Siting and sizing of renewable energy supported electric vehicle charging stations along highways with a novel interoperable smart energy management system
Yenilenebilir enerji destekli elektrikli araç şarj istasyonlarının otoyollar boyunca konumlandırılması ve boyutlandırılmasına yönelik yeni birlikte çalışabilir akıllı enerji yönetim sistemi
- Tez No: 937027
- Danışmanlar: PROF. DR. ÖNDER GÜLER
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Elektrik ve Elektronik Mühendisliği, Enerji, Electrical and Electronics Engineering, Energy
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2025
- Dil: İngilizce
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Enerji Bilim ve Teknoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Enerji Bilim ve Teknoloji Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 170
Özet
Elektrikli araçlar (EV'ler), batarya teknolojisindeki ve seri üretimdeki gelişmelerin etkisiyle son yıllarda hızlı bir büyüme yaşamaktadır. Küresel EV satışlarının artmasıyla birlikte, elektrikli araç şarj istasyonlarına (EVCS'ler) olan talep de buna bağlı olarak artış göstermiştir. Ancak, bu gelişmelerin çoğu, EVCS altyapısının kurulumuyla ilişkili önemli maliyetler nedeniyle ekonomik olarak gelişmiş ülkelerde yoğunlaşmaktadır. Ekonomik eşitsizlikler ayrıca EV ve EVCS dağılımını etkilemekte, metropol alanları genellikle daha küçük nüfusa sahip bölgelere kıyasla daha iyi hizmet almaktadır. Çünkü daha fazla nüfus ve ekonomik gelişmişlik demek potansiyel EV müşterisi anlamına gelmektedir. Şehir içi alanlarda sürücüler araçlarını şarj etmek için birçok alternatife sahiptir. EV'ler evlerde, iş yerlerinde, alışveriş merkezi, otopark alanları yada ticari işletmelerde doldurulabilir. Fakat karayollarında yani sürücüler açısından zamanın ve şarj süresinin daha önem kazandığı yerlerde, altyapı kaynaklı eksikliklerden de dolayı EVCS'lerin otoyollar boyunca stratejik olarak yerleştirilmesi daha da önemli hale gelmektedir. EV'lerin artan penetrasyonu ve benimsenmesi, artan enerji taleplerini karşılamada da zorluklar getirmektedir. Genellikle 50 ila 80 kWh arasında değişen EV bataryaları, özellikle birden fazla aracın aynı anda hızlı şarj ihtiyacı olduğunda şebekeye önemli bir yük getirmektedir. Şebekenin aşırı yüklenmesini önlemek ve verimli kaynak tahsisini sağlamak için EVCS'lerin koordineli yönetimi esastır. Trafik yoğunluğuna ve şarj davranışlarına dayalı şarj altyapısının uygun şekilde boyutlandırılması, koordineli enerji yönetimiyle birleştirildiğinde EVCS'lerin aşırı çok yada az boyutlandırılmasını önleyebilir, hem operasyonel verimliliği hem de yatırım maliyetlerini optimize edebilir. EVCS'ler ile ilgili bir diğer önemli husus ise EV'ler için artan enerji talebinin çevresel etkisidir. EV'ler içten yanmalı motorlu araçlara göre daha yeşil bir alternatif olarak tanıtılırken, hala büyük ölçüde fosil yakıtlarla beslenen şebekelere bağımlılıkları bir paradoks yaratmaktadır. Yenilenebilir enerji kaynaklarının EVCS'lere entegre edilmesi bir çözüm olarak görülmektedir, ancak hibrit sistemlerin çevresel faydaları ekonomik uygulanabilirlikle dengelemelidir. Bu nedenle, EVCS altyapısı için sürdürülebilir ve pratik çözümler oluşturmak için çok amaçlı yaklaşımlara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu tez çalışması, EV'lerin yaygın olarak benimsenmesini kolaylaştırmak ve sürdürülebilir ulaşımı teşvik etmek için EVCS'lerin otoyollar boyunca konumlandırılmasının ve boyutlandırılmasının stratejik önemini vurgulamaktadır. Genellikle altyapıdan uzak olan otoyollar, öngörülebilir ve güvenilir bir şarj ağı gerektiren enerji talebi yönetimi için zorluklar sunmaktadır. Konumlandırma süreci, trafik yoğunluğu, erişilebilirlik, kapsama alanı, servis noktasının hizmet seviyesi ve dinlenme alanlarının mevcudiyeti gibi faktörleri dikkate almalıdır. Ek olarak, yenilenebilir enerji potansiyelini dahil etmek, özellikle zayıf şebeke altyapısına sahip bölgelerde hayati önem taşır. Bu, EVCS'lerin yalnızca mevcut ihtiyaçları karşılamasını değil, aynı zamanda gelecekteki büyümeye de hazırlanmasını sağlar. Bölüm 2'de önerilen çerçeve, EVCS yerleşimine kapsamlı bir yaklaşım sağlamak için uzman görüşlerinden yararlanarak hem niceliksel hem de nitel kriterleri içerir. Ayrıca, Bölüm 3'te de konumlar arasında değişen talepleri ele alarak EVCS'lerin boyutlandırılmasını araştırılmaktadır. Koordineli şarj planlama stratejisi, aynı haberleşme ağı bölgesindeki birlikte çalışabilir EVCS'ler arasındaki anlık şebeke yükünü azaltmak ve talebi dengelemek için bir çözüm olarak önerilmektedir, çünkü koordineli olmayan şarj verimsizliklere ve maliyet artmasına yol açabilir. Ele alınan strateji, komşu EVCS'lerin doluluk oranlarını izler ve sürücüleri bir dizi stratejiye göre yönlendirerek istasyonların aşırı büyük veya yetersiz olmadığından emin olur. Bölüm 4 ise çevresel sürdürülebilirliği artırmak için yenilenebilir enerji kaynaklarının EVCS'lere entegre edilmesini araştırmaktadır. Çok amaçlı optimizasyon modelleri önererek tez, yatırımcılar ve hükümet kuruluşları gibi farklı paydaşların çıkarlarını göz önünde bulunduran ve hem şebeke içi hem de şebeke dışı sistemlerin uygulanabilirliğini değerlendirmek için geri ödeme süresi ve karlılık endeksi (PI) gibi ekonomik göstergeleri inceleyen analizler sunmaktadır. Tezin 2. bölümü, hem niceliksel hem de nitel faktörleri birleştirerek mevcut araştırmalardaki temel boşlukları ele alarak EVCS'leri otoyollar boyunca yerleştirmek için ayrıntılı bir çerçeve sunmaktadır ve uzman görüşlerinin önemini vurgulamaktadır. Bölüm, trafik akışı ve nüfus gibi verilere büyük ölçüde dayanan geleneksel yöntemleri eleştirerek, bu yaklaşımların dinlenme alanının hizmet kalitesi, bağlantı yoluna yakınlık, yenilenebilir enerjinin mevcudiyeti ve mevcut altyapı gibi kritik faktörleri göz ardı ettiğini savunmaktadır. Bunun için, bu bölümde karayolları üzerinde uygun EVCS konumlarını belirlemek için ağırlıklı toplam yöntemini kullanan ve uzman görüşüne dayanan bir yöntem önermektedir. Yöntem ayrıca kümeleme yaklaşımı kullanarak EVCS'lerin dengeli bir şekilde dağıtılmasını sağlar ve şarj işlemlerinin birlikte çalışabilirliğini destekler. İlk olarak çalışma kapsamında altı farklı kriter ile konumlandırma çalışması yöntemi önerilmiştir; bunlar sırasıyla (C1) EVCS aday noktasının servis seviyesi, (C2) Bağlantı yollarına yakınlık, (C3) Trafik yoğunluğu, (C4) PV sistem kurulum potansiyeli, (C5) Rüzgar sistem kurulum potansiyeli, ve (C6) Gelecek büyüme potansiyelidir. Belirlenen kriterler farklı disiplinlerden (hepsi enerji alanında uzman olmak üzere elektrik ve elektronik, makine, çevre, nükleer, fizik, kimya, ulaşım ve enerji ekonomisi disiplinlerinden) 10 uzman görüşü ile puanlarak ikili karşılaştırma matrisi oluşturulmuş ve kriterlerin ağırlıkları belirlenmiştir. Buna göre, en önemli kriter 0,375 ağırlığıyla aday noktanın hizmet seviyesi olarak belirlenir, bunu trafik yoğunluğu (0,218) ve bağlantı yollarına yakınlık (0,215) takip eder. Yöntem, kriterlerin farklı karakteristiklerinin göz önünde bulundurulması ile oluşturulan örnek bir otoyolda test edildiğinde, 18 aday lokasyondan 13 optimum lokasyonu belirlenmiştir. Daha sonra ise yöntem Türkiye'deki Edirne-Ankara otoyoluna uygulanmıştır. Bu güzergah, üzerinde yoğun ve düşük araç geçişlerini barındırdığı içinde önerilen diğer yöntemlerinde analizinde olumlu etki sağlamaktadır. Karayolları Genel Müdürlüğü'nden temin edilen bir yıllık ortalama araç geçiş sayıları, aday noktaların fiziksel yeterlilikleri, uydu harita görüntülerinden faydalanılarak uzmanlar aday noktaları belirlenen kriterler üzerinden puanlamışlardır ve 31 aday lokasyondan 18 tanesi uygun EVCS noktası olarak seçilmiştir ve noktalar yedi kümeye ayrılmıştır. Bu kapsamlı konumlandırma yöntemi, elektromobilite ekosisteminin halen emekleme ve gelişme sürecinde olan birçok farklı ülke ve bölge için ölçeklenebilir ve uyarlanabilirdir. 3. bölüm, koordineli şarj planlama stratejisiyle entegre edilmiş otoyollarda EVCS boyutlandırmasına yönelik bir yaklaşım sunmaktadır. Sürücülerin uzun park süreleri boyunca araçlarını şarj edebildiği kentsel alanların aksine, otoyollar yatırım maliyetlerini talep yönetimiyle dengeleyen şarj et ve git çözümlerine ihtiyaç duymaktadır. Bölüm, şarj talebini birlikte çalışabilir istasyonlar ağında dengeli şekilde dağıtmak için Araçtan Altyapıya (V2I) iletişimini kullanan koordineli bir şarj planlama stratejisi önererek bunu ele alır. Önerilen koordineli şarj stratejisi ve boyutlandırma etkisi Bölüm 2'de ele alınan Edirne-Ankara otoyolunda uygun EVCS noktası olarak seçilen 18 farklı noktada test edilmiştir. Yöntem, koordine olmayan şarja göre önemli avantajlar göstererek, gerekli şarj kurulum ekipmanında yani şarj soketi gereksiniminde %15,2'ye kadar düşüm sağlamaktadır ve yıl içerisinde en yüksek şebeke talebini ise %22,2 oranında azaltmaktadır. Bu azalmalar yalnızca ilk yatırım maliyetlerini düşürmekle kalmaz, aynı zamanda şebeke stresini de hafifleterek daha verimli ve maliyet etkin bir EVCS ağı sağlar. Ek olarak, bu bölüm, EV penetrasyon oranlarının, EV'lerin bir istasyonda durma olasılığının ve maksimum bekleme sürelerinin boyutlandırma kararlarını kritik bir şekilde etkilediğini ortaya koyan bir hassasiyet analizi içerir. Örneğin, 15 dakikalık maksimum bekleme süresi, aşırı altyapı genişlemesini gerektirmeden soket tıkanıklığını önleyerek optimum bir denge sağlar. Bölüm 3, sürdürülebilir ulaşımı ve operasyonel verimliliği teşvik ederek otoyollarda EVCS'lerin stratejik dağıtımı için ölçeklenebilir bir çözüm sunmaktadır. Bölüm 4, yenilenebilir enerjiyi EVCS'lere entegre etmeyi amaçlayan çok amaçlı optimizasyon modellerini tanıtmaktadır. Bölüm, yalnızca ekonomik getiri ve çevresel sürdürülebilirlik için optimizasyon yapan değil, aynı zamanda şebeke elektriğine olan bağımlılığı azaltarak kendi kendine yeterliliği vurgulayan bütünsel bir yaklaşım sunarak mevcut literatürdeki bir boşluğu doldurmaktadır. Önerilen modeller hem on-grid hem de off-grid sistemlerin boyutlandırılmasını içermektedir. Optimizasyon için Baskın Olmayan Sıralama Genetik Algoritması (NSGA-II) ve optimum çözümleri seçmek için İdeal Çözüme Benzerliğe Göre Tercih Sıralaması Tekniği (TOPSIS) kullanılarak yapılan simülasyonlar önemli bulgular ortaya koymaktadır. Önceki iki bölümde ele alınan Edirne-Ankara karayolunda iki farklı nokta (Tekirdağ ve İstanbul) simülasyonlar için seçilmiştir. Araç geçiş sayısına göre Tekirdağ az trafik yoğunluğunu temsil ederken, İstanbul ise daha yoğun geçişleri temsil etmektedir. Ayrıca İstanbul karayolunun şehir içinden geçtiği bir lokasyon olup, yenilenebilir entegrasyonda çatı üstü PV uygulamalarının daha olası olduğu bir noktadır. Tekirdağ ise karayollarının açık alanda bulunduğu ve rüzgar enerjisinin sisteme daha rahat entegre olabileceği bir yerdir. Bu nedenle iki farklı lokasyon farklı sistem konfigürasyonlarının karşılaştırmasına olanak sağlamaktadır. Elde edilen sonuçlara göre, şebekeye bağlı hibrit sistemler, 5,07 ortalama PI ve %23,97 iç getiri oranı (IRR) ile 1,98 ila 7,72 yıl arasında bir geri ödeme süresi göstermektedir. Şebeke dışı sistemler, 8,77 ile 22,42 yıl arasında geri ödeme süresi, 1,68 ortalama PI ve %4,91 ortalama IRR ile ekonomik olarak daha az cazip olsa da, yine de belirli senaryolarda PI'nin 2'nin üzerinde ve IRR'nin faiz oranının üzerinde olmasıyla yatırım fırsatları sunmaktadır. Ayrıca, yenilenebilir enerji entegrasyonu, PV/rüzgar/BESS konfigürasyonunda CO2 emisyonlarını %64,1'e kadar azaltarak önemli çevresel faydalar sunmaktadır. Çalışma, paydaş önceliklerinin (küçük veya büyük yatırımcılar veya hükümet kuruluşları olsun) optimum sistem yapılandırmasını büyük ölçüde etkilediğini, maliyetleri en aza indirmeye, şebeke etkisini azaltmak için pil kullanımını artırmaya veya uzun vadeli sürdürülebilirlik için dengeli bir yatırım elde etmeye odaklandığını göstermektedir. Bu tez çalışması, EVCS eksikliğinin sürücü konforunu olumsuz anlamda doğrudan etkileyebilecek karayollarında EVCS'lerin konumlandırma ve boyutlandırmasına, ve yenilenebilir enerji entegrasyonuna odaklanmaktadır. Önerilen konumlandırma yöntemi kümeleme yaklaşımı da içerdiği için sürücülerin belirli bir mesafe içinde istasyon bulabilme olasılığını artırmaktadır. Bu da menzil kaygısı taşımadan sürücü konforunu artırmayı beraberinde getirmektedir. Öte yandan da lokasyonun servis seviyesi de EVCS belirlenirken dikkate alındığı ve uzmanlara da göre de etkili bir parametre olarak belirlendiği için sürücülerin şarj sürecinde vakitlerini etkin kullanabilecekleri bir alan seçilmektedir. Ayrıca kümeleme yaklaşımı EVCS'lerin boyutlandırılması için önerilen yöntemin temelini oluşmaktadır. Bu da karayolları parçalarının bütünsel ele alınıp şarj süreçlerinin daha verimli değerlendirilmesini sağlamaktadır. Ekonomik olarak düşünüldüğünde de EVCS'lerin kurulum maliyetleri hızlı istasyonlar için çokta düşük değildir ve koordineli şarj planlaması içinde yöntem önemli ölçüde ekonomik fayda sağlamaktadır. Son olarakta, ihtiyaç duyulan enerjinin yeşil enerjiyle sağlanması sürdürülebilirlik açısından büyük bir önem taşımaktadır. Bunun için şebekeye bağlı ve şebekeden bağımsız sistemler için önerilen çok amaçlı modeller farklı katılımcıların bakış açılarıyla değerlendirilmektedir ki, bu da sonuçların yorumlanması açısından çalışmaya derinlik katmaktadır. Sonuç olarak, önerilen yöntemler ve yaklaşımlar EVCS altyapı planlamasında ve yönetiminde uygulanabilir yada farklı lokasyonlara ölçeklenebilirdir ve bu çalışmanın da diğer çalışmalara temel oluşturması beklenmektedir.
Özet (Çeviri)
Electric vehicles (EVs) have experienced rapid growth in recent years, driven by advancements in battery technology and mass production. With global EV sales surging, the demand for electric vehicle charging stations (EVCSs) has risen accordingly. However, the majority of these developments are concentrated in economically developed countries due to the significant costs associated with installing EVCS infrastructure. Economic disparities have also influenced EV and EVCS distribution, with metropolitan areas typically being better served compared to regions with smaller populations. On intercity roads, where drivers prefer time-efficient charging stops, the strategic placement of EVCSs along highways becomes crucial. The increasing adoption of EVs has also brought challenges in meeting rising energy demands. EV batteries, typically ranging from 50 to 80 kWh, place substantial stress on the grid, particularly when multiple vehicles need fast charging simultaneously. Coordinated management of EVCSs is essential to prevent grid overload and ensure efficient resource allocation. Properly sizing charging infrastructure based on traffic patterns and charging behaviors, combined with coordinated energy management, can prevent both undersized and oversized EVCS systems, optimizing both operational efficiency and investment costs. Another major concern is the environmental impact of the growing energy demand for EVs. While EVs are promoted as a greener alternative to internal combustion engine vehicles, their reliance on grids still powered largely by fossil fuels creates a paradox. Integrating renewable energy sources into EVCSs is seen as a solution, but hybrid systems must balance environmental benefits with economic viability. Therefore, multi-objective approaches are needed to create sustainable and practical solutions for EVCS infrastructure. This thesis emphasizes the strategic importance of siting and sizing of EVCSs along highways to facilitate the widespread adoption of EVs and promote sustainable transportation. Highways, often distant from infrastructure, present challenges for energy demand management, requiring a predictable and reliable charging network. The siting process must consider factors such as traffic density, accessibility, coverage area, renewable potential and the availability of rest areas. In addition, incorporating renewable energy potential is crucial, particularly in areas with weak grid infrastructure. This ensures that EVCSs not only meet current needs but are also prepared for future growth. The proposed framework in Chapter 2 incorporates both quantitative and qualitative criteria, utilizing expert opinions to ensure a comprehensive approach to EVCS siting. Additionally, the thesis explores the sizing of EVCSs, addressing the varying demands across locations. Coordinated charging scheduling strategy is proposed as a solution to reduce instantaneous grid load and to balance the demand between EVCSs in the same communicable zone, as uncoordinated charging can lead to inefficiencies and increased costs. The strategy, covered in Chapter 3, monitors neighboring EVCS occupancy rates and directs drivers accordingly, ensuring that the stations are not oversized or undersized. Moreover, Chapter 4 explores the integration of renewable energy resources into EVCSs to enhance environmental sustainability. By proposing multi-objective optimization models, the thesis offers analysis that considers different stakeholders' interests, such as investors and government entities, and examines economic indicators like payback period and profitability index to evaluate the viability of both on- and off-grid systems. Chapter 2 of the thesis offers a detailed framework for siting EVCSs along highways, addressing key gaps in current research by integrating both quantitative and qualitative factors. It emphasizes the importance of expert opinions. The chapter critiques traditional methods that rely heavily on data such as traffic flow and population, arguing that these approaches overlook critical factors like service quality of the resting area, proximity to connection road, the availability of renewable energy and existing infrastructure. Using a clustering method, the framework ensures a balanced distribution of EVCSs and supports the interoperability of charging operations. Then, the method utilizes the weighted-sum method to identify suitable EVCS locations. According to the experts, the most important criterion is determined as the service level of the candidate point with a weight of 0.375, followed by traffic density (0.218), and proximity to connection roads (0.215). When tested on a sample highway, the method identified 13 optimal sites out of 18 candidate locations, while on the Edirne-Ankara highway in Türkiye, 18 EVCSs were selected from 31 possible sites, grouped into seven clusters. This comprehensive siting method offers scalability and adaptability for future EVCS development. Chapter 3 presents an approach to EVCS sizing on highways integrated with coordinated charging scheduling strategy. Unlike urban areas, where drivers can charge their vehicles during extended parking durations, highways require charge-and-go solutions that balance investment costs with demand management. The chapter addresses this by proposing a coordinated charging scheduling strategy, utilizing Vehicle-to-Infrastructure (V2I) communication to evenly distribute charging demand across a network of interoperable stations. The method, tested on Türkiye's Edirne-Ankara highway, demonstrates significant advantages over uncoordinated charging, reducing required charging equipment by up to 15.2% and decreasing annual peak grid demand by 22.2%. These reductions not only lower the initial investment costs but also mitigate grid stress, ensuring a more efficient and cost-effective EVCS network. Additionally, the chapter includes a sensitivity analysis, revealing that EV penetration rates, the probability of stopping at a station, and maximum queue waiting times critically influence sizing decisions. For instance, a maximum waiting time of 15 minutes strikes an optimal balance, preventing socket congestion without necessitating excessive infrastructure expansion. Chapter 3 offers a scalable solution for the strategic deployment of EVCSs on highways, promoting sustainable transportation and operational efficiency. Chapter 4 introduces multi-objective optimization models aimed at integrating renewable energy into EVCSs. The chapter fills a gap in existing literature by offering a holistic approach that not only optimizes for economic return and environmental sustainability but also emphasizes self-sufficiency, reducing reliance on grid electricity. Using the Non-dominated Sorting Genetic Algorithm (NSGA-II) for optimization, and Technique for Order of Preference by Similarity to Ideal Solution (TOPSIS) for selecting optimal solutions, the simulations demonstrate significant findings. On-grid hybrid systems show a payback period between 1.98 and 7.72 years, with an average profitability index (PI) of 5.07 and internal rate of return (IRR) of 23.97%. Off-grid systems, while less economically attractive with a payback period between 8.77 and 22.42 years, an average PI of 1.68 and an average IRR of 4.91%, and it still present investment opportunities with PI above 2 and IRR above the interest rate in certain scenarios. Moreover, renewable energy integration offers substantial environmental benefits, reducing CO2 emissions by up to 64.1% in PV/wind/BESS configurations. The study shows that stakeholder priorities—whether small or large investors, or government entities—greatly influence the optimal system configuration, with a focus on either minimizing costs, enhancing battery usage for grid impact reduction, or achieving a balanced investment for long-term sustainability. This thesis study focuses on the siting and sizing of EVCSs along highways, where a deficiency in charging stations may negatively affect driver comfort, and also addresses renewable energy integration. The proposed siting method includes a clustering approach, which increases the probability of drivers finding stations within a certain distance, thus reducing range anxiety and enhancing comfort. Furthermore, the service level of each location is considered when determining the EVCS siting, based on expert evaluations, ensuring that locations where drivers can use their time effectively during the charging process are selected. The clustering approach also forms the basis of the proposed sizing method for EVCSs, allowing highway segments to be considered holistically and charging processes to be evaluated more efficiently. From an economic perspective, the installation costs of fast-charging stations are relatively high; however, the method offers considerable economic benefits through coordinated charging planning. Lastly, supplying the required energy through green energy resources is crucial for sustainability. To address this, the study evaluates multi-objective models for both on- and off-grid systems, considering the perspectives of various stakeholders, which adds depth to the interpretation of the results. In conclusion, the proposed methods and approaches are applicable to EVCS infrastructure planning and management, and can be scaled for different locations. It is expected that this study will form a basis for further research.
Benzer Tezler
- Elektrikli kara araçları için güneş enerjisi destekli bir şarj istasyonunun tasarımı
Design of a solar-assisted charging station for electric vehicles
ATAHAN ÇOBANOĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
Elektrik ve Elektronik MühendisliğiEge ÜniversitesiGüneş Enerjisi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MUSTAFA GÜNEŞ
DR. ÖĞR. ÜYESİ GÖKHAN DEMİRKIRAN
- Konut binalarındaki kurulu kapasite fazlası ve yenilenebilir enerji kaynaklarının entegrasyonu ile dinamik yük yönetiminin şarj istasyonu boyutlandırılmasına etkileri
Efects of dynamic load management on sizing of charging operations with the integration of surplus installed capacity in residential building and renewable energy
ÖZCAN AKBIYIK
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Enerjiİstanbul Teknik ÜniversitesiEnerji Bilim ve Teknoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ÖNDER GÜLER
- Talep tarafı yönetimi kullanılarak konutlar için merkezi batarya veya elektrikli araç bataryası ile desteklenen PV güç sisteminin boyutlandırılması,enerji yönetimi ve ekonomik analizi
Sizing, energy management and economic analysis of PV powered micro grid with community battery or ev battery storage considering demand response
GÜL FERAY SEZEN
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
Elektrik ve Elektronik MühendisliğiManisa Celal Bayar ÜniversitesiEnerji Sistemleri Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ KIVANÇ BAŞARAN
- Optimal BESS sizing and operation scheduling for a wind farm participating in Turkish electricity market
Türkiye elektrik piyasasına katılan bir rüzgar çiftliği için optimal BESS kapasitelendirmesi ve operasyon planlaması
ÜMMÜGÜLÜSÜM ERDAĞI
Yüksek Lisans
İngilizce
2024
Endüstri ve Endüstri MühendisliğiGalatasaray ÜniversitesiEndüstri Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MEVLÜDE EBRU ANGÜN
DOÇ. DR. KEMAL SARICA
- A chance constrained approach to optimal sizing of renewable energy systems with pumped hydro energy storage
Pompaj depolamalı hibrit enerji sistemi boyutlandırma problemine şans kısıtlı optimizasyon yaklaşımı
NAZLI DEMİR
Yüksek Lisans
İngilizce
2022
Endüstri ve Endüstri Mühendisliğiİhsan Doğramacı Bilkent ÜniversitesiEndüstri Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÖZLEM ÇAVUŞ İYİGÜN
DOÇ. DR. AYŞE SELİN KOCAMAN