Geri Dön

Kompleks kardiyak cerrahi yapılan düşük ejeksiyon fraksiyonlu hastalarda del nido ve kan kardiyoplejinin erken dönem sonuçlarının karşılaştırılması

Comparison of early outcomes of del nido cardioplegia versus blood cardioplegia in patients with low ejection fraction undergoing complex cardiac surgery

  1. Tez No: 939781
  2. Yazar: MEHMET ALİ DALA
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. SAFA GÖDE
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi, Thoracic and Cardiovascular Surgery
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: İstanbul Mehmet Akif Ersoy Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğt. ve Arş. Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 72

Özet

Amaç: Kardiyopulmoner bypas (KPB) eşliğinde yapılan kalp cerrahisi sırasında yeterli miyokardiyal korumanın sağlanması, özellikle postoperatif dönemde kardiyak fonksiyonların korunması, morbidite ve mortalitenin en aza indirilmesi açısından hayati öneme sahiptir. Bu önem, preoperatif ejeksiyon fraksiyonu (EF) düşük, uzun süreli cerrahi prosedürler gerektiren yüksek riskli hastalarda katlanarak artmaktadır. Bu hasta grubunun miyokardı, iskemi-reperfüzyon (I/R) hasarına karşı daha savunmasızdır ve yetersiz koruma yıkıcı sonuçlara yol açabilir. Del Nido kardiyoplejisinin (DNK) özellikle I/R hasarının anahtar mekanizmalarından olan intraselüler sodyum ve kalsiyum birikimini azaltarak, uygulama kolaylığı sağlayarak, fonksiyonel rezervi azalmış miyokard dokusunda ve uzun kros klemp süreleri beklenen kompleks cerrahilerde potansiyel avantajlar sunabileceği düşünülmektedir. Bu bilgiler ışığında, çalışmamızın temel amacı; düşük EF'li ve yüksek riskli zorlu hasta popülasyonunda, DNK'nın miyokardiyal koruma güvenliği açısından, yaygın olarak kullanılan standart izotermik kan kardiyoplejisi ile karşılaştırmasıdır. Tez çalışmamız, DNK'nın bu kritik hasta grubunda geleneksel yönteme güvenli bir alternatif olup olmadığını belirlemeyi hedeflemektedir. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya Ocak 2024 - Şubat 2025 tarihleri arasında kliniğimizde kompleks kardiyak cerrahi (örn: koroner arter bypass greftleme (KABG) ile kombine kapak cerrahisi, çoklu kapak replasmanı/tamiri vb.) uygulanan, preoperatif düşük EF'li ve ortalama EuroSCORE II değeri her grup için 6.2 ve 7.04 olan toplam 73 hasta dahil edildi. Hastalar kullanılan kardiyopleji solüsyonuna göre iki gruba ayrıldı: Del Nido kardiyoplejisi (n=34) ve kan kardiyoplejisi (Kan Grubu, n=39). Grupların demografik verileri, preoperatif klinik özellikleri, cerrahi bilgileri (kros klemp süresi, KPB süresi vb.) ve postoperatif erken dönem güvenlik verileri (mortalite, morbidite oranları, troponin T (TnT) düzeyleri, yoğun bakım ve hastane kalış süreleri vb.) kaydedildi ve karşılaştırıldı. Bulgular: Çalışmada bulunan iki gruptaki hastaların yaş, cinsiyet, komorbidite ve preoperatif EuroSCORE II gibi temel demografik ve klinik özellikleri açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadı (p>0.05). Postoperatif 30 günlük takiplerinde postoperatif 2. saat ve 24. saat TnT seviyeleri, mekanik ventilasyon süresi, yoğun bakım ünitesinde ve hastanede kalış süreleri gibi temel güvenlik göstergeleri açısından DN Grubu ile Kan Grubu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık saptanmadı (p>0.05). Kan grubunda 30 günlük kardiyak nedenli mortalite(p=0.012) postoperatif 24. saatte Vasoactive Inotropic Score (VIS) değerleri (p=0.024), mekanik destek cihazı ihtiyacı (p=0.004) ve AF gelişme sıklığı (p=0.05) anlamlı olarak yüksek çıktı. Sonuç: Kompleks kardiyak cerrahi yapılan düşük EF'li yüksek riskli hastalarda DNK'nın, geleneksel kan kardiyoplejisi kadar güvenli bir miyokardiyal koruma sağladığı gözlemlenmiştir. Bu bulgu, DNK'nın bu zorlu hasta popülasyonunda güvenilir bir alternatif olabileceğini düşündürmektedir.

Özet (Çeviri)

Objective: Providing adequate myocardial protection during cardiac surgery involving cardiopulmonary bypass (CPB) is crucial for preserving postoperative cardiac function and minimizing morbidity and mortality. This importance is significantly amplified in high-risk patients with low preoperative ejection fraction (EF) requiring complex, and often prolonged, surgical procedures. The myocardium in this patient group is more vulnerable to ischemia-reperfusion (I/R) injury, and suboptimal protection can lead to devastating outcomes. Del Nido (DN) cardioplegia is hypothesized to offer potential advantages, particularly by reducing intracellular sodium and calcium accumulation—key mechanisms of I/R injury—offering ease of administration, and potentially benefiting myocardial tissue with reduced functional reserve and in complex surgeries anticipating long cross-clamp times. In light of this, the primary objective of our study was to evaluate the myocardial protection safety of Del Nido cardioplegia compared to standard isothermic blood cardioplegia in this challenging population of low EF, high-risk patients. Our thesis aimed to determine whether DN cardioplegia is a safe alternative to the traditional method in this critical patient group. Materials and Methods: Total of 73 patients with low preoperative EF undergoing complex cardiac surgery (e.g., combined coronary artery bypass grafting and valve surgery, multiple valve replacement/repair) at our clinic between January 2024 and February 2025 were included in this study. The mean EuroSCORE II values were 6.2 and 7.04 for the respective groups. Patients were divided into two groups based on the cardioplegia solution used: Del Nido cardioplegia (DN Group, n=34) and isothermic blood cardioplegia (Blood Group, n=39). Demographic data, preoperative clinical characteristics, surgical information (cross-clamp time, CPB time, etc.), and postoperative early safety data (mortality, major morbidity rates, TnT levels, ICU and hospital lengths of stay, etc.) were recorded and compared between the groups. Results: There were no statistically significant differences (p>0.05) between the two groups (DN Group and Blood Group) regarding baseline demographic and clinical characteristics, including age, gender, comorbidities, and preoperative EuroSCORE II values. In the postoperative 30-day follow-up, key safety indicators such as the incidence of , TnT levels at 2 hours and 24 hours postoperatively, duration of mechanical ventilation, and lengths of stay in the intensive care unit and hospital did not differ significantly between the DN Group and the Blood Group (p>0.05). However, 30-day cardiac mortality(p=0.012), the Vasoactive Inotropic Score (VIS) value at 24 hours postoperatively (p=0.024) and atrial fibrillation (p=0.05) and need for Mechanical circulatory support devices (p=0.004) were statistically significantly higher in the blood group. Conclusion: Del Nido cardioplegia was observed to provide myocardial protection as safe as traditional blood cardioplegia in low ejection fraction, high-risk patients undergoing complex cardiac surgery. This finding suggests that Del Nido cardioplegia can be a reliable alternative in this challenging patient population.

Benzer Tezler

  1. Ratlarda oluşturulan tip 2 diyabet sonrası diş çekim soketlerinin Del-1 ve IL-17 proteinleri açısından immunohistokimyasal olarak değerlendirilmesi ve kemik iyileşmesinin mikro-BT ile incelenmesi

    Immunohistochemical evaluation of the tooth extraction sites in terms of del-1 and IL-17 proteins after experimental type 2 diabetes and investigation of bone healing by micro-CT

    KÜBRA GÜLER

    Diş Hekimliği Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Diş HekimliğiSivas Cumhuriyet Üniversitesi

    Periodontoloji Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ EMİNE PİRİM GÖRGÜN

  2. Konjenital kardiyak cerrahi sonrasında myokard hasarının belirlenmesinde troponin T nin rolü ve prognozdaki önemi

    The role troponin T for determination of mycardial I injury and its impertance on the prognosis after congenital cardiac surgery

    SEHER KARAFAKI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2003

    Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisiİstanbul Üniversitesi

    Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ENVER DAYIOĞLU

  3. Arteriyel switch operasyonu yapılan yenidoğanlarda profilaktik veya erken periton diyalizi uygulamasının sonuçları

    Outcomes of prophylactic or early peritoneal dialysis use in neonates undergoing arterial switch operation

    EMİNE ALEYNA EROĞLU POLAT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    PROF. İSMİHAN SELEN ONAN

  4. Prenatal dönemde fetal ekokardiyografi ile doğumsal kalp hastalıkları ve fetal disritmilerin değerlendirilmesi ve postnatal sonuçlar ile karşılaştırılması: 10 yıllık tekmerkezli retrospektif araştırma

    The evaluation of congenital heart diseases, fetaldisrhythmias in the prenatal period and comparison ofthe postnatal results with fetal echocardiography: 10-year single-center retrospective research

    GİZEM EZGİ ŞEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıBursa Uludağ Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÖZLEM MEHTAP BOSTAN

  5. Romatizmal mitral kapak hastalarında kapak repaır ve replasman tekniklerinin erken ve geç dönem karşılaştırılmalı sonuçları

    Comparative early and late term results of mitral valve repair and replacement techniques for the rheumatic mitral valve disease

    ŞEBNEM ALBEYOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2002

    Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiSağlık Bakanlığı

    Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ERGİN EMİN EREN