Kitle iletişim araçlarının uluslararası sorumluluğu ve iletişim ahlak kuralları
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 9377
- Danışmanlar: PROF. DR. KAYIHAN İÇEL
- Tez Türü: Doktora
- Konular: İletişim Bilimleri, Communication Sciences
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1990
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 471
Özet
Çalışmamızın Birinci Bölüm 'ünde, iletişim kuramları çerçevesinde iletişime atfedilen işlevler gözden geçirilerek, onun siyasal fonksiyonu üzerinde durulmakta ve kitle iletişim araçlarının sosyal bir süreçte faa liyet gösteren ve siyasal ve toplumsal bakımlardan yükümlülükler taşıyan bir meslek olduğu vurgulanmaktadır. Sosyal Sorumluluk teorisinin kökenle ri üzerinde durularak, bunun liberal basın teorisinin bir türevi olduğu ve kitle iletişim araçlarında görülen tekelleşme eğilimlerinin ortaya çıkmasına; ve liberal teorinin öngördüğü özgür iradeye, serbest işleyen arz ve talep koşullarının yarattığı piyasa koşulları ve çoğulculuğa ve çalışanlar açısından da akit serbestisine dayanan sisteme duyulan güvenin sorgulanmaya başlanmasına paralel olarak oluşan bir kuram olduğu anlatıl maktadır. Artık, doğal hukuk ve klâsik liberalist anlayış, idealist-ras- yonalist tutumundan ödünler vermek ve sosyal gerçeklerin önemini gözönün- de tutmak ihtiyacını hissetmiştir. Tepki olarak ortaya çıkan tedbirlerden bir tanesi, sosyal sorumluluk anlayışının ve bunun doğal sonucu olan, iletişimi düzenleyen birtakım kuralların, basın konseylerinin, anti-tröst yasaların ve devletin aldığı diğer bazı tedbirlerin gündeme gelmesidir. İletişim meslek kuruluşlarında çalışanların, mesleksel standardlarınm, öz-denetim esasları çerçevesinde oluşturulması da bunun bir parçası ola rak düşünülmektedir. İkinci Bölümde gördüğümüz gibi, genelde ulusal sınırlar içindeki iletişim için öngörülen klâsik iletişim ahlâk kuralları, aşırı teknik ve bireysel ahlâk meselesine ağırlık veren yaklaşımları dolayısıyla gerek ulusal gerekse sınırlar-ötesi iletişimin ihtiyaçlarına cevap vermekten uzak kalmaktadır. Bunlar, genelde liberalist basın teorisinin etkisi al tında oluşan ve sosyal sorumluluk anlayışının gereklerini de yeterince yansıtmayan kurallardır. Mevcut ahlâk kuralları, meseleyi, gazetecinin bireysel ahlâk ve sorumluluk anlayışına indirgeyerek, onun içinde çalış tığı kurumsal ve toplumsal baskılar ve sınırlamalar dikkate alınmamakta dır. Mevcut kurallar, gazeteciliğin sosyal, ekonomik ve siyasal çevre ve koşulların etkisi altında faaliyet gösteren bir meslek olduğunu gözönünde bulundurmayarak, gazetecilere bir takım sorumluluklar yüklemekte, fakat- 458 - onları çalıştıkları kuruma, işverenlerine ve siyasal otoriteye karşı ko ruyacak hakları ihmal etmektedir. Bunlar, uluslararası iletişimi düzen leyebilme konusunda da yetersiz kalmaktadır. Üçüncü Bölüm' de görüldüğü gibi, iletişim teknolojisinde meydana gelen büyük gelişmeler, bir yandan, kitle iletişim araçlarının büyük ser maye elinde toplanarak tekelleşme eğilimlerini hızlandırmış, diğer taraf tan da dünyayı küçülterek iletişim imkânlarının dünya çapında örgütlendi ği hızlı, etkili, fakat dikey işleyen bir haberleşme modelini ortaya çı karmıştır. Dünya ekonomisinin giderek birbirine daha bağımlı hale gelme si, ekonomik ve siyasal ilişkilerin sağlıklı bir haberleşmeyi zorunlu kıl ması ve iletişimin ulusal kalkınma, sosyal gelişme ve kültürel egemenliğin sağlanması yönünde önemli etkilerinin bulunduğunun anlaşılması, kitle iletişim araçlarının stratejik bir öneme kavuşması sonucunu doğurmuş ve bu araçların mülkiyeti, kontrolü ve içeriği üzerindeki tartışmayı ve mü cadeleyi de arttırmıştır. İkinci Dünya Savaşı 'nı takip eden yıllarda bir taraftan Sosyalist ülkelerin güçlenmesi, diğer taraftan bağımsızlığına yeni kavuşan eski-sömürge ülkelerin Üçüncü Dünya blokunu oluşturarak dün ya siyasetinde ağırlıklarını duyurmaları dünya dengelerinde yeni bir ya pılanmaya yol açmış, bu durum, iletişim teorilerinde de yeni fikirler or taya çıkarmıştır. İkinci Dünya Savaşı sonrasında oluşan ve Batı'nın si yasal ağırlığını yansıtan uluslararası teşkilâtlanma yapısı içinde, libe- ralist ve doğal hukukçu iletişim teorisine dayanan ve mutlak anlamdaki bir haberleşme özgürlüğünü ifade eden“Özgür haber dolaşımı”doktrini, Sosyalist blok ve Üçüncü Dünya ülkeleri tarafından sorgulanmaya başlan mış ve bir“Yeni Evrensel Haberleşme ve İletişim Düzeni”arayışı başla mıştır. Bu ülkelere göre, klâsik liberal anlayışa dayanan iletişim özgür lüğü kavramı artık ihtiyaca cevap vermekten uzaktır; ve ideoloji ile sos yal realitenin uzlaştırılması gerekmektedir. Çünkü, düzenlenmemiş mutlak bir özgürlük, dev iletişim şirketlerinin ve büyük devletlerin hakim ol duğu statükonun korunmasına hizmet etmekte ve bunların, gelişmekte olan ülkeler aleyhine daha da güçlenmesine sebep olmaktadır. Dolayısıyla ger çek bir özgürlük, ancak bu tekelin kırılması ve bu kuruluşların güçleri nin sınırlanması ile mümkün olacaktır. Bu anlayışın doğal bir sonucu ola rak klâsik insan haklarında da bir anlayış değişikliği ortaya çıkarak, insan haklarının sınırlarının ulusal ve toplumsal hakları da kapsayacak- 459 - şekilde genişlediğini ve“uluslararası iletişimin demokratikleşmesi”,“özgür ve dengeli haber akışı”,“iletişim hakkı”ve“iletişim egemenliği”gibi kavramların ortaya çıktığını görüyoruz. Özellikle 1970' li yıllardan sonra, uluslararası iletişimi bir sorumluluk sistemine bağlamaya yönelik hukukî ve deontolojik (Ahlâki) düzenlemelere ağırlık verildiğini ve bu çalışmaların yeni bir hukuk dalının - Uluslararası iletişim hukukunun - ortaya çıkmaya başlamasına yol açtığını belirtiyoruz. Bu yeni kuralların, her geçen gün daha fazla sayıda ülkenin benimsediği bir başlangıç süreci ni yaşadığını, fakat bunların, halen yürürlükte olan ve liberalist felse feyi yansıtan“özgür haber dolaşımı”ya da, herhangi bir“kalite kontro lü”olmaksızın iletişimde mutlak özgürlüğü savunan uluslararası hukuk yaklaşımını tamamen ortadan kaldırarak genel-kabul görmüş yaygın hukuk kuralı haline dönüşemediğini de vurguluyoruz. Bu çalışmalara paralel ola rak yürütülen bir başka çalışma ise, iletişim meslek mensupları tarafın dan, uluslararası sorumluluk anlayışında meydana gelen yeni gelişmeleri de ağırlıklı olarak gözönünde bulunduran, tavsiye niteliğinde olacak bir uluslararası iletişim ahlâk yasasının oluşturulması meselesidir. Dördüncü Bölüm 'de, uluslararası hukukta iletişime ilişkin oluşan standardları ve buna paralel olarak yürütülen uluslararası iletişim ahlâk yasası oluşturma çabalarını ayrıntılı olarak ele alıyoruz. Uluslararası toplumun, ulusal devletlerden oluşan bir toplum olduğunu gözönünde bulun durarak, uluslararası soumluluklara ilişkin düzenlemelerin öncelikle ulu sal düzeylerde benimsenmesi gerektiğini ve bunların evrensel düzeyde yay- gınlaşarak uygulanmasının ulusal toplumlar tarafından benimsenmesiyle mümkün olduğunu düşünerek, bu kuralların ulusal ve bölgesel iletişim ah lâk yasalarındaki temsil biçimi ve oranını Beşinci Bölüm' de inceliyoruz. Bu arada, uluslararası bazı iletişim meslek kuruluşlarının da iletişim ahlâkına ilişkin kurallarına bir göz atıyoruz. Vardığımız sonuç, uluslar arası sorumluluklara ilişkin kuralların, Batılı ülkelerin iletişim ahlâk standardlarında en düşük oranda temsil edilmesine rağmen, bu kuralları Batı 'da da benimseyen ülke ve kişilerin sayılarının hızla artmakta oldu ğu; Sosyalist ve Üçüncü Dünya' ya mensup ülkelerin ise birçoğunda, gerek hukuki gerek meslek ahlâkı düzeylerinde, uluslararası sorumluluklara ilişkin düzenlemelere ağırlıklı olarak yer verildiği yönündedir.- 460 - Türkiye'de ise, iletişim meslek ahlakx düzeyinde, uluslararası sorumlu luklar konusunun tamamen ihmal edilmiş olduğunu söyleyebiliriz. Sonuç itibarıyla, herbiri belirli bir ülkeye mensup kitle iletişim araçlarının ve gazetecilerin, toplumsal, ulusal ve kurumsal sınırlamalar, baskılar ve etkiler altında çalışmaları sebebiyle, toplumsal yükümlülük lerden arınmış bir iletişim sürecinin düşünülemeyeceği ve uluslararası iletişime ilişkin soumlulukların siyasal tercihlere dayanan yorumlara açık olması sebebiyle, evrensel düzeyde uygulanacak bir iletişim ahlâk yasasının uygulanabilme şansının az olduğunu; fakat uluslararası sorumlu lukların sınırlarını çizen temel bir çerçevenin oluşturulması açısından böyle bir ahlâk yasasının meslek mensupları tarafından meydana getirile- rek kabul edilmesi gerektiği vurguluyoruz. Gerek uluslararası sorumluluk lara ilişkin siyasal yanı ağır basan kurallar, gerekse uzun yıllar boyu meslek bünyesinde oluşan teknik ve pratik ihtiyaçlar için öngörülen ahlâk ve davranış kurallarının bir bileşiminden oluşacak bu uluslararası ahlâk yasasının, asgari ölçülerde uygulandığı takdirde bile uluslararası ileti şimin içeriğinde bir kalite yükselmesine sebep olacağı fikrini savunuyo ruz. tftjfcseköğsf©tîm IwtfB Bokûmantasyoa Merksal
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Çocukların görsel-işitsel kitle iletişim araçlarına karşı korunması
Protection of children against audio-visual mass media
SELAY KÖROĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Radyo-TelevizyonGazi ÜniversitesiRadyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AHMET ÇİFTCİ
- Basın özgürlüğünü tehdit eden unsurların ekonomik, hukuki ve uluslararası boyutunun incelenmesi ve çözüm önerileri
Başlık çevirisi yok
RIZA KADILAR
- Basının kamuoyu oluşumundaki etkisine bir örnek olay: Türkiye'nin NATO üyeliği süreci
An example to the effect of press on the formation of public opinion: Turkey's NATO membership process
AYLİN SEVİNKOŞ
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
GazetecilikSelçuk ÜniversitesiGazetecilik Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ABDULKADİR GÖLCÜ
- Benetton'un global pazarlama yöntemi ve reklam politikası (inceleme)
Başlık çevirisi yok
YEŞİM ULUSU
Yüksek Lisans
Türkçe
1997
ReklamcılıkMarmara ÜniversitesiReklamcılık Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ÇEVİK URAZ
- Olağanüstü durumlarda evrensel hukuk normları çerçevesinde medyanın sosyal sorumluluk anlayışı
Social responsibility approach of media within the frame of universal law norms in exceptional circumstances
ALPER ÖZGEN
Yüksek Lisans
Türkçe
2016
Radyo-TelevizyonAtatürk ÜniversitesiRadyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. ABDULKADİR ATİK