Geri Dön

Erişkin akut lenfoblastik lösemili hastalarda immünofenotipik özelliklerin prognoz üzerine olan etkilerinin değerlendirilmesi

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 90329
  2. Yazar: MUSTAFA N. YENEREL
  3. Danışmanlar: PROF. DR. TANJU ATAMER
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Hematoloji, Hematology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2000
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Hematoloji Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 56

Özet

40 ÖZET Akut lenfoblastik lösemiler (ALL) patogenezi, biyolojisi ve klinik özellikleriyle oldukça heterojen bir grup hastalıktır. ALL' lerin immünofenotipik ve moleküler genetik özelliklerinin daha iyi anlaşılmasıyla birlikte hastalığın gerek prognoz, gerekse nüks etme şekilleriyle biyolojik olarak farklı olan alt tiplerinin belirlenmesi sağlanmıştır. Günümüzde hastalar daha ilk tam sırasmda prognostik gruplara ayılmakta ve tedavileri hastalığın nüks etme riskine göre düzenlenmektedir. Çocukluk çağı ALL lerinde oldukça iyi tanımlanan bu durum henüz erişkin ALL leri için geliştirilememiştir. Bu çalışma erişkin ALL' li hastalarda lösemik hücrelerin immünofenotipik özelliklerini belirlemek ve bu özelliklere dayanılarak oluşturulan çeşitli immünofenotipik altgruplann prognoz üzerine olan etkilerini araştırmak amacıyla yapıldı. Temmuz 1992, Ağustos 1999 tarihleri arasında Hematoloji polikliniğimizde 62 erişkin ALL olgusu çalışmaya alındı. Rutin tam incelemeleri ile birlikte akım sitometri laboratuvarınuzda immünofenotipik özellikleri belirlenen olguların 36' sı B-ALL 26' sı T-ALL olmak üzere iki ana grup olarak değerlendirildi. İncelemeler sırasında T-ALL olguları kendi içlerinde preT-ALL ve olgun T-ALL olarak, B-ALL olguları ise erken-preB-ALL, common B-ALL, preB-ALL olarak ayrıca alt gruplara ayrılarak değerlendirildi. Olguların klinik özellikleri ve laboratuvar bulguları prognoz yönünden değerlendirildiğinde yaş yönünden bir fark bulunmazken kötü prognoz ölçütü olarak kabul edilen erkek cinsiyetinin T-ALL olgularında daha sık olduğu gözlendi. SMG, LAM, HMG ve medyasten kitlesi özellikle T-ALL olgularında daha sık saptandı. Çalışmamızda başlangıç lökosit sayılarının yüksek oluşu T-ALL olgularında daha sık olarak gözlendi, ancak prognozu olumsuz etkilediği düşünülen bu durumun gerek T-ALL gerekse B-ALL olguları için kötü prognostik özellik taşımadığı saptandı. Bu çalışmada T-ALL olguları kötü prognoz ölçütlerini daha fazla oranda taşısalar da standart kemoterapi protokolleri uygulandığında bile bu olguların remisyona girme oranlarının B-ALL olgularından farklı olmadığım gördük. Nüks oranlan bakımından da fark bulunmayan (p=0.89) T ve B-ALL olguları arasında olguların remisyona girme süreleri incelendiğinde T-ALL olgularının belirgin olarak daha kısa sürede remisyona girdiği saptandı (p=0.002). Toplam sağkalım süreleri arasında fark bulunmayan gruplar arasında remisyonda kalma süreleri değerlendirildiğinde T- ALL olguları lehine istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulundu (p=0.033). T-ALL olguları T- ALL ve preT-ALL olarak ayrı ayrı incelendiğinde de gerek olguların remisyona girme oranlan (p=1.000) gerekse nüks oranlan (p=0.22) arasında bir fark bulamadık. Büyük çoğunluğunu preB ALL olgulannın oluşturduğu B-ALL grubunda ise bu olgulan erken preB-ALL ve41 common- ALL olgulanyla karşılaştırdığımızda gerek remisyon oranlan (p=1.000) gerek hastalıksız sağkalım süreleri (HSS) ve gerekse nüks oranlan (p=0.68) arasında fark olmadığı görüldü. Çalışmamızda T ve B-ALL olgulan arasmda miyeioid antijen ekspresyonu yönünden fark bulmazken prognostik önemi hala tartışmalı olan bu durumun da remisyon oranını (p=0.62), nüks oranını (p=0.55), hastalıksız sağkalım süresini (p=0.48) ve toplam sağkalım sürelerini (p=0.61) etkilemediğini gördük. CD34 antijeni olgulann 24' ünde araştınlabildi ve T ve B-ALL olgulan arasmda CD34 antijen ekspresyonu açısından istatistiksel olarak fark bulunmadı (p=0.21). Yine CD34 (+) ve (-) olgular arasmda remisyon oranı (p=0.49), remisyona girme süresi (p=0.83), nüks oram (p=0.87), ölüm oranı (p=0.48), hastalıksız sağkalım süresi (p=0.19) ve toplam sağkalım süresi bakımından da (p^O.21) fark saptanmadı. B-ALL olgulan içinde CD 10 ekspresyonunun prognoz üzerine olan etkisi değerlendirildiğinde CD 10 (-) olgulann daha yüksek lökosit sayılanyla kliniğe başvurmalan dışında (p=0.04) gerek hastalığın başlangıç klinik bulgulan ve ortaya çıkma süreleri gerekse fizik muayene bulgulan ve tedavi cevaplan açısından farklı olmadığı gözlendi. Çalışmamızda erişkin ALL' li hastalanmıza 23 ile 43 ay arasmda (ortanca: 37 ay, ortalama: 36 ay ± 5 ay) süreyle idame tedavisi uygulandı. İdame tedavileri bu süreler içinde sonlandınlan 10 hastanın hiçbiri, ortalama 52.8 ± 11 ay takip edildikleri halde nüks etmedi. Nüks eden 16 olgunun dokuzunda hematolojik nüks yedisinde MS S nüks' ü gelişti. Bunların birinde aynca testis tutulumu mevcut iken diğeri hem deri hem testis tutulumu şeklinde nüks edip takipleri sırasında kısa sürede MSS tutulumu ve hematolojik nüks eklenen bir olguydu. Nüks eden olgulann altısında immünofenotipleme tekrarlandı ve bir olgu dışmda blastik hücrelerin antijenik ekspresyonlannda bir farklılık saptanmadı. Ekstramedüller deri ve testis tutulumuna hematolojik nüks de eklenen bu olgunun tekrarlanan immünofenotiplemesinde daha önce CD34 ekspresyonu da gösteren preB-ALL fenotipinde olan blastlannm“Lineage Switch”ile CD34 ekspresyonunu da kaybederek miyeioid lösemi fenotipi aldığı görüldü. Bu olgunun deri lezyonlanmn biyopsi kesitlerinde de immünofenotipleme uygulandı ve burada da blastik hücre infiltrasyonunun miyeioid karakterli olduğu gösterildi. Immünofenotipik olarak belirlenen alt gruplann ve aberan antijen ekspresyonlannın prognoz üzerine olumsuz etkileri olmadığım saptadığımız çalışmamızda, T- ALL olgulannın tam remisyon sağlanma oram, nüks oram ve toplam sağkalım süresi bakımından B-ALL olgularından farklı olmadığım gördük. Bununla birikte daha kısa sürede remisyona giren ve daha uzun hastalıksız sağkalım sürelerine sahip olan bu olgulann yüksek riskli olarak kabul edilmemesi gerektiğim düşünüyoruz.

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. Akut lenfoblastik lösemili hastalarda tiopürin s-metiltransferaz gen mutasyonlarının belirlenmesi

    Determination of thiopurine s-methyltransferase gene mutation in the patients with acute lymphoblastic leukemia

    ERHAN ÖZENÇ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    HematolojiDicle Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ORHAN AYYILDIZ

  2. Yeni tanı akut lenfoblastik lösemi hastalarının RNA dizileme analizleriyle risk sınıflandırması

    Risk classification of newly diagnosed acute lymphoblastic leukemia patients by RNA sequencing analysis

    EDA SUN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Genetikİstanbul Üniversitesi

    Genetik Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MÜGE SAYİTOĞLU

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ÖZLEM ULUCAN AÇAN

  3. Akut lenfoblastik lösemili hastaların tam kür olduktan ve tedavisi tamamlandıktan sonra nütrisyonel durumlarının araştırılması

    Investigation of the nutritional conditions patients with acute lymphoblastic leukemia after treatment is completed and be cured

    AKBAR AKBAROV

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıklarıİstanbul Medeniyet Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. AYLİN CANBOLAT AYHAN

  4. Akut lösemili hastalarda serum tümör nekrozis faktör-alfa (TNF-alfa) düzeylerinin hastalık seyri ile ilişkisi

    Başlık çevirisi yok

    ŞEHSUVAR ERTÜRK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1992

    HematolojiAnkara Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

  5. Akut lenfoblastik lösemi(ALL) olgularında MLL gen bölgesindeki yeniden düzenlenmelerin Fluoresan In Situ Hibridizasyon(FISH) yöntemi ile araştırılması

    Research of rearrangements in the MLL gene region by Fluorescence In Situ Hybridization(FISH) in acute lymphoblastic leukemia(ALL) cases

    FİGEN AYDOĞDU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    Genetikİstanbul Üniversitesi

    Genetik Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. AYHAN DEVİREN