Hastane infeksiyonlarından izole edilen escherichiae coli ve klebsiella suşlarında genişlemiş spektrumlu beta laktamaz sıklığının saptanması ve izoelektrik fokuslama yöntemi ile tiplendirilmesi
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 91988
- Danışmanlar: DOÇ.DR. BÜLENT BEŞİRBELLİOĞLU
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları, Mikrobiyoloji, Clinical Microbiology and Infectious Diseases, Microbiology
- Anahtar Kelimeler: K.pneumoniae, E.coli, genişlemiş spektrumlu beta-laktamaz (GSBL), izoelektrik odaklama yöntemi, hastane infeksiyonu. 39, Extended spectrum beta-lactamase, E.coli, Klebsiella spp, isoelectric focusing, nosocomial infection. 41
- Yıl: 2000
- Dil: Türkçe
- Üniversite: GATA
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 46
Özet
VI-OZET GSBL tipi direnç, özellikle K. pneumoniae ve E. co/flerin etken olduğu hastane infeksiyonlarının tedavisinde önemli bir problemdir. Bu çalışmada, hastane infeksiyonu etkeni olan 143 E.colive 47 K.pneumoniae susunda GSBL salgılama sıklığı belirlendi. Daha sonra GSBL salgılayanların beta- laktam antibiyotiklere duyarlılıkları ve salgıladıkları GSBL'lerin p/ değerleri birlikte değerlendirilerek beta-laktamaz tipleri tahmin edildi. GSBL sıklığı K.pneumoniae suşlarında %42.6, E.coli suşlarında %3.1 olarak bulundu. Çalışmamızdaki GSBL pozitif bakterilerin izole edildikleri tarihlere göre dağılımına bakıldığında; GSBL pozitifliği oranı K. pneumoniae suşlarında Temmuz - Aralık 99 ayları arasında izole edilen örneklerde %47 iken, Ocak - Haziran 2000 ayları arasında %37'ye düşmüştür. Bu durum GSBL salgılayan mikroorganizmaların oranında bir azalma eğilimini göstermektedir. Bakterilerin GSBL pozitifliği yüzdeleri kliniklere göre karşılaştırıldığında Beyin Cerrahisi kliniği başta geliyordu. Bunu sırası ile; Yanık Merkezi, FTR, Çocuk Hastalıkları, Genel Cerrahi, Üroloji, İç Hastalıkları ve Nefroloji klinikleri izlemekteydi. Bu kliniklerde geniş spektrumlu beta-laktam antibiyotiklerin yoğun kullanımı nedeni ile GSBL salgılayan suşların ortam florasında daha sıklıkla ortaya çıktığını düşünmekteyiz. Çalışmamızda incelenen suşların %92'sinde p/*sı 7.6 olan bir bant bulunmuştur. Bu bant SHV-1'e ait olabilir. Ancak bu bakterilerin antibiyotik direnç fenotipleri gözönüne alındığında izoelektrik noktası SHV-1 ile aynı olan ve GSBL özelliği taşıyan SHV-2'ye de ait olabilir. Çalışmamızda ikinci sıklıkla %56 oranında rastlanan ve p/*sı 5.4 olan bant belirlendi. Bu bant klasik direnç fenotipine neden olan ve pFsı 5.4 olan TEM-1 enzimi ile uyumludur. TEM-1 enziminin diğer GSBL'lerle birlikte bulunması, bu enzimlerin beta-laktamaz inhibitörlerine duyarlılığını azaltmaktadır. Bu nedenle“beta-laktam+beta-laktamaz inhibitörü”kombinasyonlarının kullanıldığı tedavilerde başarısız olunabilir (41,48). Çalışmamızda %56 oranında saptadığımız bu enzimin TEM-1 olması olasılığı nedeni ile hastanemizde gelişen bu tür infeksiyonların tedavisinde beta-laktam-beta- laktamaz inhibitörlerinin kullanımı konusunda dikkatli olunmalıdır. 38Üçüncü sıklıkla %24 oranında rastladığımız ve p/'sı 7.0 olan bant SHV-3 ile uyumludur. %16 oranında belirlediğimiz pfsı 5.5 olan bant ise TEM-5, TEM-10, TEM- 26 enzimlerinden birisi olabilir. Araştırmamızda %12 oranda belirlediğimiz p/*sı 5.25 olan bant TEM-12, %8 oranında belirlediğimiz ve p/'sı 6.6 olan bant ise TEM-25 enzimine ait olabilir, p/'sı 8.0 olan bant SHV-4 veya SHV-5'e,. pl sı 5.7 olan bant ise TEM-1 1 enzimine ait olabilir. Sonuç olarak beta-laktamazlarm p/ değerleri ile antibiyotik duyarlılıklarının birlikte değerlendirilmesinin; direnç değişiklikllerinin takip edilmesi, direnç mekanizmalarının ortaya konması ve antibiyotik kullanım politikasının oluşturulmasında yararlı, ayrıca epidemiyolojik çalışmalar için de faydalı olabileceğini düşünmekteyiz. Ayrıca, GSBL salgılayan mikroorganizmaların oranında bir azalma eğilimi gözlenmekle beraber, bunların sıklığının sürekli izlenmesi, ortaya çıkmalarının ve yayılımlarının önlenmesi için geniş spektrumlu beta-laktam antibiyotiklerin dikkatli kullanılması, kolonize veya infekte hastaların izolasyonu, risk altındaki hastane bölümlerinde dikkatli ve ayrıntılı sürveyans çalışmalarının yapılması gerektiğini düşünmekteyiz.
Özet (Çeviri)
VII-SUMMARY Extended spectrum beta lactamase (ESBL) type of resistance is an important problem in the treatment of nosocomial infections especially where K. pneumoniae and E.coli is an infection agent. In this study, in 143 E.coli and 47 K.pneumoniae strains, which are nosocomial infection agents, ESBL production is determined. Then, beta-lactamase types were estimated by evaluating both the susceptibility of these ESBL producers to beta- lactam antibiotics and the p/ values of the produced ESBL's. It is found that the frequency of ESBL in K.pneumoniae strains is 42.6% and 3.1% in E.coli strains. The dispersion of ESBL positive bacteria according to their date of isolation is as follows: the ESBL positivity rate of K.pneumoniae species that are isolated in July - December 1999 was 47% and is decreased to 37% in January - June 2000. This shows a tendency to decrease in the rate of ESBL producing microorganisms. In the comparison of the percentages of the ESBL positivity of bacteria among clinics, neurosurgical clinic was at the top of the list. It was followed by burn unit, physical medicine and rehabilitation clinic, pediatry clinic, general surgery, urology, internal medicine clinic, and nephrology. It is thought that, ESBL producing strains are more frequent seen due to the intensive usage of extended spectrum beta lactam antibiotics in these clinics. In 92% of the species investigated in our study a band of 7.6 p/ was found. This band, when SHV-1 or antibiotic resistance phenotypes of these bacteria are taken into consideration, can belong to SHV-2, which has the same isoelectric point as SHV-1 and the characteristics of ESBL. The second frequent band we found had a p/ of 5.4 in 56% of the strains. This band is in accord with the p/ of enzyme TEM-1 which is the cause of classical resistance phenotype. Because TEM-1 enzyme is found together with other ESBLs the susceptibility of these enzymes to beta lactamase inhibitors decreases. Therefore, treatments in which“beta-lactam+beta- lactamase inhibitor”combinations are used may become unsuccessful (41,48). In our study, a rate of 56% shows that this enzyme may probably be TEM-1. Therefore, in 40the treatment of this type of infections developing in our hospital, care should be given in the usage of beta-lactam+ beta-lactamase inhibitors. The third frequent band with a p/ of 7.0 has a rate of 24% of the species and is in accord with SHV-3. A band with of 5.5 is found in 16% of the species wich may belong to either TEM-5, TEM-10 or TEM-26 enzyme. Other results in our research were as follows: a band with a p/ of 5.25 with a rate of 12% may belong to TEM-12 enzyme, a band with p/ of 6.6 with a rate of 8% may belong to TEM-25 enzyme, a band with p/ of 8.0 may belong to either SHV-4 or SHV-5, a band with p/ of 5.7 may belong to TEM-1 1 enzyme. As a result, in our opinion to evaluate p/ values of beta-lactamases together with antibiotic susceptibility may be useful in the following studies; observation of antibiotic resistance changes, determining antibiotic resistance mechanisms, formation of an antibiotic usage policy, and in epidemiological studies. Moreover, despite a tendency to decrease in the rate of microorganism producing ESBL, we think that their frequency should be continuously observed, to prevent their appearance and spread out, extended spectrum beta-lactam antibiotics should be used carefully, colonised and infected patients should be isolated, and careful and detailed survaillance studies should be carried out in the departments of the hospitals which are under risk.
Benzer Tezler
- İdrar yolu enfeksiyonlarından izole edilen escherichia coli ve klebsiella pneumoniae suşlarında beta laktam direncinin araştırılması
Başlık çevirisi yok
BAYRI ERAÇ
Yüksek Lisans
Türkçe
2000
Eczacılık ve FarmakolojiEge ÜniversitesiFarmasötik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. MİNE HOŞGÖR
- Çeşitli klinik örneklerden izole edilen klebsiella pneumoniae, escherichiae coli ve acinetobacter calcoaceticus suşlarında genişletilmiş spektrumlu beta-laktamaz ve indüklenebilir beta-laktamaz sıklığı ile olası risk faktörlerinin araştırılması
Başlık çevirisi yok
NURETTİN ERBEN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2003
Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon HastalıklarıEskişehir Osmangazi ÜniversitesiKlinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. İLHAN ÖZGÜNEŞ
- Escherichia coli, Klebsiella pneumoniae ve pseudomanas aeruginosa suşlarında beta-laktamaz aktivitesi ve çeşitli beta-laktam antibiyotiklerin bu suçlara etkisinin araştırılması
Beta-lactamase activity in ekcherichia coli, klebsiella pneumoniae, pseudomanas aeruginosa strains and the effect of various beta-lactam antibiotics on these strains
YILDIZ ERBAŞ (ATAR)
- Üriner sistem enfeksiyonlarından izole edilen escherichia coli ve klebsiella pneumoniae suşlarının tanımlanması, antibiyotik duyarlılık testleri ve geniş spektrumlu beta laktamaz varlığının araştırılması
Investigation on identification test, antibiotic susceptibilitigs and esbl presense in escherichia coli and klebsiella pneumoniae isolated from uninary system infections
ASİYE HİLAL ŞAHİN
Yüksek Lisans
Türkçe
2016
MikrobiyolojiSelçuk ÜniversitesiMikrobiyoloji (Veterinerlik) Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MUSTAFA ONUR ALADAĞ
- Dicle Üniversitesi Hastanesinde hastane kaynaklı bakterilerde antibiyotik direnci
Başlık çevirisi yok
HASAN UÇMAK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2001
Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon HastalıklarıDicle ÜniversitesiMikrobiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. CELAL AYAZ