Geri Dön

Miyokart enfarktüsü geçirmiş hastalarda viyabıl miyokart dokusu miktarının gösterilmesinde F-18 FDG PET/BT yönteminin katkısının belirlenmesi

Determining the contribution of the F-18 FDG pet/CT method in demonstrating the amount of viable myocardial tissue in patients with myocardial infarction

  1. Tez No: 920172
  2. Yazar: MERVE ERGİN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. OKTAY YAPICI
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Radyoloji ve Nükleer Tıp, Radiology and Nuclear Medicine
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ondokuz Mayıs Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 138

Özet

Amaç: Bu retrospektif çalışmanın amacı, Tc-99m-metoxyisobutylisonitrile (Tc-99m MIBI) kullanılarak gerçekleştirilen miyokart perfüzyon sintigrafisinde (MPS), semikantitatif segmental görsel skorlama yöntemleri ile stres ve istirahat görüntülemesinde sabit hipoperfüzyon/perfüzyon defekti saptanan hastalarda, Flor18 Florodeoksiglikoz (F-18 FDG) pozitron emisyon tomografi/bilgisayarlı tomografi (PET/BT) ile miyokart viyabilite oranının belirlenmesidir. Gereç ve Yöntem: Ocak 2021-Aralık 2023 yılları arasında, daha önce miyokart enfarktüsü (MI) geçirmiş, iskemik-canlı doku araştırılması amacıyla Tc-99m MIBI MPS ve F-18 FDG PET/BT kardiyak viyabilite çalışması için başvuran hastaların görüntüleri, Cedars-Sinai QPS programında semikantitatif ve Corridor-4DM programında kantitatif olarak 17 ve 20 segment modeli ile değerlendirildi. MPS görüntülerinde fiks defekt okunan ve F-18 FDG PET/BT uygulanan 66 hasta çalışmaya dahil edilerek, perfüzyon görüntüleri viyabilite görüntüleri ile karşılaştırıldı. Hastalar EF değerlerine göre %35'in üstünde ve altında şeklinde gruplandırıldı. Bulgular: Stres/Rest sabit hipoperfüzyon/perfüzyon defekti gösteren EF>%35 grubunda 292 ve EF≤%35 olan 502 segmentte, sırasıyla 146(%50) ve 241(%48) segmentte viyabilite saptandı. Perfüzyon puanı 3 ve 2 olan segmentlerde sırasıyla %59 ve %47,1 oranında viyabilite saptandı. Toplam 66 hastadan 49'unda (%74,2) viyabilite ≥%20 oranında iken, 12 hastada (%18,1) %10-20 arası viyabilite bulundu. EF>%35 ve ≤%35 olan hastalarda rest perfüzyon defekt alanı ve FDG viyabıl doku yüzdeleri açısından anlamlı fark saptanmadı(p>0,05). Semikantatif hesaplamalar açısından 17 ve 20 segment arasında anlamlı bir fark saptanmadı(p>0,05). Tartışma ve Sonuç: Bu çalışmada, MPS'de segment bazında ortalama %48,7 oranında yanlış pozitif fiks hipoperfüzyon/perfüzyon defekti saptandığını ortaya koyduk. Orta ve ciddi düzeyde hipoperfüzyon/perfüzyon defekti gözlenen ve revaskülarizasyon planlanan hastalarda, F-18 FDG PET/BT ile viyabilite değerlendirmesinin rutin klinik pratiğe daha yaygın şekilde entegre edilmesini önermekteyiz.

Özet (Çeviri)

Objective: The aim of this retrospective study is to determine the myocardial viability rate using Fluorine-18 Fluorodeoxyglucose (F-18 FDG) positron emission tomography/computed tomography (PET/CT) in patients with fixed hypoperfusion/perfusion defects identified in stress and rest imaging through semiquantitative segmental visual scoring methods in myocardial perfusion scintigraphy (MPS) performed with Tc-99m-methoxyisobutylisonitrile (Tc-99m MIBI). Materials and Methods: Between January 2021 and December 2023, the imaging of patients who had previously experienced a myocardial infarction (MI) and underwent Tc-99m MIBI MPS and F-18 FDG PET/CT cardiac viability studies to investigate ischemic-viable tissue was analyzed using the Cedars-Sinai QPS program for semiquantitative evaluation and the Corridor-4DM program for quantitative evaluation with 17- and 20-segment models. Sixty-six patients with fixed defects observed in MPS images and who underwent F-18 FDG PET/CT were included in the study, and perfusion images were compared with viability images. Patients were grouped based on their EF values as greater than 35% and less than or equal to 35%. Results: In the EF >35% group with fixed hypoperfusion/perfusion defects on stress/rest imaging, viability was detected in 146 (50%) of 292 segments. In the EF ≤35% group, viability was observed in 241 (48%) of 502 segments. Viability was detected in 59% and 47,1% of segments with perfusion scores of 3 and 2, respectively. Among the 66 patients, 49 (74,2%) had viability ≥20%, while 12 patients (18,1%) had viability between 10-20%. No significant difference was observed in resting perfusion defect areas or percentages of FDG-viable tissue between patients with EF >35% and EF ≤35% (p >0,05). Similarly, no significant difference was found between the 17 and 20 segment semi-quantitative calculations (p >0,05). Discussion and Conclusion: In this study, we revealed that an average of 48,7% of false-positive fixed hypoperfusion/perfusion defects were detected on a segmental basis in MPS. We recommend the more widespread integration of F-18 FDG PET/CT viability assessment into routine clinical practice, particularly in patients with moderate to severe hypoperfusion/perfusion defects and planned revascularization.

Benzer Tezler

  1. Çukurova Bölgesinde yeni genetik risk faktörlerinin genç yaşta miyokart enfarktüsü üzerine etkisi

    The effect of new genetic risk factors on myocardial infarction at young age patients in çukurova region, The Southern part of Turkey

    RABİA EKER AKILLI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    KardiyolojiÇukurova Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUSTAFA DEMİRTAŞ

  2. Çalışan kalpte koroner arter cerrahisinde uygulanan endarterektominin kısa-orta dönem greft açıklığı üzerine etkisinin değerlendirilmesi

    Analysis of effect on short-mid term graft patency of using endarterectomy in off-pump coronary artery surgery.

    DENİZ DEMİR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiHarran Üniversitesi

    Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. MUSTAFA GÖZ

  3. Myokard enfarktüsü sonrası enfarkt alanı ve zamana bağlı değişimin myokard perfüzyon sintigrafisi ile değerlendirilmesi:İki ayrı kantitatif yöntem

    Following myocardial infarction assesment of infarct areas and the changes in this over time in the myocardial perfusion scintigraphy:Two different quantitative methods

    EBRU YILMAZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Radyoloji ve Nükleer Tıpİstanbul Üniversitesi

    Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. CÜNEYT TÜRKMEN

  4. Plazma osmolaritesinin ST yükselmeli miyokart enfarktüsü hastalarında no-reflow ile ilişkisi

    The relationship of plasma ozmolarity with NO-reflow in patients with ST elevated myocardial infarction

    ŞERİF HAMİDEYİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    KardiyolojiKafkas Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ İNANÇ ARTAÇ

  5. Miyokard enfarktüsü geçirmiş hastalarda canlı dokunun araştırılmasında, akut trimetazidin ve nitrat uygulaması sonrası yapılan Tc-99m-tetrofosmin gated SPECT'in tanı değeri

    The value of Tc-99m-tetrofosmin gated SPECT after acute oraly trimetazidine administration of detection

    ÖZGÜL TURHAL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2002

    KardiyolojiErciyes Üniversitesi

    Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. AHMET TUTUŞ