Temporomandibular eklem rahatsızlıkları için farklı yöntemlerle üretilen oklüzal splint materyallerine uygulanan yüzey işlemleri sonrası oluşan hacimsel kaybın in-vitro olarak değerlendirilmesi
In-vitro evaluation of the volumetric loss after surface treatment of occlusal splint materials produced by different methods for temporomandibular joint disorders
- Tez No: 909794
- Danışmanlar: PROF. DR. SİMEL AYYILDIZ
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Diş Hekimliği, Dentistry
- Anahtar Kelimeler: tme rahatsızlıkları, oklüzal splint materyalleri, yüzey pürüzlülüğü, aşınma direnci, yüzey parlaklığı, dijital üretim, temizleme solüsyonu, tmj disorders, occlusal splint materials, surface roughness, wear resistance, surface gloss, digital fabrication, cleaning solution
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: Gülhane Sağlık Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Protetik Diş Tedavisi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 142
Özet
Amaç: Bu çalışmanın amacı, temporomandibular eklem rahatsızlıkları için 2 farklı konvansiyonel (geleneksel) yöntem ve dijital yöntem ile elde edilen, disk şeklindeki oklüzal splint materyallerine yapılacak olan çeşitli yüzey işlemleri sonrasında aşınma sonucu materyaller üzerinde oluşan hacimsel kaybın değerlendirilmesi ve kullanılacak olan temizleme solüsyonlarının oklüzal splint materyallerinin fiziksel özellikleri üzerindeki etkisinin değerlendirilmesidir. Aynı zamanda üretilen örneklere uygulanan çeşitli yüzey işlemlerinden sonra oluşacak hacimsel kaybı ve farklı üretim yöntemlerini karşılaştırmaktır. Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda ısı ile polimerize olan sıcak akrilik örnekler geleneksel üretim yöntemiyle dijital örnekler eklemeli üretim yöntemiyle SLA yöntemi ile) ve vinil akrilik sert şeffaf plaklar ise su jeti kesim cihazı ile elde edilmiştir. ISO 21920-2:2021 standartlarına göre her bir grup için örneklerin boyutları, 10 mm çap ve 2 mm kalınlık olacak şekilde belirlenmiştir. Malzemelere göre, yüzey işlemlerine göre ve kullanılacak olan solüsyonlara göre ana hatlarıyla belirlemek ve karşılaştırmak için öncelikle gruplara ayrılmıştır. Örnekler Grup PP (Parlatma Patı- Geleneksel Üretim ve Su Jeti Kesim ile Üretim) ve Grup SLA (Optiglaze- 3B, Dijital Üretim) olmak üzere yüzey işlemlerine ve üretim yöntemlerine göre 2 ana gruba ayrılmıştır. Bu 2 ana grup kendi içlerinde kullanılacak olan solüsyonlara göre alt gruplara ayrılmıştır. Gruplardaki her bir örnek, günlük oklüzal splint kullanımı taklit edeceği şekilde bir dizi planlanmış deney prosedürüne tabi tutulmuştur. Sabah, her bir örneğin bir yüzeyi otomatik diş fırçası ile fırçalanmıştır. Otomatik şarj edilebilir diş fırçasının sabit bir şekilde titreşim vererek dairesel hareketler ile fırçalama yapabilmesi için bir düzenek hazırlanmıştır. Öğlen, gruplardaki her örnek yüksek protein içeren özel tıbbi amaçlı gıda olan sıvı besin içerisinde 1 saat kadar bekletilmiştir. Akşam, Grup PP1a, Grup PP2a ve Grup SLAa daki her bir örnek distile su içerisinde bekletilmiştir ve Grup PP1b, Grup PP2b ve Grup SLAb deki her bir örnek günlük protez temizleyici içerisinde bekletilmiştir. Son aşama olarak gruplardaki her bir örnek tekrardan fırçalama düzeneğine yerleştirilerek her örneğin tek bir yüzeyi fırçalanmıştır. Bu deney prosedürü 1 ay boyunca her gün uygulanmıştır. Sırasıyla gruplardaki her bir örnek yüzeyinden deneyler uygulandıktan 1 hafta sonra (T1) ve 1 ay sonra (T2) optik profilometre cihazında yüzeylerin pürüzlülük ölçümleri, yüzeyin parlaklık ölçümleri ve SEM görüntüleri alınmıştır. Bulgular: PP1, PP2 ve SLA gruplarının işlem öncesi, 1. hafta ve 1. ayda yapılan pürüzlülük ölçümlerini zaman içindeki değişikliklerle birlikte göstermektedir. İşlem öncesi ölçümde PP1 grubunun pürüzlülük değeri 108,2±32,8 (min-maks: 70,8-187) olarak kaydedilmişken, 1. hafta ve 1. ay ölçümlerinde sırasıyla 135,1±30,5 (min-maks: 77,6-206) ve 169,1±40,7 (min-maks: 115-250) olarak artmıştır. PP2 grubu için ise işlem öncesi 67,6±13,3 (min-maks: 48,2-101), 1. haftada 81,2±10,2 (min-maks: 68-102) ve 1. ayda 87,1±14 (min-maks: 68,8-116) olarak ölçülmüştür. En yüksek başlangıç değerlerine sahip olan SLA grubu, işlem öncesi 202,3±44,1 (min-maks: 152,5-318), 1. haftada 231,4±36 (min-maks: 149,6-303) ve 1. ayda 263±48,7 (min-maks: 181,2-347) olarak ölçülmüştür. Çalışmamızda yüzey parlaklık ölçümlerinin gruplar arasında zaman içindeki değişimleri değerlendirildiğinde başlangıç değerlerine bakıldığında PP1 grubunun parlaklık değeri 74,3 GU ±2,2 olarak ölçülürken, PP2 grubunun başlangıç parlaklık değeri 72,7 GU ±2,6 olarak kaydedilmiştir. SLA grubunun parlaklık değeri 30,7 GU ±2,3 olarak kaydedilmiştir ve gruplar arasında başlangıç parlaklık değerinin en düşük olduğu Grup SLA grubu olarak saptanmıştır. Sonuç: Tüm ana gruplar içerisinde en yüksek pürüzlülük değerleri, dijital üretim grubu olan Grup SLA'ya aittir. Tüm ana gruplar içerisinde en düşük pürüzlülük değerleri, konvansiyonel üretim grubu olan Grup PP2'ye aittir. Tüm ana gruplar arasında en yüksek parlaklık değerleri, konvansiyonel üretim grubu olan Grup PP1'e aittir. Tüm ana gruplar arasında en düşük parlaklık değerleri, dijital üretim grubu olan Grup SLA'ya aittir. Tüm ana gruplar arasında zaman içerisinde anlamlı bir pürüzlülük artışı gözlemlenmiş olup gruplar arası ve zaman içindeki farklar da önemli bulunmuştur. TME rahatsızlığının tedavisinde kullanılan splintlerin tamamı zaman içerisinde pürüzlenmektedir. Bu nedenle oral hijyen açısından hastaya gerekli bilgilendirme yapılmalı, temizliği hakkında bilinçlendirilmelidir. TME rahatsızlıklarının uzun dönem tedavilerinde SLA splintler oral hijyen açısından son tercih olmalı ya da cilalama prosedürü geliştirilmelidir.
Özet (Çeviri)
Aim : The aim of this study is to evaluate the volumetric loss on the disc-shaped occlusal splint materials obtained by 2 different conventional and digital methods for temporomandibular joint disorders after various surface treatments and to evaluate the effect of cleaning solutions on the physical properties of occlusal splint materials. Also, the aim was to compare the volumetric loss that will occur after various surface treatments applied to the produced samples and to compare different production methods. Materials and Methods: In this study, heat-polymerized hot acrylic samples were obtained by conventional production, digital samples were obtained by additive manufacturing (SLA method) and vinyl acrylic rigid transparent plaques were obtained by water jet cutting device. According to ISO 21920-2:2021 standards, the dimensions of the samples for each group were determined as 10 mm diameter and 2 mm thickness. They were first divided into groups to outline and compare them according to the materials, surface treatments and solutions to be used. The samples were divided into 2 main groups according to surface treatments and production methods: Group PP (Polishing Pad, Traditional Production and Water Jet Cutting) and Group SLA (Optiglaze,3D, Digital Production). These 2 main groups were divided into subgroups according to the solutions to be used. Each specimen in the groups was subjected to a series of planned experimental procedures to simulate daily occlusal splint use. In the morning, one surface of each specimen was brushed with an automatic toothbrush. An apparatus was prepared so that the automatic rechargeable toothbrush could brush in a circular motion with constant vibration. At noon, each sample in the groups was kept in liquid food, a special medical food containing high protein, for 1 hour. In the evening, each specimen in Group PP1a, Group PP2a and Group SLAa was soaked in distilled water and each specimen in Group PP1b, Group PP2b and Group SLAb was soaked in daily denture cleaner. As a final step, each sample in each group was placed back into the brushing apparatus and a single surface of each sample was brushed. This experimental procedure was performed every day for 1 month. Surface roughness measurements, surface gloss measurements and SEM images of each sample in the groups were taken using an optical profilometer 1 week (T1) and 1 month (T2) after the experiments, respectively. Findings and Discussion: It shows the roughness measurements of PP1, PP2 and SLA groups before the procedure, at week 1 and at month 1, together with the changes over time. While the roughness value of the PP1 group was recorded as 108.2±32.8 (min-max: 70.8-187) in the pre-procedure measurement, it increased to 135.1±30.5 (min-max: 77.6-206) and 169.1±40.7 (min-max: 115-250) in the 1st week and 1st month measurements, respectively. For PP2 group, the values were 67.6±13.3 (min-max: 48.2-101) before the procedure, 81.2±10.2 (min-max: 68-102) at week 1 and 87.1±14 (min-max: 68.8-116) at month 1. The SLA group with the highest baseline values was 202.3±44.1 (min-max: 152.5-318) before the procedure, 231.4±36 (min-max: 149.6-303) at week 1 and 263±48.7 (min-max: 181.2-347) at month 1. In our study, when the changes in surface gloss measurements between the groups were evaluated over time, the initial gloss value of the PP1 group was measured as 74.3 GU ±2.2, while the initial gloss value of the PP2 group was recorded as 72.7 GU ±2.6. The brightness value of the SLA group was recorded as 30.7 GU ±2.3 and the SLA group had the lowest initial brightness value among the groups. Conclusion : The highest roughness values among all main groups belong to Group SLA, the digital production group. The lowest roughness values among all main groups belong to Group PP2, the conventional production group. The highest gloss values among all main groups belong to Group PP1, the conventional production group. The lowest gloss values among all main groups belong to Group SLA, the digital production group. A significant increase in roughness was observed over time among all main groups and the differences between groups and over time were also found to be significant. All splints used in the treatment of TMJ disorders become rough over time. For this reason, the patient should be informed about oral hygiene and should be made aware of their cleaning. In long-term treatment of TMJ disorders, SLA splints should be the last choice in terms of oral hygiene or a polishing procedure should be developed.
Benzer Tezler
- Süt, karışık ve daimi dişlenme döneminde temporomandibular rahatsızlıkların görülme sıklığı, etiyolojisi ve dağılımının incelenmesi
Prevalence, etiology and i̇ncidence of tmd in primary, mixed, permanent dentition
DİLARA ÖZENAY DERGİN
- Farklı malokluzyona sahip hastalarda EVG (elektrovibratografi) ölçümlerinin değerlendirilmesi
The investigation of EVG (elektrovibratography) measurements in patients with different malocclusions
HAVVA SEVİL ECE
- Temporomandibular eklem rahatsızlıklarının araştırma tanı kriterleri (tmr/ATK) biyodavranışsal (eksen II) tarama ile değerlendirilmesi
Evaluation of temporomandibular joint disorders by research diagnostic criteria (RDC/TMD) biobehavioral (axis ii) screening
MUHSİN ARDIÇ
Diş Hekimliği Uzmanlık
Türkçe
2023
Diş HekimliğiAnkara ÜniversitesiAğız, Diş, Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. CAHİT ÜÇOK
- Temporomandibular eklem düzensizliklerin tedavisinde farklı enerji yoğunluklarında düşük enerji seviyeli lazer biyostimülasyonunun değerlendirilmesi: bir retrospektif çalışma
Evaluation of low energy level laser biostimulation at different energy densities in the treatment of temporomandibular joint irregularities: a retrospective study
EMIL MAHAMMADLI
Diş Hekimliği Uzmanlık
Türkçe
2024
Diş HekimliğiKaradeniz Teknik ÜniversitesiAğız, Diş, Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ONUR YILMAZ
- Disk interferens rahatsızlık olgularında öne konumlandırıcı splint tedavisinin eklem sesleri ve ısırma kuvvetlerine etkisinin değerlendirilmesi
The evaluation of the effect of anterior positioning splint therapy to temporomandibular joint sounds and maximum bite forces in patients with disc interference disorders
GÖKÇE TATOĞLU
Diş Hekimliği Uzmanlık
Türkçe
2019
Diş HekimliğiGazi ÜniversitesiProtetik Diş Tedavisi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ARİFE DOĞAN