Geri Dön

Uterus manipülatör kullanımına bağlı vajinal laserasyonlara vajinal lubrikant jelin etkisi

Effect of vaginal lubricant gel on vaginal lacerations due to uterine manipulator use

  1. Tez No: 937537
  2. Yazar: ALPER SOLMAZ
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. AYÇA NAZLI AKAR
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
  6. Anahtar Kelimeler: Total laparoskopik histerektomi, uterin manipülatör, RUMI-II uterin manipülatör, lubrikant jel, vajinal laserasyon, Total laparoscopic hysterectomy, uterine manipulator, RUMI-II uterine manipulator, lubricant gel, vaginal laceration
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: İzmir Tepecik Eğt. ve Arş. Hast.
  11. Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 94

Özet

Giriş ve Amaç: Uterin manipülatör (UM), Total Laproskopik Histerektomide (TLH) uterusa hareket serbestliği kazandıran ve pelvik anatomiye daha iyi hâkim olunmasını sağlayan bir cerrahi yardımcı aparattır. Ancak TLH sırasında gerek çıkartılacak materyalin boyutu gerekse UM'ün kendisi, vajinal/perineal laserasyon (VPL) meydana getirebilmektedir. UM ve vajene jel uygulaması ile bu laserasyonların azalıp azalmadığına dair literatürde bir çalışma bulunmamaktdır. Ayrıca jinekolojik VPL ait, obsterik sınıflamadan ayrı bir derecelendirme sistemi de bulunmamaktadır. Bu çalışmada amaç, TLH operasyonunda UM ve vajene jel uygulamasının VPL üzerindeki etkisini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Çalışma Ağustos 2024-Şubat 2025 tarihleri arasında İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğinde gerçekleşmiştir. Retrospektif gözlemsel kohort çalışması olarak tasarlanmıştır. Çalışmada RUMI-II UM kullanılmıştır. Jinekolojik VPL için bir sınıflama sistemi oluşturulmuştur. Çalışmaya dahil edilen hastaların sosyo-demografik, medikal ve per-operatif verileri hastane veri kayıt sisteminden retrospektif olarak tarandı ve jel uygulamasının VPL üzerindeki etkileri değerlendirildi. Bulgular: Çalışmaya örneklem büyüklüğü hesabına göre her grupta minimum 88 olmak üzere toplam 176 hasta dahil edildi. Toplam VPL oranları; birinci derece %10.2, ikinci derece %5.7 ve üçüncü derece %0.6 olup toplam laserasyon oranı %16.5 olarak saptanmıştır. Dördüncü derece laserasyon izlenmedi. Jel uygulanan (%6.8) ve uygulanmayan (%20.4) gruplar arasında ise laserasyon oranı istatistiksel anlamlı düzeyde farklılık göstermiştir (p=0.001). VPL'lerin gelişimini öngörücü faktörler uterusun boyutu, myomun maksimum çapı ve uterus ağılığı olarak saptandı. Bu faktörlere ait ROC eğrileri yapıldığında kesme değerleri jel uygulandığında ve uygulanmadığında kesme değerleri (eğri altında kalan alan (AUC) [duyarlılık-seçicilik]), sırasıyla; uterus hacmi için >897.7 cm3 (AUC;0.990 [100-98.78])->367.5 cm3 (AUC; 0.844 [73.91-84.62]), myomun maksimum çapı için >69 mm (AUC; 0.960 [100-88.10])->32 mm (AUC; 0.818 [77.78-71.43]) ve uterus ağırlığı için >334 gram (AUC; 0.976 [100-93.90])->185 gram (AUC; 0.883 [78.26-84.62]) olarak saptandı. VPL saptanan hastalarda epizyotomi skarı varlığı laserasyon izlenmeyen hastalara göre istatistiksel anlamlı düzeyde daha yüksekti sırasıyla; %65.5 (19/29)-%42.9 (63/147), p=0.025. Laserasyon gelişen (%20.7) ve gelişmeyen (%55.8) hastalar arasında jel kullanım oranı ise yine istatistiksel anlamlı farklılık gösterdi (p=0.001). Sonuç: TLH operasyonunda UM kullanımı ile meydana gelen laserasyonlar manipülatör ve vajene jel uygulaması ile istatistiksel anlamlı düzeyde azaldığı saptanmış ve çalışmamız bu konuyu ele alan literatürdeki ilk çalışma olmuştur. VPL'lerin gelişimini öngörücü faktörler uterusun boyutu, myomun maksimum çapı ve uterus ağılığı olarak saptanmıştır. Çalışmamız bu bağlamda TLH operasyonlarında UM'ye bağlı laserasyon varlığını değerlerndiren literatürdeki ikinci ve en büyük örneklem büyüklüğüne sahip çalışma özelliğini de göstermektedir. Ayrıca literatürde ilk defa jinekolojik travmalara bağlı VPL sınıflaması tarafımızca yapılmış ve bu derecelendirme ile obstetrik travmalardan farklı bir etyoloji ve yapıya sahip jinekolojik VPL standardizasyonu sağlanmıştır. Jel uygulaması ile çıkarılan materyalin, vajen ve perinede laserasyon meydana getirebilecek bu faktörler istatistiksel anlamlı düzeyde artmaktadır. Bu durum, jel uygulaması ile çok daha büyük ve ağır uterus ya da myomların laserasyon meydana gelmeden vajenden çıkartılabileceği anlamı taşımaktadır. Vajinal ve perineal laserasyonda epizyotomi varlığı da istatistiksel anlamlı düzeyde daha yüksek saptanmıştır. Bu bulguları desteklemek ve geliştirdiğimiz sınıflama sistemi ile hem uterin manipülatör kullanımına bağlı hem de diğer jinekolojik nedenelere bağlı travmaların standardize edildiği ve jel kullanımının etkisinin değerlendirildiği daha geniş örneklem büyüklüğüne sahip prospektif randomize kontrollü çalışmlara ihtiyaç vardır.

Özet (Çeviri)

Introduction and Aim: The uterine manipulator (UM) is a surgical aid in Total Laproscopic Hysterectomy (TLH) that provides freedom of movement to the uterus and better control of the pelvic anatomy. However, during TLH, both the size of the material to be removed and the UM itself may cause vaginal/perineal laceration (VPL). There is no study in the literature on whether these lacerations are reduced with the application of gel to the UM and vagina. In addition, there is no grading system for gynecologic VPL separate from the obsteric classification. The aim of this study was to evaluate the effect of UM and vaginal gel application on VPL in TLH operation. Materials and Methods: The study was conducted between August 2024 and February 2025 in the Gynecology and Obstetrics Clinic of Izmir Tepecik Training and Research Hospital. It was designed as a retrospective observational cohort study. RUMI-II UM was used in the study. A classification system for gynecologic VPL was created. Socio-demographic, medical and per-operative data of the patients included in the study were retrospectively reviewed from the hospital data recording system and the effects of gel application on VPL were evaluated. Results: A total of 176 patients were included in the study, with a minimum of 88 in each group according to the sample size calculation. Total VPL rates were as follows: first degree 10.2%, second degree 5.7%, third degree 0.6% and total laceration rate 16.5%. Fourth degree laceration was not observed. There was a statistically significant difference in the laceration rate between the gel-applied (6.8%) and non-applied (20.4%) groups (p=0.001). The predictive factors for the development of VPLs were uterine size, maximum diameter of myoma and uterine weight. When ROC curves were made for these factors, the cut-off values (area under the curve (AUC) [sensitivity-selectivity]) with and without gel application were >897.7 cm3 for uterine volume (AUC;0.990 [100-98. 78])->367.5 cm3 (AUC; 0.844 [73.91-84.62]), >69 mm (AUC; 0.960 [100-88.10])->32 mm (AUC; 0.818 [77.78-71.43]) and >334 grams (AUC; 0.976 [100-93.90])->185 grams (AUC; 0.883 [78.26-84.62]) for uterine weight, respectively. The presence of episiotomy scar was statistically significantly higher in patients with vaginal laceration than in patients without laceration; 65.5% (19/29)-42.9% (63/147), p=0.025. The rate of gel use between patients with (20.7%) and without (55.8%) laceration was also statistically significantly different (p=0.001). Conclusion: The lacerations occurring with the use of UM in TLH operation were found to be statistically significantly reduced with the application of gel to the manipulator and vagina and our study was the first study in the literature to address this issue. The predictive factors for the development of VPLs were found to be uterine size, maximum diameter of fibroids and uterine weight. In this context, our study is the second study in the literature evaluating the presence of UM-induced lacerations in TLH operations and the study with the largest sample size. In addition, for the first time in the literature, a classification of VPLs due to gynecologic trauma was made by us and with this grading, standardization of gynecologic VPLs, which have a different etiology and structure than obstetric trauma, was provided. These factors that may cause lacerations in the vagina and perineum are statistically significantly increased by the material removed with gel application. This means that much larger and heavier uterus or fibroids can be removed from the vagina without laceration with gel application. The presence of episiotomy was also statistically significantly higher in vaginal and perineal lacerations. Prospective randomized controlled trials with a larger sample size are needed to support these findings and to standardize trauma due to uterine manipulator use and other gynecologic causes with the classification system we developed and to evaluate the effect of gel use.

Benzer Tezler

  1. Uterin manipülatör kullanımının endometrium kanseri olgularında peritoneal sitoloji pozitifliği ve sağ kalım üzerine etkisi

    The impact of uterine manipulator use on peritoneal cytology positivity and survival in cases of endometrial cancer

    CEREN GERÇEK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bakanlığı

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. VAKKAS KORKMAZ

  2. Robotik asiste histerektomi ve laparoskopik histerektomi sonuçlarının karşılaştırılması

    Robot-assisted hysterectomy vs total laparoscopichysterectomy: A comparison of short-termsurgical outcomes

    FATİH ŞANLIKAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bakanlığı

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AHMET GÖÇMEN

  3. Vcare ve mangeshikar uterin manipülatörlerin total laparoskopik histerektomideki etkinliklerinin kıyaslanması

    Comparison of efficacy of vcare and mangeshikar uterine manipulators used in total laparoscopic hysterectomy

    AYSEL NALÇAKAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ÖMER LÜTFİ TAPISIZ

  4. Developing a new uterine manipulator (Transvaginal uterus amputation device) for Total Laparoscopic Hysterectomies in gynecological surgeries

    Jinekolojik operasyonlarda Total Laparoskopik Histerektomi operasyonları için yeni bir uterus manipulatörü (Transvajinal uterus ampütasyon cihazı) geliştirilmesi

    SERKAN DİKİCİ

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2016

    Biyomühendislikİzmir Katip Çelebi Üniversitesi

    Biyomedikal Teknolojiler Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. HAKAN OFLAZ

  5. Laparoskopik histerektomide uterus manipülasyonunda abdominal yoldan uygulanan boztosun yöntemi ile vajinal uygulanan(vcare uterin manipülatör) manipülasyonun karşılaştırılması

    Vaginally applied (vcare uterine manipulator) with abdominally applied boztosun method for uterine manipulation in laparoscopic hysterectomy comparing manipulation

    İSMAİL ÇELİK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Kadın Hastalıkları ve DoğumAkdeniz Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ABDULLAH BOZTOSUN