ve serbest dolaşım ilkeleriyle dengelenmelidir. Göç yönetimi ve iltica politikaları da AB için kritik öneme sahiptir. Dublin Tüzüğü, iltica başvurularının ilk giriş yapılan ülkede işleme alınmasını öngörürken, bazı üye devletlerde aşırı yük oluşturmakta ve reform çağrılarını beraberinde getirmektedir. Daha adil bir yük paylaşımı için geliştirilen kota sistemleri ve ortak sorumluluk mekanizmaları, AB'nin dayanışma ilkesini güçlendirmeye yönelik önemli adımlardır. Ancak, bu tür önlemler siyasi mutabakat gerektirmekte ve zaman zaman üye devletler arasında anlaşmazlıklara yol açmaktadır. Mültecilerin entegrasyonu ve sosyal uyum süreçleri, AB'nin uzun vadeli güvenlik ve toplumsal istikrar hedefleri açısından hayati öneme sahiptir. Mültecilerin iş gücü piyasasına katılımı ve toplumsal yaşama entegrasyonu hem göçmenlerin refahı hem de ev sahibi ülkelerin ekonomik kalkınması açısından kritik rol oynamaktadır. Ancak, göçmen karşıtı söylemler ve yabancı düşmanlığı, bu süreçleri zorlaştırmakta ve sosyal gerilimleri artırmaktadır. Güvenlik ile mücadele, AB'nin göç politikalarının bir diğer önemli boyutudur. Kontrolsüz göç hareketleri, bazı kesimler tarafından potansiyel güvenlik tehditleri olarak algılanmakta ve bu durum, güvenlik politikalarının sıkılaştırılmasına yol açmaktadır. Üye devletler arasında istihbarat paylaşımı ve iş birliği, güvenlik ile mücadelede kritik öneme sahiptir ve bu alandaki koordinasyonun güçlendirilmesi gerekmektedir. AB son dönemlerde mülteci politikalarında bir dizi değişiklik ve düzenleme yapmıştır. Bu politikaların temel amacı, düzensiz göçü kontrol altına almak, mülteci haklarını korumak ve üye ülkeler arasındaki sorumluluk paylaşımını dengelemektir. Dublin Düzenlemeleri, bir mülteci başvurusunun hangi üye ülke tarafından değerlendirileceğini belirleyen bir sistemdir. Bu düzenleme, genellikle mültecilerin ilk giriş yaptığı ülkenin başvuruyu değerlendirme sorumluluğunu üstlenmesini öngörmektedir. Ancak, bu sistemin adaletsiz olduğu eleştirileri, özellikle İtalya, Yunanistan gibi sınır ülkeleri üzerinde yoğun baskı yaratmıştır. 2020 yılında Avrupa Komisyonu tarafından önerilen Yeni Göç ve İltica Paktı, AB'nin mülteci politikalarını reforme etmeyi hedeflemektedir. Bu pakt, sorumluluk paylaşımını daha adil bir şekilde düzenlemeyi, sınır yönetimini güçlendirmeyi ve düzensiz göçle mücadeleyi içermektedir. Üye ülkeler arasında dayanışmayı artırmaya yönelik mekanizmalar da öngörülmektedir. Ancak, bazı üye ülkeler arasında bu paktla ilgili anlaşmazlıklar devam etmektedir. Sonuç olarak, AB'nin mülteci politikaları, göç akışlarını düzenleme ve mültecilerin haklarını koruma arasında denge kurmayı hedeflemektedir. Ancak, bu politikaların uygulanmasında ve üye ülkeler arasındaki iş birliğinde çeşitli zorluklar devam etmektedir. Küresel göç hareketleri ve mülteciler, Avrupa Birliği'nin güvenlik politikalarında derin ve kalıcı etkiler yaratmaktadır. Bu tez ile amaçlanan AB'nin göç ve güvenlik politikalarının tarihsel olarak değişimi ve gelişimini izlemektir. AB'nin sürecin yönetilmesinde ortak bir göç ve iltica politikası geliştirip geliştiremediği, güvenlik kapsamında neleri hayata geçirdiğinin analizi tezin bir diğer amacını oluşturmaktadır.
Özet (Çeviri)
Global migration movements and refugees have left profound marks on the European Union's (EU) security policies, emerging as one of the most significant humanitarian and political issues of the 21st century. In recent years, the EU has faced increasing waves of migration, compelling member states to reconsider their border security, asylum processes, and internal security measures. Strengthening border security remains a top priority for the EU, and agencies like Frontex have seen their authority and capacities expanded to fortify external borders. Technological innovations, biometric controls, and data sharing are all part of the EU's efforts to enhance border security. However, these measures must be balanced with human rights and the principles of free movement. Migration management and asylum policies are also of critical importance to the EU. The Dublin Regulation, which requires asylum applications to be processed in the first country of entry, has placed an excessive burden on certain member states, leading to calls for reform. Quota systems and mechanisms for shared responsibility, designed to ensure a more equitable distribution of this burden, are significant steps towards strengthening the EU's principle of solidarity. However, such measures require political consensus and can sometimes lead to disagreements among member states. The integration and social cohesion of refugees are vital for the EU's long-term security and social stability goals. The participation of refugees in the labor market and their integration into social life play a crucial role both in the welfare of migrants and the economic development of host countries. However, anti-immigrant rhetoric and xenophobia complicate these processes and heighten social tensions. Security concerns are another key dimension of the EU's migration policies. Uncontrolled migration is perceived by some as a potential security threat, leading to the tightening of security policies. Intelligence sharing and cooperation among member states are critical in combating security threats, and the coordination in this area needs to be strengthened. The EU has recently made several changes and regulations in its refugee policies. The main goals of these policies are to control irregular migration, protect refugee rights, and balance the sharing of responsibilities among member states. The Dublin Regulation is a system that determines which member state is responsible for evaluating a refugee application. This regulation generally requires the country where the refugee first enters to take responsibility for processing the application. However, criticisms of the system's fairness, particularly due to the significant pressure it places on border countries like Italy and Greece, have emerged. The New Pact on Migration and Asylum, proposed by the European Commission in 2020, aims to reform the EU's refugee policies. This pact includes measures to more equitably distribute responsibilities, strengthen border management, and combat irregular migration. Mechanisms are also proposed to increase solidarity among member states. However, disagreements over this pact persist among some member states. In conclusion, the EU's refugee policies aim to balance regulating migration flows with protecting refugee rights. However, various challenges remain in the implementation of these policies and in the cooperation among member states. Global migration movements and refugees continue to have profound and lasting impacts on the European Union's security policies. The aim of this thesis is to trace the historical changes and developments in the EU's migration and security policies. Another objective is to analyze whether the EU has managed to develop a common migration and asylum policy and what measures have been implemented within the scope of security.
Benzer Tezler
- Avrupa Birliği göç politikalarının ekonomik ve mali boyutu
Economic and fiscal dimension of European Union migration policy
SADIK DEMİRBAĞ
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
EkonomiDokuz Eylül ÜniversitesiAvrupa Birliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ASUMAN ALTAY
- Sosyal hizmet perspektifinden Avrupa Birliği bağlamıyla Almanya ve Türkiye'deki ı̇ltica mevzuatının ı̇ncelenmesi
A study of asylum regulations in Germany (in the context of the European Union) and Turkey from the social work perspective
VIOLA HENRICH
Yüksek Lisans
Türkçe
2017
Sosyal HizmetlerAnkara ÜniversitesiSosyal Hizmet Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. MELAHAT DEMİRBİLEK
- Göçün kadınlaşması bağlamında uluslararası göç hareketleri: Avrupa Birliği'ne etkileri ve kadın mültecilerin entegrasyon politikası
International migration movements in the context of feminization of migration: its effects on the European Union and integration policy of women refugees
SEMA MELTEM MISIRLI
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Siyasal BilimlerDokuz Eylül ÜniversitesiKadın Çalışmaları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. RABİA BAHAR ÜSTE
- Avrupa'daki Türk göçmenlerin toplumsal uyum stratejileri ve sosyal ilişki ağları: isveç örneği
Integration strategies and social relationship networks of Turkish immigrants in Europe: The Sweden case
AHMET VEDAT KOÇAL
Doktora
Türkçe
2023
Kamu YönetimiHarran ÜniversitesiKamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MİTHAT ARMAN KARASU
- Mülteci hareketleri ve iş gücü piyasası ilişkisi: Van ili örneği
The relationship between refugee movements and labormarket: A case study on Van province
ASİMA İSAOĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
EkonomiVan Yüzüncü Yıl Üniversitesiİktisat Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MEHMET AKİF ARVAS