Çocuklarda dinamik böbrek sintigrafisi ile eş zamanlı yapılan seri ultrasonografinin üriner obstrüksiyon tanısına katkısı
Contribution of simultaneous dynamic renal scintigraphy and serial ultrasonography to the diagnosis of urinary obstruction in children
- Tez No: 917679
- Danışmanlar: PROF. DR. HALUK EMİR
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Çocuk Cerrahisi, Pediatric Surgery
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa
- Enstitü: Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Çocuk Cerrahisi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 111
Özet
Amaç: Tek taraflı hidronefroz (HN) nedeniyle dinamik böbrek sintigrafisi (DBS) yapılan hastalarda eş zamanlı dinamik ultrasonografi (DUSG) kullanarak obstrüktif hidronefroz tanısında DUSG'nin tanısal etkinliğini değerlendirmektir. Bu kapsamda, dinamik ultrasonografi verileri ve dinamik böbrek sintigrafisi bulguları karşılaştırılıp daha sonra bu verileri klinik izlem sonuçları ile kıyaslayarak daha doğru bir obstrüksiyon tanısı konulması hedeflenmiştir. Hastalar ve Yöntem: Haziran 2022 - Ağustos 2024 tarihleri arasında İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Nefroüroloji Konseyi'nde dinamik böbrek sintigrafisi kararı alınan tek taraflı HN tanılı 35 hasta çalışmaya dahil edilmiştir. Hastalar cinsiyet, doğum öncesi tanı, doğum haftası, başvuru yaşı, belirli bir protokole göre dinamik böbrek sintigrafisi ile eş zamanlı olarak yapılan ultrasonografi bulguları ve dinamik böbrek sintigrafisi verileri ileriye dönük olarak toplanmıştır. Her iki yöntemin bulguları detaylı olarak incelenmiş ve hasta bazında karşılaştırılmıştır. Bu veriler daha sonra hastaların klinik sonuçları ile birlikte değerlendirilmiştir. Bulgular: Otuz beş hastadan 30'unun (% 85) doğum öncesi tanısı vardı ve bu tanıları USG ile konulmuştu. Hastaların 33'ü zamanında doğmuş, 2'si (%5,7) ise zamanından önce doğmuştu (30-32 GH). Hastaların ilk başvuru yaşı ortalama 33 ay (0-132 ay) idi ve hepsi erkek cinsiyetteydi. HN'lu böbrek sol tarafta olan 29 hasta (%82,8) ve sağ tarafta olan 6 hasta (%17,2) mevcuttu. On dokuz hastada dinamik böbrek sintigrafisi sonucu diüretik yanıtlı olarak gelmiştir, 10 hastada diüretik yanıtsız ve kalan 6 hastada da diüretiğe kısmi yanıt şeklinde sonuçlanmıştır. Hastalardan 4'ünde dinamik ultrasonografi bulgularında hidronefroz olmasına rağmen dinamik böbrek sintigrafisinde diüretik verilmeden boşalım görüldü. Geri kalan 31 hastada diüretik sonrası t½ değerleri incelendi. Diüretik yanıtsız olan hasta grubunda t½ > 20 dakika, diüretik yanıtlı olan grupta ortalama 7,3 dk (3-8 dk), diüretiğe kısmi yanıt olanlarda 14,2 dk (12-20 dk) idi. Dinamik ultrasonografi bulguları değerlendirildiğinde; 17 hastanın hidronefrozları USG 4'te devam etmektedir. Geri kalan 18 hastanın böbrek pelvis ön-arka çapları USG 1'deki değerine veya daha az bir değere dönmüştür. USG 4'te böbrek pelvis ön-arka çapları USG 1 değerine dönmeyen 17 hastanın 4'ü diüretiğe kısmi yanıtlı ve 6'sı diüretik yanıtsızdır. Yedi hastanın ise diüretik yanıtlı olmasına rağmen USG 4'te hidronefroz değerleri, USG 1'den daha yüksektir. USG 4'te hidronefrozları başlangıç değerine veya başlangıç değerinden daha düşük değerlere dönen 18 hastanın 2'si diüretiğe kısmi yanıtlı, 4'ü diüretik yanıtsızdır. Bütün hastalarda USG 3MM böbrek pelvis ön-arka çapları ile USG 4MM böbrek pelvis ön-arka çapları arasındaki azalış yüzdesinde istatiksel olarak anlamlı bir değişim olduğu görüldü. Bu boşalma yüzdesinin diüretik yanıtısız grupta %4,63 olduğu bulundu. Toplamda 20 hasta konservatif olarak izlendi. 15 hastaya girişim endikasyonu konuldu. Bu iki grup karşılaştırıldığında; böbrek pelvis ön-arka çapları izlem grubunda, USG 3'te ortalama olarak belirgin bir artış gösteriyor, ancak USG 4 itibarıyla bu artış bir miktar azalarak başlangıç değerine geri dönmeye meyilli. Girişim endikasyonu alan grupta da USG 3'te daha büyük bir artış görülüyor ve USG 4 itibarıyla bu artışın bir kısmı korunuyor, yani geri dönüş daha sınırlı. Bu sonuçlara göre, USG 4% oranı (boşalma yüzdesi) açısından iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark vardır. Dinamik böbrek sintigrafisi ve dinamik ultrasonografi verileri grafik olarak uyumlu olsa da zamanlamalarının farklı olduğu görüldü. Yani radyofarmasötik yarılanması ile böbrek pelvis ön-arka çaplarının gerilemesi farklı zamanlarda gerçekleşiyor; t½ ile HN ½ aynı anda olmadığı görüldü. Dinamik böbrek sintigrafisi ve dinamik ultrasonografi verileri birlikte değerlendirildiğinde tanıya katkıda bulunacak bir eşik değer bulundu. Cerrahi gruptaki hastaların önemli bir kısmı (%66.67'si) böbrek pelvis ön-arka çapları boşalma yüzdesinin (USG 4%) %20'nin altında azalma göstermiştir. Girişim endikasyonu alan grupta 6 hastaya JJ kateter takıldı, 6 hastaya piyeloplasti yapıldı ve geri kalan 3 hasta girişim işlemi için ameliyat tarihi verildi. Girişim endikasyonu alınan hastaların üreteropelvik bileşke (ÜPB) bulguları arasında; JJ kateter takılan hastalardan birinde ÜPB hipoplazik görünümdeydi, bir hastada ÜPB'de dolum defekti izlendi, bir hastada ÜPB'de açılanma mevcuttu ve geri kalan 3 hastada da ÜPB dar olarak değerlendirildi. Cerrahi yapılan hastalardan birinde ÜPB'de kinkleşme mevcuttu ve buna bağlı obstrüksiyon oluştuğu düşünüldü, bir hastada ÜPB'nin hemen distalinde aberran damar basısı izlendi ve buna ek olarak ÜPB pelvis içerisine doğru invajine görünümdeydi, geri kalan 4 hasta da ÜPB'de dar lümen ve fibrotik görünüm izlendi. İzlenmekte olan bütün hastaların klinik izlem bulguları stabil olup ultrasonografi bulgularında kötüleşme saptanmadı. İzlem grubundaki hastalarımızın 13'ünde (%65) en son kontrol ultrasonografilerinde böbrek pelvis ön-arka çapları
Özet (Çeviri)
Aim: The aim of this study is to evaluate the diagnostic effectiveness of dynamic ultrasonography (DUSG) in diagnosing obstructive hydronephrosis (HN) in patients undergoing dynamic renal scintigraphy (DRS) for unilateral hydronephrosis. Within this scope, dynamic ultrasonography data were compared with dynamic renal scintigraphy findings, and subsequently, these data were analyzed in comparison with clinical follow-up results to enable a more accurate diagnosis of obstruction. Patients and Methods: A total of 35 patients diagnosed with unilateral hydronephrosis, for whom a decision for DRS was made at the Istanbul University-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Medical Faculty Pediatric Nephro-Urology Council, between June 2022 and August 2024, were included in this study. Patient data, including gender, prenatal diagnosis, gestational week, age at presentation, and findings from ultrasound performed simultaneously with dynamic renal scintigraphy following a specific protocol, were prospectively collected. The findings of both methods were examined in detail and compared on a patient-by-patient basis. These data were then evaluated alongside the clinical outcomes of the patients. Results: Prenatal diagnosis was present in 30 (85%) of the 35 patients, with diagnoses made via USG. Thirty-three patients were born at term, while 2 (5.7%) were preterm (gestational age 30-32 weeks). The mean age at initial presentation was 33 months (0-132 months), and all patients were male. The HN was on the left side in 29 patients (82.8%) and on the right side in 6 patients (17.2%). Of the patients, 19 showed a diuretic response in dynamic renal scintigraphy, 10 had no response, and 6 had a partial response. In 4 patients, despite hydronephrosis findings on DUSG, drainage was observed on dynamic renal scintigraphy without the administration of a diuretic. In the remaining 31 patients, post-diuretic t½ values were examined. In the non-responsive group, t½ was > 20 minutes, while it was an average of 7.3 minutes (3-8 minutes) in the responsive group and 14.2 minutes (12-20 minutes) in the partially responsive group. In the assessment of dynamic ultrasonography findings, hydronephrosis persisted in USG 4 in 17 patients. For the remaining 18 patients, the anterior-posterior diameter of the renal pelvis (APDRP) returned to its USG 1 value or a lower value. Among the 17 patients whose APDRP had not returned to its USG 1 value by USG 4, 4 were partially responsive, and 6 were non-responsive to diuretic. Despite being diuretic-responsive, 7 patients had HN values in USG 4 that were higher than those in USG 1. Among the 18 patients whose HN returned to the initial value or a value lower than the initial in USG 4, 2 were partially responsive, and 4 were non-responsive to diuretic. A statistically significant change was observed in the percentage reduction between USG 3MM APDRP and USG 4MM APDRP in all patients. This emptying percentage was found to be 4.63% in the diuretic non-responsive group. In total, 20 patients were followed up conservatively, while 15 patients had an indication for intervention. Comparing these two groups, the APDRP in the follow-up group showed a significant increase on average in USG 3 but tended to return to the initial value by USG 4. In the group with intervention indications, a more significant increase was seen in USG 3, with partial retention of this increase by USG 4, indicating a more limited return. According to these results, there was a statistically significant difference between the two groups in terms of the USG 4% ratio (percentage emptying). Although DRS and DUSG data were graphically consistent, the timing was observed to differ. That is, the clearance of the radiopharmaceutical and the resolution of APDRP occurred at different times; t½ and HN ½ did not coincide. When DRS and DUSG data were evaluated together, a threshold value was identified that may aid in diagnosis. A significant portion (66.67%) of patients in the surgical group showed less than a 20% reduction in APDRP emptying percentage (USG 4%). In the group with an intervention indication, 6 patients had JJ stent insertion, 6 underwent pyeloplasty, and the remaining 3 were scheduled for surgical intervention. Among the findings in the patients with intervention indications, one patient with a JJ stent had hypoplastic UPJ, one had a filling defect in the UPJ, one had angulation in the UPJ, and the remaining 3 had narrow UPJs. Among the surgically treated patients, one had kinked UPJ leading to obstruction, one had aberrant vascular compression just distal to the UPJ with an invaginated appearance into the pelvis, and in the remaining 4 patients, the UPJ had a narrow lumen and fibrotic appearance. The clinical follow-up findings of all patients under observation were stable, with no deterioration observed in ultrasonography findings. In the latest follow-up ultrasounds of 13 patients (65%) in the follow-up group, the anterior-posterior diameter of the renal pelvis was found to be
Benzer Tezler
- Pediatrik böbrek hastalarında 99mTc-MAG3 klirensi kan örneği ve gama kamera ölçüm yöntemlerinin karşılaştırılması
99mtc-MAG3 clearance in paediatric nephrology patients comparison of blood sample and gamma camera based methods
EVRİM ABAMOR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2001
NefrolojiGazi ÜniversitesiNükleer Tıp Ana Bilim Dalı
PROF.DR. MEHMET T. KİTAPÇI
- Üreteropelvik obstrüksiyon şüphesi bulunan çocuklarda pelvikalisiyel staz ile böbrek fonksiyonları arasındaki ilişkinin 99mtc-mag3 sintigrafisi ile değerlendirilmesi
Evaluation of relationship between pelvicaliceal stasis and renal functions in children who are under suspicion of ureteropelvic junction obstruction by using 99mtc-mag3 scintigraphy
ZEKİ DOSTBİL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2006
Radyoloji ve Nükleer TıpSelçuk ÜniversitesiNükleer Tıp Ana Bilim Dalı
Y.DOÇ.DR. GÜNGÖR TAŞTEKİN
- Obstrüktif olmayan üreteropelvik bileşke darlığı olan çocuklarda dinamik böbrek sintigrafi bulgularının değerlendirilmesi
Evaluation of dynamic kidney scintigraghy findings in non-occlusive uretheropelvic junction obstruction in children
ELİF GÖNEN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıEskişehir Osmangazi ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. NURAN ÇETİN
- Tc-99m merkaptoasetiltriglisin ile yapılan dinamik böbrek sintigrafisinin ve indirekt radyonüklid sistografinin vezikoüreteral reflü tespitinde ve parankim fonksiyonu değerlendirmesindeki yeri
The role of dynamic renal scintigraphy and indirect radionuclide cystography with mercaptoacetyltriglycine in detection of vesicoureteral reflux and evaluation of renal parenchymal lesions
ZEYNEP ERDOĞAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2010
Radyoloji ve Nükleer TıpErciyes ÜniversitesiNükleer Tıp Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MUSTAFA KULA
- Çocukluk dönemi obstrüktif böbrek hastalıklarında dinamik manyetik rezonans ürografinin tanı değeri
Başlık çevirisi yok
ZAFER ÖZMEN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2007
Radyoloji ve Nükleer TıpOndokuz Mayıs ÜniversitesiRadyodiagnostik Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. TÜRKAY YALIN