Geri Dön

İntrauterin inseminasyon yapılan hastalarda luteal faz desteğinin gebelik oranına etkisinin araştırılması

Investigation of the effect of luteal phase support on pregnancy rate in patients undergoing intrauterine insemination

  1. Tez No: 910911
  2. Yazar: AYTEN AYAZ AKYOL
  3. Danışmanlar: PROF. DR. HÜSEYİN GÖRKEMLİ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: ​Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 50

Özet

Amaç: Bu çalışma, intrauterin inseminasyon (IUI) tedavisine ek olarak luteal faz desteği (LFD) verilmesinin gebelik oranları üzerindeki etkisini retrospektif ve prospektif hasta grupları arasında değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Materyal ve Metod: Ocak 2024-Haziran 2024 tarihleri arasında hastanemiz infertilite kliniğine başvurup tedavi kararı alınan hasta sayısı 437 idi. Bu 437 hastadan 62' sine klomifen sitrat uygulanmasına karar verildi.76 hasta ise çeşitli nedenlerle (PCOS tanısı, tedavi iptali gibi) çalışma dışında bırakıldı. IUI sonrası LFD verilmiş olan, geriye kalan 299 hastadan 100 hasta randomize olarak seçilerek retrospektif grup(kontrol grubu) oluşturuldu. Haziran 2024-Eylül 2024 tarihleri hastanemiz infertilite kliniğine başvurup tedavi kararı alınan hasta sayısı 198 idi. Bu 198 hastadan 32 sine klomifen sitrat uygulanmasına karar verildi. 25 hasta ise çeşitli nedenlerle (PCOS tanısı, tedavi iptali, onam vermeme gibi) çalışma dışında bırakıldı. Geriye kalan 141 hastaya IUI sonrası LFD verilmedi ve 100 hasta randomize olarak seçilerek prospektif grup (çalışma grubu) oluşturuldu. Çalışmada, b-hCG ile doğrulanmış gebelik oranları analiz edilerek tedavi başarısının istatistiksel anlamlılığı bağımsız örneklem t-testi ve ki-kare testi ile karşılaştırılmıştır. Bulgular: Kontrol grup (hastalarının %13'ünde b-hCG pozitifliği ile doğrulanmış gebelik elde edilirken, çalışma grubu hastalarında bu oran %17 olarak tespit edilmiştir. İstatistiksel analizler sonucunda (p>0,05), iki grup arasında gebelik oranları açısından anlamlı bir fark olmadığı gözlemlenmiştir. Ayrıca LFD'nin gebelik oranları üzerindeki etkisi sorgulanmış ve IUI tedavisine ek LFD'nin gerekliliği tartışmaya açılmıştır. Çalışmamızda, LFD alan ve almayan gruplar arasında, yaş aralıkları da göz önünde bulundurularak, b-hCG ile doğrulanmış gebelik sonuçları değerlendirmiştir. Sonuç: Gebelik pozitifliği oranlarının özellikle 26-30 yaş aralığında yüksek olduğu görülmüş, bu yaş grubunun üreme sağlığı açısından kritik önemi vurgulanmıştır. Aynı zamanda, LFD alan grupta gebelik oranlarının bir miktar daha x düşük olması, LFD verilmesinin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini düşündürmektedir. Çalışmada kullanılan LFD dozu (600 mg vajinal progesteron kapsül), mevcut literatürle karşılaştırılarak etkinliği değerlendirilmiştir. Ancak farklı doz seçenekleri uygulanmasına ve hasta popülasyonlarında yapılacak daha geniş çaplı çalışmalara ihtiyaç duyulduğu belirtilmiştir. Sonuç olarak, LFD'nin IUI tedavisindeki rolü, gebelik başarısına istatistiksel olarak anlamlı bir katkı sağlamamış olsa da daha geniş örneklem gruplarında, farklı protokollerle yeniden değerlendirilmelidir. Klinik uygulamalarda maliyet-etkinlik analizleri ve multidisipliner yaklaşımların entegrasyonu, tedavi başarısını artırmada kritik öneme sahiptir. Çalışmanın sonuçları, IUI tedavisinin optimizasyonu ve LFD protokollerinin geliştirilmesi için yol gösterici niteliktedir

Özet (Çeviri)

Aim: This study aims to evaluate the impact of luteal phase support on pregnancy rates in intrauterine insemination (IUI) treatment by comparing retrospective and prospective patient groups. Materials and Methods: Between January 2024 and June 2024, the number of patients who applied to the infertility clinic of our hospital and received a treatment decision was 437. Clomiphene citrate was decided to be administered to 62 of these 437 patients. 76 patients were excluded from the study for various reasons (such as PCOS diagnosis, treatment cancellation). A retrospective group was formed by randomly selecting 100 patients from the remaining 299 patients who received luteal phase support after IUI. Between June 2024 and September 2024, the number of patients who applied to the infertility clinic of our hospital and received a treatment decision was 198. Of these 198 patients, 32 patients were decided to be treated with clomiphene citrate. 25 patients were excluded from the study for various reasons (PCOS diagnosis, treatment cancellation, non-consent). The remaining 141 patients did not receive luteal phase support after IUI and 100 patients were randomly selected to form a prospective group The pregnancy rates confirmed by b-hCG were analyzed, and the statistical significance of treatment success was compared using independent sample t-tests and chi-square tests. In our study, we evaluated b-Hcg-confirmed pregnancy outcomes between the groups with and without luteal phase support, taking into account age ranges. Results: In the retrospective group, 13% of patients achieved pregnancy confirmed by b-hCG, compared to 17% in the prospective group. Statistical analyses (p>0.05) revealed no significant difference in pregnancy rates between the two groups. Additionally, the effect of luteal phase support on pregnancy rates was questioned, and the necessity of luteal phase support in IUI treatment was debated. The study also evaluated demographic characteristics, age ranges, and the effectiveness of treatment protocols between groups with and without luteal phase support. Pregnancy positivity rates were notably higher among patients aged 26-30, highlighting the critical importance of this age group in reproductive health. Furthermore, the lower pregnancy rates in the group receiving luteal phase support suggest that clinical protocols for luteal phase support need to be reevaluated. Seasonal variations in sperm quality and their impact on pregnancy rates were identified as parameters that should be considered in the timing of treatment protocols. The luteal phase support protocol used in this study (600 mg vaginal progesterone) was assessed for efficacy in comparison with existing literature. However, it was noted that further studies involving different protocols and larger patient populations are required.In conclusion, while luteal phase support did not show a statistically significant contribution to pregnancy success in IUI treatment, its role should be reassessed in larger sample sizes and with varied protocols. Cost-effectiveness analyses and the integration of multidisciplinary approaches in clinical practice are critical for improving treatment outcomes. The findings of this study provide a roadmap for optimizing IUI treatment and developing effective luteal phase support protocols.

Benzer Tezler

  1. İntrauterin inseminasyon uygulanan infertilite olgularında luteal fazda mikronize progesteron desteğinin gebelik oranlarına etkisi

    Effect of luteal phase support with vaginal micronized progesterone on i̇nfertile patients undergoing intrauterine insemination

    MÜGE KESKİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Kadın Hastalıkları ve DoğumAnkara Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. RUHŞEN AYTAÇ

  2. 2017-2021 yılları arasında kliniğimizde intrauterin inseminasyon yapılan hastalara luteal faz desteği olarak farklı progesteron dozları uygulamanın tedavi başarısındaki etkisi

    The effect of application of different progesterone doses as luteal phase support on the treatment success to the patients undergoing intrauterine insemination in our clinic between 2017-2021

    BUŞRA ÖZKAYA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Kadın Hastalıkları ve DoğumNecmettin Erbakan Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET CENGİZ ÇOLAKOĞLU

  3. Ovulasyon indüksiyonunda ovulasyon tespitinin önemi

    Determining the importance of ovulation in ovulation induction protocols

    ŞEBNEM ALANYA TOSUN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Kadın Hastalıkları ve Doğumİstanbul Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET BÜLENT ERGUN

  4. Gonadotropin ile kombine intrauterin inseminasyon sikluslarında ovulasyonu tetiklemede klinik gebelik sonuçları açısından standart HCG uygulaması ile birlikte GNRHanaloğu uygulamasının, standart HCG uygulaması ile retrospektif olarak karşılaştırılması

    A retrospective comparison of GNRH administration in addition to HCG for ovulation triggering with standard hcg triggering regarding clinical pregnancy outcomes in combined intrauterine insemination cycles with gonadotropin

    ONUR YAVUZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Kadın Hastalıkları ve DoğumDokuz Eylül Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BÜLENT GÜLEKLİ

  5. İnfertilite hastalarının intrauterin inseminasyon sonrası luteal faz desteği için vaginal progesteron ve oral didrogesteron kullanımının sonuçları

    Results of using vaginal progesterone and oral dydrogesterone for luteal phase support in intrauterine insemination cycle

    NİSAN HELİN DÖNMEZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Kadın Hastalıkları ve Doğumİstanbul Medeniyet Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ABDULKADİR TURGUT