Change and continuity in germany's roles in the European Union and in EU-Turkey relations: A role-theoretical analysis of the Merkel era
Almanya'nın Avrupa Birliği'ndeki ve AB-Türkiye ilişkilerindeki rollerinde değişim ve devamlılık: Merkel dönemi üzerine rol-teorik bir analiz
- Tez No: 907934
- Danışmanlar: PROF. DR. BEYZA ÇAĞATAY TEKİN
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Uluslararası İlişkiler, International Relations
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: İngilizce
- Üniversite: Galatasaray Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 507
Özet
Bu çalışmanın amacı, Alman dış politikasındaki devamlılık ve dönüşümü Almanya'nın Avrupa Birliği'ndeki (AB) rolleri ışığında incelemektir. Çalışma 2005 ve 2021 yılları arasına tekabül eden Merkel dönemine odaklanmakta, söz konusu on altı yıllık süreç içerisinde Almanya'nın AB bağlamındaki rollerinin ne ölçüde dönüşüme uğradığını rol teorisi kullanarak tespit etmeyi amaçlamaktadır. Ayrıca Alman dış politikasındaki devamlılık-dönüşüm olgusunda devlet-düzeyi düşünsel unsurlar olan ulusal hafıza ve değerlerin etkisini irdelemekte, bu unsurların Almanya'nın rollerinin inşasında veya yeniden inşasında ne tür işlevler yerine getirdiği sorusuna cevap aramaktadır. Dolayısıyla, çalışma bir yandan Almanya'nın AB bağlamındaki rol algılarını (rollerini) açığa çıkartmakta ve bu rol algılarının 16 yıllık süreç içerisinde ne ölçüde devamlılık veya değişim sergilediğini ortaya koymakta; diğer yandansa bu devamlılık-dönüşüm olgusuna devlet-düzeyi düşünsel unsurlar üzerinden açıklama getirmeyi hedeflemektedir. Söz konusu bulgular ayrıca Almanya'nın Türkiye-AB ilişkilerindeki rolü incelenerek sınanmakta, çalışmada Almanya'nın kendisine atfettiği rollerin Türkiye'ye bakışını ne şekilde etkilediği ve rol algılarının Türkiye-AB ilişkilerinin çeşitli veçhelerinde ne şekilde sahneye koyulduğu (rol performansı) yine devamlılık-dönüşüm ekseninde ele alınmaktadır. Şüphesiz, devamlılık-değişim olgusu, devletlerin dış politikalarının incelenmesindeki temel tartışma konularından birisidir. Bu durum, bilhassa Soğuk Savaş'ın sonra ermesinden ve ulusal birliğini yeniden sağlamasından sonra Almanya için de kendisini güçlü şekilde göstermektedir. Nitekim bu gelişmeler neticesinde Almanya'nın maddi kapasitesindeki artış ve Sovyetler Birliği'nin dağılmasının Avrupa kıtasında yol açtığı güç boşluğu, özellikle realist teorisyenler tarafından bu devletin dış politikası için yeni bir dönemin başlangıcı olarak değerlendirilmiştir. Öte yandan meseleye yönelik inşacı çalışmalar farklı çıkarımlarda bulunmuş, Almanya'nın İkinci Dünya Savaşı sonrasında içselleştirdiği normlar nedeniyle, bu devletin iki dünya savaşı öncesinde olduğu gibi hegemonik hedeflere yönelebileceği savlarını sorgulamıştır. Almanya'nın dış politikasına yönelik realistler ile inşacılar arasındaki süregelen bu kapsamlı tartışmanın odak noktasında Almanya'nın Avrupa politikası (Europapolitik) yer almaktadır. Zira geçmişte olduğu gibi günümüzde de Almanya'nın dış politikasında Avrupa kıtası öncelikli bir yer teşkil etmektedir. Bu çalışmada, Almanya'nın AB bağlamındaki dış politikasının devamlılık ve dönüşümü rol teorisi kullanılarak analiz edilmektedir. Dış Politika Analizi'nin alt alanlarından birisini teşkil eden rol teorisi, devletlerin rol algıları ile dış politikaları arasındaki bağıntıya vurgu yapmaktadır. Dolayısıyla, dış politikadaki davranış kalıplarının anlaşılması ve öngörülebilmesi amacıyla rol algılarının tespit edilmesi önem arz etmektedir. Öte yandan, uluslararası sistemdeki aktörlerin rol algıları sabit kalmamakta, zaman içerisinde sorgulanarak yeniden inşa edilebilmekte, bir başka ifadeyle değişikliğe uğrayabilmektedir. Bu anlamda, bir devletin rol algılarının zaman içerisindeki istikrarı veya istikrarsızlığının irdelenmesi, dış politikasındaki devamlılık-dönüşüm derecesinin anlaşılmasına olanak tanımaktadır. Bu çalışmada, Almanya'nın dış politikasındaki devamlılık-dönüşüm de bu perspektif ışığında AB içindeki rol algılarının tespiti üzerinden ele alınmaktadır. Rol teorisinin başlıca önermelerinden birisi, devletlerin bölgesel ve uluslararası düzeyde tek bir rol değil, eş zamanlı çok sayıda rolün taşıyıcısı olduğudur. Söz konusu durum, AB üye ülkeleri için de geçerli olduğundan, çalışmada Almanya'nın bu örgüt içerisinde kendisini nasıl konumlandırdığı birden çok rol seçeneği ışığında ele alınmaktadır. Bu analizi mümkün kılmak amacıyla, üye ülke rol tipolojisi oluşturulmuş, AB içinde bir devletin kendisine atfedebileceği roller tanımlanmış, Almanya'nın Merkel dönemi boyunca bu rollerden hangilerine eğilim gösterdiği ele alınmıştır. Söz konusu rol tipolojisi dört ana kategori altında on farklı rol grubunu kapsamaktadır. Her rol grubuysa kendi içinde rol, anti-rol ve bu iki zıt yönelimin çeşitli niteliklerini eş zamanlı ihtiva eden araf-rol üçlemi üzerinden değerlendirilmiştir. Rol gruplarını üç farklı seçenek arasındaki tercih üzerinden ele alarak bu çalışma rol dönüşümüne dair daha derin bir analiz yapmayı hedeflemiştir. Nitekim bir rolün yoğunluğunun zaman içinde artış veya azalış göstermesinin yanısıra, sorgulamaya tabi tutulup alternatiflerine meyledilmesi daha kapsamlı bir dış politika dönüşümüne işaret etmektedir. Bu perspektif temelinde, çalışmada Almanya'nın her rol grubu içindeki üç seçenekten hangisini tercih ettiği ve bu tercihlerin zaman içinde daha belirgin veya istikrarsız hale gelip gelmediği irdelenmiştir. Rol, anti-rol ve araf-rol tercihleri üzerinden yapılan bu analiz için rol bulanıklaşması veya rol berraklaşması gibi kavramlar oluşturulmuştur. Çalışmada on farklı rol grubunun incelenmesiyle, Alman dış politikasının ekonomi politikten güvenliğe, Avrupa bütünleşmesinden ABD'yle olan ilişkilere kadar geniş bir yelpazedeki yönelimlerinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Söz konusu on grup üye ülkenin AB'ye aidiyetine ilişkin olan“Avrupa projesinin savunucusu – Avrupa şüphecisi”, bütünleşme sürecine bakışını yansıtan“Derinleşmenin savunucusu – Ulusal egemenliğin koruyucusu”, diğer üye ülkeler arasındaki konumuna işaret eden“Lider – Eş-lider – Yönlendirici grup üyesi”, Birlikteki diğer aktörlere bağlılık derecesini gösteren“Takım oyuncusu – Bağımsız”, AB'nin temel değerlerine ilişkin tutumunu yansıtan“AB değerlerinin savunucusu – Normativizm karşıtı”, AB ortak ticaret politikasındaki tercihini belirten“Tüccar devlet – Koruyuculuk yanlısı”, güvenlik politikalarına yaklaşımına tekabül eden“Sivil güç – Askerileşmenin destekçisi”, ABD-AB ilişkisine dair yönelimini gösteren“Atlantikçi – Özerklik savunucusu”, AB-Rusya ilişkilerine yaklaşımına karşılık gelen“Rusya Dostu – Rusya Hasmı”ve son olarak AB-Çin ilişkilerindeki tavrını gösteren“Çin Dostu – Çin Hasmı”zıtlıklarını, ayrıca her rol grubundaki ilgili araf-rolü kapsamaktadır. Çalışmada Almanya'nın AB içindeki rol algıları ve bu rol algılarındaki istikrar(sızlık), toplam otuz rol opsiyonu barındıran on rol grubu ışığında incelenmiş ve Almanya'nın Merkel dönemindeki tercihlerini kapsayan rol kümesi açığa çıkartılmıştır. Öte yandan, daha önce belirtildiği üzere, çalışmanın amacı Alman dış politikasındaki devamlılık-dönüşüm derecesinin tespitinin ötesinde, rol algılarındaki istikrar veya kırılganlığın ardındaki nedenleri de ortaya koymaktır. Bu noktada, rollerin inşasında devlet-düzeyi düşünsel unsurlara karşılık gelen ulusal hafıza ve değerlerin etkisine odaklanılmakta, söz konusu unsurların Almanya'nın AB bağlamındaki rol algılarının devamlılık ve dönüşümünde nasıl bir işlevi olduğu sorusuna cevap aranmaktadır. Bağımsız değişkenin devlet-düzeyi düşünsel unsurlar olarak belirlenmesi çalışmanın ontolojisini ortaya koymaktadır. Nitekim inşacı teori ve rol teorisinin bir araya getirildiği bu çalışmada, maddi kapasitelerin aktörler arasındaki dağılımı gibi unsurlardan ziyade devlet düzeyindeki düşünsel unsurların rol algılarıyla ilişkisi incelenmektedir. İnşacı teori bünyesindeyse, ulusal hafıza ve değerlerin rolün inşasındaki etkisini incelemesi itibariyle, bu çalışma sistemik inşacılıktan ziyade aktör merkezli inşacılığın kapsamına girmektedir. Bu noktada vurgulanması gereken husus, çalışmanın rollerin yalnızca ulusal hafıza ve değerler temelinde inşa edildiği savını öne sürmediğidir. Nitekim rollerin çok sayıda ve çeşitli kaynağı olabileceği kabul edilmekte, ancak bu çeşitlilik içinde devlet-düzeyi düşünsel unsurların ağırlığının Almanya'nın rollerinin istikrarı veya kırılganlığı üzerinde etki sahibi olduğu savunulmaktadır. Dolayısıyla, çalışmanın temel hipotezi Almanya'nın ulusal hafıza ve değerlerden daha yoğun şekilde beslenen rol algılarının daha istikrarlı olduğudur. Rol algısının istikrarı (veya kırılganlığı) ile rolü besleyen devlet-düzeyi düşünsel unsurun yoğunluğu arasında bağıntı kurulması, kaçınılmaz olarak bu iki değişkenin ne şekilde ölçülebileceği sorusunu ortaya çıkarmaktadır. Söz konusu analiz için bu çalışmada tercih edilen metot çerçeve analizidir. Özü itibariyle, çerçeve analizi bir konu veya meselenin aktörlerce bir seleksiyon neticesinde ne şekilde çerçevelendirildiğini açığa çıkarmaktadır. Bu seleksiyon sonucunda ortaya çıkan çerçeve, aktörce önem atfedilen ve yansıtılmak istenilene ışık tutmakta, meseleye yönelik aktörün algılarını ortaya koymaktadır. Bu noktada, çerçeve analizinin rol teorik çalışmalarla uyumlu olduğu düşünülmektedir. Zira rol algısı, uluslararası veya bölgesel alanda uygun yönelime dair algı olarak tanımlandığında, karar alıcılar nezdindeki bu algının tespiti rol teorisi çalışmalarındaki kilit aşamayı teşkil etmektedir. Bu aşama için çalışmada çerçeve analizi kullanılarak, Alman liderlerin ülkelerinin rolünü ve ülkeleri için uygun yönelimi ne şekilde çerçevelendirdiği incelenmiştir. Rol-çerçevesi olarak adlandırılan bu algıların açığa çıkartılması amacıyla kapsamlı bir metin analizi yürütülmüştür. Şansölye Angela Merkel'in yanısıra, on altı yıllık Merkel dönemi boyunca görev yapan dört farklı dışişleri bakanı (Frank-Walter Steinmeier, Guido Westerwelle, Sigmar Gabriel ve Heiko Maas) ile dört cumhurbaşkanının (Horst Köhler, Christian Wulff, Joachim Gauck ve Frank-Walter Steinmeier) konuşma metinleri analiz edilmiştir. Söz konusu metinler Almanya'nın Federal Hükümet, Dışişleri Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı web sayfalarında yer alan, bahsi geçen karar alıcıların içerisinde Avrupa Birliği geçen konuşmalarının tamamını kapsamakta olup, toplam sayısı 1765'e karşılık gelmiştir. İlgili metinler bir bilgisayar destekli nitel veri analiz yazılımı olan MAXQDA aracılığıyla kodlanmıştır. Söz konusu kodlama süreci için öncelikle rol algılarının indikatörleri belirlenmiş, bir başka ifadeyle metinde rol algısının mevcudiyeti olarak kodlanabilecek ibareler belirlenmiştir. Ayrıca bu süreçte uygulanacak kural ve prosedürler tespit edilmiş, ardından tüm metinler nitel yöntemle kodlanmıştır. Kodlanan rol-çerçevelerinin sayısı Almanya'nın rol kümesinin genel çehresini ortaya çıkarmıştır. Bir başka ifadeyle, rol algılarının indikatörlerini içeren metinlerin sayısı üzerinden Almanya'nın kendisine atfettiği roller ve bu rollerin ağırlığı açığa çıkartılmıştır. Elde edilen sayısal veriler ayrıca bir yandan yıllar içerisindeki değişimleri, diğer yandansa konuşma metinleri analiz edilen farklı siyasi partilerden liderlerin temel eğilimlerini tespit etmeye olanak sağlamıştır. Dolayısıyla, bu kapsamlı metin analizi yoluyla hem Almanya'nın Merkel dönemindeki baskın rol algıları, hem rol algılarındaki yıllar içerisindeki değişim, hem de farklı siyasi figürler arasındaki ayrışma/benzeşme noktaları çalışmada ortaya konulmuştur. Söz konusu analiz nicel çıktıların sunulmasıyla sınırlı kalmamış, ilgili rol algılarının temel karakteristiklerini ortaya koymak adına nitel boyutlarıyla da tartışılmıştır. Öte yandan, çerçeve analizi yalnızca rol algılarının değil, rol algılarının kaynaklarının tespiti amacıyla da kullanılmıştır. Bu kapsamda, çalışmada iki aşamalı çerçeve analizi kullanılmış olup, bu aşamalardan ilki rol-çerçevesinin ikinci aşamaysa rol destekleyici çerçevenin tespitine odaklanmıştır. Dolayısıyla, karar alıcılar tarafından AB içinde Almanya'nın rolünün ne şekilde çerçevelendirildiği kodlandıktan sonra, ilgili rolün (çerçevenin) nasıl çerçevelendirildiği de kodlanmıştır. Bu ikinci aşamada, çalışmanın hedefi doğrultusunda devlet-düzeyi düşünsel unsurlara odaklanılmış olup, tarih ve değer ilintili bir rol destekleyici çerçeve tespit edildiğinde kodlama yapılmıştır. Bunun neticesinde, her rolün ne ölçüde ulusal tarih ve değerle ilişkilendirildiği sayısal olarak ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca çerçeve analizinin bu ikinci aşaması sayesinde, Almanya tarihindeki hangi olay ve dönemlere dair algıların rollerin inşasında belirgin şekilde kendisini gösterdiği, yine ulusal değerlere dair algıların rol inşasında (veya yeniden inşasında) hangi işlevler üstlendiği irdelenmiştir. Almanya'nın AB içindeki rol kümesine dair bu bulgular, çalışmanın son bölümünde çeşitli vakaların analizi yoluyla da test edilmiştir. Bu vakalar Türkiye-AB ilişkilerindeki ana unsurlar arasında yer alan üyelik müzakereleri, gümrük birliği modernizasyonu, göç alanında işbirliği ve Doğu Akdeniz'deki uyuşmazlıklara tekabül etmektedir. Çalışmada söz konusu vakaların analizinin tercih edilmesinde çeşitli etkenler rol oynamıştır. Öncelikle, belirtildiği üzere, bu dört vaka Türkiye-AB ilişkilerinin temel gündem konularını teşkil etmektedir. Dolayısıyla, söz konusu dört mesele Almanya'nın iki taraf arasındaki ilişkilerde nasıl bir rol oynadığını kapsamlı ve karşılaştırmalı şekilde incelemeyi mümkün kılmaktadır. İkinci olarak, bu vakalar yapısı itibariyle AB'nin temel faaliyet alanlarıyla örtüşmektedir. Nitekim gümrük birliği modernizasyonu ortak ticaret politikasıyla, göç alanındaki işbirliği Özgürlük, Güvenlik ve Adalet Alanı'yla, Doğu Akdeniz'deki uyuşmazlıklar Ortak Dış ve Güvenlik Politikası'yla, üyelik müzakereleriyse AB'nin genişleme politikalarıyla ilintilidir. Dolayısıyla, Türkiye özelindeki bu vakaların hepsi AB'nin temel politika alanlarından birinde Almanya'nın oynadığı rolleri incelemeye olanak tanımaktadır. Son olarak, söz konusu meselelerin çok boyutlu yapısı, Almanya'nın rol kümesinde yer alan çeşitli rollerin performansını gözlemlemeyi mümkün kılmaktadır. Almanya'nın rol kümesindeki rol algılarını Türkiye-AB ilişkilerinde ne şekilde icra ettiği, bir başka ifadeyle rol performansı, bu çalışmada süreç takibi metoduyla analiz edilmiştir. Bağımlı ve bağımsız değişkenler arasındaki nedensellik mekanizmasını açığa çıkartması itibariyle sosyal bilimlerde sıkça başvurulan nitel yöntemlerden birisini teşkil eden süreç takibi, bu çalışmada rol algıları ile dış politika davranışı (rol performansı) arasındaki bağıntıyı irdelemek için kullanılmıştır. Çalışmanın ilgili bölümünde vakalar analiz edilirken, önce Almanya'nın söz konusu meseleye yönelik dış politika davranışı incelenmekte, ardından bu davranış üzerinde etki sahibi olan rol algıları, netice-açıklayıcı süreç takibi metoduyla ortaya konulmaktadır. Bu analiz esnasında kullanılan kaynaklar çeşitlilik arz etmektedir. Resmi belgeler, parlamento tutanakları, koalisyon sözleşmeleri ve ikincil kaynaklar analize katkı sunmuştur. Ancak bunların yanısıra, Almanya'nın Türkiye-AB ilişkilerine yönelik dış politika davranışının güdülerini ve bunların rol algılarıyla etkileşimini tespit etmek amacıyla büyük çoğunluğu çeşitli siyasi partilerden Bundestag üyeleriyle olmak üzere yarı yapılandırılmış mülakatlar yapılmıştır. Söz konusu mülakatlar Almanya, Türkiye ve AB'den milletvekili, bürokrat, uzman ve emekli büyükelçileri kapsamaktadır. Bu geniş veri seti ışığında, rol algılarının Almanya'nın Türkiye-AB ilişkilerine yönelik tavrını ve bu tavrındaki devamlılık-dönüşümü ne şekilde etkilediği incelenmiştir. Çalışmadaki söz konusu analiz neticesinde, Alman dış politikasındaki devamlılık-dönüşüm ve bu olgu üzerinde devlet-düzeyi düşünsel unsurların etkisi üzerine saptamalar yapılmıştır. Bu çerçevede, AB bağlamındaki rol algıları ışığında, Almanya'nın dış politikasında bir çatallanmanın var olduğu, birtakım rol algılarının hem güçlü hem de alternatif rol opsiyonlarının benimsenmemesi sebebiyle istikrarlı bir yapıya sahip olduğu (bilhassa Avrupa projesinin savunucusu, AB değerlerinin savunucusu, Tüccar devlet; ayrıca Derinleşmenin savunucusu, Atlantikçi), diğer rol gruplarındaysa rol, anti-rol ve araf-rolün kendisini belirgin şekilde göstermesi nedeniyle uygun yönelime dair algıların sıklıkla değiştiği belirtilmiştir. Söz konusu ayrışmadaysa devlet-düzeyi düşünsel etkenlerin pay sahibi olduğunun, zira inşasında bu unsurların kendisini daha fazla gösterdiği rollerin krizler ve zaman karşısında daha dirençli ve istikrarlı olduğunun altı çizilmiştir. Dolayısıyla, ulusal hafıza ve değerlerin Almanya dış politikasında rol istikrarlaştırıcı bir işlev gördüğü sonucuna varılmıştır. Bununla birlikte, rol istikrarlaştırıcı işlevinin yanısıra, çalışmada incelenen rol grupları ışığında devlet-düzeyi düşünsel unsurların kimi durumlarda anti-rol engelleyici ya da rollerin yeniden inşasına etki edecek şekilde rol dönüştürücü işlevi olduğu da tespit edilmiştir. Türkiye-AB ilişkilerindeki rol performansı bağlamındaysa, analiz edilen vakaların çoğunluğunda (üyelik müzakereleri, gümrük birliği modernizasyonu, Doğu Akdeniz'deki uzlaşmazlıklar) Almanya'nın roller arası çatışma yaşadığı tespit edilmiştir. Söz konusu roller arası çatışma durumunun Almanya'nın dış politika davranışında dönemsel sapmalara yol açtığı, Alman hükümetlerinin bu dış politika ikilemiyle başa çıkma yöntemininse, rol gereksinimleri arasındaki asgari müşterek olarak görülebilecek nispeten ılımlı dış politika seçeneklerine yönelmek olduğu gösterilmiştir.
Özet (Çeviri)
The aim of this role-theoretical study is to detect the degree of transformation in German foreign policy on the basis of its role-set within the EU as well as the causes behind this phenomenon. More specifically, it attempts to investigate the stability (or instability) in the role conceptions of Germany during the Merkel era and within the EU, but also the factors leading to this outcome. Indeed, although it is of crucial importance to explore the degree of change and continuity in Germany's role-set, which combines its various role conceptions, it is even more important to unveil the driving forces behind this phenomenon. In this regard, this thesis examines the impact of the state-level ideational elements, namely national memory and values, on the construction and reconstruction of the roles through comprehensive textual analysis. The identification of the state-level ideational elements as the independent variables highlights the ontological stance of this thesis, which integrates role theory with unit-level constructivism. On this point, however, it should be underlined that this study does not argue that the role conceptions are solely products of state-level ideational factors. The role conceptions (aka roles) might have numerous sources besides these factors. Yet whereas certain role conceptions might mainly stem from national memory and values, these factors might be relatively weak in the construction of other role conceptions. It is on the basis of this classification that the main hypothesis of this thesis is formulated: The more the state-level ideational elements nourish the role conceptions of Germany, the more stable these roles become. In order to explore whether there is a relationship between the stability (or vulnerability) of the role conceptions and the presence (or absence) of the said ideational elements, as suggested by the hypothesis, it is necessary to unveil two phenomena: the degree of transformation in various role conceptions of Germany and the weight of the national memory and values in the construction of these roles. With regard to the detection of the role conceptions and their fluctuations in the course of the Merkel era, this thesis makes use of a new and broad role typology that serves as a basis for an in-depth analysis. For the purpose of providing a complete panorama as regards the foreign policy orientations of Germany within the EU and throughout the Merkel era, the role typology includes ten different role groups, ranging from the roles related to the integration method to the ones on the security policies of the Union. Each role group, on the other hand, is composed of three role alternatives that might be selected by a member state, namely the role, the anti-role and the limbo-role. It is on the basis of this trilemma that the transformation in Germany's role-set is observed in this thesis in an attempt to better capture various dimensions of role change. This perspective reveals not only whether Germany's main orientations within the EU experienced an intensification or weakening, but also whether they were put into question and challenged by alternative orientations during the Merkel era. Also, it is on the basis of this perspective that the impact of the national memory and values on the selection, continued attachment, review or exclusion of one of three role options is explored. When attempting to address its central research question, this study makes use of a qualitative method, namely the frame analysis. The frame analysis is essentially applied to unveil firstly Germany's role conceptions and secondly the sources of these role conceptions in the texts of the speeches delivered by the German leaders. In this sense, this thesis employs a two-staged frame analysis. In the same texts of the speeches delivered by the decision-makers, both the frames related to the roles of Germany and the frames regarding the grounds of these roles are coded. Thus, while the first step attempts to unveil how the role of Germany within the EU, in other words the appropriate behavior in the relevant field is framed, the second step is intended to understand how the detected frame is framed. Accordingly, the statements of Chancellor Merkel, the ministers of foreign affairs and the federal presidents between the years 2005-2021 are processed on the basis of frame analysis. The cumulative number of these texts is 1765. Since the dataset is composed of a very large number of units, a software program, namely MAXQDA is utilized during the coding process in order to arrange and classify the results of the textual analysis. Besides these observations as regards the change and continuity in Germany's role-set as well as the impact of state-level ideational elements on this outcome, this thesis also analyzes the stability (or instability) of German foreign policy through its role performance. Recognizing that change and continuity in the foreign policy of a country requires the assessment of not only the ways the decision-makers perceive the roles of their country, but also the actual behaviors of this actor, this study analyzes the roles performed by Germany in EU-Turkey relations. By doing this, it attempts to verify whether the role conceptions detected during the textual analysis were actually enacted on the EU-scene, when it came to the various dimensions of EU-Turkey relations. These dimensions are namely the accession negotiations, the modernization of the customs union, the cooperation in the field of migration as well as the disputes in the Eastern Mediterranean. In this regard, the examination of the role performance serves to test the findings with regard to Germany's role-set in the EU-context, but also to observe the implications of the role conceptions on Germany's approach to EU-Turkey relations. This analysis is also carried out through a qualitative method, this time process-tracing. In order to observe how the interplay among the requirements of various role conceptions affected Germany's foreign policy behavior in four cases of EU-Turkey relations, semi-structured interviews were conducted with officials, politicians and experts from Germany, Turkey and the EU, in addition to making use of relevant academic work, official documents and other primary and secondary sources. As a result of these examinations, and in response to its research question(s), this thesis argues that it would be erroneous to qualify German foreign policy as a paragon of stability, or as a field characterized by constant and comprehensive changes. Germany's role-set, or in broader terms, German foreign policy within the EU was marked by both change and continuity during the Merkel era, while the presence (or absence) of the state-level ideational elements in the construction of these role conceptions appears as the cause behind this differentiation. The role conceptions that were heavily shaped by the national memory and values, first and foremost the advocate of European project, the defender of the EU values, the trading state, but also the promoter of deepening and the Atlanticist, were also the most stable ones during the Merkel era. On the contrary, the remaining role conceptions were vulnerable and unstable as their limbo-roles and anti-roles were major components of Germany's role-set. This indicates that the selection of the appropriate orientation and the exclusion of alternative roles by Germany go in parallel with the presence of a perception with regard to the prescription of the national history and values. Yet in addition to stabilizing the role, it was explored that the state-level ideational elements might also have another impact on the change and continuity of the role conceptions as role-transformers or anti-role blockers. As for the change and continuity in the role performance of Germany, overall, it was observed that the main role conceptions of Germany were actually performed when it came to various dimensions of EU-Turkey relations. It means that the impact of Germany's role-set on its attitude towards EU-Turkey relations was evident in different contexts. Besides, it was found out that the foreign policy of Germany vis-à-vis EU-Turkey relations was marked by interrole conflicts. The implications of these interrole conflicts on the foreign policy of Germany were twofold. On the one hand, when performed, the constituents of the role-set led to occasional ups and downs in the stance of this country vis-à-vis EU-Turkey relations. On the other hand, these interrole conflicts privileged the adoption of moderate foreign policy options. Hence, the policies chosen and pursued by the German leaders can be considered as the lowest common denominator of the prescriptions of the roles, which corresponds to the middle or close to the middle of the spectrum of policy options.
Benzer Tezler
- Türk ticari bankalarının örgüt yapıları ve Avrupa Birliğine geçiş süreci içerisindeki uyum çalışmaları
Başlık çevirisi yok
SERKANT GÖNCÜ
Yüksek Lisans
Türkçe
1998
Mühendislik Bilimleriİstanbul Teknik Üniversitesiİşletme Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. İSMAİL HAKKI BİÇER
- Rights of future generation: Right to environment and access to natural resources
Gelecek nesillerin hakları: Çevre hakkı ve doğal kaynaklara erişim
AFRA TEREN GÜRLÜLER
Yüksek Lisans
İngilizce
2023
HukukGalatasaray ÜniversitesiKamu Hukuku Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. DEMİRHAN BURAK ÇELİK
- Avrupa entegrasyonu bağlamında Almanya'nın yeni Doğu politikası
Germany's new East poli̇cy in the context of European integration
OKTAY HEKİMLER
Doktora
Türkçe
2015
Uluslararası İlişkilerİstanbul ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÖZLEM TERZİ