Geri Dön

Sosyo-kültürel açıdan Mutezile ve büyük günah

Socio-culturel perspective on the Mutazila and major sins

  1. Tez No: 921019
  2. Yazar: MEHMET SÖNMEZ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. HARUN ÇAĞLAYAN
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Din, Religion
  6. Anahtar Kelimeler: Kelâm, Büyük Günah, Mu'tezile, Din, Toplum, Kalam. Major Sin, Mutazila, Religion, Society
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Kırıkkale Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 107

Özet

Yapılan arkeolojik kazılarda dinî obje ve kalıntılara rastlanması dinin insanlık tarihinden günümüze kadar varlığını sürdürmüş olduğunu göstermektedir. Din insan hayatını düzenleyen kurallar bütünüdür. Bu kurallara uyulduğunda gerek kişisel gerekse toplumsal açıdan huzur ve güven ortamı oluşmakta, uyulmadığında ise kişi ve toplum vicdanında başta psiko-sosyolojik olmak üzere pek çok sorun ortaya çıkmaktadır. Dinler, farklı özelliklerine göre gruplara ayrılabilmektedir. Bu ayrımlardan biri de Beşerî ve İlâhî Kaynaklı Dinler şeklindedir. Beşeri Dinler adından da anlaşılacağı üzere kaynağının insan olması nedeniyle zaman ve mekâna bağlı olarak farklılıklar göstermektedir. Kaynağının tek olmasına rağmen İlâhî Kaynaklı Dinlerde de zaman ve zemine göre bazı farklılıklar oluşmaktadır. İşte bu farklılıklara din anlayışı denilmektedir. Dinin muhatabı olan insanın başta kişisel, kültürel ve siyasi bir takım özellikleri neticesinde birçok dinî anlayış ortaya çıkmıştır. Bu dinî anlayışlar mezhepleri oluşturmaktadır. Dinî anlayışlara bağlı olarak Müslüman kültüründe pek çok mezhep ortaya çıkmıştır. Mezhepler dinin anlaşılma biçimleri olup dinin kendisi değildir. İnsan ürünü olduklarından değişime her zaman açıktırlar. Müslüman kültüründe din anlayışlarının bu özelliği göz ardı edildiğinden mezhepler çoğu zaman din olarak görülmüştür. Müslüman tarihinde Hz. Peygamber'in vefatından sonra siyasi ve sosyal bir takım gelişmelere bağlı olarak mezhepler ortaya çıkmaya başlamıştır. Mezhep mensupları meşruiyetlerini kanıtlamak ve rakip olarak gördüğü farklı görüşten olanları da eleştirmek için çoğu zaman dinî kavram ve referansları kullanmışlardır. Buna bağlı olarak kendi mezheplerinin hak mezhep, diğerlerinin batıl mezhep olduğu anlayışı gibi farklı sonuçlara varmışlardır. Müslüman tarihinde bu anlayışı sergileyen ilk grup Hâricîler olmuştur. Dinin toplumda kabul gören genel anlayışından ayrıldıkları gerekçesiyle onlara 'Hâricîler' denilmiştir. Onlar amel etmeyi imanın zorunlu şartı olarak gördüklerinden bir takım siyasi olaylara verdikleri tepkilerde aşırıya kaçarak pek çok soruna sebep olmuşlardır. Amelin eksik olması, dinî emirlerin dışına çıkılarak günah işlenmesinin imanı etkilediği gerekçesiyle Müslümanları tekfir edip dinden çıktıklarını savunmuşlar ve bu kimselerle mücadele etmişler hatta onlarla savaşmaktan çekinmemiş bazen böyle kimselerin çocuklarını dahi öldürmüşlerdir. Bu tutumları Müslüman toplumunda var olan sorunları daha da artırmıştır. Bu sorunlara çözüm bulmak için Mürciî bilginler ortaya çıkarak amelin iman üzerinde herhangi bir etkisinin olmadığını savunmuşlar, bir kimseye Mümin denmesi için iman etmesinin yeterli olduğunu söylemişlerdir. Büyük günahları işlemenin imana zarar vermeyeceğini savunmuşlardır. Onların bu anlayışları zamanla dinî emir ve yasaklar konusunda toplumda gevşemeye sebep olmuş, dinî emirleri yapmayan ve günah işleyenlerin toplumda çoğalmasına sebep olmuştur. İşte bir tarafta Müslümanları tekfir edip dinden çıkaran Hâricîler, bir tarafta da iman etmenin yeterli olduğunu savunan Mürciî bilginlere karşı Mu'tezilî bilginler büyük günah işlemenin kişiyi dinden çıkardığını ancak kâfir de yapmadığını savunarak orta yol bulmaya çalışmışlardır. İşte bu çalışmada başta siyasi olaylar olmak üzere Hz. Peygamber'in vefatıyla gelişen olaylara değinilecek, sosyo kültürel gelişmelere bağlı olarak Mu'tezile'nin büyük günah meselesine yaklaşımı nesnel olarak gerekçeleriyle ortaya konulmaya çalışılacaktır. Ayrıca büyük günah meselesinin günümüz açısından önemi, güncelliği ile ilgili değerlendirmede bulunulacaktır.

Özet (Çeviri)

Archeological excavations have shown the presence of religious objects and remnants, inidacting that religion has existed from ancient times to the present day. Religion is a set of rules that regulate human life. When these rules are followed, a sense of peace and security is established both personally and socially. Conversely, when these rules are not followed, many issues arise in the conscience of both individuals and society, primarily pschosociological problems. Religions can be classified into diffrent groups based on their characteristics. One such classification is humanmade and divine originated religions. As the name implies, humanmade religions vary depending on time and place because their sources is human. Despite having a single source divine originated religions also exhibit some differences depending on time and context. These differences are referred to as religious interpretations. Many religious interpretations have emerged due to various personal, culturel and political charecteristics of people who are the addressees of religion. These religious interpretations are from sects. In Muslim culture, many sects have emerged. Sects are interpretations of religion, not the religion itself. Since they are humanmade, they are always subject to change. In Muslim culture, the fact that these interpretations are subject to change has often been overlooked, leading sects to be perceived as the religion itself. In Muslim history, sects began to emerge after the death of Prophet Muhammad due to various political and social developments. Sect members often used religious concepts and references to references to prove their legitimacy and criticize those with different views whom they saw as rivals. As a result, they reached different conclusions, such as considering their own sect as the true sect and others as false sects. The first group to exhibit this understanding in Muslim history were the Kharijites because they deviated from the generally accepted understanding of religion in society. They saw practising the faith as a mandory condition of belief, and their extreme reactions to certain political events caused many problems. Arguing that a lack of practice and sinning affected faith, they declared other Muslims who sinned to be unbelievers, fought against them, and sometimes even killed their children. This attitude exacerbated existing problems in Muslim society. To address these issues, Murjiite scholars emerged, arguing that pactice had no effect on faith and that belief alone was sufficent for someone to be considered a believer. They claimed that commiting major sins did not harm one's faith. However, their views led to a relaxation in religious commandments and prohibitions in society, resulting an increase people who did not follow religious commands and sinned. On one hand, there were Kharijites who excommunicated and fought against Muslims and on the other hand the Murjiites who considered belief sufficient. In response, Mutazilite scholars sought a middle ground, arguing that committing major sins did not expel a person from the faith but did not make unbelievers either. In this study, the political events and sociocultural developments following the death of Prophet Muhammad will be examined, the Mutazilite approach to the issue of major sinn will be presented objectively with its justifications. Additionally, significance and relevance of the issue of major sins in today's context will be evaluated.

Benzer Tezler

  1. Ebu Ali el-Cübbâî'nin Kitâbü'l-Makâlât isimli eserinin İslam mezhepleri tarihi açısından incelenmesi

    Analysing Abu Ali al-Jubba's Kitab al-Maqalat in terms of the history of Islamic sects

    MUHAMMED EMİN AYDIN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    DinTokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi

    Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ŞABAN BANAZ

  2. Cahız ve Mutezile mezhebindeki yeri

    Jāḥiz and his place in Muʿtazilism

    MUSTAFA KÖSE

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    DinAtatürk Üniversitesi

    Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET ZEKİ İŞCAN

  3. 'El-Keşşâf' ve 'El-mîzân' adlı tefsirlerin Kur'an ilimleri açısından mukâyesesi

    A comparison of the commentary of 'Al-Kaşşâf' and 'El-mizân' in terms of Qur'an sciences

    ŞAFAK ÇATAL

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    DinOndokuz Mayıs Üniversitesi

    Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET OKUYAN

  4. Hasan b. Musa Nevbahti ile Ebü'l-Muin Nesefi'nin imamet anlayışlarının karşılaştırılması

    A comparison of the imamate conceptions of Hasan b. Musa Newbahtî and Abu'l-Muin Nasafi

    AHMET ALTINTAŞ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2025

    DinKahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi

    Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AHMET AK

  5. Siyasî ve itikadî İslam mezheplerinde tekfir olgusu ve tezahürleri (Hicrî ilk üç asır)

    The phenomenon of takfir in the political and theological Islamic sects and its manifestations (First three centuries of the hijrah)

    HAKAN ATALAY

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    DinAnkara Üniversitesi

    Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SÖNMEZ KUTLU