Maksillofasiyal travma sonrası endonazal endoskopik BOS rinore cerrahisinde genel özellikler ve rekonstrüksiyon yöntemleri
General characteristics and reconstruction methods in endonasal endoscopic CSF rhinorrhea surgery following maxillofaci̇al trauma
- Tez No: 936825
- Danışmanlar: PROF. DR. CEM MEÇO
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Kulak Burun ve Boğaz, Otorhinolaryngology (Ear-Nose-Throat)
- Anahtar Kelimeler: Beyin Omurilik Sıvısı Kaçağı, BOS Rinore, Endoskopik Endonazal Cerrahi, Maksillofasiyal Travma, Rekonstrüksiyon Teknikleri, Tanı ve Tedavi Algoritmaları, Cerebrospinal Fluid Leak, CSF Rhinorrhea, Endoscopic Endonasal Surgery, Maxillofacial Trauma, Reconstruction Techniques, Diagnostic and Treatment Algorithms
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Kulak Burun Boğaz ve Baş-Boyun Cerrahisi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 94
Özet
Amaç: Bu çalışma, maksillofasiyal travma sonrası gelişen beyin omurilik sıvısı (BOS) kaçaklarında endoskopik endonazal yaklaşımın etkinliğini ve güvenilirliğini değerlendirmek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Maksillofasiyal travmalar sonrası gelişen BOS kaçağının cerrahi tedavisinde endoskopik tekniklerin başarısı, komplikasyon oranları ve uzun dönem takip sonuçları analiz edilmiştir. Gereç ve Yöntem: 2009-2024 yılları arasında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Kliniğinde kafa tabanı defekti ve BOS kaçağı nedeniyle endoskopik cerrahi uygulanan 96 hasta retrospektif olarak incelenmiştir. Hastaların demografik özellikleri, travma mekanizmaları, BOS kaçağı lokalizasyonları, tanı yöntemleri, cerrahi teknikler, rekonstrüksiyon materyalleri ve operasyon sonrası takip verileri değerlendirilmiştir. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 96 hastanın %62,5'i erkek, %37,5'i kadındı ve hastaların yaş ortalaması 33,87 olarak hesaplandı. Maksillofasiyal travma sonrası BOS kaçağı en sık araç içi trafik kazaları (%36,5) ve yüksekten düşme (%29,2) nedeniyle meydana gelmiştir. BOS kaçağı vakalarının en yaygın görüldüğü anatomik bölgeler arasında frontal sinüs (%34,17), olfaktör kleft (%24,17) ve frontal reses (%13,9) yer almaktadır. Tanısal değerlendirmede β2-transferrin testi, hastaların %76,04'ünde pozitif sonuç vermiş olup, Yüksek Çözünürlüklü Bilgisayarlı Tomografi (YR-CT) ve Manyetik Rezonans Sisternografi (MR-Cis) gibi görüntüleme yöntemleri BOS kaçağının lokalizasyonunun belirlenmesinde kritik rol oynamıştır. BOS kaçağı onarımında en sık tercih edilen cerrahi yöntem endoskopik endonazal yaklaşım olup, hastaların %91,67'sinde uygulanmıştır. Bunun dışında %6,25 oranında kombine endoskopik endonazal ve koronal yaklaşım, %2,08 oranında ise transorbital veya eksternal frontal yaklaşımlar kullanılmıştır. Rekonstrüksiyon için en sık kullanılan materyaller arasında Hadad flep (%29,2), sentetik dura grefti (%25) ve yağ + fasya lata grefti (%13,5) bulunmaktaydı. Ameliyat sonrası komplikasyon oranlarının düşük olduğu görülmüş, yalnızca dört hastada revizyon cerrahisi ihtiyacı doğmuş ve bir hastada hidrosefali nedeniyle ventriküloperitoneal (VP) şant yerleştirilmiştir. Sonuç: Endoskopik endonazal BOS kaçağı onarımının yüksek başarı oranlarına sahip olduğu (%90+), minimal invaziv yapısı nedeniyle hastalarda daha düşük morbidite ve daha hızlı iyileşme sağladığı gösterilmiştir. Tanı ve tedavi algoritmalarının erken dönemde uygulanması, cerrahi başarıyı artırmakta ve komplikasyon oranlarını düşürmektedir. BOS kaçağı olan hastalarda erken tanı, doğru cerrahi teknik ve multidisipliner yaklaşım, başarılı bir tedavi sürecinin temel unsurlarıdır. Bu çalışmanın bulguları, BOS kaçağı tedavisinde endoskopik tekniklerin etkinliğini desteklemekte ve bu alanda yapılacak daha geniş ölçekli araştırmalara katkı sağlamaktadır.
Özet (Çeviri)
Aim: This study aims to evaluate the effectiveness and safety of endoscopic endonasal approach in cerebrospinal fluid (CSF) leak repair following maxillofacial trauma. The success rates, complication risks, and long-term follow-up outcomes of endoscopic techniques in the surgical treatment of post-maxillofacial trauma CSF leaks were analyzed. Materials and Methods: A retrospective analysis was conducted on 96 patients who underwent endoscopic surgery for skull base defects and CSF leaks at the Department of Otorhinolaryngology, Ankara University Faculty of Medicine, between 2009 and 2024. The demographic characteristics, trauma mechanisms, CSF leak locations, diagnostic methods, surgical techniques, reconstruction materials, and postoperative follow-up data were evaluated. Results: Among the 96 patients included in the study, 62.5% were male and 37.5% were female, with a mean age of 33.87 years. Post-traumatic CSF leaks were most commonly caused by motor vehicle accidents (36.5%) and falls from height (29.2%). The most frequently affected anatomical sites were the frontal sinus (34.17%), the olfactory cleft (24.17%), and the frontal recess (13.9%). β2-transferrin testing yielded positive results in 76.04% of cases, and high-resolution computed tomography (YR-CT) and magnetic resonance cisternography (MR-Cis) were critical in localizing the CSF leaks. The most commonly used surgical approach was endoscopic endonasal repair, performed in 91.67% of patients. Additionally, 6.25% of patients underwent a combined endoscopic endonasal and coronal approach, while 2.08% required transorbital or external frontal approaches. The most frequently used reconstruction materials included the Hadad flap (29.2%), synthetic dura grafts (25%), and fat + fascia lata grafts (13.5%). Postoperative complication rates were low, with only four patients requiring revision surgery and one patient developing hydrocephalus, necessitating a ventriculoperitoneal shunt. Conclusions: Endoscopic endonasal CSF leak repair has been shown to have high success rates (>90%) and provides lower morbidity and faster recovery due to its minimally invasive nature. Early implementation of diagnostic and therapeutic algorithms enhances surgical success and reduces complication rates. Early diagnosis, appropriate surgical technique, and a multidisciplinary approach are key factors in achieving favorable treatment outcomes. The findings of this study support the efficacy of endoscopic techniques for CSF leak repair and emphasize the need for larger-scale, multi-center studies to further assess long-term outcomes.
Benzer Tezler
- Maksillofasiyal travmada 3 boyutlu bilgisayarlı tomografinin yeri
Three dimensional computed tomography in maxillofacial trauma site
GÜLAY KARAHAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2010
Radyoloji ve Nükleer TıpOndokuz Mayıs ÜniversitesiRadyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÜMİT BELET
- Geriatrik travma hastalarının analizi
Analysis of geriatric trauma patients
YAVUZ ÖZMEN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2015
İlk ve Acil YardımErciyes ÜniversitesiAcil Tıp Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ÖMER LEVENT AVŞAROĞULLARI
- Barthel ile uluslararası düşme etkinlik ölçeklerinin, acil servise travma veya travma dışı sebeplerle başvuran 65 yaş üstü hastalar arasında karşılaştırılması
Comparison of international falls efficacy scales with barthel index in patients over 65 years old that presented to emergency service with trauma or other reasons
SEVGİ KESKİN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
İlk ve Acil YardımEge ÜniversitesiAcil Tıp Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ YUSUF ALİ ALTUNCI
- Maksillofasiyal travma cerrahisi uygulanan hastalarda perioperatif ve postoperatif sorunlar: Prospektif, gözlemsel çalışma
Başlık çevirisi yok
ANIL ÇELİKTAŞ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
Anestezi ve ReanimasyonEge ÜniversitesiAnesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
PROF. DR. İLKBEN GÜNÜŞEN
- Odontojen kistik lezyon ile ilişkili gömülü mandibular 3.molar dişlerin travma sonrası angulus bölgesinin frajilitesine etkisi
The effect of odontogenic cystic lesion associated mandibular 3.molar on the fragilityof the angle of mandible after trauma
SELMAN ARSLAN
Doktora
Türkçe
2020
Diş HekimliğiEge ÜniversitesiAğız Diş ve Çene Cerrahisi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SEVTAP GÜNBAY