Geri Dön

Sağ lober transarteriyel radyoembolizasyon yapılan primer karaciğer tümörlü hastalarda tümör yanıtı ve kontralateral hipertrofi düzeyini etkileyen faktörler

Factors affecting tumor response and contralateral hypertrophy in patients with primary liver tumors undergoing right lobar transarterial radioembolization

  1. Tez No: 917612
  2. Yazar: ASLIHAN KILIÇ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ELİF ÖZDEMİR
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Radyoloji ve Nükleer Tıp, Radiology and Nuclear Medicine
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Ankara Bilkent Şehir Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Nükleer Tıp Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 155

Özet

Amaç: Transarteriyel radyoembolizasyon (TARE) karaciğerin primer ve sekonder tümörlerinde uygulanan güvenilir ve etkili bir lokorejyonel tedavi seçeneğidir. Primer karaciğer tümörlerinde cerrahi rezeksiyon küratif tedavi olarak yerini korurken hastaların büyük kısmı ileri evre hastalık veya yetersiz remnant karaciğer volümü nedeniyle rezeksiyona uygun bulunmamaktadır. Bu aşamada TARE evre küçültme veya tümör kontrolü sağlamanın yanı sıra kontralateral lobda hipertrofi yaparak cerrahi rezeksiyona olanak sağlayabilmektedir. Çalışmamızda sağ loba yönelik TARE yapılan primer karaciğer tümörlü hastalarda başta multikompartman ve voksel bazlı dozimetrik parametreler olmak üzere tümör yanıtı ve kontralateral hipertrofi düzeyine etki eden faktörlerin araştırılması planlanmıştır. Ayrıca ikinci amaç olarak TARE sonrası toksisite ve onkolojik sonuçlar incelenmiştir. Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda Mayıs 2019 ile Ekim 2024 tarihleri arasında Ankara Bilkent Şehir Hastanesi'nde Y-90 resin mikroküreler ile sağ lober TARE yapılan, 49 hastanın bazal ve takip klinik özellikleri, laboratuvar değerleri ve skorları, görüntüleme bulguları, genel sağkalım ve progresyonsuz sağkalım verileri, tümör yanıtları PERCIST ve mRECIST kriterlerine göre not edildi, Tc-99m MAA Sintigrafisi ve Y-90 PET/BT görüntülemeleri üzerinden Simplicit90Y yazılımı (Mirada Medical, Denver, CO, USA) kullanılarak multikompartman ve voksel bazlı dozimetrik analiz yapıldı. Tc-99m Sintigrafisi ve takip görüntülemeleri üzerinden remnant karaciğer hipertrofi oranı ve kinetik büyüme hızı saplandı. Tümör yanıtı, kinetik büyüme hızı, sağkalım, progresyonsuz sağkalım ve ALBI, Child-Pugh ve assit progresyonuna etki eden faktörler incelendi. Bulgular: Büyük kısmı orta ve ileri evreli hepatoselüler karsinom tanılı hasta grubumuzda objektif yanıt oranı %65,30, tümör kontrolü %85,7 olarak hesaplandı. Objektif tümör yanıtını öngörmede tümör yükü tek başına bağımsız negatif prediktör, Tc-99m MAA Sintigrafisi ile hesaplanan D90, V100 ise tek başına bağımsız pozitif prediktörler olarak saptandı. Yapılan ROC analizinde Tc-99m MAA Sintigrafisinde üzerinden hesaplanan V100, D75, D90, D50, tümör absorbe doz ve D25 parametreleri istatiksel olarak anlamlı saptandı, performansı en yüksek eşik değerleri sırasıyla; %64,5, 80,5 Gy, 74 Gy, 113,5 Gy, 121 Gy, 129 Gy; %90'a yakın seçicilik sağlayan eşik değerleri ise %96, 137 Gy, 126 Gy, 196 Gy, 243 Gy, 330 Gy olarak belirlendi. V100, D75, D90, D50 parametrelerinin absorbe tümör dozuna göre performansı daha yüksekti. Hepatoselüler karsinom tanılı 47 hastada TARE sonrası medyan genel sağkalım 13,7 ay, progresyonsuz sağkalım 5 ay olarak elde edildi, 2 hastada (%4) radyoembolizasyon ilişkili karaciğer hastalığı görüldü. Medyan kontralateral hipertrofi ilk üç ayda %28,5 (%5,1-172,1), 3-6 ayda %49,3 (%8,6-205,8) olarak, medyan kinetik büyüme hızları ise sırasıyla 3,37 ve 2,1 olarak hesaplandı. Perfüze volüm ve perfüze yüzde ile kinetik büyüme hızı arasında korelasyon saptandı. Sonuç: TARE portal ven embolizasyonuna benzer oranlarda kontralateral hipertrofi sağlamanın yanı sıra etkin bir tümör kontrolü ile seçilmiş hastalarda cerrahiye köprü tedavi olarak kullanılabilir. Çalışmamız tümör içi heterojeniteyi de dikkate alan voksel bazlı dozimetrik parametrelerin tedavi yanıtını öngörmede absorbe tümör doza kıyasla daha iyi performans gösterdiğini destekler niteliktedir. Kinetik büyüme hızı perfüze volüm ve perfüze yüzde ile koreledir. Kinetik büyüme hızı ile diğer dozimetrik ve klinik parametreler arasında ise istatiksel anlamlı ilişki saptanmamıştır, daha büyük hasta gruplarında çalışma tekrar edilmelidir.

Özet (Çeviri)

Objective: Transarterial radioembolization (TARE) is a safe and effective locoregional treatment option for primary and secondary tumors of the liver. While surgical resection remains the curative treatment for primary liver tumors, the majority of patients are not suitable for resection due to advanced disease or insufficient remnant liver volume. In this sense, TARE can provide downstaging or tumor control as well as contralateral hypertrophy, allowing surgical resection. In our study, we planned to investigate the factors affecting tumor response and contralateral hypertrophy, especially multi-compartment and voxel-based dosimetric parameters in patients with primary liver tumors who underwent right lobar TARE. In addition, as a second objective, toxicity and oncologic outcomes after TARE were analyzed. Materials and Methods: In our study, baseline and follow-up clinical characteristics, laboratory values and scores, imaging results, overall survival and progression-free survival data of 49 patients who underwent right lobar TARE with Y-90 resin microspheres at Ankara Bilkent City Hospital between May 2019 and October 2024, tumor responses according to PERCIST and mRECIST criteria were noted and multi-compartment and voxel-based dosimetric analysis was performed on Tc-99m MAA Scintigraphy and Y-90 PET/CT images using Simplicit90Y software (Mirada Medical, Denver, CO, USA). Future remnant liver hypertrophy rate and kinetic growth rate were determined on Tc-99m scintigraphy and follow-up imaging. Tumor response, kinetic growth rate, overall survival, progression-free survival and factors affecting ALBI, Child-Pugh and ascites progression were analyzed. Results: The objective response rate was 65.30% and tumor control was 85.7% in our patient group, most of whom were diagnosed with intermediate and advanced hepatocellular carcinoma. In predicting objective tumor response, tumor burden was found to be an independent negative predictor, while D90 calculated by Tc-99m MAA Scintigraphy and V100 were found to be independent positive predictors. In the ROC analysis, V100, D75, D90, D50, tumor absorbed dose and D25 parameters calculated by Tc-99m MAA Scintigraphy were found to be statistically significant; the threshold values with the highest performance were 64.5%, 80.5 Gy, 74 Gy, 113.5 Gy, 121 Gy, 129 Gy, and with near 90% specificity were 96%, 137 Gy, 126 Gy, 196 Gy, 243 Gy, 330 Gy, respectively. V100, D75, D90, D50 parameters had higher performance than absorbed tumor dose. In 47 patients with hepatocellular carcinoma, median overall survival was 13.7 months and progression-free survival was 5 months after TARE. 2 patients (4%) had radioembolization-related liver disease. Median contralateral hypertrophy was 28.5% (5.1-172.1%) in the first three months, 49.3% (8.6-205.8%) in 3-6 months, and median kinetic growth rates were 3.37 and 2.1, respectively. Perfused volume and perfused percentage were correlated with kinetic growth rate. Conclusion: TARE can be used as a bridge to surgery in selected patients with effective tumor control as well as providing contralateral hypertrophy at similar rates to portal vein embolization. Our study supports that voxel-based dosimetric parameters that take into account intratumoral heterogeneity perform better than absorbed tumor dose in predicting treatment response. Perfused volume and perfused percentage increase the kinetic growth rate. No statistically significant correlation was found between kinetic growth rate and other dosimetric and clinical parameters, the study should be repeated in larger patient groups.

Benzer Tezler

  1. Akciğer kanserli hastalarda pulmoner tromboemboli sıklığı, risk faktörleri(yaş, cinsiyet, trombosit düzeyleri, D-dimer, kanser tipi) ve evre ile ilişkisi

    The relationship between frequency of pulmonary thromboembolism, risk factors and stage in patients with lung cancer

    SİNAN DURMUŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Göğüs HastalıklarıPamukkale Üniversitesi

    Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SEVİN BAŞER ÖNCEL

  2. Pulmoner emboli tanısında kontrastsız ve kontrastlı üç farklı MRG yönteminin BT anjiyografi ile karşılaştırılması

    Diagnostic performance of unenhanced and contrast-enhanced three magnetic resonance imaging techniques in the detection of pulmonary embolism: Comparison with CT angiography

    İSMAİL YILMAZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Radyoloji ve Nükleer TıpPamukkale Üniversitesi

    Radyodiagnostik Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NEVZAT KARABULUT

  3. Venöz tromboemboli tanısında kombine pulmoner arteriyel MRG ve indirekt manyetik rezonans venografi tekniğinin tanısal performansı

    Diagnostic performance of the combined pulmonary arterial mri and indirect magnetic resonance venography technique in the diagnosis of venous thromboembolism

    FURKAN KAYA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Radyoloji ve Nükleer TıpPamukkale Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NEVZAT KARABULUT

  4. Evre 1 küçük hücre dışı akciğer kanseri (KHDAK) nedeni ile lober ve sublober rezeksiyon yapılan hastaların uzun dönem sağ kalımlarının karşılaştırılması

    Comparison of the long-term survival of patients who were operated for stage 1 non-cellular lung cancer (NSCLC)

    MELEK DİDEM AYDEMİR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Göğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BÜLENT AYDEMİR

  5. Selektif endobronşiyal aspirasyon sondası uygulamasında endotrakeal tüp ucuna verilen pozisyonun başa verilen pozisyon ile kıyaslanması

    Comparison of endotracheal tube positioning versus head positioning on the application of selective endobronchial suction tube

    AHMET EMİN SÖNMEZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Anestezi ve ReanimasyonSelçuk Üniversitesi

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. İNCİ KARA