Geri Dön

Dental implant (Ti6Al4V) ve abutment montajlarında farklı sistem alternatifi olarak mekanik sıkıştırıcıların araştırılması ve sonlu elemanlar analizi

Investigation and finite element analysis of mechanical compressors as different system alternatives in dental implant (Ti6Al4V) and abutment installations

  1. Tez No: 910869
  2. Yazar: MEHMET ONUR YAĞIR
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ŞADUMAN ŞEN
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Diş Hekimliği, Makine Mühendisliği, Dentistry, Mechanical Engineering
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sakarya Üniversitesi
  10. Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: İmalat Mühendisliği Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 163

Özet

Bu çalışmanın amacı, diş implant tedavisinde kullanılan implant ve abutment gibi bileşenler için alternatif tasarımlar ve malzemeler geliştirmektir. Diş implantları, eksik dişlerin yerine kullanılan yapay bileşenlerdir. İmplant sistemi, implant, abutment ve kron (protez) olmak üzere üç ana parçadan oluşur. İmplant, çene kemiğine vidalanarak yerleştirilir ve implant sisteminin temelini oluşturan dişin kökü olarak işlev görür. Yüksek biyouyumlulukları ve dayanıklılıkları nedeniyle genellikle titanyum alaşımı veya zirkonyumdan yapılırlar. Mevcut implant geometrileri üzerindeki yiv(diş) nedeni ile çene kemiğine montajı ve sonrasında, kemik üzerinde çizgisel kesme gerilmesine neden olduğu düşünülmektedir. Bu anlamda implant geometrileri için literatür çalışmalarında v-dişli, kare dişli, dikdörtgen dişli, ters koni dişli, çift dişli ve mikro dişli gibi çeşitli dişli türleri, implantın çene kemiğine tutunmasını iyileştirmek için uygulanmıştır. Ayrıca, literatür incelemeleri, farklı dişli türlerine yönelik geniş kapsamlı çalışmalar göstermiştir. İmplant üzerindeki yiv(diş) yerine çene kemiği yuvasında çap yönünde genişleyen bir gömleğin esas alındığı bu çalışmada, tasarlanan alternatif implant sistemi gömlekli implant olarak tanımlanmıştır. Tasarımı yapılan gömlekli implant ile mevcut implant geometrilerine ait modeller için eksenel ve açılı kuvvet altında sonlu elemanlar analizi (FEA) uygulanması hedeflenmiştir. Sonlu elemanlar analizi (FEA), mühendislikte bir yapının veya bileşenin davranışını sayısal olarak modellemek ve simüle etmek için yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. Bu amaçla çene kemiğine Ø5.2 mm x 4 mm ölçülerinde“copaSKY”markalı bir diş implantı yerleştirilmiştir. Ayrıca, Ø5.5 x 4.5 mm ve Ø5.6 x 5 mm ölçülerinde tasarlanan gömlekli implant da çene kemiğine yerleştirilmiştir. Her iki modele de 100N ile 400N arasında değişen eksenel ve eğik kuvvetler uygulanmıştır. Modellerin deformasyon, gerilim gibi analiz değerleri karşılaştırılarak yorumlanmıştır. Sonuç olarak, diş implantlarının dişleri üzerinde gerilme yığılmaları gözlemlenmiştir. Buna karşın, alternatif gömlekli implant modellerinde, dişlilerin olmaması nedeniyle gerilme yığılmalarının kayma yönünde doğrusal yerine eksenel ve homojen olarak dağıldığı anlaşılmıştır. Deneysel uygulama olarak, gömlekli implantın metal prototipleri ve mevcut implant tedavisinde kullanılan bir implant örneği (copaSKY) cansız bir kemik parçasına yerleştirilmiştir. Daha sonra, kemik üzerindeki implantlara saniyede bir baskı yapacak şekilde 2954-8833 aralığında baskı yapacak pnömatik bir test düzeni oluşturulmuş ve kemik üzerindeki deformasyon miktarı bir yük hücresi ile ölçülmüştür. Ölçüm verileri ANSYS'te kuvvet değeri olarak kullanılmış ve ölçüm verileri sonlu eleman testi sonuçları ile karşılaştırılmıştır. Bu çalışmanın bir diğer amacı, çiğneme sırasında farklı yönlerden ve kuvvetlerden kaynaklanan kuvvetler için abutment üzerindeki gerilme yığılmalarını azaltmaktır. Klinik açıdan, mevcut implant tedavi uygulamalarında kullanılan abutmentlerin yetersizliği ve sınırlı montaj yüzeyi veya geometrisi, farklı tasarımlar arayışına yol açmıştır. Bu bağlamda, implant-abutment bağlantısının mekanik dayanıklılığını artırmak ve daha homojen bir gerilme dağılımı sağlayarak implant sisteminin uzun vadeli başarısını sağlamak hedeflenmiştir. Bu amaçla beş farklı abutment tasarımı yapılmıştır. Bu tasarımlara ait modellerin deformasyon ve gerilme yükü dağılımını hesaplamak ve karşılaştırmak için simülasyon ortamında eksenel kuvvetler uygulanmıştır. Yöntem olarak, implant tedavilerinde kullanılan parçaların ve implant sistemini oluşturan bileşenlerin üç boyutlu modelleri tasarlanmıştır. Bu modellerle farklı abutment tasarımları oluşturulmuştur. İmplant tedavilerinde kullanılan mevcut malzeme değerleri referans alınarak, her implant sistemi modeline ANSYS yazılımında farklı eksenel yükler uygulanarak sonlu elemanlar analizi (FEA) yapılmıştır. Uygulanan yük sonrası elde edilen gerilme değerleri için karşılaştırmalı analiz grafikleri hazırlanmış ve yorumlanmıştır. Bulgular, abutment tasarımı ve malzeme seçiminin mekanik performansı önemli ölçüde etkilediğini göstermektedir. Mevcut abutment geometrisinin de karşılaştırıldığı beş farklı abutment modeliyle oluşturulan implant sistemleri arasında, özellikle viskoelastik ve yüzey alanı artırılmış abutment tasarımlarının, yükün abutment üzerinde homojen ve eksenel olarak dağıtılmasına katkı sağladığı tespit edilmiştir. Gerilim değerleri ve dağılımları göz önüne alındığında, bu çalışmada mevcut abutment modellerine alternatif olarak değerlendirilen tasarımların, abutment malzemesinin mekanik ömrüne olumlu katkı sağladığı sonucuna varılmıştır. Bu çalışma, mevcut uygulamalara yeni bir bakış açısı sunarak tedavi uygulamalarına bir alternatif sağlamaktadır. Bu çalışmaların bulguları, modern diş implantları ve abutmentlerde kullanılan tasarım ve malzemelerin geliştirilmesine önemli katkılar sağlamaktadır. Ancak, gelecekteki çalışmalarla bu bulguların daha da geliştirilebileceği mümkündür. Örneğin, biyomalzeme biliminin ilerlemeleri kullanılarak, implant ve abutment sistemlerinde kullanılan farklı malzemelerin biyomekanik özellikleri değerlendirilebilir. Ayrıca, biyouyumlu polimerler gibi alternatif malzemeler, titanyum alaşımı ve zirkonyum gibi geleneksel metallerin yerini alma potansiyeline sahiptir. Özellikle, PEEK gibi polimerler üzerine yapılan araştırmalar, implantların uzun vadeli başarısını artırabilir. Bunun yanı sıra, bu çalışmada laboratuvar koşullarında elde edilen sonuçların gelecekteki klinik çalışmalarla desteklenmesi gerekmektedir. Yeni tasarım ve malzemelerin gerçek dünya performansını doğrulamak için gerçek hastalar üzerinde uzun süreli klinik gözlemler hayati öneme sahiptir. Ayrıca, implantların kemikle bütünleşme süreci olan osseointegrasyon daha ayrıntılı olarak incelenebilir ve bu süreci hızlandıran ve başarı oranlarını artıran yeni yüzey kaplamaları ve mikro yapılar geliştirilebilir. Bu tezin bulgularına dayanarak, gelecekte bilgisayar destekli tasarım (CAD) ve üretim (CAM) teknolojilerinin daha geniş kullanımı, implant ve abutment tasarımlarının kişiselleştirilmesine olanak tanıyacaktır. Bu kişiselleştirilmiş tasarımlar, her hastanın benzersiz anatomik yapısına göre özelleştirilmiş implantların üretilmesine olanak tanıyarak cerrahi prosedürlerin başarı oranlarını artırabilir ve iyileşme sürelerini kısaltabilir. Son olarak, yapay zekâ ve makine öğrenimi algoritmaları kullanılarak geliştirilen simülasyon modelleri, implant yerleştirme sürecindeki riskleri minimize edebilir ve cerrahlar için karar verme süreçlerini destekleyebilir. Özellikle, farklı hasta gruplarına uygulanabilir kişiselleştirilmiş tedavi planları geliştirilebilir. Gelecekteki araştırmalar, bu tür yapay zekâ uygulamalarının klinik ortamlarda geliştirilmesine ve test edilmesine odaklanmalı, diş implantolojisinde önemli yenilikler sunmalıdır. Bu çalışma, mevcut implant sistemlerine alternatif olarak yeni tasarımlar sunmakla kalmayıp, gelecekteki araştırmalarla daha kapsamlı sonuçlar elde edilebileceğini de öne sürmektedir. Yeni malzemelerin, tasarımların ve teknolojilerin geliştirilmesi, diş implantlarının klinik başarısının artırılmasında kilit adımlar olacaktır. Malzeme geliştirme bağlamında, gelecekteki çalışmalar hem polimerlerin hem de metallerin özelliklerini birleştiren kompozit malzemelerin optimizasyonuna da odaklanabilir. Bu tür hibrit malzemeler, metallerin gücünü ve dayanıklılığını, polimerlerin esnekliği ve biyouyumluluğu ile birleştirebilir. 3D baskı teknolojisinin kullanılarak bu malzemelerle hasta spesifik implantların üretilmesi, diş tedavilerinde devrim yaratabilir. Hassas özelleştirme ve hızlı prototipleme sağlayarak, 3D baskı, üretim sürelerini ve maliyetleri azaltırken yüksek kaliteli sonuçlar elde edilmesini sağlayabilir. Ayrıca, implantların osseointegrasyonunu (implantın kemikle bütünleşmesi) ve antibakteriyel özelliklerini iyileştirmek için yüzey işleme teknolojileri araştırılabilir. Hidroksiapatit veya titanyum dioksit gibi kaplamalar, kemiğin doğal yapısını taklit ederek, implantın çevreleyen doku ile bütünleşmesini artırabilir ve iyileşme süresini kısaltabilir. Bu gelişmeler, modern diş implantolojisinde hasta sonuçlarını iyileştirmek için kritik öneme sahiptir.

Özet (Çeviri)

This study aims to develop alternative designs and materials for components such as implants and abutments used in dental implant treatment. Dental implants are artificial components used to replace missing teeth. The implant system consists of three main parts: implant, abutment, and kron (prosthesis). The implant is screwed into the jawbone and acts as the root of the tooth that forms the basis of the implant system. They are usually made of titanium alloy or zirconium due to their high biocompatibility and durability. The groove (tooth) on the existing implant geometries is thought to cause linear shear stress on the bone during and after its installation in the jawbone. In this sense, in the literature studies for implant geometries, various gear types such as v-gear, square gear, rectangular gear, inverted cone gear, double gear, and micro gear have been applied to improve the attachment of the implant to the jawbone. In addition, literature reviews have shown extensive studies on different gear types. In this study, the designed alternative implant system is defined as a liner implant based on a liner that expands in the jawbone socket in the diameter direction instead of the groove (tooth) on the implant. Finite element analysis (FEA) under axial and angular forces was aimed to be applied to the models of the designed lined implant and existing implant geometries. Finite element analysis (FEA) is a widely used method in engineering to numerically model and simulate the behavior of a structure or component. For this purpose, a 'copaSKY' branded dental implant measuring Ø5.2 mm x 4 mm was placed in the jawbone. In addition, Ø5.5 x 4.5 mm and Ø5.6 x 5 mm shelled implants were also placed in the jawbone. Axial and oblique forces ranging from 100N to 400N were applied to both models. Analysis values of the models, such as deformation and stress, were compared and interpreted. As a result, stress concentrations were observed in the gears of dental implants. On the other hand, in implant models with alternative liners, it was understood that stress concentrations were distributed axially and homogeneously in the shear direction instead of linearly due to the absence of gears. As an experimental application, metal prototypes of the lined implant and a sample of an implant used in current implant therapy (copaSKY) were placed on an inanimate bone fragment. Then, a pneumatic test setup was set up to compress the implants on the bone at a rate of one compression per second in the range of 2954-8833, and the amount of deformation on the bone was measured with a load cell. The measurement data were used as force values in ANSYS, and the measurement data were compared with the finite element test results. Another aim of this study was to reduce stress concentrations on the abutment for forces originating from different directions and forces during mastication. From a clinical point of view, the inadequacy and limited mounting surface or geometry of abutments used in current implant treatment applications have led to the search for different designs. In this context, the aim was to increase the mechanical strength of the implant-abutment connection and to ensure the long-term success of the implant system by providing a more homogeneous stress distribution. For this purpose, five different abutment designs were made. Axial forces were applied in the simulation environment to calculate and compare the deformation and stress load distribution of the models of these designs. As a method, three-dimensional models of the parts used in implant treatments and the components of the implant system were designed. Different abutment designs were created with these models. Finite element analysis (FEA) was performed by applying different axial loads to each implant system model in ANSYS software concerning the current material values used in implant treatments. Comparative analysis graphs were prepared and interpreted for the stress values obtained after the applied load. The findings show that abutment design and material selection significantly affect mechanical performance. Among the implant systems created with five different abutment models, in which the existing abutment geometry was also compared, it was found that especially viscoelastic and abutment designs with increased surface area contributed to the homogeneous and axial distribution of the load on the abutment. Considering the stress values and distributions, it was concluded that the designs evaluated in this study as an alternative to the existing abutment models contribute positively to the mechanical life of the abutment material. This study provides an alternative to treatment applications by offering a new perspective on existing applications. The findings of these studies provide significant contributions to the development of designs and materials used in modern dental implants and abutments. However, it is possible that these findings can be further improved with future studies. For example, the biomechanical properties of different materials used in implant and abutment systems can be evaluated by utilizing advances in biomaterials science. Furthermore, alternative materials such as biocompatible polymers have the potential to replace traditional metals such as titanium alloy and zirconium. In particular, research on polymers such as PEEK may improve the long-term success of implants. In addition, future clinical studies need to support the results obtained in laboratory conditions in this study. Long-term clinical observations on actual patients are vital to validate the real-world performance of new designs and materials. In addition, osseointegration, the process by which implants integrate with bone, can be studied in more detail. New surface coatings and microstructures can be developed to accelerate this process and increase success rates. Based on this thesis's findings, the broader use of computer-aided design (CAD) and manufacturing (CAM) technologies in the future will allow for the personalization of implant and abutment designs. These personalized designs may increase the success rates of surgical procedures and shorten recovery times by enabling the production of implants customized to each patient's unique anatomical structure. Finally, simulation models developed using artificial intelligence and machine learning algorithms can minimize risks in implant placement and support surgeons' decision-making processes. In particular, personalized treatment plans applicable to different patient groups can be developed. Future research should focus on developing and testing such artificial intelligence applications in clinical settings, offering significant innovations in dental implantology. This study not only presents new designs as alternatives to existing implant systems but also suggests that future research can obtain more comprehensive results. The development of new materials, designs, and technologies will be key to improving the clinical success of dental implants. In the context of materials development, future work could also focus on optimizing composite materials that combine the properties of polymers and metals. Such hybrid materials can combine the strength and durability of metals with the flexibility and biocompatibility of polymers. The production of patient-specific implants with these materials using 3D printing technology could revolutionize dental treatments. By enabling precise customization and rapid prototyping, 3D printing can ensure high-quality results while reducing production times and costs. Furthermore, surface treatment technologies can be investigated to improve implants' osseointegration (integration of the implant into the bone) and antibacterial properties. Coatings such as hydroxyapatite or titanium dioxide can mimic the natural structure of bone, increasing the implant's integration with the surrounding tissue and shortening healing time. These developments are critical to improving patient outcomes in modern dental implantology.

Benzer Tezler

  1. Dental implant destek malzemelerinde yüzey modifikasyonlarının in vitro değerlendirilmesi

    In vitro evaluation of surface modifications on dental implant abutments

    UMUT DOĞU SEÇKİN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    BiyomühendislikEge Üniversitesi

    Biyomühendislik Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. AYLİN ŞENDEMİR

  2. Antibakteriyel kaplama yapılmış titanyum diş implant dayanağının in vitro değerlendirilmesi

    In vitro evaluation of antibacterial coated titanium dental implantabutments

    SEDA GÜLER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Biyolojiİstanbul Üniversitesi

    Biyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. NAZMİYE ÖZLEM ŞANLI

  3. Materials selection criteria for a dental implant

    Bir diş implantı için malzeme seçim kriterleri

    İZZET FATİH OAL

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2005

    Makine MühendisliğiBoğaziçi Üniversitesi

    Makine Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. SABRİ ALTINTAŞ

  4. Dental implant uygulamalarında yorulma davranışının sayısal olarak incelenmesi

    Numerical investigation of fatigue behavior of dental implant applications

    HÜSNA TOPKAYA

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Mühendislik BilimleriFırat Üniversitesi

    Makine Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. METE ONUR KAMAN

  5. PVD yöntemi ile gümüş kaplanmış titanyum alaşımlarının aşınma, korozyon ve biyouyumluluk özelliklerinin araştırılması

    Investigation of abrasion, corrosion and biocompatibility properties of silver coated titanium alloys by PVD method

    EMRAH MELETLİOĞLU

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Makine MühendisliğiAtatürk Üniversitesi

    Makine Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. RECEP SADELER