The investigation of the economical aspect of clean hydrogen production with small modular reactors
Nükleer enerji kullanımıyla temiz hidrojen üretiminin ekonomik olarak incelenmesi
- Tez No: 921875
- Danışmanlar: DOÇ. DR. SENEM ŞENTÜRK LÜLE
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Enerji, Nükleer Mühendislik, Energy, Nuclear Engineering
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2025
- Dil: İngilizce
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Enerji Bilim ve Teknoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Enerji Bilim ve Teknoloji Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 97
Özet
Küresel enerji tüketiminin her geçen gün arttığı dikkate alınarak yapılan analizlerde 2050 yılına kadar dokuz milyar insanı desteklemek için enerji tüketiminin 530 eksajule ulaşacağı tahmin edilmektedir. Enerji kaynaklarının karbondan arındırılmasına ilişkin küresel sorun, 21. yüzyılın en önemli önceliklerindendir. Şiddetli iklim değişikliğini ve artan küresel sıcaklıkları önlemek için sera gazı emisyonlarında önemli ve sürekli azaltmaların gerekli olduğu yaygın olarak kabul edilmektedir. Bu acil ihtiyaca yanıt verme amacıyla, önümüzdeki yıllarda dünya çapında yenilenebilir enerji üretiminin yaygın bir şekilde benimsenmesi beklenmektedir. Güneş ve rüzgar enerjisi sistemlerinin elektrik şebekelerinde yaygınlaşması doğada bol miktarda bulunmaları ve azalan santral maliyetleri sebebiyledir. Bununla birlikte, enerji üretimindeki kararlı durum koşullarının kaybı, yenilenebilir kaynaklar için önemli bir sorun olmaya devam etmektedir; çünkü bu değişken güç kaynaklarının çıktı seviyeleri günün saatine, hava koşullarına ve mevsimsel değişikliklere bağlı olarak dalgalanmaktadır. Bir enerji santralini, enerji kaybını minimuma indirmek amacıyla sabit işletme parametrelerde tutmak için en iyi seçeneklerden biri enerji depolaması yapmaktır. Hidrojen diğer maddelere kıyasla yüksek enerji/kütle yoğunluğu nedeniyle iyi bir enerji depolama seçeneğidir. Hidrojen, evrende çok yaygın olarak bulunan bir element olması nedeniyle düşük karbonlu enerji alanında da çok önemlidir. Enerji kaynağı olarak kullanıldığında hidrojen, hiçbir sera gazı yaymaz. Avantajları arasında yüksek enerji dönüşüm verimliliği, sudan emisyonsuz üretilebilmesi, bol miktarda bulunabilirlik ve gaz, sıvı veya metal hidritlerle kombinasyon gibi çeşitli depolama yöntemleri yer almaktadır. Ayrıca hidrojen uzun menzilli taşımacılık için idealdir ve kolayca farklı enerji türlerine dönüştürülebilir. Hidrojen talebinin, araç yakıtı, demir cevheri indirgeme ve amonyak üretimi gibi çeşitli kullanımları nedeniyle yakın gelecekte önemli ölçüde artması beklenmektedir. 2030 yılına kadar hidrojenin toplam araç yakıt sarfiyatının %20'sini oluşturması beklenmektedir ki bu da yaklaşık 16 milyon ton anlamına gelmektedir. 2040 yılına kadar ise hidrojenli araçların toplam araç yakıt sarfiyatının yaklaşık %78'ini kapsayacağı ve 64 milyon ton hidrojene ihtiyaç duyulacağı öngörülmektedir. 2030'ların sonlarından itibaren hidrojenli araçların yeni araç pazarını ele geçirmesi beklenmektedir. Sonuç olarak, 2050 yılına kadar tüm araç yakıt sarfiyatının hidrojen yakıtlı araçlara atfedileceği ve bunun da 100 milyon ton hidrojen ihtiyacına yol açacağı tahmin edilmektedir. Hidrojen, termal süreçler, elektroliz ve termokimyasal çevrimler dahil olmak üzere çeşitli yöntemler kullanılarak üretilebilir. Hidrojen üretimi için yaygın teknikler arasında doğal gazın buhar reformasyonu, kömür gazlaştırma, su elektrolizi ve termokimyasal su ayrıştırma yer almaktadır. Geleneksel elektroliz, hidrojen ve oksijen üretmek için elektrik enerjisi yoluyla su moleküllerinin doğrudan bölünmesini içerir. Yüksek sıcaklıkta buhar elektrolizi, gelişmiş termal verimlilik sağlayan ve standart düşük sıcaklıkta su elektrolizine kıyasla üretim giderlerinin azalmasına yol açabilen son teknoloji bir yöntemdir. Termokimyasal su ayrıştırma, farklı reaktif maddeleri içeren bir dizi ara reaksiyonlar yoluyla su moleküllerinin tekrarlanan parçalanmasıdır. Sülfür-İyot (S-I) termokimyasal çevrimi, belirli kimyasallarla eşleştirildiğinde su moleküllerinin termal parçalanması için gereken sıcaklığı yaklaşık 900 °C'ye düşüren bir su parçalama sürecini kapsamaktadır. Bakır-Klor (Cu-Cl) çevrimi, hibrit sürecin benzersiz bir biçimini örneklemektedir. Cu-Cl çevrimi, oksijen üretim reaksiyonunu mümkün kılmak için gerekli ısı kaynağının yaklaşık 550 °C maksimum sıcaklığa düşmesini sağlamaktadır. Hidrojenin çevre üzerindeki etkisi, üretim sırasındaki karbon ayak izine göre kategorize edilir ve renklerle kodlanır. Örneğin, yeşil hidrojen yenilenebilir kaynaklardan elde edilen elektrik enerjisi kullanılarak üretilen hidrojen iken kahverengi hidrojen gazlaştırılmış kömürden elde edilene verilen renk kodudur. Doğal gaz içeren en yaygın hidrojen üretim yöntemi ile elde edilen hidrojen gri hidrojen olarak adlandırılır ve bu yöntem 8-12 kg karbondioksit (CO2) yayarken kg hidrojen başına 1,27 ila 2,37 $ arasında bir fiyat aralığına sahiptir. Bununla birlikte, hiçbir emisyon üretmeyen yeşil hidrojenin fiyatı kg hidrojen başına 5,50 ila 9,50 $ arasında değişmektedir. Son tahminler, 2030 yılına kadar Avrupa için yeşil hidrojen maliyetinin 4 dolara, yenilenebilir enerji potansiyelinin daha yüksek olduğu Çin ve Kuzey Avrupa için ise bu maliyetin kg hidrojen başına 3 dolara düşeceği yönündedir. Ne yazık ki, hidrojen üretmeye yönelik birçok yöntem, yüksek sıcaklıklarda gerçekleşen ve endotermik olan enerji yoğun süreçler içermektedir. Gerekli enerjiyi sağlamak için yenilenebilir enerji, fosil yakıt enerjisi veya nükleer enerji kullanılabilir. Nükleer enerjinin CO2 emisyonu olmadan güvenilir bir şekilde elektrik ve yüksek sıcaklıkta buhar ürettiği bilinmektedir. Nükleer enerji asıl uygulaması baz yükte elektrik üretimi olduğu için ağırlıklı olarak elektrik üretmeye yönelik bir yöntem olarak görülmektedir. Ancak, nükleer enerjinin elektrik üretimi dışındaki kullanımına çevre sorunları, ekonomik kaygılar ve enerji güvenliği gibi çeşitli nedenlerden dolayı artan bir ilgi vardır. Bu tür uygulamalar, kombine ısı ve güç veya kojenerasyon gibi düşükten yükseğe kadar bir sıcaklık yelpazesinde ısı sunan termal kullanımları içerebilir. Ancak nükleer enerjinin hidrojen üretiminde etkili olabilmesi için hidrojen üretim tesisinin nükleer santrale mümkün olduğu kadar yakın konumlandırılması gerekmektedir. Fakat, bu yakınlığın, özellikle de tesisin büyük bir nükleer enerji santrali olması durumunda, güvenlik endişelerinin yanı sıra kurulum kısıtlamalarına da yol açan bazı zorlukları vardır. Buna karşılık, küçük modüler reaktörlerin (KMRler) kurulum gereksinimlerinin büyük nükleer enerji santrallerininkinden daha rahat yönetilebilir olması hidrojen üretim tesisleriyle eşleştirilmelerini kolaylaştırmaktadır. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) KMRleri, 700 MWe üzerinde üretim yapan geleneksel nükleer santrallerin aksine 300 MWe'den daha az üretim yapan, fabrika ortamında seri üretilebilen ve tesislere tek başına veya modüller halinde yerleştirilebilen nükleer santraller olarak tanımlamaktadır. KMRler ana para gereksinimini azaltma ve şebeke altyapısı iyi olmayan bölgelerde elektrik sağlama potansiyeline sahip olduğundan özellikle gelişmekte olan ülkeler için uygun teknolojilerdir. KMR'lerin su soğutmalı (hem kara hem de su konumlu), yüksek sıcaklıkta gaz soğutmalı, hızlı spektrumlu ve erimiş tuz reaktörleri olmak üzere dört ana kategoriye ayrılan 70'ten fazla tasarımı bulunmaktadır. Bu tez çalışmasında, Türkiye Hidrojen Teknolojileri ve Stratejileri Yol Haritasında öngörülen yılda ortalama 1 ve 3 milyar metreküp (yaklaşık 150 kiloton) hidrojeni yüksek sıcaklıkta gaz soğutmalı KMR ile ekonomik ve çevre dostu olarak üretme yöntemleri incelenmiştir. Ayrıca, aynı anda hem temiz hidrojen hem de elektrik üretebilen KMR'lerin gelecekteki uygulamaları için değerli bilgiler sağlamak amacıyla çeşitli üretim yöntemleri tasarımları maliyet, uygulanabilirlik ve verimlilik açısından karşılaştırılmıştır. Nükleer reaktör ve farklı hidrojen üretim yöntemlerinin optimal kombinasyonunu belirlemek için UAEA tarafından hidrojen üretimiyle ilgili teknik ve ekonomik faktörleri değerlendirmek için oluşturulan bir yazılım olan Hidrojen Ekonomik Değerlendirme Programı (HEEP) yazılımından yararlanılmıştır. İlk olarak, HEEP yazılımının onaylama ve doğrulaması amacıyla literatürde yer alan, Aspen Plus simülasyonu ile tasarlanan ve H2A yazılımı ile ekonomik olarak analiz edilen bir Cu-Cl çevrimli hidrojen üretim tesisi HEEP programı ile değerlendirilmiştir. Yatırım, işçilik ve enerji (hem termal hem de elektrik) ile ilgili maliyetler H2A elektronik tablosuna girildiğinde, hidrojenin beklenen fiyatı 3,30 $/kg olarak hesaplanmıştır. Bu çalışmadan elde edilen bilgiler ile HEEP yazılımı kullanıldığında toplam hidrojen maliyetinin, yan ürünler hariç, hidrojenin kg'ı başına 3,33 $ olduğu belirlenmiştir. Sonuçların uyumlu olması nedeniyle HEEP yazılımının daha sonraki çalışmalar için onaylandığı ve doğrulandığı sonucuna varılmıştır. Çalışmanın geri kalan kısmı, Türkiye Hidrojen Teknolojileri ve Stratejileri Yol Haritasında öngörülen yıllık 150 kiloton hidrojenin KMR ve farklı üretim teknolojilerinin kombinasyonu ile üretilmesinin analizine odaklanmıştır. Bu amaca ulaşmak için dört durum incelenmiştir. APWR reaktörünün kullanıldığı dördüncü vaka çalışması hariç, ilk üç vaka çalışması için seçilen nükleer reaktör, Japonya Atom Enerjisi Ajansı (JAEA) referans KMR konsepti yüksek sıcaklıkta gaz soğutmalı GTHTR300C reaktörüdür. Tüm vaka çalışmalarında, Türkiye'nin 2020 ve 2024 yıllarındaki ekonomik parametreleri kullanılarak her iki yılın sonuçları karşılaştırılmış ve %100 öz kaynak ve 25/75 öz kaynak/borç oranına sahip finansal kaynaklar da karşılaştırılmıştır. Nükleer reaktör için daha gerçekçi yatırım maliyeti tahminleri ile hidrojen maliyetlerini değerlendirmek için yüksek sıcaklıklı gaz reaktörleri için son yıllarda ortaya çıkan ortalama reaktör fiyatları da kullanılmıştır. İlk vaka çalışması için GTHTR300C, S-I termokimyasal su ayrıştırmalı hidrojen üretim tesisiyle birlikte kojenerasyon ortamında kullanılmış ve hidrojen üretiminin ekonomik gideri, finansal kaynak sırasıyla %100 öz kaynak ve 25/75 öz kaynak/borç olmak üzere 2,90 $/kg ve 3,36 $/kg hidrojen olarak bulunmuştur. Nükleer reaktörler için daha yeni maliyetler dikkate alındığında, hidrojen maliyeti, finansal kaynak sırasıyla %100 öz kaynak ve 25/75 öz kaynak/borç olmak üzere 3,91 $/kg ve 4,66 $/kg olarak hesaplanmıştır. İkinci vaka çalışması için, aynı reaktör geleneksel bir elektroliz hidrojen üretim tesisi ile birleştirilmiş ve aynı finansal kaynak yapısı ile hidrojenin ekonomik gideri sırasıyla 3,13 $/kg ve 3,42 $/kg hidrojen olarak bulunmuştur. Daha yeni bir reaktör maliyet tahmini ile hidrojen maliyeti aynı mali kaynak yapısı ile sırasıyla 4,74 $/kg ve 5,22 $/kg'a yükselmiştir. Üçüncü vaka çalışması için, aynı reaktör Cu-Cl termokimyasal su ayrıştırma prosesini kullanan bir hidrojen üretim tesisi ile birleştirilmiştir ve hidrojenin ekonomik maliyeti aynı mali kaynak yapısı ile sırasıyla 2,46 $/kg ve 3,42 $/kg hidrojen olarak bulunmuştur. Bu vaka çalışması için reaktör için daha yeni bir maliyet tahmini kullanıldığında, hidrojen maliyeti aynı mali kaynak yapısıyla sırasıyla 3,58 $/kg ve 4,05 $/kg'a yükselmiştir. KMR'lerin performansını hidrojenin ekonomik maliyeti açısından karşılaştırmak için büyük ölçekli bir İleri Basınçlı Su Reaktörü (APWR) ile ek bir vaka çalışması yapılmıştır. Bu durumda, reaktör vaka çalışması ikide kullanılan geleneksel bir elektroliz hidrojen üretim tesisi ile birleştirilmiştir ve sırasıyla %100 öz kaynak ve 25:75 öz kaynak/borç finansal kaynakları kullanıldığında toplam maliyet 5,98 $/kg ve 6,71 $/kg hidrojen olarak bulunmuştur. Sonuçlar, KMR ile birleştirildiğinde karşılaştırılan hidrojen üretim tesisleri arasında Cu-Cl termokimyasal su ayırma tesisinin en ucuz hidrojen üretim tesisi olduğunu göstermiştir. Ayrıca KMR'ler, ana para maliyetlerinin çok daha düşük olması nedeniyle, büyük ölçekli nükleer santrallere göre daha iyi hidrojen maliyet değerleri vermiştir. Ayrıca şartlara bağlı olarak hem S-I hem de Cu-Cl prosesinin, diğer karbon nötr alternatiflerle karşılaştırıldığında oldukça iyi maliyetler sağlayabileceği değerlendirilmiştir.
Özet (Çeviri)
Worldwide energy needs are on the rise, and it is projected that energy consumption will reach 530 exajoules by 2050 to support nine billion people. The global issue of decarbonizing energy sources is a top priority for the 21st century. It is widely acknowledged that significant and ongoing reductions in greenhouse gas (GHG) emissions are necessary to prevent severe climate change and rising of global temperature. In response to this urgent need, a widespread adoption of renewable and sustainable energy production is anticipated in the on-coming future globally. The anticipated global adoption of renewable power systems such as photovoltaic and wind in electric grids is driven by their abundant availability and declining costs. Nevertheless, loss of steady-state conditions in energy production remains a major issue for renewable sources since the output levels of these variable power sources fluctuate based on time of day, weather conditions, and seasonal changes. In order to keep a power plant running at a constant operational rate without losing energy, one option is to use energy storage. Hydrogen is a potential energy preservation option because it has a very high energy to mass density compared to other substances. Hydrogen is essential in the field of low-carbon energy due to its status as a widely available element in the cosmos. When utilized as a source of energy, hydrogen emits no greenhouse gases. Its benefits include high energy conversion efficiency, emission-free production from water, availability in abundance, and diverse preservation methods such as in gas-form, liquid-form or in combination with metal hydrides. Moreover, hydrogen is ideal for long-range transport and can be easily transformed into different energy types. Hydrogen demand is predicted to grow substantially in the on-coming future as it has potential in various use cases, including vehicle fueling, iron ore reduction, and ammonia production. By the year 2030, hydrogen is predicted to cover for 20% of total vehicle mileage, which translates to roughly 16 million tons. By 2040, it is projected that hydrogen consuming transportations will cover about 78% of total vehicle mileage, which will create a hydrogen requirement of 64 million tons. From the late 2030s onwards, it is anticipated that hydrogen vehicles will take over the new vehicle market. As a result, by 2050, it is forecasted that all vehicle mileage will be attributed to hydrogen-fueled vehicles, leading to a requirement of 100 million tons of hydrogen. Several techniques can be employed to produce hydrogen, including thermal processes, electrolysis, and thermochemical cycles. Common techniques for hydrogen generation are natural gas reforming using steam, coal gasification, water splitting using electricity, and water splitting via thermochemical process. Traditional electrolysis involves the direct separation of water molecules through electrical energy to generate hydrogen and oxygen. High temperature steam electrolysis (HTSE) is a cutting-edge way that provides enhanced thermal utilization and may lead to reduced production expenses in comparison to standard low temperature water electrolysis. The thermochemical process for water splitting consists of the repeated breakdown of chemical bonds that forms water, involving a series of intermediate reactions using different reactive agents. The Sulphur-Iodine (S–I) thermo-chemical process encompasses a process for splitting water, which, when paired with particular chemicals, lowers the thermal requirement for braking down the water molecules to around 900 °C. The Copper-Chlorine (Cu–Cl) process exemplifies a unique form of hybrid process. The Cu–Cl process requires the heat source to reach a maximum temperature of around 550 °C to enable the oxygen providing reaction. The effect of hydrogen generation on the environment is categorized based on its carbon impact and emissions, during production and it is color coded. For example, green hydrogen is produced using electricity from sources that are renewable, while brown hydrogen is derived from gasified coal. The most prevalent method for producing hydrogen, which involves natural gas, is known as gray hydrogen. This method emits 8-12 kg of carbon dioxide (CO2) and has a price range of $1.27 to $2.37 for each kilogram of hydrogen, while green hydrogen, which produces no emissions, ranges from $5.50 to $9.50 for each kilogram of hydrogen. Recent expectations state that by 2030, green hydrogen cost for Europe is going to decrease to $4.0 and for China and northern Europe where renewable energy potential is higher, this cost is expected to decrease to $3.0 per kg of hydrogen. Regrettably, most of the methods for producing hydrogen utilize energy-intensive processes that take place at high temperatures and are endothermic. Renewable energy, fossil fuel energy or nuclear energy can be used to provide the necessary energy. It is known that nuclear energy generates electricity and high temperature steam reliably without any CO2 emission. Nuclear power is predominantly seen as a method for generating electricity, primarily because its main application is in base-load electricity production. On the other hand, there is a rising intrigue in non-electric uses of nuclear energy due to climate-related issues, financial considerations, and energy security. Such applications might involve thermal uses like combined power and heat production (CHP) or cogeneration which deliver heat over a spectrum of temperatures from lower levels to higher ones. However, for nuclear energy to be effective for hydrogen generation, it is essential to locate the hydrogen generation facility as close to the nuclear power plant as possible. Yet, this proximity has challenges such as safety concerns as well as constraints on installation particularly if the facility is a large nuclear power station. In contrast, small modular reactors (SMRs) can be instrumental because their installation requirements are generally easier to manage than those of larger power plants when paired with hydrogen production facilities. International Atomic Energy Agency (IAEA) has a definition for the small modular reactors (SMRs) as those that generate less than 300 MWe, unlike conventional nuclear power plants which generate over 700 MWe, can be mass produced in factories, and can be placed on sites as a single module or combination of many modules. Since SMRs have the potential to decrease capital cost and offer electricity in areas lacking extensive grid infrastructure, they are especially appropriate for developing nations. There are more than 70 designs for SMRs, which are divided into four categories: water-cooled (including both land-based and water-based designs), high-temperature gas-cooled, fast spectrum, and molten salt. In this study, the methods of production of affordable and environmentally friendly hydrogen in collaboration with a high-temperature gas cooled SMR, to provide between 1 - 3 billion cubic meters, which can be approximated to an average of 150 kilotons, of hydrogen per year, that is anticipated in Hydrogen Technologies and Strategies Roadmap of Türkiye, were investigated. In addition, various production methods and designs were compared based on their cost, viability, and efficiency in this study, with the aim of providing valuable insights for the future implementation of SMRs that are capable of generating clean hydrogen and electricity simultaneously. Hydrogen Economic Evaluation Program (HEEP) that is created by the IAEA to assess the technical and economic factors related to hydrogen production software was utilized to determine the optimal combination of nuclear reactor and different hydrogen generation methods. First of all, in order to validate and verify the HEEP software, a study from the literature involving a Cu-Cl cycle hydrogen generation plant that is designed in Aspen Plus simulation and analyzed economically with H2A software was replicated and evaluated using the HEEP program. When the costs related to investment, labor, thermal energy and electricity were entered using the H2A spreadsheet, the expected price of hydrogen amounts to 3.30 $/kg. Using data from the verification study, the overall hydrogen cost was determined as 3.33 $/kg of hydrogen excluding by-products by using the HEEP software. It is clear that the results are in good agreements. Therefore, it can be said that the HEEP software is validated and verified for further studies. The focus of the rest of the study is on production of hydrogen that is close to 150 kilotons of hydrogen per year which is anticipated in Türkiye's Hydrogen Technologies and Strategies Roadmap, with a combination of SMR and different production technologies. In order to achieve this goal four case studies were examined. The chosen SMR for this study is the Japan Atomic Energy Agency (JAEA) reference concept of high temperature gas cooled reactor GTHTR300C. In order to analyze the advantages of SMRs, large scale Advanced Pressurized Water Reactor (APWR) was also studies. For all case studies, the economic parameters of Türkiye in 2020 and 2024 were considered to compare results from both years. At the same time, 100% equity 0% debt and and 25:75% equity to debt ratio financial plans were compared. Recent average SMR price was also used to assess hydrogen cost with more realistic capital cost estimate. For the first case study, GTHTR300C was used in a cogeneration setting alongside with S-I thermochemical water splitting hydrogen generation plant, and the economical expense of hydrogen production was found to be 2.90 $/kg and 3.36 $/kg of hydrogen with financial resource being 100% equity and 25:75 equity/debt ratio respectively. When more recent cost for SMRs were taken into account, cost of hydrogen was calculated to be 3.91 $/kg and 4.66 $/kg with the aforementioned financial plans. For the second case study, the same reactor was combined with a conventional electrolysis hydrogen generation plant and the economical expense of hydrogen was found to be 3.13 $/kg and 3.42 $/kg of hydrogen with the same financial resource structure, respectively. With a more recent cost estimation for the reactor, the cost of hydrogen was increased to 4.74 $/kg and 5.22 $/kg. For the third case study, the same reactor was combined with a hydrogen generation plant that uses Cu-Cl thermochemical water decomposition process, and the economical expense of hydrogen was found to be 2.46 $/kg and 3.42 $/kg of hydrogen when the same financial plan was used. With a more recent cost estimation for the SMR for this case study, cost of hydrogen was increased to 3.58 $/kg and 4.05 $/kg with same financial resource structure, respectively. An additional case study with a large scale Advanced Pressurized Water Reactor (APWR) was done to compare the SMRs performance in terms of economical expense of hydrogen. In this case, the reactor was combined with the same conventional electrolysis hydrogen generation plant in case study two and the total cost was found to be 5.98 $/kg and 6.71 $/kg of hydrogen, when financial resources of 100% equity and 25/75 equity to debt ratio was used, respectively. The results showed that amid the compared hydrogen generation plants, the Cu-Cl plant that uses thermochemical water decomposition, resulted in the cheapest hydrogen. In addition, due to much lower capital costs, SMRs give better costs than the large scale nuclear power plants. Furthermore, depending on the conditions, both S-I process and Cu-Cl process can give reasonably well costs when compared to other carbon neutral alternatives.
Benzer Tezler
- Malkara linyitinin ve yer altı gazlaştırma katı kalıntılarının polisiklik aromatik hidrokarbon (PAH) içeriğinin araştırılması
Investigations on PAHs in Malkara lignite and its ex-situ gasification char residues
YUNUS EMRE ÜTNÜ
Yüksek Lisans
Türkçe
2017
Kimya Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiKimya Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. AHMET ALPER AYDIN
- Benzin ve metanol yakıtlı bazı ateşlemeli motorlarda performans ve emisyon karakteristiklerinin incelenmesi
Başlık çevirisi yok
İBRAHİM KORKMAZ
- Buji ile ateşlemeli bir motorda benzin-alkol karışımları kullanımının enerji, ekserji, ekonomik ve çevresel açıdan incelenmesi
Investigation of using gasoline-alcohol blends in a spark-ignition engine in terms of energy, exergy, economical, and environmental
MEHMET DEMİRBAŞ
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
Makine MühendisliğiYozgat Bozok ÜniversitesiMakine Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MURAT KADİR YEŞİLYURT
- Numerical modeling of wave overtopping in nearshore structures
Kıyıya yakın yapılarda dalga aşmasının sayısal modellenmesi
HAMZA CHEIKH ALI
Yüksek Lisans
İngilizce
2023
Gemi Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiGemi ve Deniz Teknoloji Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ DENİZ BAYRAKTAR BURAL
- Yapı üretiminde toplam kalite yönetimi ve kerpiç yapı üretiminde uygulanması
Başlık çevirisi yok
TUĞŞAD TÜLBENTÇİ
Yüksek Lisans
Türkçe
1998
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. BİLGE IŞIK