Geri Dön

A new model and approach for assessing equity in public transport

Toplu taşımada eşitliğin değerlendirilmesi için yeni bir model ve yaklaşım

  1. Tez No: 907100
  2. Yazar: KAYA KASIMOĞLU
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. MURAT ERGÜN
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Ulaşım, Şehircilik ve Bölge Planlama, Transportation, Urban and Regional Planning
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Ulaştırma Mühendisliği Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 218

Özet

Toplu taşıma, kent içi hareketliliğin sağlanmasında temel bir rol oynayan kritik bir hizmettir. Kentleşme ve nüfus artışı ile birlikte toplu taşıma, bireylerin temel hizmetlere ulaşabilmesi açısından daha da önemli bir hale gelmiştir. Toplu taşımanın etkinliği bireylerin iş, eğitim, sağlık gibi temel ihtiyaçlara erişiminde belirleyici olurken, aynı zamanda sosyal katılımı artırarak toplum içinde daha kapsayıcı bir yapı oluşmasını sağlamaktadır. Ancak, toplu taşımanın herkes için eşit şekilde sunulması, özellikle hızla büyüyen kentlerde ve sosyoekonomik eşitsizliklerin derinleştiği bölgelerde büyük bir zorluk oluşturmaktadır. Bu zorlukları aşmak amacıyla bu tezde, toplu taşıma kullanıcılarının farklı kullanım sıklıklarına göre erişim eşitsizliklerini analiz eden ve dengelemeyi amaçlayan yeni bir kullanıcı sıklığına dayalı eşitlik modeli geliştirilmiştir. Bu kapsamda, Kocaeli, Türkiye'de toplu taşıma hizmetlerinin mevcut durumu ve bu hizmetlerin farklı kullanıcı grupları açısından erişilebilirliği ele alınarak toplu taşımada eşitlik perspektifinden detaylı bir analiz sunulması amaçlanmaktadır. Tez çalışması kapsamında Kocaeli/Türkiye'de toplu taşıma eşitliği kavramı ele alınmış ve mevcut yolculuk odaklı ulaşım modellerinin etkinliği, eleştirel bir perspektifle değerlendirilmiştir. Bu amaçla toplu taşıma hizmetlerinin Kocaeli'de eşitlik ve erişilebilirlik açısından alternatif bir yaklaşımla incelenmesi amacıyla Akıllı Kart Verisi (SCD), Genel Transit Veri Protokolü (GTFS) ve Hanehalkı (HH) verileri kullanılmıştır. Mevcut geleneksel modellerin önemli bir eksikliği seyrek kullanıcıların seyahat alışkanlıklarını göz ardı edilmesi ve bu modellerin yolculuk bazlı modellemeye dayalı olmasıdır. Bu durum toplu taşıma kullanıcılarının tüm ihtiyaçlarının dikkate alınmamasına ve kullanıcılar açısından eşitsiz bir planlamaya sebep olabilmektedir. Aynı zamanda bu durum, Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik Planlarına (SUMP) uygun kapsayıcı ve sürdürülebilir kentsel ulaşım sistemleri yaratma çabalarını zora sokabilmektedir. Bu çalışmada ise SCD, GTFS ve HH verilerinin entegrasyonu yardımıyla yolcuların toplu taşıma davranışları ile sosyoekonomik göstergeleri birleştiren birleşik bir veri seti oluşturulmuştur. Bu birleşimin sağlanması amacıyla akıllı kart kullanıcıların hangi zona ait olduğu tespit edilmeye çalışılmış ve zona ait özellikler ilişkilendirilmiştir. Toplu taşıma hizmetlerinin farklı bölgelerdeki eşitliğini değerlendirmek için ana analitik araçlar olarak Toplu Taşıma Tedarik Endeksi (PT endeksi), Lorenz eğrileri, Gini katsayıları ve Suits yöntemleri kullanılmıştır. Frekans ağırlıklı yolculuk Başlangıç-Bitiş (OD) matrisi ve Ters Olasılık Ağırlığı (IPW) yöntemi kullanılarak, sık ve seyrek kullanıcılar arasındaki seyahat davranışlarındaki değişkenlik göz önüne alınarak daha hassas bir talep analizi yapılmıştır. Düzenli ve seyrek kullanıcılar için ayrı profiller geliştirilmiş, bu kullanıcı grupları günlük veri dağılımı ve hat bazlı temsiliyet açısından analiz edilmiştir. Bu kapsamda çalışmada kart tiplerine göre yapılan incelemede düzenli kullanıcılar arasında öğrenci kart sahiplerinin öne çıktığı ve bu grupta günlük toplu taşıma kullanım oranlarının yüksek olduğu belirlenmiştir. Öğrenciler, düzenli kullanım profiline sahip olup günlük verilerde %70 oranında yer alırken, normal kart sahipleri ise daha seyrek kullanım göstermekte ve düşük oranda günlük verilerde temsil edilmektedir. Hat bazında yapılan analizler, kullanıcı kullanım sıklığının hat düzeyinde de etkili olduğunu göstermektedir. Bu durum günlük biniş ve kullanıcı sayısı fazla olan bir hattın, o hatta göre daha düşük günlük yolculuk ve kullanıcıya sahip başka bir hatta kıyasla, bir ay içerisinde toplamda daha az kişiye hizmet ettiğini ortaya koymaktadır. Lorenz ve Suits yöntemleri ile yapılan eşitlik analizleri sonuçlarına göre, toplu taşıma hizmetlerinin dağılımında en fazla eşitsizliğin yaşlı (Gini katsayısı=0,419) ve engelli kullanıcılar (Gini katsayısı=0,458) arasında olduğu tespit edilmiştir. Bu sonuç toplu taşıma hizmetlerinin bu kullanıcı grupları için daha az erişilebilir olduğunu ve mevcut sistemin onların ihtiyaçlarına yeterince yanıt veremediğini göstermektedir. Ayrıca, analizlerde kullan-at kart sahiplerinin en düşük Gini katsayısına sahip olduğu ve bu kullanıcı grubu için daha eşit bir hizmet dağılımı sağlandığı gözlemlenmiştir. Çalışmda önerilen çerçeve, geleneksel ulaşım planlama modellerine ek bir bakış açısı olarak kullanıcı sıklığına dayalı verilerin entegre edilmesinin gerekliliğini vurgulamaktadır. Düzenli ve seyrek kullanıcıların çeşitli seyahat alışkanlıklarına odaklanarak farklı kullanıcı gruplarının yolculuk taleplerine dair daha kapsamlı bir anlayış sağlayan bu model, geleneksel modellerin göz ardı edebileceği bu değişimleri yakalamakta ve toplu taşıma kaynaklarının daha dengeli tahsis edilmesine olanak tanımaktadır. Önerilen modelde Akıllı Kart (SCD) ve GTFS verilerinin kullanımı ile toplu taşıma hizmetlerinin daha adil bir şekilde dağıtılması hedeflenmiştir. Bu model, yalnızca Kocaeli'nin sosyo-ekonomik yapısına uygun bir çözüm sunmakla kalmamakta, aynı zamanda benzer dinamiklere sahip diğer metropol bölgelerine de örnek teşkil etmektedir. Ayrıca, yaşlı ve engelli kullanıcıların günlük biniş oranlarının diğer gruplara kıyasla daha yüksek olduğu görülmüştür. Bu yüksek biniş oranının söz konusu kullanıcıların daha fazla yolculuk yapma eğilimi veya toplu taşıma sisteminin ihtiyaçlarına uygun olmaması nedeniyle aktarmalı yolculuklardan kaynaklandığı düşünülmektedir. Özellikle, bu grupların Gini değerlerinin diğer kullanıcı gruplarına kıyasla daha yüksek olduğu dikkate alındığında bu durumun, incelenen kullanıcıların gitmek istedikleri yerlere doğrudan ulaşım imkânının sınırlı olmasından ve daha düşük seviyede toplu taşıma hizmetinden yararlanmalarından kaynaklandığı oldukça mıhtemel olarak tahmin edilmektedir. Bu sonuçlar toplu taşıma sisteminde özellikle yaşlı ve engelli kullanıcıların daha eşitlikçi bir hizmete erişim sağlanması gerektiğini ortaya koymaktadır. Tez çalışmasında toplu taşıma kullanım sıklığı ve toplam aylık yapılan yolculuk üzerinde etkili değişkenlerin belirlenmesi amacıyla yapılan regresyon analizleri ise en etkili değişkenin günlük yolculuk oranı olduğunu göstermektedir. Bunun yanı sıra, toplu taşıma hizmet düzeyinin pozitif bir etki yarattığı ve hizmet düzeyinin artmasıyla kullanım sıklığı ve toplam aylık yapılan yolculuk sayısının da arttığı görülmüştür. Ayrıca, kullanıcıların ait oldukları bölgelerde istihdam yoğunluğunun artmasının toplu taşıma kullanım oranı ve aylık toplam yolculuk sayısını negatif etkilediği tespit edilmiştir. Öğrenci kart sahipleri için ise bulundukları bölgede okuldaki öğrenci yoğunluğunun artmasının toplam aylık yolculuk sayısı ve kullanım sıklığını negatif etkilediği belirlenmiştir. Çalışmanın sonuçları mevcut toplu taşıma planlama yaklaşımlarının genellikle sadece sık yolculuk yapan kullanıcıları dikkate aldığını ve bu nedenle toplu taşıma politikalarının seyrek kullanıcıların ihtiyaçlarına göre uyarlanmadığını göstermektedir. Günümüzde toplu taşıma hizmetlerinin planlanmasında yaygın olarak kullanılan geleneksel modeller yalnızca sık yolculuk yapan kullanıcıların ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak, toplu taşımanın her kullanıcı grubu için erişilebilirliğini sağlamakta yetersiz kalmaktadır. Bu çalışmada önerilen frekans bazlı eşitlik ölçütleri, IPW ile ayarlanmış OD matrisi gibi yöntemlerle toplu taşıma planlamasında daha adil bir çerçevenin oluşturulması amaçlanmıştır. Bu yeni model, toplu taşıma hizmetlerinin kullanım sıklığının ve sosyoekonomik faktörlerin karar alma süreçlerine entegre edildiği kullanıcı odaklı bir yaklaşımı desteklemektedir. Bu kapsamda çalışmada, toplu taşıma hizmetlerinin yetersiz olduğu bölgelerin ve kullanıcı gruplarının belirlenmesi, toplu taşıma hizmetlerinin tüm kullanıcı grupları için daha erişilebilir hale getirilmesi ve özellikle marjinal gruplar ile seyrek kullanıcılar için daha kapsayıcı bir toplu taşıma sistemi oluşturulması için çeşitli önerilerde bulunulmuştur. Verilere dayalı olarak gerçekleştirilen analizler, toplu taşımanın marjinal grupların yaşadığı bölgelerde de erişilebilir olması gerektiğini göstermektedir. Çalışmanın bulguları, toplu taşıma sistemlerinin kapsayıcılığını artırmak, kullanıcı gruplarının taleplerine daha duyarlı bir hizmet sunmak ve toplu taşımada adil bir erişimi sağlamak amacıyla toplu taşıma hizmetlerinin iyileştirilmesi gerektiğine işaret etmektedir. Sonuç olarak bu çalışma, toplu taşıma eşitliği açısından yeni bir model sunarak, ulaşım planlamasında kullanıcı frekansına dayalı daha adil bir analiz yaklaşımı önerisinde bulunmaktadır. Sunulan model, toplu taşıma sistemlerinin erişilebilirliğini artırmak, kullanıcı gruplarının taleplerine duyarlı bir hizmet sunmak ve kentsel hareketlilikte eşitliği sağlamak için önemli bir katkı sağlamaktadır. Kullanıcı kullanım sıklığına dayalı eşitlik analizleri toplu taşıma planlamasında yalnızca günlük verilere dayalı değil, uzun dönemli veri analizlerinin de gerekliliğini vurgulamaktadır. Bu tür analizler, toplu taşımanın sürdürülebilir ve kapsayıcı bir altyapıya dönüştürülmesine yönelik stratejiler geliştirilmesine katkı sağlamaktadır. Çalışma toplu taşıma planlama ve politika geliştirme süreçlerinde daha kapsamlı bir yaklaşım önererek, toplu taşımanın tüm kullanıcı grupları için daha adil ve erişilebilir hale getirilmesi için gerekli olan araçları ve yaklaşımları ortaya koymaktadır. Çalışma kapsamında geliştirilen model, toplu taşıma eşitliğini ölçme ve kullanıcı profillerine göre hizmet iyileştirme potansiyeline sahip olmakla birlikte, gelecekteki çalışmalara da önemli bir referans oluşturmaktadır. Modelin farklı şehirlerde, özellikle hızla kentleşen ve sosyoekonomik çeşitliliğe sahip diğer metropol alanlarında uygulanması, yerel yönetimlere fayda sağlayacak geniş kapsamlı bir analiz sunabilmektedir. Ayrıca, veri toplama sürecinin iyileştirilmesi ve yeni teknolojilerle entegrasyonu, toplu taşıma sistemlerinde daha verimli ve kapsayıcı kararlar alınmasını sağlayacak dinamik bir planlama sürecine katkı sunabilir. Bu noktada, önerilen model ve yaklaşımın mevcut geleneksel ulaşım planlama modellerinin yerine değil, tamamlayıcı bir araç olarak ele alınması gerektiğinin altı çizilmelidir. Zira önerilen model kullanıcı frekansına dayalı eşitlik analizleriyle, özellikle daha adil bir kullanıcı temsili sağlamayı hedefleyen sanal talep değerleri üretmektedir. Bu sanal değerler, toplu taşıma sistemlerinin kapasite belirlenmesi gibi operasyonel kararlar için doğrudan kullanılabilir nitelikte olmayıp, sistemin farklı kullanıcı grupları üzerindeki etkilerini analiz etmek ve bu gruplar arasındaki erişim eşitsizliklerini belirlemek amacıyla geliştirilmiştir. Bu nedenle, mevcut geleneksel planlama modellerinin eksik kaldığı alanlarda ek bir perspektif sunarak, ulaşım planlamasında daha kapsayıcı ve adil bir yaklaşımı desteklemektedir. Çalışmanın sunduğu sonuçlar ve yapılan öneriler hem akademik tartışmalara hem de pratik kentsel ulaşım uygulamalarına önemli katkılar sağlayarak sürdürülebilir ve eşitlikçi kentsel hareketlilik çözümlerine zemin geniş bir hazırlamaktadır. Bu bağlamda bu tez çalışması toplu taşıma politikalarının yalnızca düzenli kullanıcılar için değil, aynı zamanda seyrek kullanıcılar ve marjinal kullanıcı grupları için de daha kapsayıcı hale getirilmesinin gerekliliğini ve önemini bilimsel analiz sonuçları ile ortaya koyarak bu durumun önemine önemli bir vurgu yapmaktadır.

Özet (Çeviri)

Public Transportation is a cornerstone of urban mobility, ensuring access to essential services, employment, education, healthcare, and social participation for millions worldwide. However, the equitable distribution of public transport services presents a significant challenge, particularly in rapidly urbanizing regions with pronounced socioeconomic disparities. This thesis investigates the concept of public transport equity in Kocaeli, Turkey, using Smart Card Data (SCD), General Transit Feed Specification (GTFS), and Household (HH) data to critically assess the effectiveness of current travel-based transport models. A fundamental gap in traditional models is identified, as they often overlook the travel patterns of occasional users, thereby failing to account for the needs of the entire spectrum of public transport users. This omission challenges efforts to create inclusive and sustainable urban transport systems aligned with Sustainable Urban Mobility Plans (SUMP). The research methodology is divided into multiple phases, encompassing data extraction, cleaning, clustering, and merging of datasets. By integrating SCD, GTFS, and HH data, the study creates a unified dataset that combines transit behavior with socioeconomic indicators. Key analytical tools, such as the Public Transport Supply Index (PT index), Lorenz curves, Gini coefficients, and the Suits index, are employed to evaluate the equity of public transport services across different zones. The introduction of the frequency-weighted origin-destination (OD) matrix and Inverse Probability Weighting (IPW) method allows for a more nuanced analysis of travel demand, particularly accounting for the variability in travel behavior across frequent and infrequent users. By segmenting user groups based on onboarding patterns, card types, usage frequency, and weekday versus weekend travel, distinct profiles for regular and occasional users are developed. These user groups are analyzed both for daily data distribution and route-based representation. The trip chain method, used to construct an OD matrix, uncovers service gaps, highlighting how current models disproportionately favor frequent users in policy-making and resource allocation. This results in disparities in service, particularly for vulnerable populations such as low-income residents, the elderly, and those living in peripheral areas. The study's findings demonstrate that infrequent users, often reliant on public transport for essential trips, are underserved, while policy-making skews toward the needs of regular commuters. By incorporating frequency-based equity measures, such as the IPW-adjusted OD matrix, the thesis proposes a more equitable framework for transport planning. This new model advocates for a user-centered approach, where service frequency and socioeconomic factors are integrated into decision-making processes. The research concludes with recommendations for improving service frequency in underserved areas, enhancing multimodal integration, and adopting dynamic planning approaches that respond to real-time user data. These strategies aim to create a more equitable public transport system, ensuring that services benefit all city residents, including marginalized groups and occasional users. Ultimately, the thesis contributes to both academic discourse and practical applications in urban transport planning, advocating for sustainable and equitable urban mobility solutions.

Benzer Tezler

  1. Milletlerarası özel hukukta iflâs

    Insolvency in private international law

    OĞUZ DORKEN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    HukukGalatasaray Üniversitesi

    Özel Hukuk Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BERK DEMİRKOL

  2. İnsani yardım lojistiğinde dağıtım merkezi yer seçimi ve İstanbul uygulaması

    Distribution center location selection in humanitarian logistics and Istanbul application

    HAFİZE YILMAZ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Endüstri ve Endüstri Mühendisliğiİstanbul Teknik Üniversitesi

    Endüstri Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ÖZGÜR KABAK

  3. Sigortacılık sisteminde aktif-pasif yönetimi ve Türkiye hayat sigortası örneğinde portföy performansının boyutlarını belirleyen faktörlerin irdelenmesine ilişkin bir model denemesi

    Assets and liablity management in the insurance sector and investigating sectors that are determinating dimensions of the portfolio performance by relating to model testing in the Turkish life insurance sector

    ALİ İHSAN DOĞAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2001

    SigortacılıkMarmara Üniversitesi

    Bankacılık Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. ABDÜLGAFFAR AĞAOĞLU

  4. Kent meydanlarının mekân tasarımı niteliklerinin bulanık mantık ile değerlendirilmesi

    The evaluation of spatial design parameters of urban square with fuzzy logic method

    PINAR ÖZYILMAZ KÜÇÜKYAĞCI

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Şehircilik ve Bölge Planlamaİstanbul Teknik Üniversitesi

    Şehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET OCAKÇI

  5. Anlamsal web yetenekli çok-etmenli sistemler için alana özgü bir modelleme dili

    A domaın-specıfıc modelıng language for semantıc web enabled multı-agent systems

    Moharram Challenger

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Bilgisayar Mühendisliği Bilimleri-Bilgisayar ve KontrolEge Üniversitesi

    Uluslararası Bilgisayar Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. GEYLANİ KARDAŞ