Critique sur la conception de la politique de John Rawls dans une perspective arendtienne
John Rawls'un siyaset anlayışının Arendtçi perspektiften eleştirisi
- Tez No: 912978
- Danışmanlar: DOÇ. DR. ZÜBEYDE GAYE ÇANKAYA EKSEN
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Felsefe, Philosophy
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: Fransızca
- Üniversite: Galatasaray Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Felsefe Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 108
Özet
Bu çalışmada John Rawls'un hakkaniyet olarak adalet teorisi ve politik liberalizmi analiz edildikten sonra arendtçi düşünce üzerinden tartışılır. Çalışma boyunca şu soruya cevap ararız: Politikanın temelini tarih dışı, evrensel ve yurttaşların iyi kavramlarından bağımsız olarak açıklamak mümkün müdür? Dahası politik anlayış bu şekilde temellendirilse bile yurttaşlar arasındaki uyum ve barış nasıl sağlanacaktır? Rawls, sözleşmeci geleneğin modern bir yorumcusu olarak kamusal kurallar sistemi olan toplumun temel yapısını adil olanın iyi olana önceliği üzerine inşa eder. Tarafsız ve evrensel bir arşimetçi dayanak noktası olarak adalet anlayışının asıl tanımına ulaşacağı süreci kurgusal bir başlangıç durumu aracılığıyla ortaya koyar. Politik liberalizm düşüncesiyle ise adalet teorisinin zayıf yönlerini düzeltmeyi hedefler. Bu çalışmada Rawls'un takip ettiği akıl yürütmeyi incelerken adaletin politik anlayışına ulaşma sürecinin ne kadar tarafsız olduğunu sorgularız. Bu şekilde Rawls'un politika anlayışını iki ana eserini (Adalet Teorisi, Politik Liberalizm) takip ederek detaylandırdıktan sonra Arendt'in geleneksel politika felsefesine yönelttiği eleştirileri Rawls'un teorisine yöneltiriz. Son olarak da iki düşünürün özellikle politika ve kamusal alan tanımlarını karşılaştırarak bakış açılarının zorluklarını ve avantajlarını tartışırız. Savımızı Rawls düşüncesindeki düşünce ve eylem arasındaki kopuşa vurgu yaparak ortaya koymaya çalışırız. Bu kopuşun öncelikle hipotetik bir sözleşme olan başlangıç durumundan kaynaklandığını gösteririz. Cehalet peçesi altındaki bireyin, insani çoğulluktan izole bir şekilde aldığı herhangi bir kararın politik olmasının imkansızlığına dikkat çekeriz. Buna ek olarak yurttaşların iyi anlayışlarından bağımsız bir politik adalet düşüncesine sahip olamayacağını iddia ederiz. Rawls'un farklılaşan iyi anlayışları karşısında uzlaşmayı politik adalet üzerine kurmasının gerçekçi olmadığını kamusal alana dair verdiğimiz örnekler üzerinden açıklarız.
Özet (Çeviri)
This thesis analyzes John Rawls' theory of justice as fairness and then discusses his theory through Arendtian thought. Throughout the study, we seek an answer to the following question: Is it possible to explain the basis of politics as ahistorical, universal and independent of understandings of the good? Moreover, even if political understanding is grounded in this way, how will sustainability in society be ensured? As a modern interpreter of the contractarian tradition, Rawls grounds the basic structure of society as a public system of rules on the prioritization of the just over the good. He reveals through a fictional initial situation how the conception of justice as an impartial and universal Archimedean basis will reach its definition through a process. In this study, we examine Rawls' reasoning and question how impartial his process of arriving at a political conception of justice is. We elaborate Rawls' conception of politics by following his two main works (Theory of Justice, Political Liberalism) and then we direct Arendt's criticisms of traditional political philosophy to Rawls' theory. We then compare the two thinkers' definitions of politics and the public sphere in particular, focusing on the challenges and advantages of their perspectives. We aim to substantiate our argument by emphasizing the disconnection between thought and action in Rawls' philosophy. We demonstrate that this disconnection primarily stems from the original position, which is a hypothetical contract. We highlight the impossibility of any decision made by an individual under the veil of ignorance, isolated from human plurality, being political in nature. Additionally, we assert that citizens cannot conceive of political justice independently of their conceptions of the good. Through examples drawn from the public sphere, we explain why Rawls' attempt to establish political justice as a basis for reconciliation among differing conceptions of the good is unrealistic.
Benzer Tezler
- Le rapport des droits de l'homme au politique: Lefort et Rancière
İnsan haklarının politik-olan bağlantısı: Lefort ve Rancière
EYLEM YOLSAL MURTEZA
Doktora
Fransızca
2022
FelsefeGalatasaray ÜniversitesiFelsefe Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALİYE KARABÜK KOVANLIKAYA
- Ronald Dworkin'in eşitlikçi liberalizminde Anayasal Demokrasi teorisi
The theory of Constitutional Democracy in Ronald Dworkin's egalitarian liberalism
ERTUĞRUL KAAN YILDIRIM
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
HukukGalatasaray ÜniversitesiKamu Hukuku Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ZEYNEP ÖZLEM ÜSKÜL ENGİN
- La crıtıque de « L'utopıe Realıste » de John Rawls : Pour une socıete juste reconsıderee
John Rawls'un Gerçekçi Ütopyası'nın eleştirisi: Yeniden ele alınmış bir adil toplum için
ALİHAN GÖK
Yüksek Lisans
Fransızca
2013
FelsefeMarmara ÜniversitesiKamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. DENİZ VARDAR
- John Rawls ve Norman Barry'de sosyal adalet düşüncesi
The idea of social justice in John Rawls and Norman Barry
NİSANUR ÖNAY
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
FelsefeGalatasaray ÜniversitesiKamu Hukuku Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. BİRDEN GÜNGÖREN BULGAN
- 'Vatan için ölmek': Türkiye'de şehit asker kültünün sosyo-politik inşası ve şehit aileleri dernekleri
'Dying for the motherland': The socio-political construction of martyr soldier cult and martyr family associations in Turkey
ŞAFAK AYKAÇ