Geri Dön

Luminal B/ HER2 negatif meme karsinomlarının invaziv ve peritümöral duktal karsinoma in situ komponentinde PIK3CA değerlendirilmesi

Evaluation of PIK3CA in invasive and peritumoral ductal carcinoma in situ component of Luminal B/ HER2 negative breast carcinomas

  1. Tez No: 922600
  2. Yazar: DAMLANUR KARAMAN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. HANDAN KAYA
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Patoloji, Pathology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Marmara Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Tıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 86

Özet

Giriş ve Amaç: Meme kanseri dünya çapında kadınlarda en sık görülen kanserdir ve kadın kanser ölümlerinin önde gelen nedenidir. Tüm invaziv meme kanserlerinin yaklaşık %50'si, en sık duktal karsinoma in situ (DKİS) olmak üzere senkron bir öncü lezyon ile ilişkilidir. DKİS'den invaziv meme kanserine ilerlemeyi destekleyen moleküler mekanizmalar henüz tanımlanmamıştır. PI3K/AKT/mTOR sinyal yolunun bir parçası olan fosfatidilinositol-4,5-bifospat-3-kinaz, katalitik alt birim alfa (PIK3CA) mutasyonu ve fosfotaz ve tensin homoloğunun (PTEN) işlev kaybı meme kanserinde en sık saptanan mutasyonlardan biridir. Bu çalışmadaki amacımız senkron invaziv karsinom ve DKİS olgularında PIK3CA mutasyonu varlığını ve PTEN ekspresyon kaybını saptamak ve PIK3CA mutasyonunun ve PTEN ekspresyonunun prognoz ve histopatolojik parametreler ve immünohistokimyasal 4 (IHK4) prognostik skoru ile ilişkisini araştırmaktır. Yöntem: Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı arşivinde yer alan 2016– 2018 yılları arasında lumpektomi veya mastektomi spesmeni değerlendirilen, neoadjuvan terapi almamış, 20 Luminal B/HER2 negatif ve peritümöral yüksek dereceli duktal karsinoma in situ alanı içeren, invaziv meme karsinomu olgusu çalışmamıza dahil edilmiştir. Formalin fikse parafine gömülü tümör bloklarından DKİS ve invaziv karsinom alanı ayrı ayrı diseke edilerek ayrı bloklara gömülüp kesit yapılmıştır. Kesitlerden DNA izole edilip DNA kalitesi ve kantitesi uygun olan vakalardan polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) analiziyle PIK3CA mutasyonu bakılmıştır. Ayrıca immünohistokimyasal yöntemle PTEN immünekspresyonu değerlendirilmiştir. Bulgular: Olguların tanı anındaki yaş ortalaması 47.05 ve takip sürelerinin ortanca değeri 81 aydı. İnvaziv karsinom komponentinde PIK3CA mutasyonu saptanan 10 olgunun 6'sında (%60) DKİS komponentinde de PIK3CA mutasyonu saptandı. Bu olguların 2'sinde (%10) invaziv karsinom ve DKİS komponentinde mutasyon saptanan kodonlar farklıydı. Dört (%40) olguda invaziv karsinom komponentinde PIK3CA mutasyonu saptanmasına karşın DKİS komponentinde mutasyon saptanmadı. DKİS komponentinde PIK3CA mutasyonu saptanan olguların tamamında invaziv karsinom komponentinde de mutasyon mevcuttu. İnvaziv karsinom ve DKİS komponentlerinde PIK3CA mutasyon durumu incelendiğinde istatiksel olarak anlamlılık bulundu. PTEN immünreaktivite (IRS) skoru 0 ve 12 arasında değişmekteydi. Olguların 2'sinde (%10) invaziv karsinom komponentinde skor 0 iken, 7'sinde (%35) skor 1 ile 6 arasındaydı. 11'inde (%55) ise skor 6'dan büyüktü. Olguların 2'sinde (%10) DKİS komponentinde skor 0 iken 9'unda (%45) skor 1 ile 6 arasındaydı. 9'unda (%45) ise skor 6'dan büyüktü. Buna göre 9 (%45) olgunun invaziv karsinom komponentinde, 11 (%55) olgunun DKİS komponentinde PTEN kaybı olduğu kabul edildi. İn situ ve invaziv komponentlerdeki PTEN kaybı durumu değerlendirildiğinde aralarındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlıydı. Olguların invaziv karsinom ve DKİS komponentlerinde PIK3CA mutasyon durumu ile PTEN kaybı arasındaki ilişki incelendiğinde anlamlılık saptanmadı. IHK4 skoru risk grupları ile sağkalım ve nüks arasında anlamlı ilişki saptanmadı. Sonuç: Çalışmamızda invaziv karsinom ile peritümöral DKİS'de saptanan benzer PIK3CA mutasyon durumu nedeniyle; sonuçlarımız, literatürde tanımlanan PIK3CA mutasyonun meme kanserinin erken evrelerinde gelişebileceği hipotezini desteklemektedir. Ayrıca PIK3CA mutasyonu ve PTEN ekspresyon kaybının birlikte görülmediği hipotezi ile uyumlu görülmektedir.

Özet (Çeviri)

Background: Breast cancer is the most common cancer among women worldwide and a leading cause of cancer-related deaths in women. Approximately 50% of all invasive breast cancers are associated with a synchronous precursor lesion, most commonly ductal carcinoma in situ (DCIS). The molecular mechanisms supporting the progression from DCIS to invasive breast cancer have not yet been identified. Phosphatidylinositol-4,5-bisphosphate 3-kinase catalytic subunit alpha (PIK3CA) mutation, a component of the PI3K/AKT/mTOR signaling pathway, and the loss of function of phosphatase and tensin homolog (PTEN) are among the most frequently detected mutations in breast cancer. The aim of this study is to determine the presence of PIK3CA mutations and PTEN expression loss in cases of synchronous invasive carcinoma and DCIS and to investigate the relationship of PIK3CA mutations and PTEN expression with prognosis, histopathological parameters, and the immunohistochemical 4 (IHC4) prognostic score. Objectives: Our study included 20 cases of invasive breast carcinoma with Luminal B/HER2-negative subtype and peritumoral high-grade ductal carcinoma in situ (DCIS) areas, evaluated in lumpectomy or mastectomy specimens archived in the Department of Medical Pathology at Marmara University School of Medicine between 2016 and 2018. These cases had not received neoadjuvant therapy. From formalin-fixed, paraffin-embedded tumor blocks, DCIS and invasive carcinoma areas were separately dissected, embedded in separate blocks, and sectioned. DNA was isolated from these sections, and PIK3CA mutations were analyzed using polymerase chain reaction (PCR) in cases with adequate DNA quality and quantity. Additionally, PTEN immunoexpression was assessed using immunohistochemical methods. Results: The average age at diagnosis of the cases was 47.05 years, and the median follow-up period was 81 months. Among the 10 cases with PIK3CA mutations in the invasive carcinoma component, 6 cases (60%) also had PIK3CA mutations in the DCIS component. In 2 of these cases (10%), the mutated codons detected in the invasive carcinoma and DCIS components were different. In 4 cases (40%), although a PIK3CA mutation was detected in the invasive carcinoma component, no mutation was found in the DCIS component. All cases with PIK3CA mutations in the DCIS component also had mutations in the invasive carcinoma component. A statistically significant association was found when examining the PIK3CA mutation status in both the invasive carcinoma and DCIS components. The PTEN immunoreactivity (IRS) score ranged from 0 to 12. In 2 cases (10%), the score was 0 in the invasive carcinoma component, while in 7 cases (35%), the score ranged between 1 and 6. In 11 cases (55%), the score was greater than 6. In the DCIS component, 2 cases (10%) had a score of 0, while 9 cases (45%) had a score between 1 and 6. In another 9 cases (45%), the score was greater than 6. Based on these findings, PTEN loss was identified in 9 cases (45%) within the invasive carcinoma component and in 11 cases (55%) within the DCIS component. A statistically significant relationship was found when evaluating PTEN loss between the in situ and invasive components. No significant association was detected between PIK3CA mutation status and PTEN loss in the invasive carcinoma and DCIS components. Additionally, no significant relationship was found between IHC4 score risk groups and survival or recurrence. Conclusions: Due to the similar PIK3CA mutation status detected in invasive carcinoma and peritumoral DCIS in our study, our findings support the hypothesis described in the literature that PIK3CA mutations may develop in the early stages of breast cancer. Additionally, our results are consistent with the hypothesis that PIK3CA mutations and PTEN expression loss do not occur together.

Benzer Tezler

  1. Mikropapiller tip invaziv meme karsinomlarında tümör hücreleri ve onları çevreleyen kanser ilişkili fibroblastlarda galectin-3'ün immunhistokimyasal ekspresyonu ve klinik-patolojik parametreler ile ilişkisi

    Immunohistochemical expression of galectin-3 in tumor cells and peritumoral cancer associated fibroblasts in micropapillary breast carcinoma and their relationship with clinical-pathological parameters

    YASEMİN ÇAKIR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    PatolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Patoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ESRA CANAN KELTEN TALU

  2. İnvaziv meme karsinomlarında moleküler subtiplerde klinikopatolojik ve prognostik değerlendirme

    Clinicopathological and prognostic evaluation of invasive breast carcinoma molecular subtypes

    HALE DEMİR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    Patolojiİstanbul Üniversitesi

    Patoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ŞENNUR İLVAN

  3. Meme karsinomlarında neoadjuvan kemoterapi sonrası radyolojik ve histopatolojik parametrelerin analizi

    The analysis of radiological and histopathological parameters after neoadjuvant chemotherapy in breast carcinoma

    ADNAN GÜNDOĞDU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Genel CerrahiKaradeniz Teknik Üniversitesi

    Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALİ GÜNER

  4. 2010-2019 yılları arasında invaziv meme karsinomlarında CD68, CD163, CD11c, CD44 ekspresyonlarının hormon reseptör, patolojik evre ve diğer prognostik parametreler ile ilişkisinin immünohistokimyasal yöntem ile değerlendirilmesi

    Evaluation of the relation of CD68, CD163, CD11C, CD44 expressions with hormone receptor, pathological stage and other prognostic parameters in invasive breast carcinomas between 2010 and 2019 by immunohistochemical method

    SUNA SARI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    PatolojiAfyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi

    Tıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ÇİĞDEM ÖZDEMİR

  5. İnvaziv meme karsinomlarında moleküler sınıflandırma ile prognostik klinikopatolojik parametrelerin korelasyonu

    Correlation of prognostic clinicopathological parameters via molecular classification in invasive breast carcinomas

    SATİNUR ATEŞER KALKAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    PatolojiTokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi

    Tıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ AKGÜL ARICI