Glomerüler hastalıklarda hematürinin prognostik öneminin araştırılması
Investigation of the prognostic significance of haematuria in glomerular diseases
- Tez No: 907049
- Danışmanlar: PROF. DR. ŞULE ŞENGÜL
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Nefroloji, İç Hastalıkları, Nephrology, Internal diseases
- Anahtar Kelimeler: Glomerülonefrit, Mikroskobik hematüri, Persistan hematüri, Ortalama hematüri, Glomerulonephritis, Microscopic haematuria, Persistent haematuria, Time-avarage haematuria
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Nefroloji Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 81
Özet
Giriş: Glomerüler hastalıklarda, hastalığın prognozunu öngördürebilecek belirteçlerin bulunması ve tedavi yaklaşımlarının gözden geçirilmesi önemlidir. Mikroskobik hematüri, glomerülonefritlerde tanısal anlamda önemli bir bulgu olarak kabul edilse de böbrek fonksiyonları üzerine olan etkisi iyi değerlendirilmemiş, böbrek yetmezliği gelişimine etkisi ile ilgili çalışmalarda tutarsız sonuçlar elde edilmiştir. Çalışmamızda böbrek biyopsisiyle kanıtlanmış glomerülonefrit tanısı alan hastalarda mikroskobik hematüri şiddeti ve süresinin böbrek fonksiyonlarına olan etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: Çalışmamıza Haziran 2021-Aralık 2023 tarihleri arasında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı / Nefroloji Bilim Dalı Kliniği'nde yatırılarak böbrek biyopsisi yapılan 58 hasta alındı. Hastaların böbrek biyopsi öncesi demografik, laboratuvar ve klinik özellikleri kaydedildi. Böbrek biyopsisi sonrasında hastaların primer tedavi ekibi tarafından planlanmış kontrolleri sırasında böbrek fonksiyon testleri, tam idrar tahlili ve spot idrar protein/kreatinin tetkikleri, uygulanmakta olan tedavileri ve izlem boyunca böbrek replasman tedavisi ihtiyacı gelişip gelişmediği kaydedildi. Bulgular: Biyopsi sonrası ortalama izlem süresi 14,55 ± 7,56 ay olan hastalarda izlem süresinde sadece tek bir hastada kalıcı hemodiyaliz ihtiyacı gelişti. Beş hastada tGFH'de %50 veya üzerinde kayıp izlendi. Hastaların 12'sinde ise tGFH'de %25 veya üzerinde kayıp izlendi. tGFH'de %25 veya üzerinde kayıp izlenen ile izlenmeyen hastalar arasında yaş, cinsiyet, sistolik kan basıncı, biyopsi öncesi serum kreatinini, tGFH, hematüri ve spot idrar proteinüri değerleri arasında anlamlı farklılık izlenmedi. Biyopsi öncesi minimal, orta ve ağır düzey hematüri izlenen hastalar arasında tGFH kaybı miktarında anlamlı fark saptanmadı. İzlem süresindeki ölçümlerde minimal, orta ve ağır düzey ortalama hematüri izlenen hastalar arasında böbrek sonlanımları açısından fark izlenmedi. Persistan hematüri izlenen ve izlenmeyen hastaların tGFH kaybı miktarı arasında da anlamlı fark gözlenmedi. Sonuç: Çalışmamızda böbrek biyopsisi yapılarak glomerüler hastalık tanısı alan hastalarda biyopsi öncesi ve izlemdeki hematüri şiddetinin ortalama 14 aylık kısa dönemli izlemde böbrek fonksiyonları üzerine olumsuz etkisi izlenmemiştir. Persistan hematüri de böbrek sonlanımlarında kötüleşme ile ilişkili bulunmamıştır. Mikroskobik hematürinin glomerülonefritlerde böbrek sağkalımı üzerine etkisinin değerlendirildiği daha uzun izlem süreli ve geniş hasta popülasyonlarını içeren prospektif çalışmalar yapılmalıdır.
Özet (Çeviri)
Introduction: In glomerular diseases, it is important to find markers that can predict the prognosis of the disease and to review treatment approaches. Although microscopic hematuria is considered a diagnostically important finding in glomerulonephritis, its effect on kidney functions has not been well evaluated. Inconsistent results have been obtained in studies on the effect of microscopic haematuria on kidney functions and development of ESRD. In our study, we aimed to investigate the effect of the severity and duration of microscopic haematuria on kidney functions in patients with kidney biopsy-proven glomerulonephritis. Method: Between June 2021 and December 2023, 58 patients who were hospitalised in Ankara University Faculty of Medicine, Department of Internal Medicine / Division of Nephrology and underwent kidney biopsy were included in our study. Demographic, laboratory and clinical characteristics of the patients before biopsy were recorded. After kidney biopsy, kidney functions tests, complete urinalysis and spot urine protein/creatinine analyses, current treatments, and the need for kidney replacement therapy during follow-up were recorded. Results: The mean follow-up period after biopsy was 14.55 ± 7.56 months and only one patient needed permanent haemodialysis during the follow-up period. Five patients had 50% or more loss of tGFH and 12 patients had 25% or more loss of tGFH. There were no significant differences in age, gender, systolic blood pressure, pre-biopsy serum creatinine, tGFH, haematuria and spot urine proteinuria values between patients with and without 25% or more loss of tGFH. There was no significant difference in the amount of tGFH loss between patients with minimal, moderate and severe haematuria before biopsy. There was no significant difference in kidney outcomes between patients with minimal, moderate and severe hematuria during the follow-up period. There was no significant differences in the amount of tGFH loss between patients with and without persistent haematuria. Conclusion: In our study, in patients with biopsy proven glomerular diseases, the severity of haematuria before and after biopsy had no adverse effect on kidney functions in relatively short-term follow-up period. Persistent haematuria was not associated with worsening kidney outcomes. Prospective studies with longer follow-up periods and larger patient populations should be conducted to determine the effect of microscopic haematuria on kidney survival in patients with glomerulonephritis.
Benzer Tezler
- Glomerülonefritlerin farklı formlarında sistemik immün-inflamatuvar indeksin hastalığın başlangıcında, nüksünde, prognozunda ve tedavi yanıtının öngörülmesinde etkisi
Effect of systemic immune-inflammatory index on different forms of glomerulonephritis on the onegunation of the disease, recurrence, prognosis and prediction of treatment response
MELTEM DAĞDÖGEN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
İç HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SAMİ UZUN
- Hematüri ile başvuran çocuk hastalarda etiyolojik dağılım ve izole mikroskopik hematüride uzun dönem izlem sonuçları
Etiologic classification of hematuria and long term monitoring results of isolated microscopic hematuria in pediatric patients
NURDAN ÖZDEMİR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2016
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıGazi ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SEVCAN AZİME BAKKALOĞLU EZGÜ
- 2005-2009 yılları arasında çocukluk yaş grubunda hematürinin etyolojik nedenleri
Başlık çevirisi yok
MEHMET EMRE ARI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2010
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık BakanlığıÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. GÜLAY DEMİRCİN
- Çocuk nefroloji polikliniğinde hematüri nedeni ile tetkik edilen olguların uzun dönem izlem sonuçlarının retrospektif olarak değerlendirilmesi
Long term analysis of cases diagnosed with hematuria in the pediatric clinic: A retrospective analysis
HARİKA DİKDUR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2015
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıDokuz Eylül ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET ATİLLA TÜRKMEN
- Çocukluk çağı hematüri bulgusu ile başvuran olguların değerlendirilmesi
Burkan B. evaluation of cases presenting with childhood hematuria
BETÜL BURKAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık BakanlığıÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. TÜLİN GÜNGÖR