Gebelikte hipofiz hastalıklarının retrospektif değerlendirilmesi
Retrospective evaluation of pituitary diseases in pregnancy
- Tez No: 916393
- Danışmanlar: PROF. DR. ZÜLEYHA CİHAN ÖZDAMAR KARACA
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: İç Hastalıkları, Internal diseases
- Anahtar Kelimeler: Hipofiz hastalıkları, hipofiz adenomu, hipofiz, prolaktinoma, gebelik, akromegali, cushing hastalığı, NFHA, Pituitary disorders, pituitary adenoma, prolactinoma, pregnancy, acromegaly, Cushing's disease, NPHA
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Erciyes Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 91
Özet
Amaç: Bu çalışmanın amacı, prolaktinoma, akromegali, Cushing hastalığı (CH) ve nonfonksiyone hipofiz adenomlu (NFHA) hastaların gebelik sonlanımları, hastalığın seyri ve tedavi süreçlerinin hem anne hem de fetus üzerindeki etkilerini incelemektir. Gereç ve Yöntem: Erciyes Üniversitesi Endokrinoloji Bilim Dalı'nda hipofiz adenomu ile takip edilen hastaların dosyaları 2012 yılından itibaren taranmıştır. Çalışmaya, hipofiz adenomu tanısı almış 54 hastanın 86 gebeliği dahil edilmiştir. Hasta verileri, hastaların dosya kayıtlarından ve gerektiğinde telefonla aranarak hastalardan elde edilmiştir. Hastaların değerlendirmeye alınan gebelik sırasındaki demografik bilgileri, gebelik öncesi hastalık geçmişi, gebelik sırasında adenomla veya gebelikle ilişkili komplikasyonlar, prekonsepsiyonel dönemde ve gebelik sırasında uygulanan tedaviler, yenidoğan verileri, takibi olan hastada postpartum seyir değerlendirilmiştir. Bulgular: Hastaların gebeliklerinin %61.6'sında prolaktinoma, %16.3'ünde akromegali, %15.1'inde NFHA ve %7'sinde CH tanısı mevcuttu. Prolaktinoma tanılı hastaların gebeliklerinin %88.7'si canlı doğumla, %9.4'ü abortusla, %1.9'u ise ölü doğumla sonuçlandı. Yenidoğanların %91.5'i sağlıklı iken %6.4'ü makrozomik, %2.1'i preterm ve gestasyonel yaşa göre küçük (SGA) idi. Postpartum dönemde incelenen 26 hastanın %30.8'inde adenom boyutunda artış, %26.9'unda azalma gözlenirken %42.3'ünde boyut değişikliği olmadı. Konsepsiyon sırasında dopamin agonist (DA) kullanan ve kullanmayan gruplar arasında gebelik sonuçları, gebelik komplikasyonları, nüks, anne yaşı, doğum haftası ve yenidoğan ağırlığı açısından anlamlı bir fark bulunmazken, yenidoğan boyu prekonsiyonel dönemde DA kullanan annelerin bebeklerinde daha kısaydı. Akromegali tanılı hastaların gebeliklerinin %64.3'ü canlı doğumla, %35.7'si ise abortusla sonuçlandı. Yenidoğanların %77.8'i sağlıklı, %22.2'si ise makrozomik olarak doğdu. Konsepsiyon sırasında ilaç kullanan ve kullanmayan gruplar arasında gebelik sonuçları, yenidoğan verileri ve laktasyon süreleri açısından anlamlı bir fark saptanmadı. Cushing hastalığı tanılı hastaların gebeliklerinin %50'si canlı doğum, %50'si ise abortusla sonuçlandı. Gebelik öncesi tanı alan hastaların tamamı cerrahi tedavi görmüş ve remisyondaydı. Sekonder adrenal yetmezlik nedeniyle 3 hasta glukokortikoid (GCC) ve bir hasta ek olarak LT4 replasmanı alıyordu. Gebelik sırasında hormon eksikliği ya da hiperkortizolemi nedeniyle tedavi ihtiyacı olmadı. Bir ikiz gebelikte preterm doğum ve doğumda adrenal kriz gelişti, yenidoğanlar düşük doğum ağırlıklıydı. Postpartum takiplerde nüks görülmedi. Nonfonksiyone hipofiz adenomu (NFHA) tanılı hastaların gebeliklerinin %23'ü abortusla sonuçlandı. Yenidoğan bebeklerin %18.2'si düşük doğum ağırlıklı (LBW), %18.2'si makrozomikti. Anne yaşı, akromegali ve CH tanılı gebelerde prolaktinoma ve NFHA olanlara göre daha yüksekti. Abortus ve ölü doğum oranları CH olanlarda, gebelik sorunları da CH ve akromegali tanılı hastalarda daha fazlaydı. Gebelikte hormon eksikliği en sık CH olan gebelerde görülürken, konsepsiyon sırasında ilaç kullanımı en sık prolaktinoma tanılı hastalarda tespit edilmiştir. Toplam gebelik süresi prolaktinomalı gebelerde anlamlı olarak daha uzundu. Akromegali tanılı annelerin bebeklerinin doğum ağırlığı daha fazlaydı, fonksiyonel adenomu olan annelerin bebeklerinin doğum boyları ise NFHA olanlardan daha kısa bulundu. Sonuç: Prolaktinoma ve NFHA hastaları gebelik sürecini daha az komplikasyonla gebelik geçirebilirken, CH (remisyonda olsa bile) ve akromegali daha yüksek abortus oranları ve doğum komplikasyonları ile ilişkilidir. Prolaktinoma ve akromegali hastalarında gebelik öncesi tedavilerin gebelik sırasında güvenle kesilebilir. Prolaktinoma hastalarında gebelik sırasında DA kullanımının fetüs veya yenidoğan üzerine boy kısalığı dışında olumsuz bir etkisi olmadığı gözlenmiştir.
Özet (Çeviri)
Aim: This study aimed to investigate pregnancy outcomes, disease progression, and treatment processes in patients diagnosed with prolactinoma, acromegaly, Cushing's disease (CD), and non-functioning pituitary adenomas (NFPA), assessing their effects on both the mother and the fetus. Materials and Methods: Medical records of patients followed up with pituitary adenomas in the Endocrinology Department of Erciyes University were reviewed from 2012 onwards. The study included 54 patients with a total of 86 pregnancies. Patient data were obtained from medical records and, if needed, through telephone interviews. Demographic information, pre-pregnancy disease history, pregnancy-related or adenoma- related complications, preconceptional and pregnancy treatments, neonatal outcomes, and postpartum course in followed patients were evaluated. Findings: Of the pregnancies, 61.6% involved prolactinoma, 16.3% acromegaly, 15.1% NFPA, and 7% CD. Among pregnancies with prolactinoma, 88.7% resulted in live births, 9.4% in miscarriage, and 1.9% in stillbirth. Of the neonates, 91.5% were healthy, 6.4% were macrosomic, and 2.1% were preterm and small for gestational age (SGA). Among 26 postpartum patients evaluated, 30.8% showed tumor growth, 26.9% showed tumor shrinkage, and 42.3% showed no change in tumor size. No significant differences were observed in pregnancy outcomes, complications, recurrence, maternal age, gestational weeks, or neonatal weight between patients using dopamine agonists (DAs) during conception and those not using DAs; however, neonates of DA users had significantly shorter lengths. In pregnancies with acromegaly, 64.3% resulted in live births and 35.7% in miscarriage. Of the neonates, 77.8% were healthy, while 22.2% were macrosomic. No significant differences in pregnancy outcomes, neonatal data, or lactation durations were noted between patients using and not using medications during conception. iv In CD pregnancies, 50% resulted in live births, and 50% in miscarriage. All patients diagnosed before pregnancy underwent surgical treatment and were in remission. Three patients received glucocorticoid (GCC) replacement therapy, therapy due to secondary adrenal insufficiency. No hormonal deficiencies or hypercortisolism-related treatment needs were observed during pregnancy. In one twin pregnancy, preterm delivery and adrenal crisis occurred at birth, and the neonates had low birth weight (LBW). No recurrences were observed in postpartum follow-ups. In pregnancies with NFPA, 23% resulted in miscarriage. Among neonates, 18.2% had LBW, and 18.2% were macrosomic. Maternal age was significantly higher in pregnancies with acromegaly and CD compared to those with prolactinoma and NFPA. Miscarriage and stillbirth rates were higher in CD, while pregnancy complications were more common in CD and acromegaly. Hormonal deficiencies during pregnancy were most frequent in CD, while DA usage during conception was most common in prolactinoma. Pregnancy duration was significantly longer in prolactinoma patients. Neonates of acromegaly patients had higher birth weights, while those of functional adenoma patients had shorter lengths compared to NFPA. Results: Patients with prolactinoma and NFPA experience fewer complications during pregnancy, while CD (even in remission) and acromegaly are associated with higher miscarriage rates and delivery complications. Treatments before pregnancy in prolactinoma and acromegaly can safely be discontinued during pregnancy. In prolactinoma, DA use during pregnancy had no adverse effects on the fetus or neonate, apart from shorter neonatal lengths.
Benzer Tezler
- Kronik spontan ürtiker hastalarında endokrinolojik hastalıkların değerlendirilmesi
Evaluation of endocrinological diseases in chronic spontaneous urticaria patients
TAHSİN ÇAĞDAŞ AKASLAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
DermatolojiBezm-i Alem Vakıf ÜniversitesiDeri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı
PROF. ÖZLEM SU KÜÇÜK
- Sistemik lupus eritematozus ve romatoid artrit'li hastaların serum prolaktin düzeylerinin sağlıklı kontrollerle karşılaştırılarak değerlendirilmesi
Başlık çevirisi yok
SEYİT UYAR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2011
Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıSağlık Bakanlığıİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. REFİK DEMİRTUNÇ
- Sessiz hipofiz adenomlarının gebelik üzerine etkileri
The effects of silent pituitary adenomas on pregnancy
ÖZGE BAŞ AKSU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıAnkara Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÖZGÜR DEMİR
- The relationships between pregnancy-related worries, childhood maltreatment history and HPA-axis activity in pregnant women
Hamile kadınlarda gebelikle ilgili endişeler, çocukluk istismarı geçmişi ve HPA-eksen aktivitesi arasındaki ilişkiler
ALEV ECEVİTOĞLU
Yüksek Lisans
İngilizce
2020
PsikolojiBoğaziçi ÜniversitesiPsikoloji Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ELİF AYSİMİ DUMAN
- Anne kanında ve bebeklerin kordon kanındaki serum TSH, T3, T4, neonatal TSH ve neonatal T4 ilişkileri
Başlık çevirisi yok
NURAN BOZKURT