Miralay Sadık Bey'in askeri ve siyasi hayatı (1860-1941)
Miralay Sadık Bey's Military and Political Life (1860-1941)
- Tez No: 909120
- Danışmanlar: PROF. DR. NURGÜN KOÇ
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Biyografi, Tarih, Biography, History
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Karabük Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Tarih Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 145
Özet
Miralay Sadık Bey, 1860 yılında İstanbul'da doğmuştur. 1882 yılında Harbiye'den Süvari Teğmeni olarak mezun olmuş, Suriye ve Trablusgarp'ta görev aldıktan sonra Manastır'a tayin olmuştur. Manastır, Üçüncü Ordu içinde organize olup teşkilatlanmış genç subayların, Meşrutiyet ateşini yaktıkları önemli birkaç balkan şehrinden biriydi. Sadık Bey, burada İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne katılarak Manastır şubesi başkanlığına getirilmiş, gösterdiği başarılar Meşrutiyet'in Selanik'ten önce Manastır şehrinde ilan edilmesini sağlamıştır. Meşrutiyet'in ardından, Cemiyet'in Selanik merkezi ile fikir ayrılığına düşerek, muhalif düşüncelere kapılmıştır. Sadık Bey, başta Talat Bey olmak üzere yönetici kadroyu mason localarıyla ilişkiye girmek ve Siyonist emellere alet olmakla suçlayarak, muhalefetin fitilini ateşlemiş, 1911 Nisanında ise yüz on mebusun katılımıyla Cemiyet içerisinde Hizb-i Cedit adı verilen muhalif bir grup kurmuştur. Kasım 1911'de kurulan Hürriyet ve İtilaf Fırkası'nda ise ikinci başkanlık görevini üstlenmiştir. Yeni fırka ve Cemiyet arasındaki siyasi mücadele, 1913 yılında Bab-ı Ali Baskını'nın ardından muhalefetin tasfiye edilerek, İttihat ve Terakki'nin ülke yönetimini tamamen ele geçirmesiyle son bulmuştur. 1918 yılında Mondros Mütarekesi'nin ardından tekrar siyaset sahnesine çıkan Sadık Bey, yeniden canlanan İtilaf Fırkası içinde Damat Ferit Paşa'nın İngiliz yanlısı politikalarına destek vererek, Anadolu hareketinin karşısında yer almıştır. Bu faaliyetleri sebebiyle Hıyanet-i Vataniye Kanunu gereğince gıyaben idama mahkûm edilmiştir. Kasım 1922'de İngilizlere sığınarak yurttan ayrılan Sadık Bey, 1924 yılında Türkiye Cumhuriyeti'nin genel af kapsamı dışında bıraktığı Yüzellilikler adı verilen listede yer almış, 1927 yılında ise vatandaşlıktan çıkarılmıştır. 1938'de ilan edilen genel aftan yararlanmak istememiş, 1941 yılında İsmet İnönü'nün gayretleriyle vatanına dönse de geldiği günün akşamı 4 Şubat 1941 tarihinde vefat etmiştir.
Özet (Çeviri)
Miralay Sadık Bey was born in Istanbul in 1860. He graduated from the Military Academy as a Cavalry Lieutenant in 1882. After serving in Syria and Tripoli, he was assigned to Monastir. Monastir was one of the few important Balkan cities where young officers organized within the Third Army lit the fire of the Constitutional Monarchy. Sadık Bey joined İttihat ve Terakki Cemiyeti (Society of Union and Progress) here and was appointed as the head of the Monastir branch, and his successes ensured that the Constitutional Monarchy was declared in Monastir before Thessaloniki. After the Constitutional Monarchy, he fell into disagreement with the Thessaloniki center of the Union and Progress and developed oppositional thoughts. Sadık Bey ignited the fuse of the opposition by accusing the executive staff, especially Talat Bey, of having relations with the Masonic lodges and being an instrument of Zionist ambitions, and in April 1911, with the participation of one hundred and ten deputies, he founded an opposition group within the Society called Hizb-i Cedit. He assumed the position of vice president in the Freedom and Accord Party founded in November 1911. The political struggle between the new party and the Society ended in 1913 when the opposition was liquidated after the Bab-ı Ali Raid and the Union and Progress Party took over the country's administration completely. Sadık Bey, who re-entered the political scene after the Armistice of Mudros in 1918, supported Damat Ferit Pasha's pro-British policies within the revived Entente Party and opposed the Anatolian movement. Due to these activities, he was sentenced to death in absentia according to Hıyanet-i Vataniye Kanunu (Treason Law). Sadık Bey, who fled the country in November 1922 by taking refuge with the British, was included in the list called the One Hundred and Fifty People, which the Republic of Turkey excluded from the scope of the general amnesty in 1924, and was stripped of his citizenship in 1927. He did not want to benefit from the general amnesty declared in 1938, and although he returned to his homeland in 1941 with the efforts of İsmet İnönü, he died on the evening of his arrival, on February 4, 1941.
Benzer Tezler
- Orgeneral Cevat Çobanlı'nın askeri faaliyetleri
General Cevat Çobanlı pasha's military activities
SELÇUK OSMANOĞLU
- Ahmet Hamdi Tanpınar'ın romanlarında yapı ve tema
Structure and theme in Ahmet Hamdi Tanpınar's novels
SEMİRA MİRALAY
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Türk Dili ve EdebiyatıHarran ÜniversitesiTürk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ HALEF NAS
- Yaşam, sanat anlayışı ve uygulamalarıyla Vasfi Rıza Zobu
Vasfi Rıza Zobu with his life, understanding of art and practices
ÖZLEM ÇINAROĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2005
Sahne ve Görüntü SanatlarıDokuz Eylül ÜniversitesiSahne Sanatları Ana Bilim Dalı
PROF.DR. MURAT TUNCAY