Geri Dön

3T manyetik rezonans dinamik suseptibilite kontrast perfüzyon görüntülemede rölatif serebral kan hacmi, sinyal geri kazanım yüzdesi ve rölatif pik yüksekliğinin kontrastlanan ve kontrastlanmayan intraparankimal tümör ve tedaviye sekonder değişiklik karakterizasyonunda katkısı: Retrospektif araştırma

The role of relative cerebral blood volume, percentage signalintensity recovery and relative peak height in the characterization of contrast-enhanced and non-enhanced intraparenchymal tumors and treatment-related changes using 3T magnetic resonance dynamic susceptibility contrast perfusion imaging: A retrospective study

  1. Tez No: 937031
  2. Yazar: BARTU BARLAS
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. RİFAT ÖZPAR
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Radyoloji ve Nükleer Tıp, Radiology and Nuclear Medicine
  6. Anahtar Kelimeler: 3T MRG, dinamik suseptibilite kontrast perfüzyon görüntüleme (DSK-PG), rölatif serebral kan hacmi (rSKH), sinyal geri-kazanım yüzdesi (SGY), rölatif pik yüksekliği (rPY), 3T MRI, dynamic susceptibility contrast perfusion imaging (DSC-PI), relative cerebral blood volume (rCBV), percentage signal intensity recovery (PSR), relative peak height (rPH)
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Bursa Uludağ Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Radyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 75

Özet

Santral sinir sisteminde intraparankimal tümör (İPT) ve tedaviye sekonder değişikliklerin (TSD) görüntüleme kullanılarak non-invaziv karakterizasyonu, doğru tanı ve tedavi yönteminin belirlenmesi ve tedavinin başarısının değerlendirilmesi açısından son derece önemlidir. Çalışmamızın amacı, 3T MRG cihazında yapılan dinamik suseptibilite kontrast perfüzyon görüntülemeden (DSK-PG) elde edilen rölatif serebral kan hacminin (rSKH), sinyal geri-kazanım yüzdesinin (SGY) ve rölatif pik yüksekliğinin (rPY), İPT ve TSD karakterizasyonu ve ayrımındaki başarısını değerlendirmektir. İPT ve TSD nedeniyle 3T DSK-PG ile tetkik edilen 204 hasta retrospektif olarak çalışmaya dahil edildi. Tümör olguları histopatolojik sonuçlara göre; düşük dereceli glial tümör, yüksek dereceli glial tümör, metastaz ve lenfoma olarak sınıflandı. Kontrastlanan lezyonlarda kontrastlanan dokudan ve peritümöral alandan; kontrastlanmayan tümörlerde, tümörün infiltratif ödem şeklinde izlenen kısımlarından region-of-interest alanları elde olundu. Bu alanlardan; rPY, SGY ve rSKH değerleri elde edildi. Bu parametrelerin tümör kategorilerini ayırmadaki etkinliği değerlendirildi. Kontrastlanan lezyonlar karşılaştırıldığında tümöral SGY, rSKH ve rPY değerlerinde anlamlı fark saptandı. Bu lezyonlar arasında rSKH, kategorilerin birbirinden ayrımında en iyi performansı gösterdi. Kontrastlanma göstermeyen lezyonlar arasında ise SGY ve rPY değerleri anlamlı farklıydı. Perfüzyon parametreleri kombine şekilde kullanılarak TSD ve lenfoma grupları birbirinden ve diğer tüm alt gruplardan anlamlı şekilde ayırılabildi. Sonuç olarak, İPT ve tedaviye sekonder değişiklik karakterizasyonu ve ayrımında 3T DSK-PG incelemelerinde elde edilen SGY, rPY ve rSKH yüksek tanısal doğruluğa sahiptir. Kontrastlanmayan primer tümör–TSD ayrımında SGY ve rPY etkinlik göstermektedir. Kontrastlanan patolojilerin ayrımında bu iki parametre önemli ölçüde etkinlik göstermesine karşın, en fazla etkinliği rSKH göstermektedir. 3T DSK-PG'den elde edilen parametrelerin lezyon karakterine göre doğru seçimi ile daha yüksek doğrulukta tanısal başarı sağlanabilir.

Özet (Çeviri)

The non-invasive characterization of intraparenchymal tumors (IPT) and treatment-related changes (TRC) in the central nervous system through imaging is critically important for accurate diagnosis, determination of appropriate treatment methods and evaluation of treatment success. The aim of our study was to evaluate the effectiveness of the relative cerebral blood volume (rCBV), percentage signal intensity recovery (PSR) and relative peak height (rPH) obtained from dynamic susceptibility contrast perfusion imaging (DSC-PI) using a 3T MRI system in the characterization and differentiation of IPT and TRC. A total of 204 patients who underwent 3T DSC-PI for IPT and TRC were included in the study retrospectively. Tumor cases were classified based on histopathological results into low-grade gliomas, high-grade gliomas, metastases and lymphomas. For contrast-enhancing lesions, regions of interest (ROIs) were obtained from the contrast-enhancing tissue and peritumoral areas. For non-enhancing tumors, ROIs were obtained from regions observed as infiltrative edema. From these ROIs, the values of rPH, PSR and rCBV were obtained. The effectiveness of these parameters in distinguishing tumor categories was evaluated. Significant differences were observed in tumoral PSR, rCBV and rPH values among contrast-enhancing lesions. Among these lesions, rCBV demonstrated the best performance in differentiating the categories. For non- enhancing lesions, PSR and rPH values showed significant differences. Using the perfusion parameters in combination, TRC and lymphoma groups were significantly differentiated from each other and from all other subgroups. In conclusion, PSR, rPH and rCBV obtained from 3T DSC-PI demonstrate high diagnostic accuracy in the characterization and differentiation of IPT and TRC. PSR and rPH are effective in differentiating non-enhancing primary tumors from TRC. Although these two parameters significantly effective in the differentiation of contrast-enhancing pathologies, rCBV shows the highest effectiveness. Selecting the appropriate parameters based on lesion characteristics obtained from 3T DSC-PI can achieve higher diagnostic accuracy.

Benzer Tezler

  1. Pankreatitli olgularda kantitatif manyetik rezonans ölçümlerinin tanıya katkısının değerlendirmesi

    Evaluation of the contribution of quantitative magnetic resonance measurements to diagnosis in patients with pancreatitis

    SERKAN SEVGİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Radyoloji ve Nükleer Tıpİnönü Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYŞEGÜL KAHRAMAN

  2. Prostat kanseri lehine pozitif muayene ve laboratuar bulgulu hastalarda dinamik manyetik rezonans görüntüleme ve biyopsi sonuçlarının karşılaştırılması

    Comparison of magnetic resonance imaging findings and biopsy results in patients with positive physical examination and laboratory findings in favor of prostate cancer

    DERYA KARAPINAR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Radyoloji ve Nükleer TıpBülent Ecevit Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. ÖMER YAZGAN

  3. A 600W on-coil class-E RF power amplifier array with dynamic phase control for 3T MRI

    3T MRG için dinamik faz kontrolü özellikli bobin-üzeri 600W E-sınıfı güç yükselteci dizisi

    ABDULLAH ERKAM ARSLAN

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2022

    Elektrik ve Elektronik Mühendisliğiİhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi

    Elektrik-Elektronik Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ERGİN ATALAR

  4. Dinamik kontrastlı meme manyetik rezonans görüntülemede halkasal kontrastlanan lezyonların radyolojik bulgularının lezyon tanısındaki rolü

    The role of radiological findings of rim enhancing lesions in dynamic contrast-enhanced breast magnetic resonance imaging in lesion diagnosis

    UMUR GÖRÜCÜ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Radyoloji ve Nükleer TıpSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ LEMAN GÜNBEY KARABEKMEZ

  5. Çoklu ipucu olasılıksal öğrenme görevi sırasındaki nöral yapıların graf analizleri

    Graph analyses of the neural structures during multipl-CUE probability learning task

    GÖZDE KIZILATEŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    PsikolojiEge Üniversitesi

    Sinir Bilimi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALİ SAFFET GÖNÜL