Hipofiz ilişkili hiperprolaktinemilerin nadir nedenlerinde uzun dönem seyir sonuçları
Long-term course results in rare causes of pituitary-related hyperprolactinemia
- Tez No: 907235
- Danışmanlar: PROF. DR. ABDULLAH SERKAN YENER
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları, Endocrinology and Metabolic Diseases
- Anahtar Kelimeler: hiperprolaktinemi, hipofizer adenom, prolaktinoma, hyperprolactinemia, pituitary adenoma, prolactinoma
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Dokuz Eylül Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 90
Özet
Giriş ve Amaç: Bu çalışmada prolaktin düzeyi 100 ng/mL üzerinde sonuçlanan ve hiperprolaktinemi tanısı ile takip edilen premenapozal makroadenom kadın prolaktinomalar, postmenapozal makroadenom kadın prolaktinomalar, erkek prolaktinomalar, akromegali olgular, nonfonksiyonel sellar lezyon ve antipsikotik ilişkili olan hiperprolaktineminin nadir nedenlerini oluşturan olguların tanı süreci, tedavileri öncesi prolaktin ve diğer laboratuvar değerleri, hipofiz adenomunun boyutu, yerleşimi , gruplara göre planlanan tedavilerin değişimi ,tedaviyi takiben prolaktin düzeylerindeki değişikliğin ve radyolojik olarak remisyon, remisyona ulaşma süresi, remisyonda kalma süresi, rekürrens ve relaps oranları arasındaki ilişkisi incelenmesi ve prognoza etkisinin belirlenmesi, hastalığa ve tedaviye bağlı görülen uzun dönemli yan etkilerin incelenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmada , 01/01/2010 – 01/01/2023 tarihleri arasında, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Endokrinoloji servis ve polikliniğinde Prolaktin düzeyi 100 ng/ml üzerinde olan ve hipofizer adenom saptanmış olan 18 yaş üstü tüm erkek ve kadın hastaların retrospektif olarak biyokimyasal ve radyolojik verileri değerlendirildi. İlk tedavi öncesi biyokimyasal ve radyolojik parametreleri hastanenin bilgi yönetim sisteminde kayıtlı olan 195 hasta çalışmaya dahil edilmiştir. 8 hasta dilüsyon sonuçları nedeniyle ,505 hasta adenom olmadan yalnızca antipsikotik kullanımına bağlı hiperprolaktinemi nedeniyle çalışmamıza dahil edilmedi Bulgular: Bu çalışmada 126 kadın(%64,61), 69 erkek (%35,39) olmak üzere toplam 195 hasta değerlendirildi.Çalışmamızda tüm hastalar içinde prolaktinomalar %33,9, mikroadenomlar %55,1, kötü prognoz %10,8 oranında görüldü. Prolaktinomalar içerisinde tedaviye cevap oranları en az erkek ve postmenapozal kadın hastalarda görülmüş olup, premenapozal mikroadenom hastalarında en iyi tedaviye yanıt oranları ve en iyi prognoz görüldü. Postmenapozal mikroadenom ve erkek mikroadenom nadir olsa da görülmekte olup tanıda mutlaka düşünülmelidir.Takipte gruplar arasında en kötü prognoz ve en sık sekonder yan etkiler(sekonder adrenal yetmezlik, sekonder hipotiroidi, sekonder hipogonadizm) NFPA hasta grubunda görülmüş olup, bunu akromegali ve erkek prolaktinomalar takip etti. Yine bu üç grupta optik sinir ve kavernöz sinüs bası ve invazyon oranları en yüksek bulundu. Lezyonda hemoraji ve apopleksi en sık NFPA ve premenapozal makroadenom kadın grubunda görüldü.Antipsikotik kullanımının adenomdan bağımsız şekilde hiperprolaktineminin en sık sebebi olduğu çalışmamızda görüldü. Çalışmamızda hiperprolaktineminin kadınlarda daha sık görüldüğü, mikroadenomun makroadenomdan daha sık görüldüğü;en iyi prognoz, en yüksek tedavi yanıt oranları ve en düşük sekonder yan etkilerin premenapozal mikroadenom kadın grubunda olduğu , etiyolojiye ve adenom boyutuna bağlı olarak tedavi planlarının ve tedaviye yanıt oranlarının büyük ölçüde değişebileceği gösterilmiştir. Sonuç: Bulgular göz önüne alındığında cinsiyet, tanı yaşı , tanıdaki prolaktin değerleri ve adenom boyutu, tanı anında sekonder yan etkilerin bulunmasının ve etiyolojinin tedaviye yanıt ve takipte önemli olduğu görüldü. Prolaktinoma tanısı daha çok premenapozal kadınlarda görülmekle birlikte postmenapozal kadınlarda da görülmekte ve kötü prognoz izlemektedir. Bu açıdan postmenapozal kadınlarda mutlaka akla gelmelidir.Hipofizer kitlelerde özellikle makroadenom olan prolaktin yüksekliği olan hastalarda dilüe prolaktin bakılması gerekmektedir. Prolaktinoma gruplarında postmenapozal kadın ve erkek grupları kötü prognoz izlemektedir. Tüm hiperprolaktinemilere bakıldığıda nonfonksiyone sellar lezyon ve erkek gruplarında en kötü prognoz görülmektedir.Mortalite oranı en yüksek akromegalide görülmüş olup akromegaliye bağlı sekonder hastalıklar nedeniyle olduğu düşünülmüştür. Lezyonda hemoraji oranı apopleksi oranından yüksek görülmüş olup, klinik bulgu olmadan MR'da hemoraji görülmesi ile apopleksi tanısı konulmamalıdır.
Özet (Çeviri)
Objectives:In this study, premenopausal and postmenopausal related cases, male cases, acromegaly related cases, non-functional sellar lesions and rare causes of antipsychotic related hyperprolactinemia, whose prolactin level was above 100 ng/mL and followed up with the diagnosis of hyperprolactinemia, were diagnosed with the diagnosis process, prolactin and other laboratory tests before their treatment. values, the size and location of the pituitary adenoma, the change in the planned treatments according to the groups, examining the change in prolactin levels following the treatment and the relationship between radiological remission, time to reach remission, time to remain in remission, recurrence and relapse rates, and determining its effect on prognosis, determining the long-term effects of the disease and treatment and it was aimed to examine short-term side effects. Materials and Methods: In the study, retrospectively biochemical and radiological data of all male and female patients over the age of 18 with prolactin levels over 100ng/ml and pituitary adenoma detected in the Endocrinology service and outpatient clinic of Dokuz Eylül University Hospital between 01/01/2010 and 01/01/2023 evaluated.195 patients whose biochemical and radiological parameters were recorded in the hospital's information management system before the first treatment were included in the study. 8 patients were excluded from our study due to dilution results, and 505 patients were excluded from our study due to hyperprolactinemia caused by antipsychotic use without adenoma. Results: In this study, a total of 195 patients, including 126 women (64.61%) and 69 men (35.39%), were evaluated. In our study, among all patients, prolactinomas were found in 33.9%, microadenomas in 55.1%, and poor prognosis in 10.8% was seen. Among prolactinomas, the treatment response rates were lowest in male and postmenopausal female patients, and the best treatment response rates and the best prognosis were seen in premenopausal microadenoma patients. Although postmenopausal microadenoma and male microadenoma are rare, they are seen and should be considered in diagnosis.During follow-up, the worst prognosis and the most common secondary side effects (secondary adrenal insufficiency, secondary hypothyroidism, secondary hypogonadism) were seen in the NFPA patient group, followed by acromegaly and male patients. Again, optic nerve and cavernous sinus lesion and invasion rates were found to be highest in these three groups. Hemorrhage in the lesion and apoplexy were most frequently seen in the NFPA and premenopausal macroadenoma women groups. In our study, it was seen that antipsychotic use was the most common cause of hyperprolactinemia, independent of adenoma.In our study, it has been shown that hyperprolactinemia is more common in women, microadenoma is more common than macroadenoma, the best prognosis, the highest treatment response rates and the lowest secondary side effects are in the premenopausal microadenoma women group, and treatment plans and treatment response rates can vary greatly depending on the etiology and adenoma size. Conclusion: Considering the findings, gender, age at diagnosis, prolactin values at diagnosis and adenoma size, presence of secondary side effects at the time of diagnosis and etiology were found to be important in response to treatment and follow-up. Although the diagnosis of prolactinoma is more common in premenopausal women, it is also seen in postmenopausal women and has a poor prognosis. In this respect, it should definitely be considered in postmenopausal women. Diluted prolactin should be checked in pituitary masses, especially in patients with macroadenomas and high prolactin levels. In prolactinoma groups, postmenopausal women and men have a poor prognosis. When all hyperprolactinemias are considered, the worst prognosis is seen in nonfunctional sellar lesions and male groups. The highest mortality rate was seen in acromegaly and was thought to be due to secondary diseases related to acromegaly. The rate of hemorrhage in the lesion was found to be higher than the rate of apoplexy, and apoplexy should not be diagnosed by seeing hemorrhage on MRI without clinical findings.
Benzer Tezler
- Ötiroid Hashimoto tiroiditli hastalarda makroprolaktin sıklığı
Evaluation of the frequency of macroprolactin in patients with euthyroid Hashimoto thyroiditis
GARİP BEKFİLAVİOĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2009
Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıOndokuz Mayıs Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HAKKI KAHRAMAN
- Hipofiz adenomu olan hastalarda germline mutasyonların araştırılması
Investigation of germline mutations in patients with pituitary adenoma
CEREN ALAVANDA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
GenetikMarmara ÜniversitesiTıbbi Genetik Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. BİLGEN BİLGE GEÇKİNLİ
PROF. DR. AHMET İLTER GÜNEY
- Prolaktinomalı hastalarda artmış plazma parathormon ilişkili peptid düzeyi ve kemik mineral yoğunluğu ilişkisi
The relationship of increased plasma parathormone related peptid level and bone mineral density in patients with prolactinoma
ARZU OKYAR BAŞ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıAnkara Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÖZGÜR DEMİR
- Yumuşak doku tümörlerinde tam genom mikroarray analizleri ile hastalıkla ilişkili gen ağı ve alt yollarının tanımlanması
Başlık çevirisi yok
TUĞBA DEMİRCİOĞLU
Doktora
Türkçe
2021
GenetikKocaeli ÜniversitesiTıbbi Genetik ve Moleküler Biyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. NACİ ÇİNE
- Hipofiz yetmezlikli hastaların çok yönlü değerlendirilmesi
Multi-faceted evoluation of the patients with pituitary insufficiency
ALİ KARAKAŞ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2009
Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıCumhuriyet Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HATİCE SEBİLA DÖKMETAŞ