Geri Dön

Geç-modern dönemde Z kuşağı gençleri: Gündelik hayat deneyimleri ve kırılganlıklar

Generation Z youth in the late modern era: Daily life experiences and fragilities

  1. Tez No: 906139
  2. Yazar: GAMZE TOKER
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. SERDAR ÜNAL
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Sosyoloji, Sociology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Sosyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 311

Özet

Toplumların geleneksel yapısının modern yapıya dönüşmesi, sosyal, ekonomik ve kültürel alanlarda köklü değişimlere yol açarak toplumsal bağların zayıflamasına ve bireyselliğin ön plana çıkmasına neden olmuştur. Geleneksel toplumlarda bireyler, yaşamlarını kolektif değerlere göre şekillendirirken, modernleşmeyle birlikte bu süreç bireyin kendi sorumluluğu haline gelmiştir. Dolayısıyla, bu süreç toplumsal ilişkilerin belirsizleşmesine ve güvensizlik duygusunun artmasına yol açmıştır. Belirsizlik ve güvensizlik ortamı, bireylerin davranışlarının alışkanlıklara ve rutinlere dönmeden değiştiği akışkan modernliği doğurmuştur. Bununla birlikte, geç dönem kapitalist toplum bireyselliği ve özgürlüğü yüceltirken, insanları dar sosyal çevrelere ve bireysel başarıya odaklanan bir yaşama yönlendirmekte, böylece yalnızlık ve yabancılaşma hissini derinleştirmektedir. Üstelik belirsizlik ve güvensizlik üzerine kurulu akışkan modernlik kavramı, bireylerin yaşamlarını daha riskli ve öngörülemez hale getirmektedir. Nihayetinde, modern sonrası dönemde modernitenin bireyselliği önceleyen kapitalist toplumun ortay çıkardığı kurumların, insanların gündelik hayatlarındaki pratikleri, algıları, kavrayışları ve duyuları üzerinde yaratığı etkiler ise daha belirgin hale gelmiştir. Ayrıca geç kapitalizmin aşırı bireyselliğe dayalı toplum yapısında, insanların ellerinde olan ile sahip olmak istedikleri arasında uçurum açıldıkça, huzursuzlukları ve içsel boşlukları da o ölçüde artmaktadır. Elde olan ile sahip olunan arasındaki uçurum aynı zamanda acıması olmayan daha rekabetçi bir toplum manasına gelmektedir. Bu anlamda, içinde yaşadığımız yüzyılın bireysellik temelli sorunları, bireylerin ve özellikle genç kuşakların kaygı, korku veya risk toplumunda içlerini kaplayan“boşunalık”ve“yabancılık”duygusuyla ya da ekonomik ve statü temelli başarıya odaklanmış hayatlardan kaynaklı yaşadıkları anlam krizleriyle ilişkilendirilebilir. Netice olarak, giderek yalnızlaşan, yabancılaşan ve bu yeni dönemde bireyselleşmenin sorumluluğunu üstlenen özneler, hayatı kolaylaştıran yeniliklere rağmen zorluklar veya yaşam mücadelesi karşısında daha fazla panik ve kaygı yaşayarak savunmasız hale gelebilmekte, bu durum ise onları kolayca yaralanabilir, hasar görebilir duruma getirerek kırılganlaştırabilmektedir. Şüphesiz, geleneksel kurumların azalan önemi ve bireyciliğin yükselişi, toplumun karakterini, birey profilini ya da kimliğini değiştirmekte ve tüm alanlara nüfuz etmektedir. Bu bağlamda çalışmanın temel eksenini, günümüz akışkan toplum yapısında giderek yalnızlaşan, yabancılaşan ve bu yeni dönemde bireyselleşmenin sorumluluğunu daha fazla üstlenen özneler olarak düşünülen Z kuşağının gündelik yaşam deneyimleri temelinde şekillenen algıları, değer yapıları ve potansiyel kırılganlıkları oluşturmaktadır. Nitekim geç- modern dönemin farklılaşma karakteristiği ile gelişen değişim ve dönüşümler, bireylerin sahip oldukları mevcut değer yapısını da değişime zorlamaktadır. Hiç, şüphesiz bir kuşağı ya da grubu tamamen kırılgan bir yapıya sahip bireyler topluluğu olarak tanımlamak ya da bunun böyle olduğunu varsaymak doğru bir yaklaşım değildir. Dönemsel olarak her kuşağın ya da yaş grubundan bireylerin kırılganlıkları olabileceği gibi güçlü özellikleri veya tarafları da vardır. Dolayısıyla, bu çalışmada Z kuşağı bireylerinin kendilerini ve çevrelerini algılama biçimleri, gündelik yaşam deneyimleri, değer yapıları ve potansiyel kırılganlıkları bir bütün olarak gözetilmeye çalışılmaktadır. Bu çerçevede, modern-sonrası dönemde modernizmin bireyselliği önceleyen kapitalist toplumun ortaya çıkardığı kurumların insanların gündelik hayatlarındaki pratikleri, algıları, kavrayışları ve duyguları üzerinde yarattığı etkiler daha belirgin hale gelmiştir (Bauman, 2018b:31). Bu yönde, araştırmanın temel amacı Z kuşağı olarak adlandırılan genç bireylerin bir bütün olarak gündelik yaşantılarını hangi değer ölçütleri temelinde inşa ettiklerini, kendilerini ve çevrelerini nasıl algıladıkları ve anlamlandırdıklarını, güçlü ve zayıf karakteristik özelliklerinin neler olduğunu, potansiyel olarak gündelik hayatta deneyimlenebilen kırılganlıkların nasıl tezahür ettiği ve bunların değer yapılarına nasıl yansıdığını ampirik temelde tespit etmektir. Bu doğrultuda, Z kuşağının en çok etkilenen grup olduğu varsayımıyla, araştırmada yükseköğrenim görmekte olan üniversite öğrencileri hedef alınmıştır. Bu kapsamda çalışmanın evreni, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi'nde eğitim gören 18-25 yaş arasındaki bireylerden oluşmaktadır. Araştırmada, sosyal olguları kendi bağlamları içinde anlamayı amaçlayan anlamacı-yorumlayıcı paradigma çerçevesinde nitel yöntem ile geniş kitleler üzerinde genellemeler yapmayı mümkün kılan, sayısal verilere dayalı nicel yöntem birlikte kullanılmıştır.

Özet (Çeviri)

The transformation of traditional societal structures into modern ones has led to profound changes in social, economic, and cultural spheres, weakening social bonds and bringing individualism to the forefront. In traditional societies, individuals shaped their lives according to collective values, but with modernization, this process has become the individual's responsibility. As a result, this shift has led to the ambiguity of social relationships and the increase in feelings of insecurity. This environment of uncertainty and insecurity has given rise to liquid modernity, where individuals' behaviors change before solidifying into habits or routines. Meanwhile, late capitalist society, while exalting individualism and freedom, directs individuals toward narrow social circles and a life focused on personal success, thereby deepening feelings of loneliness and alienation. Furthermore, the concept of liquid modernity, based on uncertainty and insecurity, has rendered individuals' lives more risky and unpredictable. In the postmodern period, the institutions created by the capitalist society that prioritizes individualism in modernity have become more influential on people's everyday practices, perceptions, and sensibilities. Additionally, in a society based on extreme individualism in late capitalism, as the gap between what individuals have and what they desire widens, so too do their inner unrest and sense of emptiness. This widening gap between possession and aspiration also signifies a more ruthless and competitive society. In this sense, the problems rooted in individualism in this century can be linked to the feelings of“futility”and“alienation”that pervade individuals, especially younger generations, in a society of anxiety, fear, and risk, as well as the existential crises resulting from lives centered around economic and status-based success. Consequently, increasingly isolated and alienated individuals, who take on the responsibility of individualization in this new era, may become more vulnerable in the face of life's struggles, despite the innovations that simplify life. This vulnerability leads to heightened panic and anxiety, rendering individuals more fragile, more easily damaged, and susceptible to injury. Undoubtedly, the diminishing significance of traditional institutions and the rise of individualism are reshaping the character of society, as well as the profile or identity of individuals, permeating all areas of life. In this context, the central focus of this study is the potential fragilities and perceptions shaped by the everyday experiences of Generation Z, who are increasingly isolated and alienated in a fluid society and bear the heightened responsibility of individualization in this new era. Indeed, the transformations and changes driven by the differentiation characteristic of the late-modern era are also forcing individuals to alter their existing value systems. It is important to note that it is not accurate to define an entire generation or group as inherently fragile, nor is it appropriate to assume such. Just as individuals of every generation or age group may possess fragile characteristics, they may also exhibit strengths. Therefore, this study aims to consider the self-perceptions, everyday experiences, value systems, and potential fragilities of Generation Z individuals as a whole. Within this framework, the postmodern period has seen the institutions created by capitalist society, which prioritizes individualism, become more influential on people's daily practices, perceptions, and feelings (Bauman, 2018b:31). Thus, the primary goal of this research is to empirically identify how young individuals, referred to as Generation Z, construct their daily lives based on particular value criteria, how they perceive and make sense of themselves and their surroundings, what their strengths and weaknesses are, and how potential fragilities manifest in everyday life and reflect on their value systems. In line with the assumption that Generation Z is the group most affected by these dynamics, the study focuses on university students in higher education. Accordingly, the population of the study consists of individuals aged 18-25 who are students at Aydın Adnan Menderes University. The research employs both qualitative methods, within an interpretivist paradigm that seeks to understand social phenomena in their contexts, and quantitative methods, which allow for generalizations across larger populations based on numerical data.

Benzer Tezler

  1. Meydanı oluşturan yapıların fonksiyonel sürekliliği: Beyazıt Meydanı örneği

    Functional continuity of square structures: Beyazıt Square

    DİLARA SAYIN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    MimarlıkYıldız Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SERVER FUNDA KERESTECİOĞLU

  2. Проблема «я» в эпоху современных технологий (философский анализ)

    Çağdaş teknolojilerin dönemindeki 'Ben' meselesi (Felsefi analiz)

    MİRA SUYUNOVA

    Yüksek Lisans

    Kırgızca

    Kırgızca

    2023

    FelsefeKırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi

    Felsefe Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. CILDIZ URMANBETOVA

  3. Geç Modern Dönemde cemaat olgusuna teorik bir yaklaşım (Cemaat sosyolojisi)

    A Theoretical approach to the fact of community in the late modern era (community sociology)

    RAMAZAN YELKEN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    1998

    SosyolojiSakarya Üniversitesi

    Sosyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ABDULLAH TOPÇUOĞLU

  4. The dynamics of distinction and cultural omnivorousness in the culinary field of Turkey

    Türkiye'de yeme-içme alanında ayrım ve kültürel hepçilliğin dinamikleri

    NİHAL SİMAY YALVAÇ

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2016

    SosyolojiOrta Doğu Teknik Üniversitesi

    Sosyoloji Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. IRMAK KARADEMİR HAZIR

  5. Geç Modern Osmanlı'da informal kadın eğitimi

    İnformal women's education in Late Modern Ottoman

    ESMA VİLDAN TÜRKAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Tarihİstanbul Medeniyet Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ADEM ÖLMEZ