Etyolojisi açıklanamayan karaciğer fonksiyon testleri yüksek seyreden hastalarda karaciğer biyopsisinin tanı ve tedaviye katkısı
The contribution of liver biopsy to diagnosis and treatment in patients with elevated liver function tests of unexplained etiology
- Tez No: 930715
- Danışmanlar: PROF. DR. MERAL AKDOĞAN KAYHAN, DOÇ. DR. BETÜL ERİŞMİŞ
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: İç Hastalıkları, Internal diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: Ankara Bilkent Şehir Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 91
Özet
Amaç: Bu çalışmanın amacı, karaciğer biyopsisinin, açıklanamayan karaciğer fonksiyon testleri (KCFT) yüksekliği ve karaciğer hastalıklarının etiyolojik değerlendirilmesindeki tanısal etkinliği ile biyopsi sonuçlarının klinik yönetim üzerindeki etkisini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: 2019 Şubat ayından itibaren gastroenteroloji polikliniğine başvuran, 18 yaş üstü ve KCFT yüksekliği nedeniyle karaciğer biyopsisi yapılan hastalar retrospektif olarak incelendi. Viral hepatit ve malignite tanısı olan hastalar çalışmadan dışlandı. Çalışmaya dahil edilen hastalar KCFT artış değerlerine göre toplam 4 (2 kattan az, 2-5 kat, 5-10 kat ve 10 kattan fazla artış), biyopsi sonrası konulan tanılarına göre ise toplam 5 (otoimmün hepatit, toksik hepatit, kolestatik hastalıklar, hepatosteatoz, diğer) gruba ayrıldı. Gruplar demografik, klinik, laboratuvar ve patolojik özelliklerine göre uygun istatistiksel yöntemlerle karşılaştırılarak karaciğer biyopsisinin etiyolojik tanıya katkısı açısından değerlendirildi. Bulgular: Çalışmaya alınan 388 hastanın 232'si (%59,64) kadın, 156'sı (%40,36) erkek olup, yaş ortalaması 48,26 /yıl olarak saptandı. Karaciğer biyopsisinin hastaların %93,3'ünde tanısal olduğu görüldü. En sık tespit edilen tanılar ise, otoimmün hepatit (%26,2) ve hepatosteatoz (%20,7) olarak tespit edildi. Laboratuvar parametrelerinden AST ve ALT artış oranlarının tanı koyma başarısı ile anlamlı bir ilişki gösterdiği, ancak kolestatik enzimlerin tanısal değerinin sınırlı olduğu tespit edildi. Görüntüleme yöntemlerinden MR, karaciğer yağlanmasını saptamada biyopsi ile en yüksek uyumu sağlarken, USG ve BT'nin uyumu daha düşük bulundu. Laboratuvar bulguları ve KCFT artış sınıflamaları ile biyopsi sonuçları arasında anlamlı ilişkiler saptandı. Sonuç: Karaciğer biyopsisi, invaziv bir yöntem olmasına rağmen, karaciğer hastalıklarının tanı, evreleme ve tedavi süreçlerinde hayati bir öneme sahiptir. Çalışmamızda elde edilen veriler, biyopsi sonuçlarının klinik yönetimde önemli katkılar sunduğunu ve karaciğer hastalıklarında erken tanı açısından biyopsinin değerini ortaya koymaktadır. Bunun yanı sıra, biyopsi öncesinde non-invaziv yöntemlerin kullanılması, invaziv girişimlere duyulan ihtiyacı azaltma potansiyelini doğrulamıştır. Ayrıca, biyopsi endikasyonlarının titizlikle belirlenmesinin, tanısal başarının artırılmasında ve hasta güvenliğinin sağlanmasında kritik bir rol oynadığı görülmüştür.
Özet (Çeviri)
Objective: This study aims to evaluate the diagnostic efficacy of liver biopsy in the etiological assessment of unexplained liver function test (LFT) elevations and liver diseases, as well as its impact on clinical management. Materials and Methods: Patients aged 18 years and older who underwent liver biopsy due to elevated LFTs and presented to the gastroenterology clinic starting from February 2019 were retrospectively reviewed. Patients diagnosed with viral hepatitis or malignancy were excluded. The included patients were classified into four groups based on LFT increase levels (less than 2-fold, 2–5-fold, 5–10-fold, and more than 10-fold) and into five groups based on biopsy-diagnosed conditions (autoimmune hepatitis, toxic hepatitis, cholestatic diseases, hepatic steatosis, and others). The groups were compared using appropriate statistical methods regarding their demographic, clinical, laboratory, and pathological characteristics to evaluate the contribution of liver biopsy to etiological diagnosis. Results: Among 388 patients included in the study, 232 (59.64%) were female and 156 (40.36%) were male, with a mean age of 48.26 years. Liver biopsy was diagnostic in 93.3% of the cases. The most frequently identified diagnoses were autoimmune hepatitis (26.2%) and hepatic steatosis (20.7%). Significant associations were found between AST and ALT elevation levels and diagnostic success, while the diagnostic value of cholestatic enzymes was limited. Among imaging methods, MRI demonstrated the highest concordance with biopsy findings for detecting liver fat accumulation, whereas USG and CT had lower concordance. Meaningful correlations were observed between laboratory findings, LFT elevation classifications, and biopsy results. Conclusion: Despite being an invasive method, liver biopsy remains critical for the diagnosis, staging, and management of liver diseases. The findings emphasize the significant contributions of biopsy results to clinical management and the role of biopsy in achieving early diagnosis. Additionally, pre-biopsy use of non-invasive methods was confirmed to reduce the need for invasive procedures. Careful determination of biopsy indications was highlighted as crucial for optimizing diagnostic success and ensuring patient safety.
Benzer Tezler
- Hastanemizde preeklampsi tanısı ile takip edilen hastaların prevelansı, doğum şekli, maternal ve perinatal sonuçlarının karşılaştırılması
Perinatal outcomes in women with preeclampsia: Experience of a tertiary referrral center
SEMRA EROĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2012
Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık BakanlığıKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MAHMUT NEDİM ÇİÇEK
- Kriptojenik sirozlu hastaların, açıklanamayan KCFT yüksekliği olan hastların ve hepatosteatozlu bireylerin lizozomal asit lipaz eksikliği yönünden araştırılması
Investigation of lysosomal acid lipase deficiency in patients with cryptogenic cirrhosis, unexplained high liver function test patients and hepatosteatosis individuals
ÖZLEM KAÇAR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
GastroenterolojiNecmettin Erbakan Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HÜSEYİN ATASEVEN
- Gluten sensitif enteropatili vakaların özellikleri antigliadin ve antiendomysium antikorların tanıdaki değeri
The Charecterisation of patients with gluten sensitive enteropathy, the role of antigliadin antibody and antiendomysium antibody in diagnosis
NAZIM ERGÜN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1988
Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıAnkara Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALİ ÖZDEN
- Atipik yerleşimli tromboz, aplastik anemi, myelodisplastik sendrom tanılı hastalarda flaer yöntemiyle paroksismal noktürnal hemoglobinüri klonu bakılması
Detection of paroxysmal nocturnal hemoglobinuria clones with flaer method for atypical located thrombosis, aplastic anemia, myelodysplastic syndrome patients
ALİ TEKBAŞ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2013
HematolojiGaziantep Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. VAHAP OKAN