Geri Dön

Mütekaddimîn dönemi Eş'arî Kelâmında yöntem

Methodology in al-Mutaqaddimin period Ash'ari Theology

  1. Tez No: 940759
  2. Yazar: ZÜBEYİR ÜÇTAŞ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. FARUK SANCAR
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Din, Religion
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ondokuz Mayıs Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 260

Özet

Erken dönemde bir nevi nasları yorumlama ve anlama faaliyeti olarak ortaya çıkan İslâm kelâmı, fetihlerle birlikte Müslümanların hakimiyet alanlarının genişlemesi ve neticesinde farklı dil, din, ırk ve kültürlerle etkileşim gibi birçok etkenden dolayı hem daha teorik bir yapıya kavuşmuş hem de yöntemsel anlamda bir dönüşüm geçirmiştir. İslâm inancını daha ziyade dışa dönük olarak ispat ve müdafaayı amaçlayan Mutezile eliyle gerçekleşen bu yöntemsel dönüşüm, yine Müslümanların kendi içerisinden bir direnç ve tepkiyle karşılaşmıştır. Bu direnç ve tepki, yaşanan birtakım olaylar neticesinde giderek derinleşse de zamanın ilerlemesine paralel olarak ortaya çıkan yeni ihtiyaçlar, kelâma karşı son derece olumsuz bir tavır takınan muhafazakâr Ashâbü'l-hadîs kesimi içerisinde bir kırılmaya sebep olmuştur. Bu kırılma, özellikle inanç konularında spekülatif akıl yürütmeyi benimseyerek kelâmî yönteme başvuran yeni yaklaşımların ve netice itibariyle de daha sistematik kurumsal yapıların ortaya çıkmasına sebebiyet vermiştir. Bu kurumsal yapıların en başında ise hiç şüphesiz Eş'arîlik gelmektedir. Hicrî IV. ve V. asırlarda Ebü'l-Hasan el-Eş'arî (ö. 324/935-36)'nin adı etrafında oluşan ve ona nispetle Eş'arîlik adıyla anılan bu kelâm ekolü, Kâdî Ebû Bekir el-Bâkıllânî (ö. 403/1013), İbn Fûrek (ö. 406/1015), Ebû İshâk el-İsferâyînî (ö. 418/1027), Abdülkâhir el-Bağdâdî (ö. 429/1037-38) ve İmâmü'l-Haremeyn el-Cüveynî (ö.478/1085) gibi güçlü kelâmcıların gayretleriyle giderek daha sistematik bir yapıya bürünmüş ve böylece teşekkülünü tamamlamıştır. Gazzâlî (ö. 505/1111)'ye kadar devam eden bu dönem, Eş'arî kelâmının mütekaddimîn dönemi olarak ifade edilmesinin yanında Eş'arîliğin klasik dönemi olarak da isimlendirilmektedir. Eş'arî düşünce, ortaya çıkışından itibaren birbirine zıt kutupları ve aykırılıkları aynı bünyede birleştiren paradoksal bir düşünce yapısı olarak ortaya çıkıp gelişmiştir. Onun bu karakteri, bir yandan ekol mensuplarının bazen birbirleriyle çelişen farklı teoriler ileri sürmelerine olanak sağlarken diğer yandan da farklı dinî-toplumsal aidiyetlere mensup kesimlerin Eş'arî düşünceyi benimsemesini kolaylaştırmıştır. Bu sebeple de Eş'arîlik kısa sürede neredeyse İslâm coğrafyasının tamamında önemli bir nüfuza sahip olan dinamik bir kelâm ekolü haline gelmiştir. Kelâmî yöntemi dönüştüren Mutezile, yöntem karşısında katı nakilci bir tavır takınan Ashâbü'l-hadîs ve bu iki kutbu bir araya getirme gayreti gösteren Küllâbîler, Eş'arîler tarafından oluşturulan bu paradoksal düşüncenin arka planını oluşturmaktadır. Bilgi teorisi, istidlâl teorisi, cedel ve te'vîl anlayışı üzerine kurulu kelâm yöntemi ise bu paradoksal düşünceye imkân veren bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır.

Özet (Çeviri)

Islamic theology, which emerged in the early period as a kind of interpretation and understanding of the scriptures, gained a more theoretical structure and underwent a methodological transformation due to many factors such as the expansion of the Muslims' sphere of dominance with the conquests and the interaction with different languages, religions, races and cultures as a result. This methodological transformation, which was carried out by the Mutazilites, who aimed to prove and defend the Islamic faith more outwardly, encountered resistance and reaction from within the Muslim community itself. Although this resistance and reaction gradually deepened as a result of certain events, the new needs that emerged in parallel with the progress of time caused a rupture within the conservative Ashâb al-hadîs, who had a very negative attitude towards theology. This rupture led to the emergence of new approaches and consequently institutional structures that resorted to the theological method by adopting speculative reasoning, especially in matters of faith. The most prominent of these institutional structures is undoubtedly Ash'arism. This theological school, which was formed around the name of Abū al-Ḥasan al-Ash'arī (d. 324/935-36) in the IVth and Vth centuries of the Hijri and was called Ash'arīism after him, was founded by Qāḍī Abū Bakr al-Bāqillānī (d. 403/1013), Ibn Fūrek (d. 406/1015), Abū Isḥāq al-Isferāyīnī (d. 418/1027), ʿAbd al-Kākāhir al-Baghdādī (d. 429/1037-38), and Imām al-Haramayn al-Juwaynī (d.478 /1085), it gradually took on a more systematic structure and thus completed its formation. This period, which lasted until al-Ghazālī (d. 505/1111), is referred to as the classical period of Ash'arite theology, as well as the mutaqaddimīn period of Ash'arite theology. Since its emergence, Ash'arite thought has emerged and developed as a paradoxical structure of thought that combines opposing poles and contradictions in the same body. On the one hand, this character of the school enabled its members to put forward different theories, sometimes contradictory to each other, and on the other hand, it facilitated the adoption of Ash'arite thought by segments belonging to different religious-social affiliations. For this reason, Ashʿarīism soon became a dynamic theological school with a significant influence in almost the entire Islamic geography. The Mutazila, which transformed the theological method, the Ashâb al-hadîs, who adopted a stct transmissionist attitude towards the method, and the al-Kullābīs, who endeavoured to bring these two poles together, constitute the background of this paradoxical thought formed by the Ashʿarites. The method of theology, which is based on the theory of knowledge, the theory of istidlâl, jadal, and the understanding of tafsīl, appears as a field that enables this paradoxical thought.

Benzer Tezler

  1. İbn Bezîze'nin el-İs'âd fî şerhi'l-İrşâd adlı eserinde Cüveynî'ye yönelttiği eleştiriler

    Ibn Bezīze's critiques of al-Juwaynī in al-Is'ād fī sharḥ al-Irshād

    FATMA NUR BARKUŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2025

    Dinİstanbul 29 Mayıs Üniversitesi

    Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ SAMİ TURAN EREL

  2. Sa'duddîn Taftâzânî'de ahlâk anlayışı

    Understanding of morality in Sa'd al-dîn al-Taftâzânî

    ABDULLAH ÇOBANOĞLU

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    DinOndokuz Mayıs Üniversitesi

    Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FETHİ KERİM KAZANÇ

  3. Mütekaddimîn dönemi Eş'arî kelâmında beşerî duyguların Allah'a nisbeti meselesi

    The problem of the ascription of human emotions to Allah (Anthropopathism) in early Ash'arism

    MEHMET EMİN GÜLEÇYÜZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Dinİstanbul 29 Mayıs Üniversitesi

    Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUSTAFA SİNANOĞLU

  4. Klasik dönem kelâmındaki insan tasavvurları günümüz yapay zekâ çalışmalarına katkıda bulunur mu? Bedenlenmiş yapay zekâ teorisi çerçevesinde bir değerlendirme

    Do human conceptions during the early period of Islamic theology (Kalâm) contribute to today's artificial general intelligence? An assessment in the context of the theory of embodied artificial intelligence

    EMİNE ACAR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    DinMarmara Üniversitesi

    Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MEHMET BULGEN

  5. Mütekaddim dönem Eş'arî kelâmında cevher anlayışı

    The understanding of substance in the Mutaqaddimîn period of Ash'arite kalām

    FATIMA AKKAYA ÖĞE

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Dinİstanbul 29 Mayıs Üniversitesi

    Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İLYAS ÇELEBİ