Biyofilik kentsel mekanlar bağlamında İstanbul yaşam vadileri: Ayamama Yaşam Vadisi örneği
Istanbul valleys of life in the context of biophilic urban spaces: The case of Ayamama Valley of Life
- Tez No: 922002
- Danışmanlar: DOÇ. DR. ELİF KISAR KORAMAZ
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Mimarlık, Peyzaj Mimarlığı, Şehircilik ve Bölge Planlama, Architecture, Landscape Architecture, Urban and Regional Planning
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Kentsel Tasarım Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Kentsel Tasarım Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 219
Özet
İnsanlık tarihi boyunca, insanlar doğayı merkezine alarak onunla etkileşim halinde bir yaşam sürmüştür. Barınma, beslenme gibi temel ihtiyaçlarını doğadan faydalanarak yaşamını sürdüren insanoğlu, doğanın sunduğu ögeler sayesinde yerleşik hayata geçme, tarımı keşfetme gibi önemli olaylara tanık olmuştur. Yaşam boyu doğa ile insan arasındaki bu ilişki gelişerek var olurken insan ve doğa arasında içgüdüsel bir bağın oluşmasına da olanak tanımıştır. Doğa ile yaşamını iç içe sürdüren insanoğlunun yerleşik hayatlarında doğal ögeler ile oluşturduğu yaşam alanları, zamanla yerini yoğun kentlere bırakmıştır. Özellikle Sanayi Devrimi ile yaşanan gelişmeler, kentlerdeki yapılı çevrenin yoğunlaşmasına ve kentsel yeşil alanların azalmasına sebep olurken insan ve doğa arasındaki temasa zarar vermeye başlamıştır. Kentliler için kent içerisinde doğa ve doğal ögelerle karşılaşmak, onlarla etkileşime girmek zorlaşmıştır. Modernleşme ve pratik kentleşme altında hızla gelişen kent yaşamlarındaki bu durumlar, insan ve doğa arasında kırılmalara sebep olmuştur. İnsanın doğayla temas kurma imkanının azaltılması, bireylerin fiziksel, zihinsel ve psikolojik olarak olumsuz etkilenmesine yol açmıştır. İnsanın doğayla olan temas ilişkilerine zarar verilmesiyle bireyin olumsuz etkilenmesi, insan ve doğa arasındaki süreç içerisinde gelişen içgüdüsel bağ ile ilişkilidir. İnsan ve doğa arasındaki bu içgüdüsel bağlantı biyofili kavramı ile karşılık bulmaktadır. Bio ve philia kelimelerinin bir araya gelmesiyle oluşan kavram, yaşam sevgisi anlamına gelmektedir. Daha detaylı bir şekilde, doğaya ve doğal ögelere karşı bağ, canlı yaşama karşı duygusal bir bağ ve psikolojik eğilim olarak ifade edilmektedir. Bu kavram kapsamında, kentlerde insanın doğadan koparılmasının ve bu durumdan olumsuz etkilenmesinin engellenmesine yönelik yaklaşımlar geliştirilmiştir. İnsan ve doğanın birlikteliğini, bireyin iyi hissetmesini gözeten yaklaşımlar ile biyofili kavramının mekan ve kentsel mekanda önemli bir konuma gelmesi sağlanmaktadır. Biyofili kavramı kapsamında kent, doğa ve birey etkileşimini gözeten bu çalışmada, kentsel çevrede doğa ile bağlantının nasıl kurulabileceğinin belirlenmesi ve bu bağlantının kullanıcı deneyimleri ve memnuniyetleri üzerindeki etkilerinin ortaya konulması amaçlanmaktadır. Bu bağlamda kent ve doğa birlikteliğinin kentli açısından önemi, günümüz yoğun kentleşme içerisinde olan İstanbul'da yer alan yaşam vadileri ile ele alınmaktadır. İstanbul gibi yoğun yapılaşma içeren kentte, doğa ve doğal unsurların kentli ile etkileşimi günden güne azalmaktadır. Bu doğrultuda kentin orman ve su ekosistemlerini bir bütün halinde ele alarak, kentlilere rekreasyon ve sosyal alan sunmasıyla doğayla temas imkanı tanıyan ve ekolojik, sosyal, mekansal bağlamlarda bütüncül planlama yaklaşımlarıyla İstanbul'un diğer yeşil alanlarından ayrışan İstanbul Yaşam Vadileri, amaç ve vizyon bakımından biyofili kavramı ile örtüşmektedir. Bu kapsamda, İstanbul Yaşam Vadileri'nde kent ve doğa birlikteliğini incelemek, yaşam vadilerinde biyofilik unsurları irdelemek, kentlinin alanda doğayla temasında alanı nasıl algıladığını ve ne tür deneyimler edindiğini incelemek, biyofilik tasarım yaklaşımının potansiyellerini ortaya koymak, farklı karma araştırma yöntemlerinin insan-kent-doğa etkileşimlerini belirlemesindeki gücünü ortaya koymak, çalışmanın ana hedeflerini oluşturmaktadır. Çalışmada ilk olarak, insan, doğa ve kent kavramları ve bunlar arasındaki etkileşime ilişkin detaylı literatür araştırması yapılmıştır. Daha sonra insan, doğa ve kent kavramları kapsamında biyofili kavramı detaylı bir şekilde incelenerek biyofilik yaklaşım, biyofilik tasarım, biyofilik kentsel mekan konularında teorik çerçeveler oluşturulmuştur. Yapılan literatür araştırması ile biyofilik tasarım boyutları üzerinden kent, doğa ve insan kavramlarına odaklanılarak bir değerlendirme süreci oluşturulmuştur. İstanbul Yaşam Vadileri'nin değerlendirilmesiyle her bir yaşam vadisinin kentsel mekanda doğal ve rekreasyon alanları sunmak, dere çevrelerini kentliye kazandırmak gibi ortak amaçları olduğu gibi yerel çevre ve kimliğine özgü yaklaşımlarla her birinin özgün potansiyeller barındırdıkları da görülmüştür. Yapılan değerlendirmeler sonunda stratejik konumu, ekolojik potansiyeli ve yakın zamanda uygulamasının tamamlanması sebepleriyle Ayamama Yaşam Vadisi, çalışma alanı olarak seçilmiştir. Çalışmanın örnek alanında, mekansal analizlerin kullanıcı değerlendirmeleriyle sentezlenmesi bağlamında karma bir araştırma yöntemi oluşturulmuştur. Biyofilik tasarım boyutlarının mekanda doğa, doğal analog ve mekanın doğası/deneyimi boyutlarında tanımlanan biyofilik tasarım parametreleri ölçülebilir hale getirilerek özgün bir yöntem izlenmiştir. Bu bağlamda, örnek alan çalışmasının ilk adımında, kalitatif kapsamda Ayamama Yaşam Vadisi'ndeki biyofilik tasarım parametrelerinin varlığı, alanda tespit çalışmaları ve gözlem sonucunda elde edilen fotoğraf ve uydu görselleri kullanılarak değerlendirilmiştir. İkinci adımda ise yapılan gözlemler sonucunda alandaki kullanıcıların biyofilik unsurlarla nasıl etkileşime girdiği, ne tür eylem, aktivitelerde bulunup deneyim edindikleri doğrultusunda kullanıcı davranışları kategorize edilerek haritalandırılmıştır. Haritalandırılan kullanıcı davranışları, anlatısal metinlerle açıklanmıştır. Son adım olarak çalışmanın kantitatif kapsamında, anket araştırması yapılarak kullanıcıların alandaki biyofilik tasarım parametrelerinin varlığını algılaması, bu parametrelerin alandaki deneyimlerine etkisi, kullanıcıların alandaki memnuniyet ve beklentileri değerlendirilmiştir. Tüm araştırma sürecindeki bulgular bir arada değerlendirilerek çıkarım ve öneriler ortaya konmuştur. Çalışma sonucunda, Ayamama Yaşam Vadisi'nde biyofilik unsurların varlığı ortaya konularak bu unsurların kullanıcıların eylem, hareket ve aktivitelerini yönlendirdiği görülmektedir. Kullanıcıların doğa ve doğal unsurlarla etkileşime girerek kentsel mekanda doğayla temas kurdukları gözlemlenmektedir. Bu doğrultuda davranış sergileyen kullanıcıların, alandaki doğayla bağ kurmasında biyofilik unsurlar rol üstlenmektedir. Kullanıcıların alanda doğa ve doğal ögelerle etkileşime girmesiyle, alandaki bağlarını güçlendirerek fiziksel, zihinsel ve psikolojik olarak olumlu etkilendikleri görülmektedir. Bu doğrultuda, memnuniyet seviyesinin kullanıcılar tarafından yüksek olarak değerlendirilmesi de biyofilik unsurların etkisini ve önemini kanıtlamaktadır. Tüm bulgular ele alındığında, yapılan incelemelerin literatür araştırmasıyla örtüştüğü görülmektedir. Kullanıcılar tarafından anket araştırmasının beklenti ve talepler kısmında ifade edilen yanıtlarda da doğal ve biyofilik unsurlara yönelik yanıtlar dikkat çekmektedir. Dere ve çevresinin geliştirilmesi, dere kokusunun önlenmesi, bakımın düzenli yapılması ve peyzajın geliştirilmesine ilişkin yanıtlar, biyofilik unsurlar ve doğayla temas ile ilgili bir çerçeve sunmaktadır. Bu bağlamda, Ayamama Yaşam Vadisi'nde kullanıcıların doğayla temas kurmaları adına biyofilik unsurlar etkili olmakla birlikte alanın deneyimlenmesinde memnuniyetlerini de doğrudan etkilemektedir. Bu çalışma ile İstanbul'da kentliler için önemli hale gelen doğayla temas ve etkileşimin, İstanbul Yaşam Vadileri üzerinden ele alınarak kent ve kentli açısından önemi vurgulanmaktadır. Ayamama Yaşam Vadisi'nde gerçekleştirilen araştırma süreci, biyofilik unsurların kentli açısından önemini ve etkilerini ortaya koymaktadır. Bu bağlamda, biyofili kavramını kentsel mekanda detaylandırarak ele alan çalışma, literatür ve gelecek kentsel uygulamalar için katkı sağlamaktadır. Kent, doğa ve insan odağında geliştirilen çalışma, biyofilik kentsel mekanların geliştirilmesi ve biyofilik unsurların kentsel mekanlarda daha fazla gözetilmesi adına bir çerçeve sunmaktadır.
Özet (Çeviri)
Throughout human history, people have lived a life in interaction with nature, focusing on it. Human beings, who survive by benefiting from nature for their basic needs such as shelter and nutrition, have witnessed important events such as settling into a settled life and discovering agriculture, thanks to the elements offered by nature. While this relationship between nature and humans has developed and existed throughout life, it has also allowed the formation of an instinctive bond between humans and nature. Living spaces created by human beings with natural elements in their settled lives, living in harmony with nature, have been replaced by dense cities over time. In particular, the developments experienced with the Industrial Revolution caused the built environment in cities to become denser and urban green areas to decrease, and began to harm the contact between humans and nature. It has become difficult for urbanites to encounter and interact with nature and natural elements in the city. These situations in rapidly developing urban life under modernization and practical urbanization have caused ruptures between humans and nature. Reducing people's opportunity to contact nature has led to individuals being negatively affected physically, mentally and psychologically. The negative impact of the individual by damaging the contact relations of humans with nature is related to the instinctive bond that develops in the process between humans and nature. This instinctive connection between humans and nature corresponds to the concept of biophilia. The concept formed by the combination of the words bio and philia means love of life. In more detail, the bond towards nature and natural elements is expressed as an emotional bond and psychological tendency towards living life. Within the scope of this concept, approaches have been developed to prevent people from being isolated from nature in cities and being negatively affected by this situation. With approaches that consider the unity of humans and nature and the individual's well-being, the concept of biophilia has gained an important position in space and urban space. In the context of the concept of biophilia, this study aims to determine how a connection with nature can be established in the urban environment and to reveal the effects of this connection on user experiences and satisfaction. In this regard, the significance of the city-nature relationship for urban dwellers is examined through the case of Life Valleys in Istanbul, a city undergoing intense urbanization. In a highly built-up city like Istanbul, the interaction between nature, natural elements, and urban dwellers is diminishing day by day. Accordingly, by integrating the city's forest and water ecosystems, providing recreational and social spaces for urban dwellers, and offering opportunities for contact with nature, Istanbul's Life Valleys distinguish themselves from other green spaces in the city through their holistic planning approach in ecological, social, and spatial contexts. In terms of purpose and vision, they align with the concept of biophilia.Within this scope, the main objectives of this study are to examine the city-nature relationship in Istanbul's Life Valleys, analyze biophilic elements within these spaces, explore how urban dwellers perceive and experience nature in these areas, reveal the potential of the biophilic design approach, and demonstrate the effectiveness of different mixed research methods in identifying human-city-nature interactions. In the study, firstly, a detailed literature research was conducted on the concepts of human, nature and city and the interaction between them. Then, the concept of biophilia was examined in detail within the scope of human, nature and city concepts, and theoretical frameworks were created on biophilic approach, biophilic design and biophilic urban space. With the literature research, an evaluation model was created by focusing on the concepts of city, nature and human through biophilic design dimensions. By evaluating Istanbul Valleys of Life, it has been seen that each living valley has common goals such as offering natural and recreational areas in the urban space and bringing the stream environments to the citizens, and that each of them has unique potentials with approaches specific to the local environment and identity. As a result of the evaluations, Ayamama Life Valley was chosen as the study area due to its strategic location, ecological potential and its recent completion. In the study's case area, a mixed research method was developed to synthesize spatial analyses with user evaluations. The biophilic design parameters, defined under the dimensions of nature in space, natural analogs, and the nature/experience of space, were made measurable, following a unique methodological approach.In this context, the first step of the case study involved a qualitative assessment of the presence of biophilic design parameters in Ayamama Life Valley. This assessment was conducted through site investigations and observations, utilizing photographs and satellite imagery. In the second step, based on these observations, user behaviors were categorized and mapped according to how individuals interacted with biophilic elements, what types of actions and activities they engaged in, and what experiences they gained. These mapped user behaviors were further elaborated through narrative texts. As the final step, within the quantitative scope of the study, a survey was conducted to evaluate users' perceptions of the presence of biophilic design parameters, the impact of these parameters on their experiences, and their satisfaction and expectations regarding the site. The findings from the entire research process were synthesized to derive conclusions and recommendations. As a result of the study, the presence of biophilic elements in Ayamama Life Valley was demonstrated, and it was observed that these elements influenced users' actions, movements, and activities. Users were seen engaging with nature and natural elements, establishing a connection with nature within the urban space. In this regard, biophilic elements played a crucial role in fostering users' connection with nature in the area. It was also observed that users who interacted with nature and natural elements strengthened their connection to the space, experiencing positive physical, mental, and psychological effects. Accordingly, the high satisfaction levels reported by users further validate the significance and impact of biophilic elements. When all findings are considered, the study's analyses align with the literature review. Moreover, responses in the expectations and demands section of the survey highlighted the importance of natural and biophilic elements. Feedback regarding the improvement of the stream and its surroundings, the prevention of odors, regular maintenance, and landscape enhancements all frame the discussion around biophilic elements and contact with nature. In this context, while biophilic elements in Ayamama Life Valley effectively facilitate users' interaction with nature, they also directly influence their overall satisfaction with their experience in the space. This study highlights the growing significance of contact and interaction with nature for urban dwellers in Istanbul by examining this phenomenon through the lens of Istanbul's Life Valleys. The research conducted in Ayamama Life Valley demonstrates the importance and impact of biophilic elements on urban users. In this context, by exploring the concept of biophilia in detail within the urban environment, this study contributes to the literature and future urban applications. Developed with a focus on the city, nature, and humans, the study provides a framework for the development of biophilic urban spaces and the greater integration of biophilic elements into urban environments.
Benzer Tezler
- Kentsel tasarımda ses ve mekan etkileşimi: Mekansal sesparametreleri ve görsel algı
The interaction of sound and space in urban design: Spatialsound parameters and visual perception
KÜBRA TÜRK
Yüksek Lisans
Türkçe
2025
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiKentsel Tasarım Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MELTEM ERDEM KAYA
- Hipernesnel düzlemde örgü (mesh) türü teknobiyofilik mimarlık modeli önerisi
Mesh type technobiophilic architectural model proposal on hyperobjects plane
ŞEYMA İNCESAKAL
Doktora
Türkçe
2024
MimarlıkHasan Kalyoncu ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ MEHMET MURAT ULUĞ
- Kent bostanları ve biyofili: İzmir, Bornova Ovası, Osmangazi Mahallesi'nde insan-doğa ilişkisi
Urban market gardens and biophilia: Human-nature relationship in Osmangazi Neighbourhood of Bornova Plain, İzmir
YAĞMUR KINACI
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Şehircilik ve Bölge PlanlamaMimar Sinan Güzel Sanatlar ÜniversitesiŞehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SEHER DEMET KAP YÜCEL
- Biophilic design efficiency on humans' well-being in daily life with an atmospheric approach
Atmosferik bir yaklaşımla biyofilik tasarımın gündelik yaşamda insanın iyi olma haline etkileri
SHAGHAYEGH BAYATMAKU
Yüksek Lisans
İngilizce
2021
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ELMİRA AYŞE GÜR
- İç mimarlıkta biyofilik tasarım ilkelerinin belirlenmesi
Identification of biophilic design principles in interior design
RENGİN EGE ÇORAKÇI
Doktora
Türkçe
2016
İç Mimari ve DekorasyonMimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesiİç Mimarlık Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. İSMAİL EMRE KAVUT